Güncelleme Tarihi:
Başarılı oyuncu İbrahim Büyükak, “Hem yazıp hem oynamak onlardan tek bir işi yapanın işini elinden almak değil mi?” sorusuna iddialı bir yanıt verdi. Kimsenin bir hakkını çalmadığını söyleyen Büyükak, “Kimsenin İstihkakını aldığım yok. Kimi dahil olmak ister kimi de istemez. Çok dahil olmak isteyen tüm arkadaşlarımıza kapım her zaman açık…” dedi.
“Kaygılı bir adamım”
Başından sonuna bir yapıt ortaya çıkarmak zanaat olmalı… Düşün, taşın, yaz, konsepti belirle, oyuncu kadrosu, ikna et, hazırlıklar, çekim, oyna, film… Kendine çok yüklendiğini düşündüğün oldu mu?
Zaman zaman oluyor. Kaygılı bir adamım… Bazen çok küçük şeyleri büyütüyorum kafamda… Sonrasında neden böyle yaptığımı sorguluyorum. İşin en başından itibaren yazmak, oyuncuları ikna etmek, onları da oynadıklarından dolayı filmin içerisinde mutlu etmek zor ve mutluluk verici… Ortaya iyi bir iş çıktığında da tüm bunlara değiyor diyebilirim.
Bu parametreler içerisinde hangisi daha çok zorluyor?
En zoru her zaman yazmak benim için... İşi projelendirmek, hikayelendirmek ve hikayelendirdikten sonra karakterizasyonu yapmak ve o karakterleri hikayenin içerisinde doğru yerlere koymak zor… Zor diyorum ama en keyiflisi de yazmak aynı zamanda…
Sence İBO yazmakta mı oynamakta mı daha başarılı?
Yazma da başarılı olmak isterim. Benim bu işlere başlama sebebim de yazar olmaktı. Oynamanın ayrı keyfi var. Beraber eğleniyoruz ve ortaya bir ürün çıkartıyoruz ancak yazarlık daha önde diyebilirim benim için…
Bir Cuma akşamı… Sinemaya geldim. Neden Bayi Toplantısı’nı seçmeliyim?
Bu arkadaşının kim olduğuna da bağlı… İlk buluşma da gidilecek film değil gibi… Salon kalabalık olabilir. (Gülüyor) Gerçekten iki saat boyunca çok eğlenip bunu yaşarken de bir hikayeyi takip edebileceğini sana garanti edebilirim. Film benim içime çok sindi. Çok komik bir film yaptığımızı düşünüyoruz. İnşallah salonda dolu olur sen de arkadaşınla gittiğinde güzel güzel filmi izlemeye gitmiş olursun.
İzleyeceksen git diyorsun yani?
Umarım… Çünkü bu enerjin kolay kolay yatışacakmış gibi durmuyor. (gülüyor)
“Çabuk gönül alırım“
Bilinen isimlerin bilinmeyen hikayeleri ve detayları iz bırakır genelde… Çok iyi niyetli, çok pozitif, çok komik, çok içten vb. sıfatların oldu hep… Peki, İBO’nun çok sevimsiz, kötü niyetli, negatif hikayeleri olmadı mı hiç?
Tabi ki de insanın sevimsiz anları olur. Her insanın bir eşref saati ve eşek saati vardır. Bazen bir taksiye biniyorsun. O an ruh halin iyi değil ve somurtuyorsun mesela... İkinci dakikadan abi bakıyor dikiz aynasından ve “ abi biz seni böyle bilmiyorduk ya…” diyor. Seni televizyonda, tiyatroda veya filmde gördüğü şekliyle biliyor. Çok haklılar böyle düşünmek ile… O abi beni sevdiği için ben hayatıma devam edebiliyorum sonuçta… Bu sevgi ve ilgiyle ben sanatımı insanlara gösterebiliyorum. Dolayısıyla burada sitem etmiyorum. Bu işi yapıyorsanız bunu da yönetmek zorundasınız. Biraz kaygılı bir adamım yukarda söylediğim gibi… Gergin oluyorum bazen ancak çok çabuk gönül alırım. Kin tutmadığım için gönül almam kolay oluyor.
Sen artık yoksun ama her şeyi izliyor ve görüyorsun. Eser (Yenenler) ile Oğuzhan (Koç) takımı bozmamak için yerini doldurmaya niyetleniyor. Kimle 3 adam olsalar üzülmezsin?
Çok isim var bununla ilgili… Ricky Gervais diyelim bari… Tabi Ricky onlarla 3 adam olursa… (gülüyor)
“Kimsenin bir hakkını çalmıyorum”
İstediğimiz kadar kariyerimizde ve yeteneklerimizde farklılaşalım bir noktada ne iş yaptığımızı anlatamayız bazen… Anadolu’nun şirin bir kasabasında seni ilk defa gören teyzenin, “Oğul sen ne iş yapıyorsun?” sorusuna ne yanıt veriyorsun?
Komedyen diyorum genelde… Çalışmalarımın hepsini kapsadığı için daha pratik olduğunu söyleyebilirim. İlk başta kendimi yazar olarak tanımlarım ama hem sahnede bir şeyler yapıp hem film yapıyoruz… Hepsinden bahsetmek yerine komedyen demeyi tercih ediyorum.
Hem yazıp hem oynamak onlardan tek bir işi yapanın işini elinden almak değil mi?
Yok ya… Kimsenin bir hakkını çalmıyorum. Kimsenin istihkakını aldığım yok. Kimi dahil olmak ister kimi de istemez. Çok dahil olmak isteyen tüm arkadaşlarımıza kapım her zaman açık zaten…
“3 Adam güzel bir hikayeydi ama bir yerde durması gerekiyordu”
3 Adam farklı yerlerde mi bireysel olarak başarı elde etmek istedi? Neden yan yana değilsiniz artık?
Evet, doğru… Farklı bir hikayenin içerisine girmek istedik. Üçümüzün bir yerde başka idealleri de var. Sonuçta biz bir müzik grubu değiliz. Müzik yapmıyoruz. Mesela MFÖ yıllarca şahane eserler ortaya çıkarttılar ve hep dinledik. Bizim yaptığımız farklı bir iş açıkçası… Hepimizin başka özellikleri var. Tamamen bir işin içerisinde kalmak istemedik. Farklı şeyler yapıp daha başka dünyaların içerisine girmek istedik. Arkadaşlığımız baki ama ömür çok kısa… 3 Adam Güzel bir hikayeydi ama bir yerde durması gerekiyordu. Gün olur beraber bir şey yaparız. Zaten Oğuz’la bir film yaptık. Eser’le de bir şeyler yapabiliriz. Şu anlık kendi dünyalarımızdayız diyebilirim.
* Bir toplantıya gideceksin. Hangisini seçersin?
Acun Medya ile toplantı - Küçük Esnaf’la toplantı - Bayi Toplantısı
Şu an Bayi Toplantısı...
* Filmini eleştirecek birini seçeceksin. Hangisi eleştirsin?
Nuri Bilge Ceylan - Haluk Bilginer - Yılmaz Erdoğan
* Bir hakkın var. Hangisi?
Oscar’ı alacak filmin senaristi olmak - Ricky Gervais ile çift kişilik Stand Up turnesine çıkmak
Oscar alacak filmin senaristi olmak ve RickyGervais’i de reddetmek…
* Bayi Toplantısını kiminle izlemek isterdin?
Antonio Banderas - Leonardo Di Caprio
Eşimle izlemek isterdim diyeyim de ilk önce… (Gülüyor) Tabi fuaye de daha çok ilgi göreceği için tadım kaçardı. Onun yakışıklılığı benim tadımı kaçırırdı. Keşke öyle şeyler olsa ne güzel sorular ya…
* 3 kelimeyle yanıtlar mısın?
Nurdan Büyükak
Aşkım, sevgilim, her şeyim...
İşim, çok eğlenceli, çok komik…
Acun Ilıcalı
Çok iyi bir abimiz, hakkaniyetli ve çok iyi bir şovmen…
Galatasaray
İçimin bir parçası, çok seviyorum ve şahane…
Sinema
Çocukluğum, ilk aşkım ve çok seviyorum…
SON 24 SAATTE YAŞANANLAR