İstanbul’da kaybedersen düşersin

* Bugünlerde kendinizle ilgili hissettikleriniz nedir, kariyer planınız içinde neredesiniz?
- Müzikle alakalı güzel şeyler yaptığımı düşünüyorum. En güzel arenalarda sahneye çıkıp, şarkılarımı 10 binlerce kişiye aynı anda söyletebiliyorum. Bu gerçekten benim için büyük bir gurur. Sırada dünya çapında işler yapmak olabilir, o zaman tam rahatlayabilir ve gönül rahatlığıyla “işte oldu” diyebilirim.

* Yeni kuşak sizin şarkılarınızla dans ediyor, sizin şarkılarınızı söylüyor. 90’larda birçok pop şarkıcısının yaptığı şeyi yaptınız bir bakıma... Dizi oyunculuğunun büyük sükse yaptığı dönemde siz müzisyenlikte direndiniz ve başarıya ulaştınız, bu konuda neler söylersiniz?
- Evet aslında şanslı sayabilirim kendimi, çünkü böyle bir dönemde zor olan şeyi yakaladım. Ama bu tesadüfi bir şey değil. Çoğu insandan daha fazla çalıştım, daha fazla kafa yordum sanırım; o yüzden karşılığını gördüm. Bir de müzik biraz zevk işidir, insanların zevkiyle benimki uyuştu ki beni hayatlarına soktular ve bir frekans tutturmayı başardık.

OYUNCULUKLA İLGİLİ BİR SÜRPRİZİM VAR
* Siz aslında oyunculuk eğitimi almışsınız, bu konuda zaman zaman kıpırdanmalar oluyor mu içinizde?
- Evet bu sene oyunculuk yapmayı düşünüyorum. Uzun zamandır vakit ayırmayı planladığım bir şeydi ama bu zamana nasipmiş. Güzel bir sürprizim var, bekleyin!

* Duygulara ve iç dünyanıza yaslanarak bu işi yapıyorsunuz, zorlandığınız ve yıprandığınız zamanlar oluyor mu?
- Hem de çok fazla... Maalesef Türkiye’de bu işi devamlı yapabilmek için ticari anlamda da faal olmalıyız. Çünkü çok pahalı bir iş yapıyoruz, dolayısıyla sadece duygularımızla baş başa kalıp sanatımızı icra etmek yetmiyor. Sanat yapan insan ticaretten anlamaz, kafası çok daha farklı çalışır böylesi durumlarda. Ne kadar çok yıpratıyor bildiğiniz gibi değil.

* Sıkıldığınız ve bunaldığınız zamanlarda ne yapmak size iyi gelir?
- Yalnız kalmak ve İzmir’e ailemin yanına gitmek... Bir bakıma buradan uzaklaşıp özüme sığınmak.

* Sizi sevenlerle aranızda kurduğunuz bağı tanımlayın desek, bize ne söylersiniz?
- Valla nasıl tanımlanır bilemem ama onlar olmadan bu başarıyı yakalayamazdım. Çünkü beni sevenler benimle birlikte resmen çalışıyorlar, bu da çok büyük bir güç veriyor. MDFC (MD Fan Club) diyorlar kendilerine. Adıma kurulan bu fan grubu, şu anda Türkiye’nin en büyük fan gruplarından biri, çok gurur verici bir şey.

* Müzisyenliği en sihirli durumu nedir sizce?
- Beni hiç tanımayan ve benim hiç tanımadığım insanlarla kurduğum duygusal bağ, sanırım işin en etkileyici tarafı. Her an birileriyle bir şeyler paylaşıyoruz; çok değerli bir hazine aslında bu...

İZMİR’İ ÇOK ÖZLÜYORUM
* Önümüzdeki dönem projelerinizden bahseder misiniz, sizi nerelerde göreceğiz?
- Bir iki yıl TV projelerim olacak, sonrası kısmet... Açıkçası ben de bilmiyorum. Bir de albümümdeki şarkıları kliplendireceğim.

* Bu ara konser programınız nedir, sizi hangi şehirlerde göreceğiz?
- Yeni albümün Avrupa turnesi başlayacak, onun hazırlıklarını yapıyoruz. Merak edenler, tüm konserlerin tarihlerini ve yerlerini www.muratdalkilic.com’dan öğrenebilirler. Sosyal medyada da aktif çalışıyoruz, Twitter ve Facebook’tan yayınlanıyor tüm bilgiler.

* İzmir’de büyüyen birisiniz, şu an İstanbul-İzmir karşılaştırması yapsak ne söylersiniz? Özlediğiniz zamanlar oluyor mu?
- Çok özlüyorum, o yüzden sık sık gidiyorum. İstanbul insanı oldum artık ama yorulduğum zaman ilk kaçtığım yer tabii ki İzmir.

* Şu an İstanbul’da yaşamak ve üretim yapmak nasıl bir deneyim sizin için?
- İstanbul dünyanın en önemli metropollerinden biri... Devamlı üretim için gerçekten başarılı olmak gerekiyor çünkü alternatifin çok, rekabet çok, kaybedersen düşersin. Bu his beni çok fazla tetikliyor, seviyorum bu kovalamacayı. Ama kendini kaptırmamak gerektiğini de iyi biliyorum; sadece keyfini yaşıyorum, zulmünü hayatıma almıyorum. Bu şehri yaşamayı seviyorum, çünkü onun da beni sevdiğini biliyorum. İnsan ortağıyla anlaşırsa zaten üretimde problem olmaz.

MURAT DALKILIÇ’IN İSTANBUL’U...
* Bu şehri hiç tanımayan birine anlatmak isteseniz hangi kelimeleri seçerdiniz?
- İstanbul anlatılmaz yaşanır.

* Toplu ulaşım aracı kullanıyor musunuz, en son hangisini kullandınız?
- Uçak kullanıyorum!

* En sevdiğiniz semt?
- Arnavutköy.

* Hiç gitmediğiniz semt?
- Adını bilmiyorum.

* En sevdiğiniz tarihi simge?
- Dolmabahçe Sarayı.

* Şimdiye kadar hangi semtlerde oturdunuz?
- Arnavutköy, Cihangir, Ulus, Etiler.

* Nerede spor yapıyorsunuz?
- Bebeköy MAC’de.

* Eğlenmek için hangi mekanlara gidersiniz?
- Zeynep Bastık ve Boygar’ın şarkı söylediği her yerde eğlenirim, bir de Beyoğlu Hayal Kahvesi.

Pazar kahvaltısı için en sevdiğiniz yer?
- Eskiden Garipçe’ydi ama artık herkes öğrendi oraları, çok kalabalık oluyor, gidemiyorum.

*Şehrin kalabalığından bunaldığınızda kendinizi atıp kafa dinleyeceğiniz yer?
- Polonezköy.

*İstanbul’dan silmek istediğiniz bir manzara var mı?
- 70’li yıllardan sonra yapılan bütün taş yapılar!

*İstanbul olmasa nerede yaşamak isterdiniz?
- Los Angeles.