Her Şey Aşktan filmi vizyonda

* Öncelikle hayırlı olsun diyelim. Nasıl bir film “Her Şey Aşktan”?
- Şükrü Özyıldız: “Her Şey Aşktan” yüzümüzü güldürecek, biraz tebessüm ettirecek bir film. Filmi izleyenlerin kimisi gülecek, kimisi ağlayacak, kimisi de kendinden bir şey bulacak. Kısacası aşkta ne varsa, bizim filmde de hepsi var.
- Hande Doğandemir: Biz çalışırken, çok güldük ve eğlendik. Umarım seyirci de filmi izlerken çok eğlenir.

* Filmde canlandırdığınız Pelin ve Burak’ı biraz anlatır mısınız?
- H.D: Pelin 30 yaşlarında, evlenmek üzere olan bir genç kadın. Alışveriş meraklısı, eğlenceli ve neşeli biri. Ancak nişanlısı tarafından aldatıldığını öğrenince hayatı altüst oluyor. Bu süreçte de karşısına Burak çıkıyor. Pelin onun sayesinde güçlenmeye başlıyor. Bu sırada tabii doğal olarak birbirlerinden etkileniyorlar.
- Ş.Ö: Burak çok erken yaşta annesini kaybetmiş, bir şekilde kendi başına büyümüş bir adam. Bir şekilde yolu Pelin’le kesişiyor. Adeta onun yaşam koçu oluyor. Pelin’e hayatta asıl nelerin öncelik olduğunu, nelerde mutluluk ve huzuru araması gerektiğine dair bazı dersler veriyor. Ve bu sürecin sonunda birbirlerine aşık oluyorlar.

* Gelelim sete... Hande Hanım, filmin fragmanında sizi boks yaparken, atlarken, kavga ederken gördük. Nasıl geçti set sizin için?
- H.D.: Çatıdan düşme sahnem vardı. Yükseklik korkusu olan biri olarak, çok korkmuştum. (Gülüyor) Çok profesyonel davranıldığı için korkum başladıktan sonra geçti. Enteresan bir deneyim oldu. Yükseklik korkumu tabii ki hâlâ yenemedim ama o ayrı konu.

* Filmdeki boks sahneleri için herhangi bir ders aldınız mı peki?
- H.D: Evet, boks sahnesi için ders aldım. Teknik bir dersti zaten. Şükrü ile Mithat Can (Özer) boks yapmayı biliyordu. Onlar olaya hakimdi. Çok profesyonel bir ekip olduğu için kolaylıkla atlattık sahneyi. Tango dersi de aldık. Tango dersi güzel oldu ama. Günlük hayatta da sevdim tango olayını, belki bir gün işe yarar... (Gülüyor)

* Şükrü Bey, siz de bateri çalıyorsunuz filmde. Siz biliyor muydunuz önceden bateri çalmayı?
Ş.Ö.: Evet, deneyimim vardı. Daha önceden davul perküsyon çalıyordum. Film proje aşamasındayken Özcan’la (Deniz) konuşmuştuk. Benim canlandıracağım karakterin müzisyen olmasını isteğini söylemişti bana. Ben de, “ben davul perküsyon çalıyorum, istersen buradan yola çık. Karakterde benim de tuzum olsun” dedim. (Gülüyor) Bunu filmde kullanmak aklına yattı. Böylece davulcu bir karakter olarak ortaya çıkarttık çocuğu.

* Romantik komedi filmlerinde artık oyuncuların şarkı söylemesi moda oldu. Sizde de var mı böyle bir sürpriz?
Ş.Ö.: Bizim filmde Edis, Simge, Mehmet Erdem ve Ayşe Hatun Önal’ın şarkıları var. Sayılanların hepsi izleyiciye sürpriz. Ben çalmayı tercih ettim söylemek yerine. (Gülüyor)
H.D.: Ben de şarkı söylemek yerine, iki sahnede dans ettim. O iki dans sahnesi için zaten koreografi dersleri aldım.

İŞİMİZ GEREĞİ ÖPÜŞÜYORUZ

* Filmin yapımcısı Özcan Deniz. Onunla çalışmak nasıl bir deneyimdi sizin için?
H.D.: Bu film, iki yıldır çalışılan bir proje. Bu film için ilk görüşmeye gittiğimde Özcan’la tanıştım. Sonra ara verildi projeye. Tekrar tamam denilince geçtiğimiz yaz yine bir araya geldik. Benim için güzel bir süreç geçti. Çok iyi çalıştık, birbirimizi anladık.
Ş.Ö.: Biz Özcan’la ilk olarak “Sevimli Tehlikeli” filmi vasıtasıyla tanışmıştık. Ben onun oyuncu yönetimini, oradan çok iyi beslenebildiğimi anladım. Bir oyuncu-yönetmen sinerjisi gelişti aramızda. Bu çok zor bulunan bir şeydir. Ama bizim Özcan’la aramızdaki bağ şans. Bu sinerjinin bir ürünü, “Her Şey Aşktan” projesi zaten.

* Filmdeki öpüşme sahneniz çok dikkat çekti. Sizce bu öpüşme sahnesi neden bu kadar gündem oldu?
Ş.Ö.: Bilmiyoruz... Bir filme konu olması açısından aşk hâlâ en popüler şey. Aşkın getirdiği doğal şey de öpüşme...
H.D.: Biz işimizi yapıyoruz ve iş gereği öpüşüyoruz, aşk filmi olduğu için. Kimse kimseyi öpmüyor o sahnelerde, rol bu.

* Son olarak devam filmi gelir mi “Her Şey Aşktan”ın?
H.D.: Hikayesi devamının gelmesine çok müsait.
Ş.Ö.: Hande iyi bir partner, devamı gelirse iyi olur.

BİR DÖNEM DİZİSİNİN ASİL KIZI OLMAYI İSTERİM

* Sizi geçtiğimiz sezon ekranlarda göremedik. Dizilere karşı bir tutum mu sergiliyorsunuz?
- H.D.: Evet, yaklaşık bir senedir televizyona bir şey yapmıyorum. Bu bilinçli bir tercih. Bu sürede iki sinema filmi çektim. Bu zamana kadar hep beni gülümseten, mutlu eden televizyon projelerini tercih etmiştim. O yüzden bundan sonrasının da böyle devam etmesini istiyorum. Diziler için acele etmiyorum. Dinlenme, geliştirme dönemine erken girdim galiba. (Gülüyor) Okuyorum, bakıyorum, kendimi neyin içinde daha mutlu hissedersem umarım o iş olur. Sinemada daha çok yer almak istiyorum.

* Peki sizi dizi sektöründe hangi tür senaryo mutlu eder?
- H.D.: Şöyle bir konu çıksa diyemem ama karakter olarak kendimi daha doğru bulduğun iş olabilir. O da dönem dizisi. Bir dönem dizisinin asıl kızı olmayı isterim. (Gülüyor) Bugüne kadar hiç dönem işinde yer almadım. Mesela böyle bir şeye çok mutlu olurum. İlla sultan olmasa da olur, 60-70’leri sevenlerdenim.

* Şükrü Bey siz bu sezon “Kış Güneşi” adlı dizide göreceğiz. Yeni diziniz hakkında biraz tüyo alabilir miyiz?
- Ş.Ö.: “Kış Güneşi” projesi şubat ortasında yayınlanmaya başlayacak. Ben iki karakteri birden canlandıracağım. İlk bölümde kendimi ve ikizimi canlandıracağım. O yüzden uzun zamandan sonra ilk defa bu kadar heyecanlandım. Türk televizyonlarında daha önce görülmemiş bir durum. Dramalojisi çok kuvvetli ve karakterlerin derinliği fazla. Heyecanlandıracak bir proje.

İLİŞKİM HAKKINDA KONUŞMAM

* Aşk sizin hayatınızda ne ifade eder...
- Ş. Ö.: Her şey aşktandır! (Gülüyor) Aşk tabii ki çok güzel bir duygu. Filmin isminden de geldiği gibi her şey aşktan doğar. Benim şu an burada olmam da mesleğime, işime olan aşkımdan. Aşk her şeye, herkese duyulabilir. Sonuçta mesela tutkuyla yaptığım bir iş, hobi, meslek varsa tutkundan aşktan duygularının yansıması seni bir yerlere getirir. O yüzden ben de oyunculuğa karşı duyduğum tutkudan buradayım.
- H.D.: Aşk üstüne düşünüp konuşulacak bir konu değil bence. Aşk insanın dönem dönem hayatında çok farklı şeyler ifade edebilir. Bazen merkezi olur, bazen işinden dolayı geriye gider. Aşk net cümlelerin kurulacağı bir kavram değil.

* İlişkilerinizde mantığınız mı daha ağır basar, duygularınız mı?
- H.D.: Bu, bence ilişkiye göre değişir. Kendi içindeki dinamiklere göre, karşındakine olan duyguna göre. Kimine mantık ağır basar, kimine kalp. Ben aşkı konuşabilenlerden değilim, konuşamam. (Gülüyor)
- Ş.Ö. Tabii duruma göre, anlık ihtiyaçlarına göre, içinde bulunduğun konuma göre değişen bir şey. Yeri gelir mantık olması sağlıklıdır, yeri gelir tutkuyla, kontrolleri bırakacak kadar yaşamış olursun aşkı.

* Sizin aşk için yapabileceğiniz en büyük fedakarlık nedir?
- Ş.Ö.: İlişkinin durumuna göre karar verilir fedakarlık. Niyet iyilik olduktan sonra aşkta yapılamayacak fedakarlık yoktur.
- H.D.: Fedakarlık ilişkiyi yaşadığın insana göre değişir. Kalıba sokulmazdır aşk.

“Her Şey Aşktan” filminin Bursa galası yapıldı. Kent Meydanı Avşar Sinemaları’nda yapılan galaya filmin yapımcısı Özcan Deniz ile başrol oyuncularından Hande Doğandemir ve Mithat Can Özer katıldı. Bursalı sinemaseverler galaya yoğun ilgi gösterdi. Filmin gösterileceği salonu gezen ekip, hayranlarıyla
selfie çekerek anı
ölümsüzleştirdi.