Güncelleme Tarihi:
Tarık Akan’ı Çiçek Bar’da, iç taraftaki bölümde sola dönünce en köşede kalan sinemacılar masasında tanıdım. Beni oraya ilk kez oturtan da sevgili Kemal Sunal’dı.
Şimdi ikisi de yok. Zaten gidip oturacak bir sinemacılar masası da yok. Yalnızca oradan kalan anıları var.
Kemal Abi’yi 2000 Temmuz’unda yitirmenin ardından Sunal ailesi onu yaşatmak için bir belgesel yapmak istedi. Yönetmen arkadaşım, ortağım Nihat Özcan ile kolları sıvadık.
Sevgili ve rahmetli Meral Okay’ın inanılmaz katkısıyla, Kemal Sunal filmlerinde onunla yol arkadaşlığı yapmış herkesle konuştuk.
Onlar bize Kemal Sunal’ın filmlerini anlattılar. O dönemi anlattılar. Kendilerini anlattılar.
Bir yanda bir Kemal Sunal Belgeseli, diğer yanda bir Yeşilçam Belgeseli çıktı.
Kemal Abi’nin belgeselini yaptık. Yeşilçam’ın belgeseli söyleşilerde kaldı.
O söyleşilerden birini de Kemal Abi’nin can dostlarından Tarık Abi ile yapmıştık.
Konu Kemal Sunal Belgeseli olduğu için oraya koymadığımız ama unutmaya da kıyamadığımız söyleşi bölümleri arşivimizde yerini aldı.
Bugün onlardan birini tarihle ve okurla paylaşmanın zamanı geldi sanırım. Tarık Akan o söyleşide dönemin efsane yapımcı-yönetmeni Ertem Eğilmez ile olan kavgasını, Arzu Film’den ayrılışını, kendi sinematografisindeki inanılmaz ve müthiş değişimi anlattı.
Yılmaz Güney’in 1972’de hapse girmesinden sonraki dönemde klasik Yeşilçam yapımcılarının sektöre nasıl yön verdiğini ve bunu “Maden” filmiyle nasıl yıktığını aktardı.
İşte o söyleşi...
“Hababam Sınıfı Sınıfta Kaldı”dan sonra Arzu Film’den ayrıldım.
Son bir sahne çektik. Ardından merdivenlerde duracağız. Filmin afişini çekiyoruz. Kemal (Sunal) yanımda, Halit (Akçatepe) öbür yanımda. Ben de taşın üstüne çıkmıştım, şaka olsun diye.
Ertem (Eğilmez) Abi kameranın arkasından bana çok kötü hakaret etmeye başladı.
Yani herkes sululuk yapıyor orada. Ben de sözüm ona öyle bir sululuk yapmışım.
O hakareti yediremedim kendime. O dakika seti terk ettim, gittim. 2-3 saat sonra sete geri geldim: “Arzu Film’den ayrılıyorum ben, sizi bırakıyorum.”
Şoke oldu Ertem Abi. Çünkü 5 yıl vermişim oraya. İnanamadı, “yapamazsın” dedi.
“Ayrılıyorum, bundan sonra ne ‘Hababam’ çekeceğim ne de başka film. Arzu Film’le çalışmayacağım, piyasaya çıkacağım” dedim. Ayrılışım o ayrılış oldu.
FİLMLERİM KARA LİSTEYE ALINDI
İzmir bölgesi böyle. İç Anadolu, Güneydoğu Anadolu... Bütün bölgeler bu sistemle çalışıyor. Ben açık söyleyeyim, bir yıl boyunca işsiz kaldım.
Bir yılın sonunda şunu yaptım; “Maden” filminin senaryosunu Yavuz Özkan’la çalıştım. Yine bölgeler satın almıyorlar. Yine C tipi şirketlere düşüyorsun. O zaman yani, kötü sinemalarda, kötü işletmelere düşüyorsun.
Yavuz Özkan’a dedim ki “Cüneyt Arkın’la ortak oynayalım. İki rol var, Cüneyt hangisini isterse onu beğensin. Afişe istediğini yazsın. Benim adımı istediği kadar küçük yazsın, kendi adını kocaman yazsın...”
“MADEN”İ TÜM BÖLGELERE SATTIK, YEŞİLÇAM KARIŞTI