Güncelleme Tarihi:
Öncelikle ilk albümünüz hayırlı olsun diyelim. “Girizgâh”, nasıl ortaya çıktı?
- Teşekkürler... Aralarında Doğan Dikmen ve Esma Başbuğ’un da olduğu müzisyen arkadaşlarımla “Neden eski plaklardaki tadı bulamıyoruz?” diye konuşuyorduk. Gördük ki müziğimizde bozulan birtakım şeyler var. Bu bozulan şeylerin başında da kendimiz varız. Yani kendimizi hedef aldık, kralın çıplak olduğunu önce kendimize itiraf ettik, “Müzik yapamıyoruz, en baştan başlamamız lazım” dedik. Zevk için dinlediğimiz taş plakları günümüze nasıl uyarlayabileceğimizi düşünmeye başladık ve taş plak stili kayıtlar yapmaya karar verdik. Çalışmalarımızın neticesinde de “Girizgâh” albümü ortaya çıktı.
Albümde hangi bestecilerin eserlerine yer verdiniz?
- Zekâi Dede, Nikoğos Ağa, Hacı Ârif Bey, Şevki Bey gibi klasik, Faiz Kapancı, Kaptanzâde Ali Rıza Bey, Artâki Candan, Osman Nihat Akın gibi Cumhuriyet dönemi bestecilerinin eserleri bulunuyor “Girizgâh”ta.
Şarkı seçimlerini nasıl yaptınız?
- Müzikal birikimimiz ve zevkimiz bizi yönlendirdi. Müzisyen arkadaşlarımla bu ayrımı yapmak çok zevkliydi. Sık sık bir araya gelerek müzik sohbetleri yapıp eserleri seçtik ve yorumladık. Bütün eserleri arkeolojik kazıdan çıkarır gibi çıkararak, onlara günümüze uygun bir elbise diktik. Elbette bu epey bir zaman ve emek gerektirdi...
Ne kadar zamanınızı aldı albümü tamamlamak?
- Albüm için 2009 yılından bu yana çalışıyoruz.
Peki hazırlık sürecinde sizi en çok zorlayan ne oldu?
- Sistemi oturtmak bizi biraz zorladı. Sistemi oturttuktan sonra geriye kalan tek şey çalışmaktı. Önce eserleri seçtik, sonra o eserin devrinde nelerin yapıldığını tespit ettik ve o şarkıyı günümüze taşırken gerekli uçları birleştirdik. Zorluktan çok meşakkatli bir dönemdi. Albümün başarısı şansa bağlı değil. Çalışmaya, sisteme ve müzik birikimine bağlı...
ŞİMDİDEN ÜÇÜNCÜ ALBÜMÜ HAZIRLIYORUZ
Albüm için “Taş plaklar devam etseydi toplu icra nasıl olurdu, ses sanatçıları ne şekilde şarkı söylerler, saz sanatçıları sazlarını hangi tarzda çalarlardı sorularına cevap niteliğinde” yorumunu yapmışsınız...
- Damarlarınızın içinde kayıp sesler vardır, bu sesler sizi geçmişinize, atalarınıza bağlar. Albümü dinleyenler bunlarla tanışacak. Bu tanışma heyecanlı, zevkli ama bir o kadar da hüzünlü bir olacak. Okurlar, albümü dinleyince ne dediğimi çok daha iyi anlayacaklar.
“Girizgâh”ın devamı gelecek mi?
- Evet, hızla ikinci albümün hazırlıklarına başladık. Hatta aynı anda üçüncü albüm için de hazırlanıyoruz.
Şimdiye dek aldığınız yorumlar nasıl peki?
- Çok kısa sürede çok etkili sonuçlar aldık. İlk baskı, daha birinci haftada tükendi.
Sizce albümün bu kadar ilgi görmesinin nedeni ne?
- Kesinlikle samimiyet ve ihtiyaç bence... Bu albümü dinleyen, kendini buldu. Biz, müziğin kuralları içinde yapılması gereken şeyleri yapıyoruz, yapılmaması gerekenleri ise asla yapmıyoruz.
Neler yapılmamalı mesela?
- Süsleme asla yapılmamalı. Herkes, şarkıyı süsleyerek söyler. Bu marifet olarak algılanır ama değildir. Eserde ne yapılması gerekiyorsa zaten notlarda yazılıyor, onun dışında yapılması gereken bir şey yok. Tüm bunları taş plaklarda görebilirsiniz.
BÖYLE BİR KONSER DAHA ÖNCE YAPILMADI
Cumartesi akşamı Zorlu Performans Sanatları Merkezi’nde sahneye çıkacaksınız. Nasıl bir konser olacak?
- Kendi kültürümüzü taşıyan bir konser vermek, büyük bir misyon yüklüyor bize. Kendi ülkemizdeki bir salonda gerçek Türk müziği hiç yapılmadı. Şimdi Zorlu PSM gibi güzel bir salonda kendi müziğimizi icra edecek olmak, gerçekten çok güzel. Emin olun, verdiğimiz konserde insanlar kendileriyle tanışacaklar.
MEYHANELERDE ÇALAN MÜZİK ALATURKA DEĞİL
Alaturka günümüzde nasıl yorumlanıyor sizce?
- Meyhanelerde çalan müzik, kesinlikle alaturka değil. Asıl o ve diğer müzikler bize zarar verdi, kirletti. Gerçek alaturka müzik dinleyenler saldırgan olmazlar, kötü şeyler düşünmezler. Yanlış müzik ruhu beslemez, zehirler. Biz de her müziği dinliyoruz ama beslendiğimiz kendi müziğimiz oluyor.
Diğer müzik tarzları neden bu kadar talep görüyor sizce?
- Kulak alışkanlığı... Her yerde sürekli onlara yer veriliyor...
PADİŞAHLARIMIZ BİLE BESTE YAPIYORDU
Toplumdaki herkes şarkı söyleyebilmeli bence. Düşünsenize, bizim padişahlarımız bile beste yapıyordu. Şimdi Obama’nın beste yaptığını düşünebiliyor musunuz? İşte bizim böyle zengin bir kültürümüz vardı ama zamanla kaybettik...