Güncelleme Tarihi:
Zaman geçti, söz konusu işbirlikleri normalleşmek bir yana müzik dünyasının en gözde akımlarından biri haline geldi. Karadayı, şu sıralar altına Betül Demir’le birlikte imza attığı, söz-müziği Sezen Aksu’ya ait “Karaağaç” şarkısıyla gündemde... Değişen tek şey sektör de değil; Karadayı o arada bekarlığa veda edip “evli müzisyenler” kervanına katıldı. Haliyle bu buluşmamızda müzik, aşk ve evlilik konularını harmanladık biz de...
* İki yıldır müziğe ara vermiş gibiydiniz. Sebep neydi?
- Özel hayatımda önemli gelişmeler oldu. İki yıl önce evlendim. İşleri biraz rölantiye aldım.
* Sizin için “evlenmez” diyorlardı bir de...
- Aynen öyle... Ben de beklemiyordum aslında böyle bir şeyi. Hiç aklımda yoktu. Evlilik esas bana sürpriz oldu (gülüyor). Bu işe kalkışınca hazırlık süreci falan, biraz işlerden uzaklaştım. Bir de 10 yıldır kendime hiç vakit ayırmamıştım, onun acısını çıkardım.
* Aşık oldum diyorsunuz yani.
- Aşksız olmaz tabii (gülüyor). Çok yoğun bir yaşam tarzımız var. Gecemiz gündüzümüz karışabiliyor. Evlilik sayesinde yeni bir düzene girdim. İki sene boyunca da hem yeni malzemeler topladım, hem kendime vakit ayırdım. Çok iyi geldi.
* Neden “Karaağaç” gibi duygusal bir şarkının dans versiyonunu yapma gereği duydunuz?
- Bizim dinleyicimiz acıyı seviyor. Bir de ritmi... Şarkıya baharatlar eklediğin, dans ritimleri ve electro synth’lerle kopardığın zaman, çok seviliyor. Bir de benim için beste ve söz önemliydi. Zaten şarkının bestecisi de Türkiye’nin duayeni Sezen Aksu... Harika eserlerinden birini yakaladım, bu projemden söz ettim, sağ olsun kendisi ve ekibi de destekledi.
* Bu Sezen Aksu’lu ilk çalışma değil ama bildiğim kadarıyla...
- Doğru. Daha önce “Geri Dön”ü yapmıştım. Dinleyince “Karaağaç”ı da çok beğendi ve “Seve seve ‘evet’ diyorum, şarkıyı projene dahil edebilirsin” dedi. Bu arada hakkını vermek gerek, Betül Demir gerçekten harika okudu.
* DJ ve solist işbirlikleri artık tüm dünyada rağbet gören bir trend... Hatırlıyorum da, 10 yıl önce bunu yeni yeni konuşmaya başlamıştık.
- Evet, biz uzun süre onları sadece izledik. Sonunda buna ilk cesaret eden kişi de ben oldum. Türkiye’deki ilk featuring, benim 2005’teki albümümde yer aldı. Kimsenin cesaret edemediği şeyleri yaptığımı düşünüyorum. “DJ hiç albüm yapar mı diye yorum yapanlar” bile vardı ilk zamanlar. Tabii ki yapar, herkes albüm yapacak ki geriye iyi olanlar kalsın, kötüler de elensin.
* Hazır iyiler, kötüler konusu açılmışken, müzik sektöründeki son durumla ilgili ne düşündüğünüzü de sorayım...
- Artık çabuk tüketilen işler yapılıyor. Aslında tüm dünyada böyle.
YANLIŞ BİR OYUNCULUK DENEMESİ BENİ BİTİRİR
* “Karaağaç” klibi “Magic Mike” filminden izler taşıyor gibi. Bana mı öyle geldi?
- İnan ki filmi hiç izlemedim, öyle bir benzerliğin olması ilginç.
* Bir de bu klipte oyunculuğunuzu konuşturmuşsunuz.
- Daha önce de böyle bir denemem olmuştu ama görüntü, kıyafet ve duruş olarak kendimi tam anlamıyla ifade ettiğim ilk klip bu diyebilirim. Yönetmenimiz Hasan Kuyucu tarzımı çok güzel yansıttı. Bunun verdiği rahatlıkla enerjim kusursuz biçimde kameraya yansıdı, en azından bana öyle geldi.
* Hazır kameralara alışmışken, oyunculuğa devam der misiniz acaba?
- Oyunculuk yapmak istiyorum. Deneyimim var, teklifler de alıyorum zaten... Ama önemli olan doğru projelerde yer almak... Şu anda oturmuş bir işim var, yüzüm tanınıyor. Bir rol hepsini bitirebilir. Birkaç teklifi geri çevirdik, sonradan “İyi ki de kabul etmemişiz” dedik.
* Ufukta yeni şarkı görünüyor mu?
- Var. Üç tane yepyeni şarkı yolda... Hiç tanınmamış bir şarkıcıyla çalışayım diyorum.
MOTOSİKLET MUHTEŞEM BİR HOBİ
* Hayatını eşin Gizem Güreşen’den önce ve sonra olarak ayırıyor musunuz?
- Sayılır. Yıllardır günlük hayatımın yüzde 60-70’i spordu. İşler yoğunlaşınca, gece gündüz birbirine karışınca sporu bıraktım. Ama yeniden düzene girdi. Çünkü eşim de milli sporcu. Onun temposuna ayak uydurmak için katı şekilde kendimi disipline ettim. 1 saat kafeye gideceğime, yarım saat Facebook’a bakacağıma spora vakit ayırıyorum.
* Bir de motor sevdanız var...
- Harley Davidson tutkusu bana da bulaştı. İstanbul trafiğinin azabından kurtulmamı sağladı, o anlamda bana ilaç gibi geldi. Muhteşem bir hobi. Doğanın her rengini daha iyi anlıyorsunuz. Gizem de motosikletli yaşam tarzını seviyor. Keyfimiz yerinde...