İspanya'ya Arda için gidiyorum

Güncelleme Tarihi:

İspanyaya Arda için gidiyorum
Oluşturulma Tarihi: Ocak 04, 2015 09:43

Son dönemde özel hayatıyla gündemde olan, Başar Savur’la evliliğin eşiğinden döndükten sonra adı Arda Turan’la anılmaya başlanan Burcu Esmersoy, Instyle’a verdiği röportajda ilginç açıklamalarda bulundu: “Bu meslekte ister istemez deriniz çok kalınlaşıyor. 2 yaşında annesi babası boşanmış, 15 yaşında çalışmaya başlamış kadınım, beni ne üzebilir ki? Bir evliliğin, bir ilişkinin bitmesi mi? Geçiniz.”

Haberin Devamı

Burcu Esmersoy’u ne zaman, nerede görsem aklıma hep aynı soru takılıyor; “Bir insan nasıl her an bu kadar enerjik, güler yüzlü ve tam kelimesiyle muhteşem görünebilir?”
O, yağmurlu ve oldukça soğuk bir Aralık sabahını bile enerjisiyle bir anda ısıtabiliyor. Çekim için Raffles İstanbul Zorlu Center’da buluştuğumuzda da aynen böyle oldu. Siyah eşofman altı, gri tişörtü, spor ayakkabıları ve gri çantası ile neşeli bir şekilde “Günaydın” diyerek içeriye girdi ve kapak karesi için saçı ile makyajı yapılırken bir fincan kahve eşliğinde, full enerji anlatmaya koyuldu...
“Geriye dönüp şöyle bir bakıyorum da, 2014 benim için kaymak gibi bir seneydi. Her işim yolunda gitti, ne istediysem oldu. Zaten son iki yıldır kendi içimde bir yükseliş dönemindeyim. ‘Nasıl oldu?’ diye sorarsanız açıkçası her şey ‘Dünyanın sonu geldi’ diye düşünülen 2012’nin sonlarına doğru oldu” diyor.
O dönemde hayatında köklü değişiklikler yapmış. Enerjisi kendisine iyi gelmeyen, negatif insanlardan ve ortamlardan uzaklaşmış. “Beni mutsuz ettiğini düşündüğüm ne varsa yaşamımdan tek tek çıkarttım. İşte iki yıldır da o dönem yaptığım temizliğin keyfini çıkarıyorum. Hayatımın en güzel dönemlerini yaşıyorum. Evet, çok çalışıyorum, çok yoruluyorum ama emeklerimin karşılığını alıyorum ve çok mutlu oluyorum. İleride iş yükümü hafifleteceğim ama bu şimdi değil. Hele bir ilişki için hiç değil. Çok pozitif ve mutluyum” derken gözlerinin içi parlıyor.

BAZEN GÜNDE İKİ KERE MEDİTASYON YAPIYORUM


“Sabahları enerji patlaması ile zınk diye uyanıyorum. Mesela iki sene önce hep yorgun uyanırdım ve mutlaka ensem terli olurdu. Sonradan öğrendim, meğer bu bir depresyon belirtisiymiş” diyen Esmersoy, uyanır uyanmaz soluğu sporda alıyor.
Spor programını günlere bölmüş: Pazartesi, çarşamba ve cuma günleri boks; salı ve perşembeleri ise Cross Fit yapıyor. Vakit buldukça da çarşamba akşamüstleri Cihangir Yoga’da yoga derslerine katılıyor. Yoganın kendisine çok iyi geldiğini düşündüğü için mümkün olduğunca bu dersleri kaçırmamaya özen gösteriyor. Ona iyi gelen bir diğer şey ise meditasyon...
“Bazen günde iki kere meditasyon yaptığım oluyor. Sakinleşiyorum. Çakralarım açık ve onları açık tutmaya devam ediyorum” diyor ve devam ediyor: “Bu tip şeylere inanmayanlar için söylediklerim zırva gelebilir ama şöyle düşünüyorum; insanlar nasıl ki temizlik yaparak evlerini, yıkanarak ise vücutlarını temiz tutuyorlarsa içlerini de bu şekilde temizleyip enerjilerini yükseltmeliler.”
Aynı şekilde evinin de enerjisini temizlemeye dikkat ediyor. Bunun için yatak odasına cep telefonu dahil elektronik eşya sokmuyor ve yatak başında ametist taşlarına yer veriyor. Ayrıca kendi deyişiyle bir de “kocakarı” yöntemi var: Ayda bir kere bulaşık makinesi dahil evde kapağı kapalı olan her şeyin (tüm dolapların, çekmecelerin, kapıların ve pencelerin) kapağını açıyor. Böylece evde hava sirkülasyonunu sağlıyor. “Bu yöntem bana çok iyi geliyor” diyor.

YAŞADIKLARIM YÜZÜNDEN SERT BİR MİZACIM VAR


Çekim boyunca giydiği her kıyafetin üzerinde mükemmel durmasını sağlayan vücut hatlarını sadece spora borçlu değil. Sağlıklı beslenmeye ve uyku düzenine çok dikkat ediyor. Her gün, en az yedi saat uyumaya özen gösteriyor. “Atıyorum, yoğunluktan dolayı o gece beş saat mi uyudum, bu durumu mutlaka gün içinde iki saat uyuyarak telafi ediyorum” diyor.
Arkadaşlarıyla dışarı çıkmayacaksa saat 18.00’den sonra da ağzına lokma koymuyor. Senede dört kez de sıvı detoksu uyguluyor. Makyajsızken bile pürüzsüz görünen cildini ise ayda bir kere yaptırdığı cilt bakımına borçlu. “Kim ne derse desin, ben sıkma işlemi yaptırmadan gözeneklerin temizlendiğine inanmıyorum. Sette çok ağır makyaj yapılıyor ve gözeneklerim tıkanıyor. Ayda bir defa gidip bakımımı yaptırıyorum” diyor.
Esmersoy, “Ver Fırına” programını sunmaya başladığı ilk dönemlerde yapılan her yemeği tattığı için aslında çok kolay kilo alabildiğini fark etmiş. Bu nedenle şimdilerde daha temkinli. Her şeyi çatalının ucu ile tadıyor. “Tabii Boşnak böreği ya da pizza gibi lezzetler hazırlandığı zaman ipin ucunu bırakıyorum ve hepsini yiyorum” diye de bir itirafta bulunuyor.
Kendisinin mutfakla arası ise pek iyi değil. “Bu nedenle hayatımdaki erkeğin elinin lezzetli olması pek de fena olmaz” diyor gülerek.
Konu ilişkilere gelince ciddileşiyor ve anlatmaya başlıyor: “Çok küçük yaştan beri tek başıma hayatta kalmaya çalıştığım için çok sert bir mizacım var. Kendi imkanlarımı kendim yaratmayı seviyorum. Bir başkasının, özellikle de bir erkeğin hayatımı kolaylaştırmasına alışmak istemiyorum. Buna alışırsam ve bu böyle devam etmezse diye kendi kendime yetmeye çalışıyorum. Aslında bu biraz da mesleki deformasyon. Belli etmemeye çalışıyorum ama ister istemez bir bakışla, bir sözle karşı taraf bunu hissediyor. Bu özellikle de Türk erkeklerini mutlu eden bir şey değil. Onlar, hayatlarındaki kadın için bir şeyler yapmayı seviyorlar ve buna izin vermediğim için sıkıntıya düşüyorlar. Ben bunu fark ettim ilişkimlerimde, özellikle de yakın dönemde. Kendimi bu konuda iyileştirmeye çalışıyorum. Evin içindeyken sert kadın mizacımı bir kenara bırakmaya özen gösteriyorum.”

HÜSRANA UĞRAYACAK OLSAM ZATEN İLİŞKİYİ BİTİRMEM


“Aşk hayatında yine hüsrana uğradı” gibi manşetler ise onun sadece tebessüm etmesine neden oluyor. “Hüsrana uğrayacak olsam zaten bir ilişkiyi bitirmem. Kimsenin benimle ilgili tercih ettiği bir durum yok ortada” diyor.
Aslında hayatında olan erkeklere de hak vermiyor değil. “Instagram’a bir fotoğraf koyuyorum, 288 yorumun 150 tanesi evlenme teklifi” diyor gülümseyerek ve devam ediyor: “Sosyal medya insanların bize dokunabildiği bir yer. Tamamen kopmanın ve yabancılaşmanın saygısızca olduğunu düşünüyorum. Ne yapıyorum, neredeyim, nelerden keyif alıyorum... Bunları insanlarla paylaşmayı seviyorum.”
Esmesoy’un konuşmalarından biraz da kaderci bir yönü olduğunu anlamak zor değil. Bu durumu, “Hayatta her şeyin bir nedeni olduğuna inanıyorum. Ne yaparsan yap, bazı şeylerin önüne geçemiyorsun. Tabii, bu bahsettiğim emniyet kemersiz araba kullanmak değil” sözleriyle açıklıyor.

Haberin Devamı

İSPANYA’YA ARDA’YI GÖRMEYE GİDİYORUM

Arkadaşlarıyla evde ya da bir kafede dertleşmeyi seviyor. “Oldu da gece çıkmaya vakit bulursam uzun akşam yemeklerinden keyif alıyorum. İstanbul’da gece kulübüne gitmek hiç bana göre değil. İnsanlar dans etmiyor ki” diyor. Gittiği mekanlar konusunda ise biraz tutucu. Tatil planlarının arasında senede en az dört-beş kez gittiği Maldivler, New York ve İspanya var. İspanya’ya çok sevdiği arkadaşı Arda Turan’ı görmeye gidiyor: “Bir kız ve bir erkek iyi arkadaş olamaz düşüncesine kesinlikle katılmıyorum. Arda tam bir insan sarrafıdır. İlk bakışta insanları tanır ve nokta atışı değerlendirmeler yapar. Birbirimizin özel hayatlarını dinleriz. Neyse ki, her zaman telefonun ucunda. Arda gibi başka yakın erkek arkadaşlarım da var. Arda benim dostum, son iki yılda arkadaşlık ve dostluk kavramlarım da değişti. Çok arkadaşım var, eski sevgililerimle bile hiçbir zaman küs ayrılmam. Onlardan fikir aldığım olur. Ama dostlarımın sayısı bir elin parmaklarını geçmez.”

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!