Güncelleme Tarihi:
◊ Öncelikle tebrikler, Amazon adlı internet televizyonundaki yeni diziniz “Sneaky Pete” yayınlandıktan birkaç gün sonra ikinci sezonu için anlaşma yapıldı. Dizi çok olumlu eleştiriler aldı. Biraz da projeyi sizden dinleyebilir miyiz?
- Tabii, dizide Marius adlı karakteri canlandırıyorum. Kısaca özetlemek gerekirse Marius, hapishaneden çıktıktan sonra hücre arkadaşı Pete Murphy’nin kimliğini alarak Pete’in ailesinin yanına yerleşiyor.
◊ “Breaking Bad”in Walter White’ı Bryan Cranston projenin yapımcısı. Aynı zamanda dizide sizin düşmanınızı oynuyor. Senaryoyu okuduktan sonra Cranston ile buluştuğunuz ilk günü merak ediyorum. Neler konuştunuz?
- İlk söylediği, “Breaking Bad”in zıttı bir dizi olacağıydı. Oynayacağım karakteri anlattı. Sonra New York’a gittik ve ilk sezonu çekmeye başladık.
◊ Bryan’la çalışmak nasıl?
- Çok çalışkan ve işine kendini adamış bir adam. Parayla pulla işi yok. Biliyor musun “Breaking Bad”de hesabına ne kadar yatırdıklarını bile bilmiyordu. Umurunda bile değildi. Bu gerçi çok kişisel bir bilgi oldu, affet beni Bryan! (Gülüyor) Kısacası Bryan ile çalışmak şahane...
DİZİ YAPMAYI DÜŞÜNMÜYORDUM
◊ 9 yaşından beri oyunculuk yapıyorsunuz fakat bu sizin ilk başrolünüz. Nasıl bir his yaptığınız işin çok sevilmesi?
- Açıkçası uzun bir TV dizisi yapmayı düşünmüyordum ama Bryan’ın bu işin başında olması kabul etmemde çok önemli bir etken oldu.
◊ Neden TV istemiyordunuz?
- Çünkü TV yapan arkadaşlarımdan korkunç hikayeler duyuyordum. Arkadaşlarım bir oyuncu için dizi çekmenin zor iş olduğunu söylüyordu. Televizyon uzun zamanlı bir iş. Mesela bizim projeyi ele alırsak 10 bölüm ve bölüm başı 1 saat sürüyor. Kısacası 10 saatlik bir sinema filmi çekiyoruz.
FiLM KÜLTÜRÜ YOK OLUYOR
◊ Netflix, Amazon, HBO gibi internet televizyonu kanalları artık piyasayı yönlendiriyor. TV projeleri en az sinema filmleri kadar başarılı. Siz ne diyorsunuz TV’nin bu gelişimi hakkında?
- Benim için sinema çok farklı, en büyük hobim sinemaya gitmek ve filmi sinemada izlemek. Sektörde her şey değişiyor ve bu beni korkutuyor. Sinema tutkunu olan ben bile evde Netflix, HBO izlemeyi tercih ediyorum artık. Ne kadar korkunç bir durum, teknolojik bir ayrışım yaşıyoruz. Herkes ellerindeki aletlerden, akıllı telefonlardan dizi izliyor. Ailemizle, arkadaşlarımızla sinemaya gitmek, yeni filmleri beklemek ve sinema salonunda film izleme kültürü yok oluyor, bunu düşünmek bile çok korkunç.
◊ Neden bu kadar korkutucu buluyorsunuz? Sinemanın yeri yine de farkı değil mi?
- Doğru, hâlâ çok iyi filmler yapılıyor ama teknoloji ile gelen ayrıştırılmış hayatlar beni çok korkutuyor. TV o kadar iyi ki artık Netflix’imizi açıp, koltuğumuza uzanıp, yalnız başımıza canımız ne isterse onu izliyoruz. Aile fertleri bile aynı ev içinde farklı şeyleri izliyor. Sinemaya gelirsek... Ben sinema aşığıyım. Yüksek bütçeler ve gelişen teknoloji birçok şeyi değiştirdi. Artık James Dean, Marlon Brando, Marilyn Monroe gibi ikonik isimler olmayacak. Tabii bu benim fikrim. Belki yanlış düşünüyorum ama şu anda hissettiğim bu...
◊ Sinemaya çok gittiğinizi söylediniz. Var mı hayranı olduğunuz yönetmenler ya da favori filmleriniz?
- Brian De Palma ve Quentin Tarantino filmlerini tekrar tekrar izleyebilirim. Çok favori filmim var. Onlardan bir tanesi “L.A Confidential”
OYUNCULUK SEVGiSi DEDEMDEN GEÇTi
◊ İlk gittiğiniz filmi hatırlıyor musunuz?
- “Star Wars: Empire Strikes Back” filmini izlemiştim. Babamın elinden tutup heyecanla sinema salonuna gitmiştim. Ama sanırım oyunculuk sevgisi bana dedemden geçti. 94 yaşında, hâlâ hayatta dedem. Kendisi cerrahtı ama cerrah olmasaydı mutlaka oyuncu olurdu.