Güncelleme Tarihi:
◊ Bu yeni işbirliği nasıl doğdu?
- Bu gerçekten çok nostaljik bir marka benim için. Klasik şişesi bile hâlâ akıllardadır. Benim de nostaljik olan her şeye sempatim var. Çocukluğunuzdan bu yana bildiğiniz bir markanın yüzü olmak ise başlı başına heyecan verici.
◊ Hangi nedenle sizi tercih ettiler, bir fikriniz vardır herhalde...
- Bunu kendilerine sormak lazım aslında (gülüyor). Saçlarımın çok sağlıklı olmasıdır herhalde sebep... Saçlarıma normalde çok özen gösterdiğim için böyle bir işbirliği benim de hoşuma gitti.
◊ Sizin de kısa saçlı bir döneminiz oldu ama...
- Aynen. O boyu da çok seviyordum. Başka bir havası var kısa saçın ama şampuan denince akla dolgun, uzun, hareketli ve canlı saçlar geliyor.
◊ Gerçekten de çok gür saçlarınız var. Nasıl kullanıyorsunuz, bakımı zahmetli olmuyor mu?
- Küçüklüğümden bu yana kurutmak tam bir eziyetti. Annemin kucağına yatardım, o kuruturken uyuyakalırdım. O kadar uzun sürüyordu, kurumak bilmezdi! Evet, dediğin gibi bakımı zor ama çok seviyorum. Özellikle oyunculuk yapıyorsanız, en büyük aksesuvarlarınızdan biri diyebilirim.
◊ “Kadın dediğin uzun saçlı olur” gibi bir algınız var mı?
- Herkese yakışan renk ve boy farklıdır. Kısa saçı da çok severim. Doğru bir kesim kadını çok güzel gösterebilir. Uzun saç kullanışlı ve çok şekle yatkın olduğu için tercih ediliyor.
BELKİ GÜZEL BİR SİNEMA
FİLMİ BEKLİYORUMDUR
◊ Pek çok farklı projede adınız geçti, hangisinde karar kıldınız? Netleşen bir dizi ya da sinema projesi var mı?
- Yazın bir dizi yapmıştım ama şu an için gündemimde sadece bu işbirliği var. Bir yandan da senaryoları okuyorum. Sinema filmi ve dizi senaryoları geldi birkaç tane. Ama henüz netleşen bir iş yok çünkü acele etmiyorum.
Doğru zamanda doğru işler olsun istedim hep, bu zamana kadar o düşünceyle adımlarımı attım. “Keşke”lerim hiç olmadı, olmasın diye de ince eleyip sık dokumaya devam ediyorum.
◊ Yine bir yaz projesi gelir mi?
- Yazın hazırlanan işler bir şekilde benimle özdeşleşti (gülüyor). Bu yaz da denk gelebilir ama bilemem, belli bir planım yok.
◊ İş anlamında özel bir beklentiniz var mı? Öyle bir durum seziyorum sanki...
- Somut bir şekilde tanımlayamam ama sinemayı izlemeyi de içinde olmayı da çok seviyorum. Belki de güzel bir sinema filmi bekliyorumdur. Güzel enerjiyi çağırayım ben en iyisi (gülüyor).
ŞEKERSİZ, YAĞSIZ, UNSUZ
YEMEKLER HAZIRLIYORUM
◊ Beklerken de boş durmuyorsunuz. Sosyal medyada sürekli özel tarifler paylaştığınızı görüyorum.
- Mutfakta zaman geçirmeyi, sağlıklı ve farklı tarifler denemeyi seviyorum. Yağsız, unsuz, şekersiz yiyecekler tatsız olur diye düşünülür ya... Öyle değil. Yapıp, çevremdekilere yedirip güzel tepkiler almayı seviyorum. Şimdiye kadar kötü bir tepki almadım, genelde beğeniliyor.
◊ Kimler tadıyor bu yemekleri?
- Genellikle kuzenimle yapıyoruz. O da şeftir, dolayısıyla bazen ona danışıyorum. Yakın arkadaşlarımızla bir araya geliyoruz, yemek ritüelimiz de uzun sürüyor ve çok keyifli oluyor.
◊ Özellikle neler yapıyorsunuz?
- Rafine şekeri uzun süre önce hayatımdan çıkardım. O yüzden de şekersiz, unsuz hatta yağ kullanmadan hazırlanabilecek lezzetler üzerine yoğunlaşıyorum. Bunları çeşitlendirmeyi seviyorum.
◊ Kilo kontrolü durumundan mı ortaya çıktı bu fikir?
- Hayır, tamamen sağlıkla ilgiliydi...
ŞAN VE DANS DERSLERİ
ALMAYA BAŞLADIM
◊ Bu karar aşaması sürecini şan dersiyle mi değerlendireceksiniz?
- Aynen öyle.
◊ Gerçekten mi?
- Okuyorum, projeler var ama bu zamanı oturarak geçirmiyorum. Oyun izliyorum, olabildiğince film izlemeye çalışıyorum. Şan ve dans dersine başladım. Hem yapmaktan keyif aldığım hem de ileride bir projede mutlaka yardımcı olabilecek her şeyi cebime koymayı çalışıyorum. Bu süreci de kendim için olabildiğince eğitici geçirmeye özen gösteriyorum.
◊ Ses eğitimi de önemli bir oyuncu için...
- Her oyuncu şarkı söyleyebilir diye bir şey yok ama sesini kullanabilmek önemli tabii... Özellikle tiyatro sahnesindeyseniz. Zaman buldukça gidiyorum derslere.
◊ Artık kafe mi açarsınız, single mı çıkarırsınız, bekleyip göreceğiz...
- Single olayına girmem, pek düşünmüyorum. Ama ileride ne olacak bilemeyiz, kısmet.
MERT’LE BiRLiKTELiĞiMiZ
SAKLANILAN BiR DURUM DEĞiL
◊ Enerjiniz çok fazla. Sürekli bu enerjiyi kanalize etmeye çalışıyor gibisiniz.
- Bu özellik bana babamdan geçmiş. Çalışmadan duramıyoruz ikimiz de... Çalışmayınca mutsuz olanlardanım. Çok yoğun bir set döneminden çıkınca hiçbir şey yapmak istemediğiniz bir süreç oluyor, o arada dinleniyorsunuz zaten. Ama bir süre sonra kıpırdanmalar başlıyor, uzun sürmüyor yani...
◊ Son olarak... Mert Fırat’la birliktesiniz değil mi?
- Saklanılan bir şey değil zaten... Ama özel ve korumaya çalışılan bir durum. O da bize kalsın.
GEÇEN YAZ BİR AY ROMA’DA KALDIM
◊ “Hayatımın Aşkı” yaklaşık bir aydır İtalya’da gösteriliyor ve İtalyan hayranlarınızın sayısı Türkler kadar oldu neredeyse... Geri dönüşler nasıl?
- İtalyanca tweet’ler alıyorum, ne diyorlar acaba deyip otomatik çeviri yapıyorum. Çok güzel yorumlar var, beğenilmesi elbette hoşuma gidiyor.
◊ İtalyanca merakı başladı mı?
- Fransızca biliyorum zaten, İtalyanca da biraz benziyor, anlayabiliyorum. Geçen yaz bir ay Roma’da kalmıştım. Kulak aşinalığım var. Belki ileride öğrenirim.
◊ İş teklifleri geliyor mu şimdiden?
- Henüz gösterimi çok yeni, belki ileride.