Güncelleme Tarihi:
◊ Öncelikle yeni projeniz hayırlı uğurlu olsun. Projeye dahil olma sürecinizi sizden dinlemek isteriz.
- Teşekkürler. Bundan yaklaşık
7 ay önce, “Babam ve Ailesi” bittikten sonra İrfan Şahin beni görüşmeye çağırdı, projeden bahsetti. İrfan Bey’in projeye olan ilgisi ve heyecanı beni de heyecanlandırdı. Ertesi gün dört bölüm senaryo birden okudum. Dört bölüm senaryonun hazır olması, bu projeye fazlasıyla özen gösterildiğini anlamama yetti zaten...
Hikayeyi çok sevdim, her bölüm sonraki bölüme çekti beni. Canlandırmam istenen Bahadır karakterini de çok sevdim. Güçlü duygular barındıran, çok boyutlu şekilde yazılmış bir karakterdi çünkü. Dolayısıyla çok düşünmeme gerek kalmadan “evet” dedim, ekibe dahil oldum.
◊ Canlandırdığınız Bahadır karakterinden de söz eder misiniz? Nasıl biri bu Bahadır?
- Bahadır âşık... Bugüne kadar hiç âşık olmamışçasına âşık. Daha önce böyle bir duyguyla tanışmamış. Çok ilişki yaşamış, âşık olduğunu sandığı da çok olmuş ama böylesini daha önce hiç görmemiş, hissetmemiş. Elif’ten önce birini hiç bu kadar istememiş, biriyle olmanın hayalini hiç bu kadar kurmamış. Bu durum onu fazla hassas yapıyor. Elif’le birlikteyken dünyalar onun. Aşırı hisli, aşırı sevgi dolu, aşırı neşeli. “Çocuklar gibi şen” derler ya, Bahadır Elif’leyken tam da öyle işte...
İşler yolunda gitmediği zamanlarda ise tam tersi; aşırı kıskanç, öfkeli ve kırılgan oluyor. Özetle Elif varsa Bahadır “hep”, Elif yoksa Bahadır “hiç” diyebiliriz. Bu iki kutup arasında sürekli git gel yaşayan bir karakter.
GELECEĞİ ÇOK FAZLA DÜŞÜNMEK “AN”I ÖLDÜRÜYOR
◊ İlk bölümde performansınızla dikkat çektiniz. Siz kendi performansınızı nasıl buldunuz? Kendinizi izler misiniz?
- Seyrederim tabii. Onun heyecanı başka. Sürece ve verilen onca emeğe şahit olunca, ortaya çıkan sonuç suladığınız ağacın meyve vermesi gibi bir şey oluyor. Seyrederken öğreniyorum da... Artılarıma, eksilerime bakıyorum, beğenmediğim yerlerin üzerine gidiyorum. Sonuçta bizimkisi sürekli ilgi isteyen bir meslek. İhmale hiç gelmez, gerekli özeni göstermezseniz sizi yarı yolda bırakıverir. Performansım hakkında ise ben yorum yapmayayım, onu seyredenlere bırakalım.
◊ Siz “Tutsak”ta en çok kimin hikayesini sevdiniz?
- Birçok kişinin hikayesinin olmasını ve hepsinin altının dolu olmasını sevdim öncelikle. Ama tabii fazla haşır neşir olmamdan olsa gerek oynadığım rol, yani Bahadır’ın hikayesi bende bir adım önde...
◊ Anı yaşamayı sevenlerden misiniz yoksa gelecek planlarınız şimdiden hazır mı?
- Geleceğe dair planlarım, hedeflerim oluşuyor ister istemez ama “an” benim için daha önemli diyebilirim. Geleceğı çok fazla düşünmek “an”ı öldürüyor.
BOŞ ZAMANI SEVMİYORUM ÇÜNKÜ BANA İYİ GELMİYOR
◊ Dizi dışında başka projeleriniz var mı? Sizi tiyatro ya da sinemada izleyebilecek miyiz?
- Geçen haziranda Ömür Atay’ın “Kardeşler” adlı filminde rol aldım. İlk sinema deneyimimdi ve benim için önemliydi. Sabırsızlıkla seyretmeyi bekliyorum. Onun dışında tiyatro oyunu yapma gibi bir planımız var, metin araştırmaya devam ediyoruz. Tiyatronun bendeki yeri ayrı, hayatımdan çıkmasını kesinlikle istemem.
◊ Boş zamanlarınızda neler yaparsınız?
- Aslında gereğinden fazla boş vakti sevmiyorum, bana da iyi gelmiyor. Benim bir şeyle meşgul olmam, bir şey üzerinde yoğunlaşmam gerekiyor.
SON 24 SAATTE YAŞANANLAR