Hem oyunculuk hem de Türkçe öğrenecekler

MUSTAFA Altıoklar ile okulda buluşuyoruz ve Berlin’e nasıl geldiğini anlatıyor: “Ekmeğimi artık Türkiye’de kazanamaz hale geldim ve ‘gurbete’ çıktım. 27 Aralık 2015 günü babamı Zincirlikuyu mezarlığına defnettikten sonra, botlarımda mezar toprağıyla son uçağa bindim. Atina, Münih, Roma, Los Angeles, Londra, Paris derken, yılın ilk 6 ayını bu şehirlerde dolaşarak geçirdim. Kendime yeni bir kent aradım. Berlin en baş favorimdi. O yüzden sona bıraktım. 2016 haziranında Berlin’e geldim. Geliş o geliş.”

Berlin’de okul fikri nasıl oluştu?
Böyle bir okul projesi Münih’te kafamda oluştu. Berlin’e gelir gelmez hemen uygulamaya koydum. 1 Kasım’da da okulu açtık.

Hedef?
Almanya’da yaşayan Türk gençlerine yönelik TV ve sinema oyunculuğu eğitimi.

Nasıl veriyorsunuz bu eğitimi?
Temel oyunculuk eğitiminin yanında özel olarak İstanbul Türkçesine ağırlık veriyoruz. Sinema ve televizyon oyunculuğu öğretiyoruz. Sabit 5 hocayız. Ben, Vedat Erincin, Recai Hallaç, Cem Sultan ve Barış Pirhasan. Onlar olmasaydı asla başaramazdım. Müthiş bir takım oluşturduk burada. Bizden başka, her hafta Türkiye’den bir usta oyuncu veya yönetmen konuk hoca geliyor. Okul açılalı 2 ay oldu ve Meltem Cumbul, Ezel Akay, Tamer Levent, Nurgül Yeşilçay, Harika Uygur, Deniz Erdem ve Mehmet Altıoklar geldi. Öğrencilerimizin iç dünyasında hiç unutamayacakları izler bırakıp gittiler. Yeni yılda ise; Haluk Bilginer, Selçuk Yöntem, Melisa Sözen, Memet Ali Alabora, Sanem Çelik, Ahmet Mümtaz Taylan, Zerrin Tekindor, Burak Sergen, Barış Atay, Barış Falay gelecek. Okul haftada 3 gün. Şimdilik 9 öğrencimiz var. 18-32 yaş arası. Öğrencilerimiz ya üniversite öğrencisi ya da bir işte çalıştıkları için akşam okuluyuz. Okul ücretli ve 10 aylık eğitimin ücreti 4 bin euro.

'YABANCI KADIN' ROLÜNDE ÇOK BAŞARILI

Hangi oyunculuk yöntemleri öğretiliyor?
Tek bir ekole bağlı kalmıyoruz. Dünyanın bütün ekollerinde verilmesi gereken ilkeleri veriyoruz. Stanislavsky, Eric Morris, Adler, Ivana Chubbuck. Türkiye’den gelen hocalar bunlardan hangi metodu vermek istiyorsa, onu öğretiyor. Çünkü pratik hayatta oyuncuların yaşadığı şöyle bir durum söz konusu; Bir oyuncu Eric Moris eğitimi almış ama karşısındaki Stanislavski ekolünden yetişmiş olabiliyor ve pek ala karşılıklı şahane bir performans ortaya çıkabiliyor. Bu nedenle biz öğrencilerimize şu anda dünyada en çok kullanılan metodların temel ilkelerini öğretiyoruz. Mezun olacak olgunluğa geldiklerinde onlar için hangi metodun daha uygun olduğunu belirleyeceğiz ve daha üst düzey çalışmalar için onlara yol göstereceğiz.
Bu çerçevede Türkiye’den gelen ustalar kendileri için benimsemiş oldukları yöntem doğrultusunda öğrencilerimize oyunculuk pratiği veriyorlar. Rol çalıştırıyorlar. Berlin’li hocalar olarak bizler ise; Türkçe diksiyon, artikülasyon, entonasyon, ses-nefes kontrolü, vücut dili, kamera ve ışıkla oyuncunun ilişkisi, senaryo okuma tekniği, senaryo analizi, karakter analizi, bir karakter yaratmak gibi temel eğitimlerini işliyoruz. Benzer eğitimleri Alman oyunculuk okullarından da alabilirler ama bizim bu noktada en önemli farkımız, öğrencilerimizin ‘yüksek Türkçe’ öğrenerek ve konuşarak okuldan mezun olmaları olacak. Şöyle ki; mesela, Meryem Uzerli çok güzel ve çok iyi bir oyuncu. Ama Türkçe aksanı bozuk olduğu için Türk sinema ve televizyonunda ancak ‘yabancı kadın’ rollerinde bararılı olabiliyor. Rol spektrumu sınırlı. Mehmet Kurtuluş, Sibel Kekilli, Bülent Şerif gibi burada yetişmiş pek çok değerli oyuncu için de aynı sorun geçerli. Tam bu nedenle öğrencilerimizi İstanbul Türkçesi konuşabilen iyi oyuncular düzeyine getirmek istiyoruz.

MEZUN OLUNCA ‘HADİ YALLAH’ YOK

Kamera önünde mi?
Evet. Her ders kamera önünde yapılıyor. Ders sırasında kaydedilen görüntüler, perdede izlenerek hatalar ve doğrular öğrencilere gösteriliyor. Okul 10 ay sürüyor. İlk 9 ay uygulamalı eğitim. 10’uncu ay ise öğrencilerin oynadığı bir kısa film çekeceğiz. 10’uncu ayın sonunda başarılı öğrencilere ‘B’ACT Academy’ sertifikası vereceğiz ve akademinin oyunculuk ajansına alacağız. Yani mezun olan öğrencimize “Hadi yallah” demek yok. Yani oyuncularımızın her türlü haklarını savunacak, Türkiye’de televizyon ve sinema sektörüne sunacak bir ajansımız da var.

Yetenekler var mı?
Çok iyi potansiyel adaylar var ve hızla gelişiyorlar.

KENDİ OYUNCULARIMI YETİŞTİRİYORUM

Yeni bir film projesi var mı?
Elimde yazmış olduğum 10 baba senaryo var. Bunları hayata geçirmek için girişimler yapıyorum. İlk planladığım filmin adı ‘Jewels’ (Cevherler). 1933 yılında Nazi Almanyası’ndan sürgün edilen Alman aydınların Türkiyemizin çağdaş eğitim sistemine, bilim ve sanat dünyasına yaptıklarını, olağanüstü katkıları anlatan bir film. Hikâye Einstein’ın, Atatürk’e yazdığı bir rica mektubuyla başlıyor. Savaştan sonra Berlin Belediye Başkanı olan Ernst Reuter, müzisyenlerden Paul Hindemith, Carl Ebert, mimar Bruno Taut, hukuk Profesörü Ernst Hirsch, heykeltraş Rudolf Belling gibi birbirinden değerli bilim insanları ve sanatçılar, Naziler tarafından dışlandıklarında Atatürk Türkiyesi’nin onlara açtığı yeni ‘heimat’larındaki yaşamlarını konu alacağız. Hazırlıkları yapıyorum. Uluslararası bir oyuncu kadrosu olacak. Ayrıca mezunlarımız benim yurt dışında çekeceğim bu ilk uzun metrajlı uluslararası filmde de rol alacak. Ben, aslında bir yandan kendi oyuncularımı da yetiştiriyorum diyebilirim B’ACT Academy’de.