Gürkan Güzeyhuz: Bu rolü oynamak cesaret ister

◊ “İsimsizler” dizisinden başlayalım. Nasıl gidiyor çekimler?
- Çok keyifli bir set ortamımız var. Kamera önü ve arkası olarak “ekip” olma bilincine sahibiz. Bu bilinç beraberinde sevgi, saygı ve hoşgörüyü de getiriyor. Bu iyi enerjinin ekrana da yansıdığını düşünüyorum. Zaten seyircimizin bizi sahiplenmesi bunun bir göstergesi.
◊ Diziyi ve canlandırdığınız karakteri de dinleyelim sizden...
- Bu ülkeyi isminden, kendinden vazgeçerek savunanların hikayelerini anlatıyoruz. Ve bu hikayeler tamamen gerçek! Dizimizde isimsiz kahramanları isimlendirmekten ziyade, o kahramanların neden isimsiz olduklarını anlatıyoruz. Çünkü onlar kimliklerinden vazgeçenler. Benim canlandırdığım Sinan Yılmazer karakteri ise Emniyet’te görev yapan, devletin içine sızmış bir örgüt üyesi. Sinan, bu örgütün desteğiyle ilçe emniyet müdürlüğüne kadar yükselmiş. Gözü pek, hiçbir görevi yarım bırakmayan ve bu örgüte gönülden bağlı biri. İnandığı örgüt uğruna hayatından, hatta ailesinden bile vazgeçebilir. Sinan Yılmazer için zafere giden her yol mubah...
KAHRAMANI HERKES
CANLANDIRMAK İSTER
◊ Diziden teklif geldiğinde, kabul etmenizdeki sebep neydi?
- Herkes kahramanı canlandırmak ister. Ben ise hep anti-kahraman rollerini canlandırmak istemişimdir. Çünkü bu roller oyuncuya oynama imkanı verir. Derinliği olan, “dişi” diye tabir ettiğimiz rollerdir ve çoğu yaşamdan olan karakterlerdir. Tıpkı Sinan Yılmazer gibi. Yakın Türkiye geçmişine baktığımız zaman riskli bir rol, fakat bu karakter gerçek ve onu birilerinin oynaması gerekiyordu. Hayatımın her alanında risk almayı seven bir yapım var ve oynaması cesaret isteyen bu rolü kabul ettim.
◊ Peki hiç tereddüt yaşamadınız mı?
- Yakın geçmişte bu ülke büyük bir kaos atlattı. Kaosun mimarı, herkesçe bilinen bir örgüt. Sinan Yılmazer karakteri de dizide bu örgüte gönülden bağlı bir isim. İlk başta tedirginlik yaşadım tabii. “Nasıl olur, nasıl tepkiler alırım” gibi sorularla boğuştum. Fakat neticede şu kanıya vardım; insanlara bu kişileri anlatmak için birilerinin taşın altına elini koyması gerekiyor.
“VATAN HAİNİ” DİYE BAĞIRAN TEYZE
SETE GELİP ÖZÜR DİLEDİ
◊ Komiser Sinan’ın kariyerinizdeki yeri nedir?
- Komiser Sinan, şimdi İlçe Emniyet Müdürü Sinan oldu. Sinan’ın duygusu, düşüncesi yaşayış tarzı, vatan sevgisinin şekli Gürkan Güzeyhuz’un hayatıyla yakından uzaktan örtüşmüyor. Öncelikle bunu belirteyim. Çünkü çok soru geliyor bununla ilgili. Bununla ilgili yalan haber bile yapıldı, konuyla ilgili hukuki sürecimiz devam ediyor. Benim aldığım aile terbiyesi, iyilik üzerine bir terbiye. Hayatımda hep iyi insan olmaya, vatanıma milletime hayırlı bir birey olmaya çalıştım. Hâl böyle olunca Sinan Yılmazer’in yaptıklarını anlamakta biraz güçlük çekiyorum tabii. Sahnelerimi defalarca okuyorum, Sinan’ın içinde bulunduğu durumu anlamaya çalışıyorum ki bu gerçekten de çok zor. Sinan’ı anlamalıyım ki onu kendi içimde savunabileyim ve en olması gerektiği şekilde seyirciye yansıtabileyim. Şu ana kadarki kariyerimde inanılmaz bir yere sahip.
◊ Sosyal medyada ya da sokakta ne gibi tepkiler alıyorsunuz?
- Sinan’dan sonra insanların bana karşı ilgisi biraz daha arttı. Böyle bir ortamda bu karakteri canlandırdığım için bana deli gözüyle bakıyorlar. (Gülüyor) Sosyal medya eleştirileri daha sert, gerçekten bu yapıya bağlı olduğumu düşünenler bile var. Bunu da iyi oynamama bağlıyorlar. Halbuki ben oyuncuyum, iyiyi de kötüyü de en iyi şekilde canlandırmakla yükümlüyüm. Bizler oynadığımız karaktere sadece iş çerçevesinde inanıyoruz. Tiyatroda veya sette işimiz bittikten sonra gündelik hallerimize dönüyoruz. Sokakta ise durum biraz daha naif. Bir gün set yolunda bir teyze balkondan beni gördü, “vatan haini” diye bağırdı. Sonrasında içine dert olmuş olacak ki sete geldi ve benden özür diledi. Beni görünce kendine hakim olmamış, sarıldık barıştık. Dedim ya böyle bir karakteri canlandırdığım için insanlar bana deli gözüyle bakıyor!

DÖNEM DiZiSiNDE OYNAMAK iSTERiM

◊ Sete çıkmadan önce herhangi bir ön çalışma yaptınız mı ya da eğitim aldınız mı?
- Bu düşünce yapısını araştırdım. Bu konuyla ilgili makaleler okudum, kitaplar bitirdim. Senaryo danışmanlarımızdan yaşanmış olayları dinledim. Bütün bu topladığım malzemeden Sinan Yılmazer’i oluşturdum.
◊ Kariyerinizin dönüm noktası nedir?
- Yine Kanal D’de yayınlanan “Şeref Meselesi” dizisi. Oyunculukta çıraklıktan kalfalığa geçtiğim projedir.
◊ “Derin Sular”, “Şeref Meselesi” ve “İsimsizler”. Farklı dizilerde bambaşka karakterlerle yer aldınız. İçinde olmak istediğiniz başka bir tür var mı?
- Dönem işi ve komedi dizisi çekmeyi çok isterim. Samimi, sıcak, tamamen bizden olan bir mahalle komedisinde yer almak keyifli olur. Herhangi bir dönem dizisi izlediğimde de hep içinde kendimi hayal ederim.
◊ Sizi çok ters köşe bir rolde görür müyüz?
- Tabii ki... Şimdilerde düşünce aşamasında olan bir tiyatro oyunu projem var. Onu hayata geçirebilirsek, seyirci sahnede bambaşka bir Gürkan izleyecekler. Çok heyecanlıyım bunun için.
◊ Son olarak “İsimsizler” izleyicilerine neler söylemek istersiniz?
- Bu zamana kadar dizimize sahip çıktıkları için çok teşekkür ediyorum. İyi ki varlar.

OYUNCU OLMASAM
HALKLA iLiŞKiLER
MÜDÜRÜ OLURDUM

◊ Oyunculuk eğitimi almanızın size neler kattığını düşünüyorsunuz?
- Bu işin eğitimini almak bana bu mesleğin disiplinini kattı. Bir karakteri inşa ederken temelini nasıl sağlam oluşturacağımı öğretti. Komplekslerimden arınmamı sağlayıp hiçbir metoda başvurmadan kendi oyunculuk metodumu geliştirmemde katkı sağladı.
◊ Oyuncu olmasaydınız hangi mesleği tercih ederdiniz?
- Oyunculuk serüvenim başlamadan önce lisedeyken halkla ilişkiler müdürü olarak çalışmak istiyordum. Takım elbiseyle filan şirkete gittiğimi hayal ederdim. Herhalde o hayalimi gerçekleştirip bir şirkette halka ilişkiler müdürü olurdum.

Burcu Biricik oynasa harika olur dediğimiz 5 rol!