İntikam için Barış’ın menajeriyle nişanlandım

Güncelleme Tarihi:

İntikam için Barış’ın menajeriyle nişanlandım
Oluşturulma Tarihi: Şubat 14, 2021 07:00

70’li yılların en ünlü ikizleri Meral-Zuhal kardeşler, “Param Yok Pulum Yok” şarkısı ile hafızalara yerleşti. 74 yaşında ve hâlâ neşelerinden hiçbir şey kaybetmeyen ikizlerle, dünden bugüne sanat hayatlarını konuştuk. ( Eda SOLMAZ hazırladı)

Haberin Devamı

1970’lerin yıldızları arasında Meral-Zuhal ikiz kardeşler de vardı. İkizler, Türk müzik tarihinin en önemli isimlerinden biri olan Fecri Ebcioğlu tarafından keşfedildi.

İntikam için Barış’ın menajeriyle nişanlandım

Türkçe sözlü hafif Batı müziği şarkılar söyleyen ikizlerin, “Param Yok Pulum Yok” şarkısı ise onların şimdi bile hatırlanmasını sağlayan en özel eseri oldu. İkizler, bankacılıktan fotomodelliğe ve şarkıcılığa geçiş hikayelerini şöyle anlatıyor:
“İlkokulda öğretmenimizin canı sıkkın olduğu zaman bizi tahtaya kaldırır şarkılar söyletirdi. Daha sonra Denizli’de ticaret lisesini bitirdikten sonra ailecek İstanbul’a geldik. Çünkü ablamız avukatlık yapmaya başlamıştı. Biz de Türk Ticaret Bankası’nda işe başladık. 3 sene orada çalıştık. Annemizin vefatından sonra bankadan istifa ettik. Banka işleri sıkıcı gelmişti. Fotoğrafçı bir tanıdığımız vardı, onun yanında fotomodel olarak çalıştık. Takvimlerde model olduk. Oraya modelliğe gelenlerden biri dedi ki, ‘Sizi vapurda Fecri Ebcioğlu görmüş, tanışmak istiyor. Telefon numarasını gönderdi. Kendisini aramanızı istiyor.’
Fecri Bey’in Etiler’deki ofisine gittik. Bize ‘Kızlar sizde ses var mı ses?’ diye sordu. O sıralar ablam bize doğum günümüzde gitar hediye etmişti. Onunla birkaç beste yapmıştık.
Bu arada ne nota biliyoruz ne başka bir şey... Sonra kasete şarkımızı kaydedip ona götürdük. O sırada ofiste olan Hayko, şarkımızı dinledi ve ‘Bunu siz söylemezseniz ben okurum’ dedi. Fecri Bey’in ısrarlarıyla şarkı bizde kaldı ve o sıra TRT’ye yeni yapacağı program ‘Baharla Gelen Yeni Sesler’de sahne almamızı istedi.
O zamanlar radyoda denetim vardı fakat TV’de daha yoktu. Bu sayede hemen TV’ye çıkabildik.
Programda Parla Şenol, Yeşim, Halit Kakınç da bizimle sahne aldı.
Adnan Saner, orada söylediğimiz ‘Çık Git Kolumdan’ şarkısına plak yaptı. Şarkı, 1974 yılında radyo denetimini de geçti.
Aradan birkaç gün geçti, kahvaltı yaparken radyoda bir anda şarkımız çalmaya başladı. Babam tuhaf tuhaf bize baktı ve ‘Hep fasa fiso işler yapıyorsunuz’ dedi. Fakat bize hiç karışmadı.”

Haberin Devamı

Barış Manço’dan intikam almak için menajeriyle nişanlandım

Haberin Devamı

İntikam için Barış’ın menajeriyle nişanlandım
İkizlerden Meral ise bir dönem flört ettiği sonrasında ise yakın arkadaş oldukları Barış Manço ile nasıl tanıştıklarını şöyle anlatıyor:
“Bahariye’de Nazım Hikmet’in ailesinin bir köşkü vardı. Orası yıkılıp apartman yapılmıştı ve babam da bir daire almıştı. Barış Manço, o zaman annesiyle oturuyordu ve birkaç apartman yakınımızdaydı. Bir gün kapı çaldı, karşımda Barış duruyordu. ‘Sizin bodrum katındaki daire satılık mı?’ diye sordu. Orayı stüdyo yapmak istediğini söyledi. Tanışıklığımız öyle başladı. Alırdı gitarı eline yeni yaptığı besteleri bize dinletirdi. Biz de dalga geçer, çok fazla ilgilenmezdik. O sıralar Barış ile flört ediyor gibiydim. Hatta anneme bundan bahsetmiştim. Ama annem, ‘o birisiyle nişanlanıyor’ demişti. Ve bir süre sonra Barış’ı o kızla görmüştüm. İntikam almak için peşimde olan menajeriyle nişanlandım. Osman Kavran’ın gazinosunda Barış sahneye çıkarken bilerek menajeri Ersin’i görmeye giderdim. İntikamımı aldıktan sonra ise çok iyi dost olduk. Bu arada annem balkondan düşüp vefat edince Barış, onun anısına ‘Ölüm Allah’ın Emri’ şarkısını besteledi.”
Ayrıca Barış Manço’nun bir kliplerini ve iki plak fotoğraflarını çektiklerini söylüyorlar: “Barış ilk kez şarkımızı dinlediğinde ‘Siz benim şarkılarımı bile dinlemezdiniz. Nasıl bu kadar iyi oldunuz?’ diyerek şaşırmıştı.”

Haberin Devamı

‘İkizler,ikiz koca arıyor’
diye haber yaparlardı
Meral, aralarındaki o kopmayan bağı şöyle anlatıyor: “Biz yıllarca beraber oturduk. Zuhal, Hey dergisinin genel müdürü Doğan Şener’le evlendi. Beni de yanlarına aldılar.”
Zuhal ise 70’lerde sahnede kadın olmayı şöyle tarif ediyor: “Çok zordu. Bir kere masa isterlerdi. Bizim sehpamız bile yoktu gazinolarda. Müşterimiz ya da sansasyonumuz yoktu. Gazeteler de bir mevzu bulamadıklarında ‘İkizler, ikiz koca arıyor’ diye haber yapardı.”

İntikam için Barış’ın menajeriyle nişanlandım

“Uyanık Kardeşler”
filmi uğurları oldu
Meral ve Zuhal kardeşlerin, en bilinen şarkısı ise “Param Yok Pulum Yok”.
1974 yapımı Kadir İnanır ve Müjdat Gezen’in başrolündeki “Uyanık Kardeşler” filminin soundtrack’i olan şarkı, dönemin klasiği haline geldi.
Kardeşler, şarkının çıkış hikayesini şöyle anlatıyor:
“İkinci plağı hemen hazırlamamızı istediler. O esnada Hulki Saner, ‘Uyanık Kardeşler’ diye film hazırlıyordu. Başroldeki, Müjdat Gezen ‘Param Yok Pulum Yok’u okuyacaktı ve şarkının altyapısı tamamen onun sesine göre hazırlanmıştı. Fakat vazgeçtiler ve ‘Bu şarkıyı kızlara okutalım’ dediler. Şarkı bizim sesimizin tonuna uymuyordu yine de söyledik. Dikkat ederseniz filmde sesimiz Orhan Boran’ın Yuki’si gibi çıkar. Cıyak cıyak... Fakat plakta sesimizi modernize ettiler. O da TRT denetimden döndü. Çünkü şarkının içinde ‘kesem boş’ diye bir cümle var. O dönem birçok söz yasaktı.”

Haberin Devamı

İntikam için Barış’ın menajeriyle nişanlandım

Arabesk söylemeyince
emekli olduk
74 yaşındaki kardeşler şimdilerde Moda’da sakin bir hayat geçiriyor. Zuhal, 3 ay önce sosyal medyadan tanıştığı biriyle evlenmiş, Meral da onlara komşu olmuş. Sahnelerden uzak kalma nedenini ise şöyle anlatıyorlar: “80’li yıllarda müzik endüstrisi bir krize girdi ve arabesk furyası başladı. Birçok arkadaşımız arabeske yöneldi. Biz kararlıydık ve arabesk okumadık. Sonra plak endüstrisi battı. Birçok kişi gibi biz de ara verdik.”
İkili, geçim kaynaklarından ise şöyle bahsediyor: “Bir dönem sanatçılara emeklilik fırsatı verdiler. Bülent Ecevit zamanında emekli olduk. Rahmetli Erol Büyükburç telefon açıp ‘Kızlar bugün son gün gidin, müracaat edin’ dedi. Hemen müracaat ettik ve emekli olduk. Her işimizi kendimiz yaparız, lüksümüz de yok.”

 



 

BAKMADAN GEÇME!