Banu Zorlu: Hiçbir erkek için üzülmeyeceksin

İki şarkılık bir single’la müzikseverlerin karşısına çıktınız. Öncelikle “Allah Kahretsin” adlı bu çalışmayı nasıl hazırladığınızı sorayım...
Single için hazırlığa başladığımızda elimizde birçok şarkı vardı. Eleme yaptık, sonunda Mert Ali İçelli’nin “Öptüm Yüreğinden” şarkısında karar kıldık. Ama sonra Kemal Aslan, “Allah Kahretsin”i de seçmeme vesile oldu. Onu da albüme aldık ve ilk klibi de ona çektik. Uzun zamana yayılan değil de her şeyin bir anda kendiliğinden geliştiği bir çalışma oldu bu single.

“Allah Kahretsin” şarkısı sizi neden bu kadar etkiledi?
İlk geldiğinde şarkının sözlerinden etkilendim. Hareketli bir şarkıya Ahmet Selçuk İlkan’ın dokunuşundan etkilenmemek olanaksız zaten. Bu arada Ahmet Selçuk İlkan, benim babamın arkadaşı. Babam hep ondan bir şarkı almamı isterdi. Tesadüfen bu şarkı geldi önüme, sözlerinden de çok etkilendim. Düzenlemesi de Sezgi Keskin’e ait. Çok güzel, çok değişik bir şarkı oldu. Son dönemin yükselen yıldızı, benim de favorim.
 

Bir dönem sözlerinde beddua olan şarkılar modaydı. Siz de o modaya mı dönüş yaptınız bu şarkıyla?
Aslında beddua değil, bir yakarış var bu şarkıda. Çoğu insan, unutamadığı kişi için “Hep içimdesin, ecel gibi peşimdesin, Allah kahretsin” demiştir eminim. Aşk çok güzel bir şey ama olmadı mı zorlamamak gerekiyor. Aşk, karşılıklı olduğunda güzel.

ACI ÇEKMEYİ SEVMEM
ERKEKLERİ ÇOK TAKMAM
 

Siz nasıl yaşarsınız aşkı?
Ben olmadığı takdirde bırakan, gideni tutmayan bir kadınım. Acı çekmeyi sevmiyorum. O yüzden erkekleri çok takmıyorum açıkçası. İlişki konusunda benim kafa yapım çok ayrı.

Peki hayatınıza giren kişilerden, bu ‘takmama’ durumuyla ilgili şikayet duymadınız mı hiç?
Çok duydum. Ama açıklamam hazır. Anneannem yıllar önce “Hiçbir erkek için üzülmeyeceksin” derdi. Kulağıma küpe olmuş. Ben de “Seni seveni seveceksin” derim herkese.

Sizin unutamadığınız, “Allah kahretsin” dediğiniz bir aşkınız oldu mu?
Hayır, benim unutamadığım bir aşkım yok. Bir kere evlenip ayrıldım, ona bile “Allah kahretsin” demedim. Benim için geçmiş geçmişte kalır.

Erkekleri çok takmadığınızı söylediniz, o zaman kıskanç bir kadın da değilsinizdir sanırım...
 Hiç kıskanmam. Diyorum ya, kafa yapım gerçekten çok ayrı benim. Herkes bu kafada olsa, her şey çok rahat olur bence. Üzüntü, sıkıntı olmaz hayatta. Bir de kafa dengin, seni anlayan biriyle berabersen, kıskançlık kelimesini kullanmayı dahi unutursun.

Aşk acısı da çekmediniz hiç?
Aşk acısı çektim tabii ama öyle ağlayıp kendimi duvarlara vurmadım hiçbir zaman.

O ÇORAPLARI GİYERKEN
BEN BOZULMADIM MI?

“Allah Kahretsin”in klibindeki styling de çok konuşuldu. Dekolte ayakkabının içine soket çorap giyme fikri nasıl ortaya çıktı?
Benim ekip çok uçuk. Fikir de moda editörüm Erdal Güvenç’ten fikir. O çorapları giyerken ben bozulmadım mı sanıyorsun? Bozuldum ama belli etmedim.
Neden giydiniz o halde?
Çünkü sonra klibi ve fotoğraflarımı görünce çok beğendim. Sadece ben değil, gören herkes çok yakıştığını düşündü. Hâlâ da konuşuluyor o çoraplar.

Olumsuz eleştiriler de oldu. Canınızı sıktı mı söylenenler?
Eleştiri çok olur. İyide de, kötüde de. Ama ben bir artistim. Sıradan olmayan bir işe imza atmam lazım. Eleştirilerden hiç etkilenmem. Hayatta hiçbir şeyi takmam kafama. Ben yapmışım, beğenmişim kime ne?

“Küçük Ağa”dan sonra sizi ekranda göremedik. 2 sene oldu. Neden uzattınız bu arayı?
AVM işleri yaptım bu süreçte. 1 yılı daha sadece müzikle geçirmek istiyorum.

Dizi teklifleri geliyor mu?
Geliyor. Bu dönem çok senaryo geldi. Ama setlere önümüzdeki sene dönmek istiyorum. Bir de iyi bir proje olması lazım. “Küçük Ağa”dan sonra düşüş olamaz.

Anneniz Yasemen Zorlu senarist. Onun kaleme aldığı yeni bir senaryo var mı?

Sevgili Şenay Düdek’le birlikte, Düdek’in son kitabı “İki Sevda Arasında”yı diziye çevirecekler. Gelecek sezon ekranda olacak. 

O dizide sizi görür müyüz?

Neden olmasın, inşallah.

Peki nasıl bir rolle geri dönmek istersiniz?

“Küçük Ağa” komediydi. Tekrar komedi olabilir. Ben komedi oynamayı seviyorum. Ama hep dram teklifleri alıyorum.

Geçtiğimiz haftalarda magazin gündeminde “Pop müziğin en iyi üç ismi” tartışması yer aldı. Bir popçu olarak siz ne diyorsunuz bu konuda?

 En büyük olan “Ben en büyüğüm” demez bence. Bunların yaptığının mahalle muhabbeti olduğu ortada. En büyüksen zaten en büyüksündür, konuşma. Sezen Aksu, Ajda Pekkan çıkıp “Ben en büyüğüm” diyor mu?

57 BİN LİRALIK AYAKKABIYI İŞADAMLARI İSTİYOR

Geçtiğimiz günlerde açılışına gittiğiniz fuarda size 57 bin lira değerinde ayakkabı hediye edildi. Kim hediye etti o ayakkabıları?

Fuarda standı bulunan ayakkabı firması. Ben firmanın açılışına gitmiştim, sunumumuzu gerçekleştirdik ve bana o ayakkabıları hediye ettiler. Benim için de sürpriz oldu. Çok şaşırdım, beklemiyordum.

Ayakkabının aslında Sibel Can’ın olduğu iddia edildi...

 Ama bende çıktı! Altın Kelebek törenine de giyip geldim. Hatta taşları düşecek diye çok korkmuştum. (Gülüyor)

Nerede saklıyorsunuz?

Kasada saklıyorum, en güvenlisi. Almak isteyen çok kişi var. Yeni yıl yaklaştıkça da talipleri arttı. Genellikle işadamları almak istiyor, eşlerine ya da sevgililerine hediye etmek için sanırım. Vakıflar dahi teklifte bulundu, bağış organizasyonları için. Ama bana hediye edilen bir şeyi ne başkasına hediye edebilirim ne de satabilirim.

YENİ KLİBİ LONDRA’DA ÇEKECEĞİM

 Single’ın diğer şarkısı “Öptüm Yüreğinden”e klip çekecek misiniz?

Evet, o şarkı da çok beğenildi. Klip de çekeceğiz. Londra’da çekmeyi düşünüyoruz.

Neden Londra?

Tamer Aydoğdu ile “Ne yapsak” diye düşünüyorduk. İkimiz de Londra âşığıyız. “Orada çekelim” dedik.