Gülper Özdemir: Derya’nın aksine şanslı bir çocuktum

◊ Öncelikle “Kara Yazı” hayırlı olsun diyelim. Ama diziden önce bize biraz kendinizden söz eder misiniz?
- Teşekkür ederim... 1990, Frankfurt doğumluyum. Üniversite eğitimimi Almanya ve Amerika’da tamamladım. Beni tanımlayan, en haz aldığım şey, küçük yaşlardan itibaren tek başıma çıktığım seyahatler oldu. Bu süreçte birçok tecrübe yaşadığımı söyleyebilirim. New York ve Paris’te kaldığım sürelerde de oyunculuk eğitimleri aldım, çeşitli sahne çalışmalarım oldu.
◊ Oyunculuğa nasıl başladınız?
- Lise ve üniversite yıllarında rol aldığım tiyatro oyunları ile başladı macera... Devamında da sahne etkinliklerine katılarak kendimi bu konuda geliştirmeye devam ettim. Zamanla bu tecrübe benim için bir tutkuya dönüştü.

EMRE KINAY’I
GÖRÜNCE ŞANSLI OLDUĞUMU ANLADIM

◊ “Kara Yazı” ekibiyle yolunuz nasıl kesişti?
- Görüşmeye çağrıldım. Ve daha ilk görüşmelerde şanslı olduğumu hissettim. Ortaya öyle bir sinerji çıktı ki, deneme çekimim ile anlaşmamız aynı günde oldu. Kendimi apar topar senaristlerimiz Sema ve Eylem’in odasında kahve içerken buldum. Ardından yönetmenimiz Neslihan geldi, sonra da ablamı oynayan Zeynep’le abla kardeş fotoğrafları çektirmeye başladık.
◊ Siz dizinin Derya’sısınız... Bu karakterde sizi çeken, etkileyen ne oldu?
- Bir kere dizinin hikayesi çok ilginç... “Her şey her zaman göründüğü gibi olmayabilirmiş” dedirtiyor. Derya’ya gelince, çok duygu yüklü ve sürprizlerle dolu bir genç kız. Babasının ağır baskısı altında büyümüş olmasına rağmen sınırlarını kendisi belirliyor. Hayata tutkulu bir şekilde bağlanması ve mücadelesi gerçekten etkileyici. Bu da onu gayet keskin bir karakter yapıyor. Derya için orta nokta yok; ya hep ya hiç. Ya ak ya kara...
◊ Derya ile empati kurabiliyor musunuz peki? Benzer yanlarınız var mı mesela?
- Derya hayatına kendi istekleri doğrultusunda yön veren ve hissettiği gibi yaşayan birisi. Yenilgiyi kabul etmiyor. Bu yönüyle onu anlamaktan öte hissediyorum diyebilirim. Ancak diğer tarafta yaşadıkları ve kendi tercihi dışında karşılaştığı sonuçlar çok ağır. En büyük farkımız ise şu; ben daha şanslı doğmuşum. Derya’nın hikayesi, dünyaya kara yazılı bir kız çocuğu olarak gelmesiyle başlıyor. Ben doğduğumda ise babam mutluluktan sigarayı bırakmış...
◊ Dizide babanızı Emre Kınay canlandırıyor. Onunla önceden tanışıyor muydunuz?
- Hayır, ilk kez okuma provasında karşılaştık. Ama daha odaya girdiğim anda ortamda yarattığı samimi aurayı fark ettim, bir kez daha ne kadar şanslı olduğumu anladım. Onunla oynayacağım her sahne için sabırsızlanıyorum.

�

BELKi DE CESARETiMiN KAYNAĞI BABAMDIR

◊ Sizin babanızla ilişkiniz nasıl?
- Babam dünyada tanıdığım en temiz kalpli ve güçlü adamdır. Hiç pes etmeyen, dürüst ve hayatını değerleri üzerine kurmuş biri... Belki de cesaretimin, hayatımda hep korkusuzca risk almamın kaynağı odur...
◊ “Kara Yazı” bir aile dizisi. Aile sizin için ne anlama geliyor?
- Aile, benim için köken demek... Onsuz çiçek açmaz insan.
◊ Oyunculukta en büyük hayaliniz nedir?
- Geçmişte çekilmiş ama geçen yıllara rağmen etkisini kaybetmeyen, insana farklı bakış açıları kazandıran, toplumda iz bırakmış bir film izlediğimde, hep kendimi sette hayal ediyorum. Dilerim bir gün bir klasikte başrol oynarım ben de...
◊ Hangi dizilerin takipçisisiniz?
- Daha çok film insanıyım. Dizi sektörünü ve gelişmeleri yakından takip ediyorum ama düzenli olarak takip ettiğim bir dizi yok.
◊ Son olarak “Kara Yazı” izleyicilerine neler söylemek istersiniz?
- Salı günü (bugün) tekrar görüşmek üzere...

Ingrid Bergman’dan çok etkileniyorum

◊ Kariyeriniz boyunca yaşadığınız en unutulmaz an nedir?
- New York’a ilk gittiğimde, öncelikle okuduğum bölümle ilgili bir yerde stajımı tamamlamalıyım dedim. Bunun için bir işyerine başvurdum, çalışmaya başladım. Ama çok geçmeden orada ne kadar mutsuz olduğumu fark ettim. İstediğim şey New York’ta, Off-Broadway tiyatrosunda yer almaktı. 2014’te The Living Theatre’a katıldım, “No Place to Hide” oyununda sahneye çıktım. O sürecin her bir anı benim için olaydı, unutulmazdı. Seyirciyle oyuncu arasındaki mesafeyi kaldırması açısından da ilk alternatif tiyatro deneyimimdi.
◊ İdolünüz var mı?
- Hem oyunculuk hem hayat tercihleri anlamında Ingrid Bergman’dan etkilendiğimi söyleyebilirim. Hayallerinin peşinden koşarak çok iyi bir oyunculuk kariyeri yapmış.