Güncelleme Tarihi:
◊ Neydi sizi “Nocturnal Animals”da etkileyen ve bu filme “evet” dedirten?
- Senaryoyu okuduğumda aklımın karıştığını hatırlıyorum. Film içinde film vardı, farklıydı. Duygular arasındaki geçişi keşfetmek istedim.
◊ Doğru, canlandırdığınız karakterde birçok farklı duygu var; çaresizlik, korku, savunmasızlık, öfke... Bütün zorlayıcı duygular bir arada... Böylesine güçlü duyguları yansıtmak zor değil mi?
- Bence değil, özellikle öfkeyi ifade etmek çok kolay. Ama filmde olduğu gibi aileni kaybetmek ve elinden hiçbir şey gelmemesi zor tabii... Ben de karakterin en çok o kısmıyla ilgilendim. Tom da (Ford) zaten 0000karakterden beklentilerini, nasıl bir portre çizmek istediğini açıkça ifade etti. Bana onun sözleri doğrultusunda karakteri çıkarmak kaldı.
◊ “Nocturnal Animals” Tom Ford’un ikinci filmi ve oldukça ses getirdi. Venedik Film Festivali’nde jüri büyük ödülünü aldı. Üç dalda Golden Globe’a aday gösterildi, bir dalda da ödülü kazandı. Peki nasıl bir yönetmendi Tom Ford?
- Müthiş bir yönetmen... Mesela ben prova yapmak istedim, Tom Ford da bu fırsatı yaratmak için elinden geleni yaptı. Çekim boyunca herkese en uygun takvimi ayarladı, herkesin kişisel isteklerine saygı gösterdi.
İNTİKAM BİR DUYGU DEĞİL EYLEMDİR
◊ Gelelim filme... Finalde geçmişin intikamını mı alıyorsunuz?
- Filmi intikam filmi olarak düşünmüyorum. Öfke, kızgınlık falan, bütün hislerimiz önemli. Ama hissetmek ile o duygular doğrultusunda hareket etmek birbirinden çok farklı. İntikam bir duygu değil eylemdir. Filmimiz içsel, psikolojik bir hikaye... Aşk ve kalp kırıklığının diğer hislerle birbirine ustalıkla bağlanmasını gösteriyor.
◊ Kesinlikle öyle... Filmdeki duygusal geçişler ve bağlantılar inanılmazdı...
- Tom birçok hissi öylesine ustalıkla birbirine bağladı ki, filmdeki fikirler gerçekten görülmeye değer hale geldi.
◊ Önceki soruya döneceğim; intikam filmi değilse, finalde niye gelmediniz?
- Senaryoyu ben yazmadım (gülüyor)... En çok sorulan soru bu, bazı izleyiciler sinirlenmişler hatta filmin böyle bitmesine. Açıkçası ben bu sonu çok sevdim. Eğer geri dönseydim geçmişlerini yeniden yaşamaya başlayacaklardı.
DiĞER ÇOCUKLAR GiBi DEĞiLDiM ÇÜNKÜ GÖREMiYORDUM!
◊ Anne, baba, abla, amca... Neredeyse tüm aileniz film piyasasının önde gelen isimleri arasında... Bu durumda sizin de oyuncu olmanız kaçınılmaz sondu diyebilir miyiz?
- Eğer çocukken kendimi başka konularda kabul ettirebilseydim, bugün burada olmazdım.
◊ Nasıl yani?
- Ailem her zaman beni destekledi ve cesaretlendirdi ama hevesimi kırıp engelledikleri de oldu maalesef... İyi olmadığım konuları kabul etmemi sağladılar.
◊ Ne gibi?
- Çocukken gözlerim çok bozuktu. Hangi sporu yapmaya kalksam gözlüklerim engel oluyordu. Fiziksel olarak diğer çocuklar gibi değildim, çünkü göremiyordum. Ailem bu durumu kabullenmemi sağladı. Diğer taraftan yaratıcı bir çocuktum. Başıboş, avare, çok düşünen, soyut şeyleri kafaya takan ve genellikle insanların kafasını karıştıran bir karakterdim. O açıdan bakınca da oyunculuk aileden değil benim özelliklerimden dolayı bana en uygun meslekti.
JAKE GYLLENHAAL KiMDiR?
1980 Los Angeles doğumlu oyuncu... Yönetmen bir baba ile senaryo yazarı bir annenin oğlu. Aynı zamanda efsane oyuncu Paul Newman’ın da manevi oğlu... 2005’te “Brokeback Mountain”deki performası ile Oscar adaylığı kazandı. “Jarhead”, “Rendition”, “Nightcrawler”, “Southpaw”, “The Day After Tomorrow” gibi birçok önemli filmde rol alan oyuncu, en son ünlü modacı Tom Ford’un çektiği “Nocturnal Animals” ile sinemaseverlerin karşısına çıktı.