Hugh ile İstanbul’da bir akşam

2011 yılında Broadway’de sahnelediği şovunun ardından “An Evening with Hugh Jackman” (Hugh Jackman’la Bir Akşam) adında yeni bir gösteri hazırlayan Avustralyalı oyuncu Hugh Jackman, Avrupa’da ilk kez Türkiye’de sahneye çıktı. Ünlü aktör, Zorlu Performans Sanatları Merkezi’ndeki dört gösterinin ilkini önceki akşam sahneledi.
Türk müzisyenlerin de yer aldığı 32 kişilik bir orkestra ve dans ekibiyle sahne alan Hugh Jackman’ı ilk gecesinde sanat ve cemiyet dünyasından çok sayıda ünlü isim izledi.

NAZAR BONCUĞU TAKIYORUM

Saatler 21.15’i gösterdiğinde sahneye çıkan Hugh Jackman, seyirciyi Türkçe “Merhaba, nasılsınız?” diyerek selamladı. Eşiyle 19 yıl sonra ikinci kez İstanbul’a geldiğini ve çok mutlu olduğunu belirten oyuncu, muhteşem bir gece
olacağını ve nazara karşı nazar boncuğu taktığını söyledi.
Jackman, hayatından çeşitli kesitleri anlatan interaktif gösteriye “One Night Only” şarkısıyla başladı. Ünlü aktör, doğaçlama şovunda ilk taşı Hollywood stüdyo yöneticilerine attı. “Onlar benim sahnede olmamı pek sevmezler. Çünkü gecede 1.5-2 kilo kaybediyorum. ‘Wolverine’ serisinin devam filminde olacağımı söyleyeyim. Bu, ilk kez paylaştığım bir bilgi. Onun için kilo almam gerekiyor. Ama sahnedeyken bu çok zor. Şu an aslında özel bir diyet ve egzersiz programıyla kilo almaya başlamam gerekiyordu” diyen Jakcman, o sırada sahnedeki ekrana “Wolverine”deki kaslı halini yansıttı.
Türk kahvesi aşkını röportajlarının ardından sahnede de tekrarlayan Hugh Jackman, “Şükürler olsun Türkler, Türk kahvesini yarattı. Ama söylemeliyim, 6 dolarlık cappuccino’nun da suçlusu sizsiniz” dedi.

BU ŞARKI SANA AŞKIM

“Oh What a Beautiul Morning”in ardından “I Wont Dance” şarkısını seslendiren sanatçı, seyirciler arasından Fatoş isimli hayranını sahneye çıkardı ve onunla dans etti. Gece boyunca da Fatoş’un yerinde olup olmadığını kontrol etti.
19 yıllık eşi Deborra-Lee Furness’a duyduğu aşkı bulduğu her fırsatta dile getiren Hugh Jackman, “L.O.V.E.” şarkısını da ona armağan etti. Seyirciler arasında yer alan eşine “Bundan hoşlanmayacaksın ama sıradaki şarkı senin” diyen ünlü aktör, şarkıyı ekrana yansıtılan Furness’ın fotoğrafları eşliğinde söyledi. Bununla da yetinmedi, şarkının sonunda yanına gidip eşini öptü. Sanatçının bu jestiyle birlikte salonda büyük bir alkış koptu.

BORA UZER SAHNEDE

Sıra “Les Miserables”tan “One Day More” şarkısına geldiğinde sahneye Bora Uzer’i davet etti Hugh Jackman. O sırada Türklerin konukseverliğinden ve iş konusundaki heveslerinden bahsetti. Uzer, şarkıya sadece iki gün çalışmasına rağmen Jackman’dan hem tam not, hem de “Onursal Avustralyalı” unvanını indi.
Gösterinin ilk bölümü, “The Way You Look Tonight”, “On Broadway”, “Fever” ve “Rockisland” şarkılarıyla sona erdi.
Hugh Jackman, 15 dakikalık aranın ardından “Boy From Oz” şarkısıyla sahneye döndü. Kendisine Altın Küre getiren “Les Miserables”dan “The Other Side”ı seslendirirken gözleri doldu. Bu şarkıda aktöre yine Bora Uzer eşlik etti. Gösterisinde efsanevi filmlerin şarkılarına da yer veren Jackman, “Luck Be A Lady”, “Singin’ in the Rain” ile büyük alkış aldı. “I Got Rhythm” şarkısına da Türkçe “bende!” sözünü ekledi.
Konseri “Mack the Knife” ile noktalayan Hugh Jackman, alkışlar üzerine “Once Before I Go” şarkısını da seslendirdi ve seyircisine veda etti.

Geceden notlar

- Gösteriyi izlemeye gelenler arasında Sezen Cumhur Önal, Cem Yılmaz, Özkan Uğur, Ozan Güven, Rıza Kocaoğlu, Ferhat Göçer, Demet Akbağ, Nilgün Belgün, Derin Mermerci, Ender Mermerci ve Sıla da vardı.

- Gösteriye verilen arada Özkan Uğur’un yanına giden Ozan Güven, şovun kritiğini yaparken “Abi biliyorsun ben modern dans mezunuyum” dedi. Sohbet sırasında Cem Yılmaz’ın da Hugh Jackman için “Adam Avustralya’nın gülü” dediği duyuldu.

SARIŞININ ADI ESMERİN TADI

Saba Tümer ve Nilgün Belgün basın mensupları ile keyifli bir sohbete imza attı. Hugh Jackman’ı çok yakışıklı bulduğunu söyleyen Belgün, “Dersime çalışarak geldim. Hugh’un eşi benle yaşıtmış, şimdi onu kandırmaya çalışacağım” diyerek herkesi güldürdü. elgün, Saba Tümer’e de takıldı:“Sen sarışınsın ben esmer, esmerin tadı var sarışının adı. O yüzden şimdi kulise gidiyoruz...”