İyilik her zaman kazanır

* “Köstebekgiller” beyazperdeye taşındı. Nasıl bir film oldu “Perili Orman”?

İnci Türkay: “Köstebekgiller”, 5 yıldır TRT Çocuk’ta yayınlanıyor. Dizi, sadece çocuklardan değil, büyüklerden de ilgi görünce “Biz bunu sinema filmi yapalım” dedik. Yapımcılarım da ellerini taşın altına koydular. Ve beşinci senenin sonunda yaptık.

Ruhi Sarı: Ben diziye 26’ncı bölümde dahil oldum. O zaman sinema filmi çekme fikri vardı. Hatta dizi için görüşme yaptığımda söylemişlerdi filminin çekileceğini. Dizide Caner’in babasını canlandırıyordum. Filmde ise bu karaktere gerek duyulmadı. Ama yapımcı ve yönetmenimiz filmde oynamamı çok istiyordu, o nedenle farklı bir rolü üstlendim.

* Dizide iyi bir karakteri canlandırıyordunuz, filmde ise kötü adam rolündesiniz...

Ruhi Sarı: Evet, iki farklı karakteri oynamak benim için büyük bir şans. Oyuncunun ağzını sulandıran bir durum bu. Her iki karakteri oynarken de büyük keyif aldım.

* İnci Hanım siz aynı roldesiniz değil mi?

İnci Türkay: Aslında ben de çok isterdim ters köşe bir karakteri canlandırmayı, “kötü”yü oynamayı. Ama 5 yıldır devam eden dizide Pelin’in annesi rolündeydim ve filmde farklı bir karakteri canlandırmama imkan yoktu.
Ruhi Sarı: İnci, Evrim Akın ve benim yaptıklarımıza katlanmak zorunda... (Gülüyor)

* Verdiğiniz bu mücadelenin sonunda galip çıkıyor musunuz?

İnci Türkay: Tabii ki. İyilik her zaman kazanır. Bütün çocuk işlerinde iyilik kazanır.

* Çocuklarla ilgili bir projede yer almak nasıl bir duygu?

Ruhi Sarı: Çocukları mutlu edecek her şeyin içinde olmak çok keyifli.

OĞLUM KISKANIR SANMIŞTIM BENİ YANILTTI

* Ruhi Bey, sizin diziye girmenizde oğlunuz Arte Gün’ün de etkisi var, değil mi?

Ruhi Sarı: Evet, biz dizinin fanatiğiyiz. Oğlum “Köstebekgiller”i ilgiyle izliyor, hatta ben dizinin her saniyesini İnci’den daha iyi biliyorum. (Gülüyor) O yüzden diziye kendimi zorla soktum! Aslında beni dizide görünce Arte’nin hayalleri yıkılır mı diye çok düşündüm ama öyle olmadı, hatta çok da inandı. Çok büyük tepkiler verir, kıskanır diye düşünüyordum, beni yanılttı. Tabii sete gelip beni gördü, belki onun da etkisi vardır.

* Beş yıl devam eden bir çocuk dizisinin sinema filmi olması, sektör adına önemli bir girişim, değil mi?

İnci Türkay: Kesinlikle. Hollywood’da örneklerini görüyoruz ama Türkiye’de çocuğa yatırım çok az. Çocuk sineması da çocuk tiyatrosu da az. Böyle yarı animasyon bir çocuk filmi, Türkiye’de ilk defa yapılıyor. Teknik açıdan da önemli bir yapım. İnşallah güzel bir geri dönüş alırız. Ticari anlamda başarı sağlarsa, yapımcılar da böyle projeler yapmak ister.

* Çocuklara yönelik televizyon programları yeterli mi sizce?

İnci Türkay: Bundan 15 yıl önce, şimdikinden daha fazla program vardı. Biz Kanal D Çocuk Kulübü’nü kurmuştuk mesela. Şimdi bakıyorum, neredeyse hiçbir kanalda çocuk işi yok.

Ruhi Sarı: O dönem çocuk programları yapılıyordu, şimdi çocuk kanalları var. Bu da güzel bir şey.

* İnci Hanım, neredeyse bir nesil sizinle büyüdü...

İnci Türkay: Evet, yıllar önce yaptığım işlerle hâlâ insanların hayallerindeyim. “Biz sizinle büyüdük” diyenler var. Bundan daha büyük mutluluk düşünemiyorum.

* Ruhi Bey, siz daha önce çocuklara yönelik işler yapmış mıydınız?

Ruhi Sarı: Bir dönem yaptım. Yarışma programı sunuyordum. Çok fazla çocuk hayranım vardı. Sonra dramalar başlayınca çocuklar unuttu.

FİLMDE ÇOCUKLARIMIZ DA OYNADI

* “Perili Orman”ı kendi çocuklarınıza izlettiniz mi?

İnci Türkay: İzlediler. Hatta filmde de oynadılar. Filmi yazın Abant’ta çektik, okullar tatildi, onlar da yanımızdaydı.

Ruhi Sarı: İnci’nin oğlu Ali çok sahiplendi filmi. Set boyunca rejiye müdahale ediyordu! (Gülüyor)

ATİLLA, KAZ DAĞLARI’NDA YAŞIYOR

* İnci Hanım, uzun zamandır Atilla Saral’la birliktesiniz, nasıl gidiyor ilişkiniz?

İnci Türkay: Çok iyi gidiyor. Atilla, Kaz Dağları’nda yaşıyor, ben de oraya gidip geliyorum. Yaz aylarında hep oradayım. Atilla da işi olduğu zaman geliyor buraya. Hâlâ mankenlik yapıyor.

* Siz oraya temelli yerleşmeyi düşünmüyor musunuz?

İnci Türkay: Benim bütün hayatım Ali’ye odaklı. Onun dışında benim kendime ait bir hayatım yok.

* Evlenmeyi düşünüyor musunuz?

İnci Türkay: Yok, düşünmüyorum.