Güncelleme Tarihi:
◊ Çok küfürbaz olduğun söyleniyor. Neden bu kadar küfrediyorsun? Çocukken de böyle miydin?
- Çünkü küfür benim ruhumun gıdası. Erkek çocuğu gibi büyüdüm. Annem bana “Seni yetiştirirken harcadığım eforla 11 erkek çocuk yetiştirseydim birinci lige futbol takımı çıkarırdım” der. Hakikaten de çıkarırdı. Çocukken de böyleydim. Zaten konuşmaya da erken başlamışım. Ama insanlarla değil. Halı desenleriyle. Sonra bir level atlayıp koltuk desenleriyle konuşmaya başlamışım. Çocukken de kendi dünyasında bir tiptim, hâlâ da öyleyim. Ben hep kendi kendine eğlenmesini seven biri oldum. Kendi kendime çok konuşurum. Hayatım “Truman Show” gibi geçti. Küfür sadece bana zararı olan bir şey. Kimseye gidip “Ben senin bilmem nereni ne yapayım” gibi bir şey söylemiyorum.
Gün içinde cümle sonunda nokta yerine bazı küfürleri kullanıyorum. O da ağız alışkanlığı. Annemle babam boşandığında erkek kardeşim 1 yaşındaydı. Kardeşim iki kadınla büyüyordu. Erkeksi olsun diye sürekli onun istediği oyunları oynuyorduk. Futbol oynuyorduk. Hayatımda bir kere parmağımı kırdım, o da kardeşime kalecilik yaparken.
◊ E sen bayağı erkek çocuğu gibi büyümüşsün...
- Evet ama aynı zamanda 5 yaşında konservatuvarla birlikte ilkokula başladım. Piyanistim aslında ama çaktırmıyorum. Senin televizyon programındaki tatlı kadın var ya, benim için arada “varoş” diyor. Ona CV’mi yollayacağım. “Tatlım, Serenciğim buyur CV’m” diye.
◊ CV’nde piyano dışında başka neler var?
- Fevziye Mektepleri Özel Işık Lisesi, İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Piyano Bölümü, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Konservatuvarı Piyano Bölümü, Bilgi Üniversitesi Sosyoloji ve Pazarlama İletişimi master’ı...
◊ Çok varoşmuşsun gerçekten!
- Büyük varoşum, öyle böyle değil. Hatta varoş sosyoloğum.
◊ En sık kullandığın küfürler hangileri?
- Ağzıma geleni söylüyorum aslında. Bazen kimsenin bilmediği ilginç şeyler de çıkıyor. Ama o kadarını söylemeyeyim. “O Ses Türkiye”de yarışırken yayında küfür ederim diye benden korkuyorlardı. Ama öyle durumlarda benden asla küfür çıkmıyor.
“Rising Star”da 5 saat canlı yayın yapıyorduk, ağzımdan bir kere bile çıkmadı. Benim bir göbek adım varsa o da kontrol manyağıdır. Güne asistanımı ve menajerimi arayarak başlıyorum. Günün programını saat saat bilmek isterim. Bütün hafta ne yapacağım bellidir. Mesela sabah dolapta “Bugün Cengiz Semercioğlu ile röportaj var, bunları giy” yazıyordu. Ev deli evi gibi. Her yerde post-it var.
◊ Hastalık derecesinde mi peki bu?
- Diyorum ya; kontrol manyağıyım. Hiçbir şey benim kontrolüm dışında gelişemez. Ama bazen gelişiyor ve bende devreler yanıyor.
PROGRAMDA DiREKSiYON BENDE OLACAK
◊ Kanal D’de yeni bir programa başlıyorsun. Hayırlı olsun. Formatı nasıl olacak?
- Daha önce Serdar Ortaç’ın sunduğu, “Serdar Ortaç’la Hep Beraber” adlı programın formatının aynısı. Bir müzik yarışması. Ben sunucuyum. 6-7 etabımız var. 3 kadın ve 3 erkek yarışmacı olacak. Bunlar, ünlü şarkıcılar ya da vokal koçlarından oluşacak. Farklı etaplarda birbirlerine karşı yarışacaklar. Mesela bir etapta balon var. Ben karşımdaki gruba bir kelime veriyorum ve balon şişmeye başlıyor. O kelimeden şarkı türetiyorlar. Şarkının içindeki en zor kelimeyi seçip karşı tarafa pas atıyorlar. Karşı taraf o kelimeyle ilgili bir şarkı türetmeye çalışıyor ve balonu eline alıyor. Balon kimin elinde patlarsa o grup etabı kaybediyor. Böyle birbirinden manyak etapları olan bir yarışma.
◊ Çekimlere başladınız mı?
- Geçen hafta üç bölüm çektik.
◊ Hangi kuşakta ekrana gelecek ve süresi ne kadar olacak?
- Haftada bir gün, haberlerden sonra başlayacak. 2.5 saate yakın bir süresi var.
◊ “Rising Star”dan sonra bu senin ikinci televizyon programın olacak. Gerçi burada jüri değil moderatör olacaksın. Endişen var mı?
- Aynen öyle. Her şey benim elimde. İnsanların modu düşebilir ve ben toparlamak zorundayım. “Rising Star” farklıydı. Orada 5 sene önce “O Ses Türkiye”de bana dönmeyen Mustafa Sandal’ın yanında oturuyordum. Onun verdiği bir ağırlık vardı üzerimde. Sanki “İstanbul sen mi büyüksün ben mi” dermişim gibi boynu bükük oturdum. 5 sene önce o kanalda yarışmacıyken, 5 sene sonra o kanalda jürilik yaptım. Bu açından gurur duyduğum bir şeydi.
◊ Nasıl bir duyguydu?
- Çok garip. Başkasının başına gelse, gururla oturur o jüri koltuğunda. Bende tam tersi. Küçülüyorum öyle durumlarda. Bir de bende “siz” diye hitap etme sorunu var. Orada dört kişi jüri koltuğundaydık. Sonuçta bir yakınlık vardı. Ama ben Mustafa Bey ve Emina Hanım diyordum. “Siz” meselesini aşamıyorum. “Rising Star”da kendimi açamadığımı hissettim.
◊ “İrem Derici ile Eğlenmene Bak”ta kendini açabilecek misin?
- Programın çekimlerinde çok eğlendim. Direksiyon bende olunca ilk programın heyecanına rağmen kendimi açabildim. Konuklar da çok eğlendi. O yüzden gece muşmula gibi gülerek uyudum.
5 YIL ÖNCEYE KADAR TÜRKÇE SÖYLEMiYORDUM
◊ “O Ses Türkiye”de birinci olsaydın bugünkü İrem Derici olabilir miydin?
- Nereye birinci oluyorum Allah aşkına! Ben o kadar etap gittiğime bile şaşırdım. Rakibim “Bir Teselli Ver”i söylüyordu cayır cayır, ben orada Michael Jackson gibi giyinmiş “Beat It” diye bağırıyordum. Babam sarstı beni zaten. Ben 5 sene önce başladım Türkçe şarkı söylemeye. Ondan önce hep caz, R&B söylüyordum. Klasik müzik eğitim aldığım için burnum havadaydı. Sonra babam burada bu işi yapmak istiyorsam Türkçe söylemem gerektiğini, toplumumuzda bunun daha çok kabul gördüğünü anlattı. Hatta “Sana boşuna mı sosyoloji okuttuk” dedi. (Gülüyor)
BiR DAHA ALBÜM ÇIKARMAM
◊ En son 2 yıl önce albüm çıkardın. 2 ay önce de single yayınladın. Var mı yeni şarkılar?
- Geçen hafta Buray’dan bir şarkı aldım. Acilen çıkarmam lazım onu. Şarkıyı dinledim ve 3 saat ağladım. Bütün makyajım aktı. Buray’a “Bu nasıl şarkı” dedim.
Ona “Ben böyle bir şarkı yapsam başkasına satmam, sen niye satıyorsun” diye sordum. Ben bırak satmayı, o şarkıyı başkasına dinletmem bile. Tek şarkı olarak acilen çıkarmak istiyorum. Çok ikilemdeyim. Elimde 30 şarkı var. 15’i baba hit olacak şarkılar. Hafta içi bir toplantı yapıp karar vereceğiz. Şu anda “Tek Taş” çok iyi gidiyor. O yüzden çok da aceleci olmak istemiyorum.
◊ Peki, yeni albümü ne zaman yapacaksın?
- Bir daha albüm çıkarırsam lanet olsun bana...
◊ Aa neden?
- Money, money, money... Bir de herkesin peşinden koşturmak zorunda kalıyorsun. Yazdıklarını kendini saklayan biriyim. Çünkü sözü ve müziği bana ait olan bir şarkı başarısız olursa kendimi keserim. Ama başkasından aldığım bir şarkı başarısız olursa “Ay ne olacak canım Ahmet’in, Mehmet’in şarkısı” diyorum. Ben yıllardır şarkı yapıyorum ama her seferinde bir yerinden kıllanıyorum. Seren Serengil bana avam diyor ya, ben de bazen “Şarkının burası da çok avam olmuş” diyorum. Tozlu raflara koyuyorum.
Bir yandan da onun hırsındayım. Enstrüman çalıyorum ve müzik bilgim var. “Söz müzik aranje İrem Derici” diye bir şey çıkarmak istiyorum.
Kafam çok karışık.
◊ Piyano dışında başka ne çalışıyorsun?
- Bilgisayar ortamında aranje yapabilmem için piyano yeterli ama elime aldığım enstrümanı tıngırdatırım.
GEZMEKTEN KENDiME BiR EV ALAMADIM
◊ En çok konser veren şarkıcılardan birisin. Mayıs ayında kaç konser verdin?
- Allah’a şükür. 22 konser verdim.
◊ Şimdi program da başlıyor. Konserlere nasıl vakit ayıracaksın?
- Ölüm yeter. Vücudumu biraz har vurup harman savuruyorum. 3 günde 4 konser verdim. Brüksel, Uşak, Ankara ve bir şehre daha gittim. Normalde uçakta uyumam gerekiyor ama uyumuyorum. Kişisel gelişimimi niye durdurayım? Zülfü Livaneli yeni kitap çıkarmış. Ben onu neden okumayayım ayol? Brüksel’den dönüşte kan ağlasa da gözlerim, vitamin aldım ve okudum o kitabı. Ya da diyelim ki yeni bir film çıkmış. Ben uyumaktansa onu izlerim. Bunları yapmak zorundayım. Çünkü ben hayatını hikayelerle bezeyen bir kadınım.
◊ Sadece işe konsantre olup kişisel gelişimini engellemiyorsun yani...
- Ben öyle iki sene yaşadım. Odun gibi oldum.
◊ Hangi senelerdi?
- 2013-2015 arası. İşler yeni patlamıştı. Bu yaşta para kazanmazsak ne zaman kazanacağız diye düşünüp küpü doldurma derdine düştüm. Ama küpüm nereye doldu benim... Yok Maldivler, yok Roma derken birçok yere gittim. Hâlâ bir evim yok. Kanal D’ye güveniyorum. Program sonunda bir ev alırım inşallah.
◊ Sadece gezmeye mi harcadın paranı?
- Gezmeye ve zayıfladıktan sonra kıyafete harcadım. Harcıyorum dediğim bir ayakkabıya 5 bin lira vermek gibi değil. 10 bin liraya bütün Zara’yı boşaltmak gibi düşün. Bugüne kadar kıçımı başımı nasıl kapatayım diye giyiniyordum. Şimdi kendimi moda duayeni sanmaya başladım. Bir de elim çok açıktır.
◊ O kadar para kazandın. Mutlaka bir ev almışsındır kendine de bana söylemiyorsun.
- Gerçekten yok. Zamanında babamın aldığı küçük bir ev vardı. Orayı satıp üzerine para koyup büyük bir ev alayım dedim. Ucuza sattım. Sonra o parayla ev almadım. Gittim iki tane klip çektim. Ama Allah’a şükür bir arabam var.
BABAMIN PARASI OLMASAYDI iLK SARKIMI ALAMAZDIM
◊ Baban Hulusi Derici ünlü bir reklamcı. Müzik dünyasına bir anda girip zirveye çıkman bir reklamcının elinden çıkmış, planlanmış bir şey mi?
- Asla değil. Bu benim kendimi bırakmam, rol yapmamam, herkes gibi maske takmamamla alakalı. Ama tabii ki babamın parası olmasaydı ilk şarkımı alamaz, ilk klibimi çekemezdim. Bu imkanlar babam tarafından yaratıldı. Allah’a şükür ikinci şarkıdan sonra babama “Sen bunca yıl yapacağını yaptın, akıl hocası olarak ölene kadar yanımda olacaksın ama artık senin beş kuruşunu almam” dedim.
◊ Babanın para dışında, sektörde önünü açmak, torpil yapmak gibi avantajları olmadı mı?
- Piyasada parayı basıp milyonluk klipler çeken çok zengin insanlar var. Babam hiçbir zaman bana şöyle yap böyle yap diyemedi, diyemez. Babamın yaptığı işleri bilirsin. Hep uç işlerdir. Kimisi dahi deli der, kimisi nefret eder. Özellikle babamın rakipleri. Benim de sevenim olduğu kadar nefret edenim var.
◊ Neden?
- Kaba saba bir tipim. Argo konuşuyorum. İstediğim gibi yaşıyorum. Umursamıyorum. Kimseyle bir derdim yok. Beş senedir biriyle polemiğimi duydun mu?
◊ Sinan Akçıl’la bir şeyler oldu en son...
- Ayol gelsin suratıma tükürsün, ben onunla mı küseceğim! Sinan’ı aradım, “Telefonuna bakmıyorsun sonra da ekti beni diyorsun, geberiyorum hastalıktan, beş ülke gezdim geldim” dedim. Serumlu fotoğraf attım, onu bile görmemiş. Sonra bana “Tatlım ya kendi albümümün derdine düştüm seni harcadım kusura bakma” dedi. “Sen beni harcayamazsın, benim dostumsun” dedim. Eşeği çok seviyorum. “Sildim üzerini, çizdim” laflarını duyunca “Gel üzerime sifonu çek” dedim. Sinan’la aramızdaki polemik değil. O kendi kendine darılmış bana. Biri benim suratıma tükürse yarabbi şükür der devam ederim. Benim derdim kendimle.
KENDİMİ DIŞARIDAN GÖRSEM SEVMEM
◊ Babanın torpiline geri dönelim...
- “Torpilli” imajını insanlar verdi. Benimle aynı zamanda çıkıp aynı yere gelemediğimiz insanlardan çıkmış olabilir. Bunu ben bir yerlere geldim anlamında söylemiyorum. Şans mı yüzüme güldü yoksa deli dolu olmam mı insanlara yakın geldi bilemiyorum. Babamın da çok düşmanı var. Oradan da çıkıyor olabilir. Beni de çok sevmeyen var. Ben kendimi dışarıdan görsem sevmem. Pek sevilecek bir yanım yok çünkü. Ancak oturup birkaç saat zaman geçirdikten sonra belki severim. Sence var mı?
◊ Bence sempatiksin...
- Ama konuşunca böyle. Dışarıdan baktığında antipatik duruyorum.
ASLANLAR GiBi 1.5 SENE AÇ GEZDiM
◊ Zayıflamak iyi geldi dedin. Hatta moda ikonu gibi hissettiğini söyledin. Bu kadar mı değiştirdi hayatını?
- Yanlış anlaşılmasın, kendi apartmanımın moda ikonuyum. 25 kilo verdim. Ama insanların abarttığı gibi 3 günde vermedim. 1.5 senedir diyet yapıyorum.
◊ Bu tamamen diyetle mi oldu? Yoksa operasyon filan geçirdin mi?
- Sadece diyet yaptım. Aslanlar gibi 1.5 sene aç gezdim. Yanımdaki ayılar hamburgerleri götürürken, ben o hamburgerlerin içini açıp marulunu yedim. Kansere çözüm bulamam belki ama kendi hayatıma dair yapamayacağım hiçbir şey yok. Çünkü kütür kütür bir iradem var.
◊ Madem öyle neden sigarayı bırakmıyorsun?
- Bırakmak istemiyorum. Sağlığımla ilgili bir zarar verdiğini fizyolojik olarak hissetsem bir günde bırakırım. Parası da cebime kaldı der, bir daha elimi sürmem. Bana kimse istemediğim bir şeyi yaptıramaz. “Abarttın artık zayıflamayı” dediklerinde inadına yemediğim oluyor. Bunu benim fark etmem lazım.
DERiCiLER EVLiLiĞi TÜKETTi
◊ Evlenmezsin de o zaman bir daha...
- Ben denemeyi seven bir insanım. Denedim. Gördüm. Bir daha evlenmek istemiyorum. Babam benim yerime üç kere evlendi zaten. Dericiler evliliği tüketti.
◊ Çocuk sahibi olmak istemiyor musun?
- Şu anda hiç istemiyorum. Evcil hayvanıma bile bazen tahammül edemiyorum. Uzun süren çekimler ya da konserlerden döndükten sonra o yorgunlukla köpeğime sahte bir sevgi göstermek yük oluyor. Kendimle sevişmeye başladım 30 yaşında ve bunu paylaşmak istemiyorum. Bu aralar çok bencilim. Etrafıma değil ama. Yarın beni ara, “Böbreğe ihtiyacım var” de hiç düşünmeden gelirim. Ama çok bencilim bu aralar. Uykuma, sağlığıma...
SEREN SERENGİL’LE İNGİLİZCE KONUŞALIM DA KALİFORNİYA AKSANLI VAROŞ GÖRSÜN
◊ Güzelleşmek yaramadı galiba sana. Estetikler, silikonlar, zayıflamalar filan mı bencilleştirdi seni?
- Zayıfladıktan sonra göğüslerimi görseniz, gazetede para toplar, “Biz yaptıralım ne yapılacaksa” derdiniz. Zaten bacaklarım kaslı. Bir futbol takımına transfer olabilirdim. Saç, göğüs, diş kadınlık sembolü gibi. Dişlerimi de yaptırdım. Gülüşüme güven geldi. Ayrıca kimisi de “Çok çirkinleştin, armuda döndün” diyor. Ben zayıflarken ruhumdan da attım her şeyi. 30 yaşına girdim sonuçta. Bazı şeyleri düşündüm. Bu kadar işkolik olmamam gerektiğini, sürekli okumam ve yeni yerleri gezip insanlarla deli gibi konuşmam gerektiğini anladım. Bir gün Seren Hanım’la oturup İngilizce konuşalım da Kaliforniya aksanlı varoş görsün.
ŞARKI SÖYLERKEN KAŞLARIM HALAY ÇEKİYOR
◊ Geçtiğimiz gün bikinili fotoğrafların basına yansıdı. Oldukça fit gözüküyordun...
- Evet. Düzgün fotoğraflardı. Ben zayıflamadan önce yazlık mekanlara konser harici adım atamadım. Çünkü denize girsem adamın biri çekecekti fotoğrafımı. Kalçam karpuz gibi çıkacaktı. Selülitlerim filan gözükecekti. Bir de evde onlara üzülecektim. Gerek yoktu.
◊ Estetik yaptırmaya devam edecek misin? Kaç kere estetik yaptırdın?
- Bozul-dukça yaptırırım. Neden yaptır-mayayım ki? Üç kere burnumu, bir kere göğüslerimi, dişlerimi yaptırdım. Ara sıra da botoks yaptırıyorum. O da kırışıklıklar için değil. Daha 30 yaşındayım. Kaşlarım şarkı söylerken halay çekiyor. Sahne fotoğraflarımın hepsinde Küçük Hüsamettin gibi çıkıyordum. Uzun süre basına sahne fotoğrafları yollayamadık bu yüzden. Neyse ki 2 senedir bu olayı botoksla çözdüm.
◊ Ünlüler estetik yaptırdıklarını genelde gizler. Sen maşallah hepsini söylüyorsun.
- Allah’ın bildiğini kuldan neden saklayayım? Ben estetik yaptırınca insanlar anlamıyor mu? Salak mı millet, hemen anlıyor.
KiMSE KENDiNi ASiLZADE ZANNETMESiN
◊ Kitap okumayı sevdiğini söyledin. Şimdi ne okuyorsun?
- “Asi Kızlara Uykudan Önce Hikayeler” adında bir kitap aldım. Çok çarpıcı.
◊ Dünyayı dolaşıp, okuyup, klasik müzik eğitimi alıp pop şarkılar söylüyorsun. Bu seni yabancılaştırmıyor mu? Ya da ucuz bir iş yaptığını düşünmüyor musun?
- Asla öyle düşünmüyorum. Sektörde bunu yapanın olduğunu da düşünmüyorum. Herkes ekmeğine bakıyor.
◊ Sektörde her şey harika mı yani?
- Ben kimim ki sektörü eleştireyim? Gerçekten bu konuda fikirsizim. İlk Edebi Metinler dersine girdiğimde “Sanat sanat için mi, yoksa toplum için mi yapılır” tartışmasını yapmıştık. Bütün sınıf sanatın sanat için yapılacağını düşünüyordu. Ben de “O zaman gidin ayol dağ keçileriyle dağda yapın sanatınızı” demiştim. Sanat halk için yapılır. O dönemdeki prodüktörüm “Kalbimin Tek Sahibine”yi dinlediğinde avam demişti. O şarkıyı alıp Türkiye’nin 100 milyon izlenen ilk şarkısı yapıyorsak, herkese susmak düşer. Kimse kendini mavi kanlı asilzade zannetmesin.
ALTIN KELEBEK iÇiN ZAYIFLADIM
◊ Bu şarkıya avam diyen kimdi?
- “Baltayı taşa vurdun, çok iyi gidiyordun” dedi. Babam da “Bu şarkı Samanyolu gibi olacak” dedi. Samanyolu olması için şarkının 40 fren daha ekmek yemesi lazım ama o patikada yürüyor. Sonradan Samsun Demir Bey de yanlış düşündüğünü itiraf etti. Bu arada ben DMC sanatçısıyım artık. Samsun Bey’i çok severim. O da başarı manyağı bir insan.
◊ Altın Kelebek’te geçen sene çok iyi bir şov yaptın...
- Çok iyiydi. Canım sıkıldığında açıp onu izliyorum. Biliyor musun zayıflamamın sebebi sizsiniz. Zayıflamamdaki en büyük etkenlerden biri Altın Kelebek’tir. Orada dünya standartlarında bir şov yapacağım diye çok hırslanmıştım. Bana niye ev alamadın diyorsun ya, ben Altın Kelebek için cebimden 80 bin liraya yakın para harcadım. Hiç de pişman olmadım. Çok zevk aldım. Davet edin, bu sene 800 bin harcayacağım! Yok anam vazgeçtim Kanal D de ortak olsun biraz, bak program yapıyoruz artık oraya...
BENiM FAN GRUBUM YOK TIMARHANEM VAR
◊ Senin hayranlarınla aran nasıl? Sen günün birinde böyle bir hata yapsan tepki gösterirler mi?
- Ben “hayran” kelimesini ve yapılan bir şeye hata denmesini kabul etmiyorum. Dediğim gibi herkesin kendi hayatı. Bizim adımız İrem Derici fan kulüp filan değil. Adımız ‘tımarhane’. Çünkü deli deliyi çekiyor. Bunu çok tatlı bir anlamda söylüyorum. Ben onlara dost diyorum, çünkü tanıştıktan sonra dost oluyoruz. Hepsinin ailesini, nerede yaşadıklarını, okullarını vs. biliyorum. Mesela çıktığım bir radyo programını arıyorlar. Orada hemen isimlerini söylüyorum. Unutamam. Çünkü o insanlar bana mesai harcıyor. Frida Kahlo hayranı olduğum için hepsi Frida’nın hayatını okumaya başladı. Aramızda çok iyi bir alışveriş var. Hepsi topluca kilo verdi. Tarzları bile değişti.
Hepsini tanıdığım 50 kişi var.
AVM’DE GÖREN ARAPLAR “ÇOK ŞÜKÜR, BiN ŞÜKÜR” DİYE PEŞiMDE KOŞUYOR
◊ “Tek Taş” şarkına geri dönüşler nasıl oldu? Sanki çok kült olmadı diğer şarkıların gibi...
- Kınalarda ve düğünlerde bolca çalınacak bir şarkı oldu. Her şarkım kült olacaksa herkes çekilsin kenara bir ben kalayım. Benim kültlerim “Düşler Ülkesinin Gel Git Akıllısı”, “Kalbimin Tek Sahibine”, “Zorun Ne Sevgilim”. 5 senede üç-dört kült şarkı bence fena değil.
◊ Zaman geçtikte o kültlerin üzerine çıkmak zorlaşıyor mu?
- “Kalbimin Tek Sahibine”den sonra sı.tım dedim. Türkiye’de 100 milyona ulaşan bir video. iTunes’ta en çok satılan Türk şarkısı. Hâlâ da öyle. Bakkal sipariş getiriyor, “Abla yanda düğün salonu var. Sabahtan akşama kadar ‘Dualar Eder İnsan’ı çalıyorlar, bıktık” diyor. O şarkı durup durup patladı. Araplar bile beni her yerde tanıyor. Ben Kıvanç Tatlıtuğ ya da Tuba Büyüküstün değilim. AVM’de gören Araplar “Çok şükür, bin şükür” diye peşimden koşuyor şarkı yüzünden. Ondan sonra hangi şarkı çıkarırsam bunun üzerine çıkamayacağımı düşündüm. Ajda Pekkan’ın “Sardı Korkular”ı, Mustafa Ceceli’nin “Es”i gibi oldu...
◊ Mustafa Ceceli ile de bir düet yaptınız...
- Uzun süredir çok istediğim bir şeydi. Zaten Mustafa çok yakın arkadaşım. Onunla çalışmaktan çok zevk alıyorum.
KiMSE MUSTAFA’NIN HAYATINA KARIŞAMAZ
◊ Mustafa Ceceli’nin başına gelenlere ne diyorsun?
- Bir tane Youtube videosunda kafası gitmiş bir adam “Herkesin hayatına kimse karışamaz” diyordu. Tek dileyebileceğim şey o. Herkesin kendi hayatı. Hiç kimse de karışamaz.
◊ Ayrıldığı eşiyle tanışıyor musun?
- Tanışıyoruz.
◊ Birlikte olduğu Selin İmer’le peki?
- Tanışmıyoruz. Herkesin bir iç dünyası var. Biz sürekli ekranlardayız, metayız diye iç dünyamızı kimse bilemiyor.
O yüzden ben herkesin mutlu ve huzurlu olmasını istiyorum. Bu konuda diyebileceğim tek şey bu.