Güncelleme Tarihi:
Cengiz Semercioğlu: Ortaya çıkan fotoğraf Cem adına da, Defne adına da güzel değil. Cem Yılmaz müdahale edip korumaların böyle davranmasının önüne bir şekilde geçmeliydi.
Gecemediği için de o koruma Cem’i görmek isteyen çocuğun gözüne fener tutma densizliğini gösterir. Her şey unutulur bu fotoğraf akıllarda kalır. Bir de çocuklara böyle davranan koruma da unutulmaz.
Ömür Gedik: Fotoğraflarda görülen görevliler, Cem Yılmaz’ın korumaları değil konser alanının görevlileri.
MFÖ konserinin Cem Yılmaz fotoğraf çekimi kuyruğuna dönmemesi ve zamanında başlaması için böyle bir çözüm bulmuşlar. Yani Cem’in kendisiyle fotoğraf çekilmesin diye insanları engellediği falan yok.
Ama yine de görüntü dışarıdan bakıldığında hoş değil. Başka bir çözümü olmalıydı.
Sonuçta ‘Cem etten duvar ördürdü’ görüntüsü hafızalarda yer edebilir. Ama bu nahoş durum MFÖ konserinin sağlığı için kaçınılmaz olmuş. Amfi tiyatronun yarısı fotoğraf çekimi için Cem’in yanına gelse o konser zor başlardı.
Onur Baştürk: Cem Yılmaz olayı farklı anlatıyor ama çekilen fotoğraflar da olayı başka türlü yansıtıyor. Tamam, her birimiz olayları farklı algılayıp kendi penceremizden anlatabiliriz.
Bu çok doğal. Ama gördüğüm fotoğraflarda korumalar gerçekten de “etten duvar” örmüş Yılmaz’ın önüne. Belli ki fotoğraf çektirmek isteyenleri yaklaştırmak istememişler. Yoksa konser kalabalığından ötürü ekstra bir birikme olmadığı belli. O yüzden Cem Yılmaz’ın kızmaya pek hakkı yok gibi geldi bana. Korumalar konser nedeniyle değil onu korumak için orada birikmiş.
Çocuklarını tanıştırdılar diye evlenecek değiller
Cem Yılmaz ve Defne Samyeli bu hafta çocuklarını tanıştırdı. Âşıklar, Deren Talu ve Kemal Yılmaz’la birlikte ilk kez kalabalık aile olarak objektife takıldı. Bu ilişki nereye gidiyor?
Ömür Gedik: Güzel gidiyor gibi duruyor. Çocukların da tanışması, hep birlikte olunması artı bir adım demek. Kimse gelip geçici diye baktığı biriyle çoluğunu çocuğunu bir araya getirmez sonuçta.
Cengiz Semercioğlu: Aynı konserde Cem Yılmaz gündemlerinde evlilik olmadığını da söyledi. Neden ısrarla bu soru soruluyor ki Defne ve Cem’e. Evet bu ilişki çok güzel gidiyor, çocukların da tanışmasıyla işin ciddiyeti bir kez daha göründü. İmza atmasalar da onlar çoktan büyük, çok güzel bir aile oldular.
Onur Baştürk: Çocuklarını tanıştırdı diye bu ilişki evliliğe gidiyor demek bu çağda yapılacak en saf yorum olur herhalde. Sürekli beraberler, çocukların tanışması kadar doğal bir şey yok bence.
Daha fazla kas yapmasın
Ivana Sert’in sosyal medya hesabında paylaştığı kaslı fotoğrafları çok konuşuldu. Konsey, Ivana Sert’in fotoğrafları üzerinden “Bu kadar çok kas kadınlara yakışıyor mu?” sorusuna yanıt aradı.
Onur Baştürk: Beğendim ben. O kadar fazla değil. Dozunda kas kadına da yakışabilir pekala. Ama her kadına değil. Ivana’nın tarzına gitmiş.
Ömür Gedik: Erkek bakış açısını bilemem ama kaslı olmayı ben kadınlara çok yakıştıramıyorum. Kadınlıktan uzaklaşıp erkeğe yaklaştırıyor gibi geliyor. Ama Ivana’nınki o kadar da abartılı gelmedi bana. Yine de bu kadarla kalsın. Daha fazla kas yapmasın bence.
Cengiz Semercioğlu: Bu sağlıklı görünme takıntısı durun bakalım daha neler gösterecek bize?
Baksanıza gül gibi kadın gitmiş yerine kaslı, daha sert çizgilere sahip bir kadın gelmiş.
Ivana Sert’in eski görüntüsü mü, bu kaslı görüntüsü mü derseniz, milyon kere eski görüntüsü derim. Ben kadınların spor uğruna bu kadar sert hatlara sahip olmasını sevmiyorum.
Bülent Ersoy geriden geliyor
Bülent Ersoy, yüzüne filtre koyarak paylaştığı bornozlu videoyla haftanın konuşulan ismi oldu. Sosyal medya günümüzde artık yeni gündeme gelme yöntemi mi?
Ömür Gedik: Ben Bülent Ersoy’un paylaşımını sempatik buldum.
Sürekli olmaz tabii ama arada böyle paylaşımlarla gülümsemeye de ihtiyacımız var. Hayata sürekli gri bir perdenin arkasından bakmanın bir anlamı yok çünkü.
Cengiz Semercioğlu: Bülent Ersoy’un bornozlu fotoğrafından daha iyisi Sefa Doğanay’ın bunun üzerine yaptığı taklitti... Bülent Ersoy’un buna ihtiyacı yok ama pek çok ünlü sosyal medyayı gazetelere haber olmak, gündeme gelmek için kullanıyor. Her gün bunun örneklerini görüyoruz.
Onur Baştürk: Evet, gündeme gelmek için bu iyi bir yöntem ama çoktan eskidi. Emojiler ve ses tonu değişikliği filan hayli demode. Bülent Ersoy geriden geliyor. Biri onu güncellesin.
Bu hikaye burada biter
Acun Ilıcalı, “Murat Boz-Aslı Enver yeniden birlikte olabilir” açıklamasının sadece bir temenni olduğunu açıkladı. Bu aşk defteri tamamen kapandı mı?
Ömür Gedik: Biz de Acun’un bu cümlesi üzerine, ne evler ne evlilikler inşa etmiştik. Barışma ihtimali Aslı ve Murat yalnız olduğu sürece her zaman var ama gün geçtikçe de azalıyor tabii.
Cengiz Semercioğlu: Araya bu kadar mesafe girdikten sonra ilişkilerin kaldığı gibi gitmesi zorlaşıyor. Bu defter çoktan kapandı bana göre... Ne Murat’ın böyle bir adımı, ne de Aslı’nın bu yönde bir çabası var artık. Yakında da zaten hayatlarına başka birileri girer, bu hikaye burada biter.
Onur Baştürk: Herkes ne çok istiyor bir araya gelmelerini. Yok evlensinler, yok şunu yapsınlar. Ama ilişki bu sonuçta. Çevren istiyor diye devam edemezsin.
Bırakalım artık onlara baskı yapmayı bence.
Nazan Öncel’in albümdeki ilk üç
Bayramın sürprizi Nazan Öncel’in “Ve Nazan Öncel” adlı proje albümü oldu. Konsey, ünlü isimlerin unutulmaz 14 Nazan Öncel şarkısını söylediği albümdeki favorilerini yazdı.
Ömür Gedik: Tarkan (Yalnızlar Treni), Sezen Aksu (Gitme Kal Bu Şehirde) ve Sıla (Beni Hatırla) favorilerim...
Onur Baştürk: Hayko Cepkin (Bırak Seveyim Rahat Edeyim), Mehmet Erdem (A Bu Hayat) ve Sezen Aksu (Gitme Kal Bu Şehirde)
Cengiz Semercioğlu: Bu albümün en çok öne çıkacak, en çok konuşulacak yorumunun Hayko Cepkin’inkinin olacağını albüm çıktıktan 3 gün sonra yazmıştım. Gerçekten de öyle oldu, herkes Hayko Cepkin’in söylediği “Bırak Seveyim Rahat Edeyim” şarkısını konuşuyor. Sezen Aksu ve Sıla’nın yorumları da ilk 3’te yer alır benim için...
Diline vurmuş
Mehmet Ali Erbil, bayramda tekerlekli sandalye ile sahneye çıktı. Ama sağlık sorunlarına rağmen hâlâ aşktan ve seksten konuşmaya devam ediyor. Ünlü şovmenin en son yaptığı “Kadınlarda yaş skalamı yükselttim; 30-32 olur artık” açıklamasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Onur Baştürk: Tutunduğu tek dal sanırım aşk ve seks. Diline de vurmuş, sürekli o konuları konuşuyor. Neyin manşet olup konuşulacağını da çok iyi bildiğinden böyle cümleleri özellikle sarf ediyor. Ben ciddiye almadım. Alan var mı hâlâ? Onca ilişki deneyiminden sonra o yaşta birinden daha demli sözler beklerdim ben...
Cengiz Semercioğlu: Mehmet Ali Erbil’e geçmiş olsun diyorum. Cihangir’de 20’lik genç kadınlarla gördüğüm an hatırlatacağım kendisine bu sözünü... Ama en azından bunu söze dökmesi de güzel. Çünkü Mehmet Ali, 61 yaşında... 61 yaşında bir adamın yanına 22 yaşında bir kadının olması yakışıksız bir fotoğraf çıkarıyor ortaya. Tabii Mali kadınları düşüneceğine önce sağlığına dikkat etsin artık.
Ömür Gedik: Geçmiş olsun ama Mehmet Ali Erbil artık kendini her anlamda toparlasın lütfen. Çünkü o yıllardır aşk, seks, genç kadınlar muhabbetleri uğruna Türk sinemasını çok başarılı bir oyuncudan mahrum bıraktı. Kendisini çok seviyorum ama bir o kadar da kızıyorum bu yüzden. Türkiye’nin en iyi oyuncularından biri olmasına rağmen bu algılar yüzünden iyi bir rolle ortalığı yıkıp geçemiyor işte. Kendisini bunlarla değil de iyi bir filmle konuşacağımız günleri dört gözle bekliyorum.
Her ünlü YouTube’da yapamaz
Çağla Şıkel, Kelebek’te Gülben Ergen’e verdiği röportajda YouTube kanalı sayesinde “15-25 yaş grubuyla tanıştım” dedi. Televizyon ünlülerinden Youtuber çıkar mı? Konsey, bu kadar çok ünlünün YouTube’a yönelmesini değerlendirdi.
Cengiz Semercioğlu: Televizyon ünlüleri için YouTube çok zor bir eşik. Çünkü internetin, vlogger’ların kendi içinde başka dinamiği var. Klasik TV anlayışıyla YouTube’da iş yapmaya kalkarsanız olmaz. Bizim TV ünlüleri bu çizgiyi aşamadı henüz. O yüzden de sosyal medyanın starları, TV starlarını sollayıp geçiyor internette.
Onur Baştürk: Her ünlü, YouTube’da yapamaz. Çünkü YouTube gençliği kendi keşfettiği insanları daha çok seviyor ve tutuyor orada. Halihazırda televizyonla ünlü olmuş birini tekrar orada izlemesi için içeriğin gerçekten iyi olması gerekiyor. Çağla bunu becerenlerden. İçeriği iyi çünkü.
Ömür Gedik: Televizyon ve YouTube izleyicisi o kadar farklı ki. Çağla hem televizyon hem de YouTube’da iş yaparak geniş bir alana yayılmayı başardı.
Bu nedenle her televizyoncudan bir YouTuber çıkar diyemeyiz. Bence YouTube’a yönelen ünlüler arasından başarısız olup pes edenler çok olacak.
Ciddiye alınacak bir liste değil
IMDb’nin Starmetre listesinde Türk oyuncular arasında en yüksek puanı alan ve ilk 500’e giren isim Farah Zeynep Abdullah oldu... Farah’tan daha alt sıralarda Meryem Uzerli, Kıvanç Tatlıtuğ, Çağatay Ulusoy, Cansu Dere geliyor. Size göre doğru bir liste mi bu?
Cengiz Semercioğlu: Böyle bir listede yer almayı hak eden tek isim Nuri Bilge Ceylan. Çünkü uluslararası alanda gerçek başarı elde eden tek isim o. Evet bizim oyuncular da dünyanın pek çok yerinde tanınıyorlar artık ama bu uluslararası alanda iş yapıyorlar demek değil. Bu tür listelerde ünlülerin fan kitleleri de etkili oluyor.
Ömür Gedik: IMDb bu isimleri kullanıcıların oylarına göre belirliyor. Farah’ın “Kelebeğin Rüyası” filmi ile Oscar aday adaylığında Türkiye’yi temsil ettiğini unutmayalım.
Sıralamada Türk oyuncuların yukarılarda olmaları bizim adımıza sevindirici gerçekten de.
Ama ben Nuri Bilge Ceylan’ı biraz daha üstte görmeyi beklerdim açıkçası.
Onur Baştürk: Elbette şaşırtıcı. Farah’ı çok sevenler yüklenmiş IMDb’ye. Çok da ciddiye alınacak bir liste ve durum değil bence.
Kadına değer veren her erkek alkışı hak ediyor
Kenan Doğulu, “Yosun” şarkısını eşi Beren Saat’e yazdığını açıkladı. Doğulu şarkının hikayesini “Beren’in ağladığını gördüğüm bir gün şarkının sözleri döküldü” diye anlattı. Konsey, “Günümüzde şarkı yazan erkeklerin cazibesi kaldı mı” sorusunu yanıtladı.
Ömür Gedik: Beren ve Kenan’a bayılıyorum. En çok da Beren’e olan aşkını yıllar geçse de taze tutan, hiç eksiltmeyen Kenan’a. Aşka, romantizme olan inancımızı ayakta tutuyor bu çift. Beren neye ağlamıştı merak etmedim değil ama...
Cengiz Semercioğlu: Beren’le Kenan’ın sürekli ‘ayrılıyor’ diyenlere inat böyle haberlerini görmek güzel... Kenan demek ki gözyaşlarından etkilenip şarkı yazacak kadar Beren’e âşık hâlâ... Ne güzel. Duygularını böyle anlatan erkeklerin olması da güzel. Kadına değer veren, yücelten her olay, her erkek alkışı hak ediyor. Kadına karşı bu kadar cinayet, tecavüz ve şiddet varken...
Onur Baştürk: Çok hoş. Şarkı yazan kadının da erkeğin de cazibesi her zaman vardır. Duyguları melodiyle aktarıyorsun sonuçta. Sihirli bir durum. Herkesin ilgisini çeker.
İstanbul’da kalmanın güzelliği trafiğin olmaması
9 günlük bayram tatili bitti. Konsey, bayramı nerede geçirdi? Peki bayramda İstanbul’da kalmak mı yoksa güneye kaçmak mı doğru tercih?
Ömür Gedik: Bayramda kuş gibiydim, İstanbul, Kıbrıs, Montenegro ve Alanya’ya gittim. Kıbrıs, Alanya bildiğiniz gibi, kalabalık. Montenegro Türkler için yeni cazibe merkezi olmuş. Ama bayramda en çok İstanbul’u sevdim. Trafik şahaneydi.
Bayramlarda ya yurtdışına kaçmalı ya da İstanbul’da kalmalı diyorum.
Onur Baştürk: Güneye kaçarsın da bildik yerlere değil. Hele Bodrum ve Çeşme asla. Üç gün gittim, kalabalıktan bunaldım ve İstanbul’a geri döndüm.
Cengiz Semercioğlu: Bayramda Bodrum’daydım ama herkesin Bodrum’u farklıdır. Ben daha sakin kalabilmiş, dışarıya adımımı atmadığım bir yerde kaldığım için Bodrum’a gelen 2 milyon kişinin farkında değildim. Bayramda İstanbul’u güzel kılan en önemli şey trafiğin yok olması, istediğin her yere 15 dakikada gitmen.
SON 24 SAATTE YAŞANANLAR