Jessica Chastain: Bu film beni tüketti

◊ Öncelikle Altın Küre adaylığınız için tebrikler...
- Çok teşekkür ederim. Gurur duydum. Yaptığım işe önem verip beni aday gösteren herkese teşekkür ederim...

◊ Yeni filminiz “Miss Sloane”de sert ve aynı zamanda çok cesur bir lobiciyi canlandırıyorsunuz. Neler söylemek istersiniz Elizabeth Sloane hakkında?
- Güçlü bir kadın. Hak ettiğini istemekten, aklından geçenleri söylemekten çekinmeyen bir karakter... Bu filmi yapmak için anlaştığımızda, Amerika’nın gündeminde silah taşımanın sınırlandırılması meselesi vardı. Sonra Clinton ile Trump arasındaki ilk açık oturumu hatırlıyorum; Clinton’a yapılan ilk eleştiri çok hazırlık yapmış olmasıydı. Bu yaşıma kadar herhangi bir iş için bir erkeğe “çok çalışmışsın” eleştirisi yapıldığını görmedim. Aynı işi yapan erkekler ile kadınlar arasındaki maaş farkı da ayrı mesele... Neden? Çünkü kadınlar daha az talepkar oluyor. Bence Sloane gibi karakterler çoğalmalı. Etrafımda güçlü kadınlar görmek beni mutlu ediyor.

◊ Her konuda ön hazırlık yapmayı, çalışmayı çok sevdiğinizi söylediniz. Peki bu role nasıl hazırlandınız?
- Ahhh, bu role öyle yoğun, öyle kapsamlı bir hazırlık yaptım ki! Film için lobici bir danışmanımız vardı ama erkekti. Önce onunla fikir alışverişi yaptım ama içimden bir ses kadın lobicilerle bir araya gelmemi söylüyordu. Araştırdım, Washington’da 11 ayrı kadın lobici buldum, randevuları ayarladım. Yaptıkları işlerin her detayını onlarla konuştum. Senaryoyu ilk okuduğumda makyajsız, modaya önem vermeyen hatta sürekli aynı giysileri kullanan bir kadın yaratmıştım kafamda. Ama gerçek lobicilerle buluştuktan sonra “Hayır hayır hayır” dedim.

◊ Nerede yanılmışsınız?
- Bu kadınlar çok güzel giyiniyor, hatta özel stil danışmanları var. O 11 kadından 7’si siyah oje kullanıyordu. Sonra gözlemlerimi yönetmenimizle konuştum, kamera test çekimleri yaptık.

◊ Sonuç?
- Modayı takip eden, bakımlı, sert, binaya girdiği topuk seslerinden anlaşılan, enerjisi daha odaya gelmeden hissedilen bir kadın ortaya çıktı.

ARTIK HABERLERi iZLEMEKTEN NEFRET EDiYORUM

◊ Nedir lobici?
- Herkes kendi çapında lobici olabilir aslında... Sen de inandığın bir konuyu başkaları karşısında savunabilirsin. Ama asıl konu bu işi meslek olarak yapanlar... Politika dünyasında olan ya da şirketler için çalışanlar... Benim derdim, bu kişiler gerçekten doğru bildikleri şeyler için mi lobi yapıyor yoksa inanmadığı bir konu bile olsa sadece para için mi yapıyor, onu anlamak... Çünkü işin o kısmından dolayı lobicilik biraz gri...

◊ Film bakış açınızı değiştirdi mi? Televizyonda haberleri izlerken aklınızdan neler geçiyor mesela?
- Kötü şeyler geçiyor. Artık haberleri izlemekten gerçekten nefret ediyorum, çünkü gözüme her şey çok çirkin geliyor. Acaba olaylarda hangi büyük şirketlerin, hangi lobilerin parmağı var diye düşünüyorum.

◊ Siz olsanız, Elizabeth Sloane’i işe alır mıydınız?
- Kendisiyle kesinlikle arkadaş olurdum ama işe almazdım.

◊ Neden?
- Çünkü çok hırslı, diğerlerini mutlaka sabote ederdi (gülüyor). Ama ortada adaletsiz bir durum ya da inandığım önemli bir konu varsa, işe alınması gereken mükemmel bir kişilik.

◊ Canlandırdığınız karakter çok da hazırcevap. Siz gerçekte öyle misinizdir?
- Keşke Elizabeth kadar zeki cevaplar verebilsem... Ama kendi çapımda fena değilim. Haksız bir durum karşısında mutlaka cevap veririm. Aslında çoğu zaman olay üzerinden vakit geçtikten sonra “Keşke şunu da deseydim” diyorum, o yüzden gerçek hayatta da iyi bir yazara ihtiyacım var (gülüyor).

HER GÜN EZBER YAPTIM

◊ Aslında bazı açılardan ben de lobiciyim. Kendi ülkemi temsil ediyorum, savunuyorum. Siz bir oyuncu olarak bu piyasada neye karşı ya da neye taraf olarak lobi yapardınız?
- Geçmişte Amerikan filmlerinde çeşitlilik olmadığını söylemiştim ve bu fikrimi savunmuştum. Son zamanlarda bu durum değişiyor, ilginç filmler yapılıyor. Fakat hâlâ piyasada birbirlerini tutan kesimler var, bu da sona erince piyasa değişecek.

◊ Elizabeth Sloane gibi tükenmiş hissettiğiniz zamanlar oluyor mu?

- Tükenmişe en yakın hissettiğim zaman bu filmi bitirdiğim zamandı. Şimdiye kadar hiçbir filmimde bu kadar diyalog yoktu. O kadar ezber yapmak çok fazla enerjimi aldı.

◊ Evet sürekli konuşuyorsunuz gerçekten. Nasıl ezberlediniz?
- Her gün ezber yaptım. Bir haftada 23 sayfa diyalog çektik. Yani oynadığım karakter 23 sayfa konuştu ve yönetmenimiz bütçe sebebiyle çok fazla tekrar alamıyordu. Dürüst olmak gerekirse nasıl yaptım ben de bilmiyorum, deli gibi çalıştım.

BİZ OYUNCULARDA GÜVENSİZLİK VAR

◊ Elizabeth Sloane başkalarının onun hakkında düşündüklerini önemsemiyor. Siz ne kadar önem veriyorsunuz başkalarının sözlerine?
- Bence biz oyuncularda bir parça güvensizlik var. Aslında iki şeyin karışımı, korku ve güvensizlik artı güven ve kibir... Hepsi aynı anda çalışıyor. Korkuyoruz ama seçim yapmak için cesur olmalı, aşırı güvenli görünmeliyiz. Bana gelince; insanların benim hakkımdaki düşüncelerini önemsemiyorum. Sloane, başkalarının düşüncelerini umursamaz gibi görünse de aslında umursuyor, fakat politika oyunlarını iyi oynuyor. Etrafındaki insanları araştırıyor, onları çıkarları için nasıl kullanacağını çok iyi biliyor.

BAŞARILI KADINLAR BANA CESARET VERİYOR

◊ We Do It Together (Birlikte Yapacağız) organizasyonu ile birlikte çalışıyorsunuz. Nasıl gidiyor çalışmalar?
- Evet... Öncelikle yapımcılık şirketinde görmek istediğim genç kadınlara kılavuzluk yapmak, başaracağına inanılmamış, göz ardı edilmiş kişilerin başarıya ulaştığını görmek istiyorum. Çeşitlilik yaratmak, birkaç hikaye değil birçok hikaye anlatmak istiyorum. Yanımda çalışan insanları büyük stüdyoları yönetirken görmek istiyorum. Kadın yazarlar ile çalışmak istiyorum ama piyasada birçok kadın yazar zaten başka projelerde çalışıyor. Kadınları böylesine başarılı görmek beni daha da cesaretlendiriyor.

Jessica Chastain kimdir?

1977, California doğumlu oyuncu ve yapımcı. Çeşitli TV dizilerinde rol aldıktan sonra ilk başrolünü 2008’de vizyona giren “Jolene”de üstlendi. 2011’de 7 filmde rol aldı, birçok ödüle aday gösterildi. “Duyguların Rengi” filmiyle en iyi yardımcı kadın oyuncu kategorisinde Altın Küre, Screen Actors Guild Award, BAFTA ve Oscar adayı oldu. 2012’de “Zero Dark Thirty” filmindeki rolüyle Broadcast Film Critics Association Award’da en iyi kadın oyuncu ve Altın Küre’de drama dalında en iyi kadın oyuncu ödülünü kazandı. Aynı rolle Oscar’da da en iyi kadın oyuncu kategorisine aday gösterildi.