Güncelleme Tarihi:
* İstanbul maceranızla başlayalım...
- Bu, İstanbul’a ikinci gelişim. İlk seferinde “Race 2” filmi için gelmiştim. 2,5 yıl önceydi. Hem İstanbul’da hem de Antalya’da çekim yapmıştık.
* “Dil Dhadakne Do”nun İstanbul’da çekilmesine önayak olduğunuzu söyleyebilir miyiz?
- Hayır ama yönetmenimiz Zoya Akhtar bize İstanbul’da da çekim yapacağımızı söyleyince çok sevindim. Çünkü buraya yeniden gelip şehri keşfetmeyi çok istiyordum. Bence Türkiye, gelinebilecek en güzel rotalardan biri. Size her şeyi sunuyor. Manzaranın dışında çok etnik, mistik ve ham bir havası var. İnsanlar, miras, köken ve tarih sizi büyülüyor. Tüm bu yapılar, Boğaz muhteşem. Tabii yemekler de güzel. Aradığım her şeyi bir arada buldum burada. Normal şartlarda ikinci kez gittiğiniz bir yer için bu kadar
heyecanlanmazsınız ama burada her seferinde yeni ve ilginç deneyimler yaşayabiliyorsunuz. Benim için en önemlisi, eşim burada elmaslara paramı harcayabiliyor! (Gülüyor)
* Pek çok oyuncunun yanında aileleri ve arkadaşları var. Size sadece eşiniz mi eşlik ediyor?
- Eşim ve baldızımla geldim. Çocuklarım programlarından dolayı gelemedi ama buraya onlarla birlikte de gelmek isterim. İşin dışında da büyük keyif aldık. İnsanı zenginleştiren, yeni deneyimler katan bir yer.
* Kaç gündür buradasınız?
- 6 gündür. Toplam 45 günlük bir çekim programımız var. İstanbul’un dışında Kapadokya ve Antalya’da da çekim yapacağız. Kapadokya’ya ilk kez gideceğim, bu nedenle heyecanlıyım.
* Şehri gezmeye fırsat bulacak kadar rahat bir çalışma sisteminiz var sanırım...
- Diğer işlerime göre çok daha rahat olduğumu söyleyebilirim.
İLK KEZ SAÇLARIMI GRİYE BOYATTIM
* 57 yaşındasınız ve Hindistan gazetelerine göre ilk kez kendi yaşınızda bir adamı oynuyorsunuz. Tabii sizinle özdeşleşen kömür karası değil, gri saçlarla...
- Evet, 1972’den beri baba rolünü oynuyorum, ilk kez saçlarımı griye boyattım. Benim için aslolan her zaman oynadığım karakterdir. Zoya’nın senaryosunu okuduğumda da ona karşı gelemedim. Bundan sonra büyükbaba rolleri de gelir belki. (Gülüyor)
* Filmde oğlunuzu Ranveer Singh canlandırıyor. Onunla konuştuğumda küçük yaşlardan beri idolü olduğunuzu söyledi. Siz onun hakkında ne düşünüyorsunuz?
- İlk kez birlikte çalışıyoruz. Günümüzde çalıştığım bütün genç aktörler, çok profesyonel ve işlerini iyi yapıyorlar. Ranveer de onlardan biri. Ayrıca çok çalışkan biri.
* Peki size duyduğu hayranlığı yanınızda da dile getiriyor mu?
- Evet... Bunu söylüyor olması çok güzel. Onun kat ettiği yolu ve oyunculuğunu dikkatle izliyorum.
FİLMİ İYİ YAPAN OYUNCUSU DEĞİL KONUSUDUR
* Sizden filmin bütününü değerlendirmenizi istesem? Bu filmde Priyanka Chopra, Anushka Sharma gibi Bollywood’un en önemli isimleriyle buluştunuz. Sizce iyi bir işbirliği oldu mu?
- İyi bir kadro oldu. Ama nasıl bir film olduğuna izleyiciler karar verecek. İyi film, oyuncuyla yapılmaz. Filmi iyi yapan, konusu ve hikâyenin işlenişidir. Yönetmenimiz Zoya, muhteşem bir isim ve filmlerinde iyi işler çıkarıyor...
* Kapoor ailesi, Bachchan ve Khan’lar gibi Bollywood sektörünün önemli ailelerinden. Hiç kendinizi sektörü domine eden isim olarak görüyor musunuz?
- Aileden olsun olmasın, herkes kendi seviyesini buluyor. Bazen Kapoor soyadını kullanmak avantajken bazen dezavantaj olabiliyor. Çünkü insanların beklentisi hep yüksek oluyor...
* Çocuklarınız da bu sektörde, onları başarılı buluyor musunuz?
- Kızım Sonam, oyunculuk yapıyor, öteki kızım Thea ise yapımcı olmayı tercih etti. Oğlum da eylül ya da ekim ayında ilk filminde rol alacak. Onların başarılı olup olmadıklarının yanıtını ben veremem. Buna seyirciler karar veriyor.
YÖNETMENLİK TEKLİFLERİ GELİYOR
* Oğlunuz Harshvardhan Kapoor, size sektör hakkında akıl danışıyor mu peki?
- Bir baba olarak çocuklarımı her zaman destekliyorum. Ama zaman değişti ve artık çoğu kararı gençler veriyor. Mesela bu filmde olmamı da en çok oğlum destekledi.
* Hollywood kariyeriniz de gün geçtikçe güçleniyor. “Slumdog Millionaire”in ardından birçok filmde ve tabii ki ünlü televizyon dizisi “24”te rol aldınız. Bundan sonra daha çok Hollywood’a ağırlık vermeyi düşünüyor musunuz?
- Bir oyuncu olarak hem batıda hem de doğuda rol alabilen biri olduğum için mutluyum. Ama günün sonunda oyuncu için önemli olan Hollywood ya da Bollywood değil, canlandıracağı karakterdir. Dünyanın neresinden olursa olursun, iyi bir rol teklifi gelirse oynarım.
* Kariyerinin doruk noktasında olan, aynı zamanda şarkı söyleyen ve yapımcılık yapan biri olarak gelecekte ne yapmayı planlıyorsunuz? Yönetmenlik yapar mısınız mesela?
- Yönetmenlik teklifleri geliyor ama yapımcı ve oyuncu olarak çok mutluyum.
BOL BOL FOTOĞRAF ÇEKTİRDİK
* Buradaki hayranlarınız sizinle fotoğraf çektirmek için sıraya girmişlerdi. Sizi sette yakalamayı başardılar mı?
- Evet, bol bol fotoğraf çektirdik. Beni sadece “Slumdog Millionaire”, “Mission Imposible” ya da “24”te izleyenlerin yanında, diğer filmlerimi izleyenlerle de tanışma imkânı buldum. İnan çok mutlu oldum.
YAPTIĞIM İŞİ ÇOK SEVİYORUM
* Yıllardır Bollywood sektörünün içindesiniz. Oyunculuk yaparken aynı zamanda dans etmeyi zor bulduğunuz zamanlar oluyor mu?
- Aksine, çok eğleniyorum. Yaptığım işi çok sevdiğimi söyleyebilirim. Yorgunluk oluyor mu dersen, herkesin işinde yorulduğu kadardır...