Geleceğin VictorIa’s Secret güzeli: Cindy Mello

◊ Türkiye’ye hoş geldin. İlk kez mi geliyorsun?
- Teşekkür ederim. Evet, ilk kez geliyorum ve çok heyecanlıyım.

◊ O zaman ilk izlenimlerini sorayım sana...
- İstanbul’un çok hareketli bir şehir olduğunu söyleyebilirim. Biraz da kalabalık. Yemekler çok güzel. Bir de diliniz biraz garip. Türkçe bana çok değişik geldi.

◊ Ben de birkaç kez Brezilya’ya gittim. Sao Paulo’yu, Amazonlar’ı gördüm. Amazonlar harikaydı.
- İnanmayacaksın, ben Brezilyalıyım ama Amazonlar’a henüz gitmedim. Ailem güneyde Porto Alegre’de yaşıyor. Amazonlar bize yakın olduğu halde hiç gidemedik.

◊ Brezilya’da senin kadar güzel kadın görmemiştim. Sen kendini güzel buluyor musun?
- Gerçekten mi! Çok naziksin. Bence benim ortalama bir güzelliğim var. Mükemmel olduğumu düşünmüyorum. Kendimle mutluyum ve bence önemli olan da bu.

◊ Nerede büyüdün?
- Porto Alegre şehrinde. 16 yaşında ailemin yanından ayrıldım. Modellik kariyerim için önce Milano’ya, Londra’ya, Paris’e sonra da New York’a taşındım. Şu anda New York’ta yaşıyorum.

ALIŞVERİŞ MERKEZİNDE MODELLİK TEKLİFİ ALDIM

◊ Her yere tek başına mı gittin? Annen seninle geldi mi?
- Her yere tek başıma gittim. İstanbul’a da tek başıma geldim. 6 senedir bu işi yapıyorum. Galiba biraz cesur olmak zorundayım.

◊ Bu yaşadığın şehirler içinde en çok hangisini beğeniyorsun?
- Paris’e âşık olduğumu söyleyebilirim. Londra ve New York’u da seviyorum ama Paris bana göre çok güzel bir şehir. Çok da romantik.

◊ Modelliğe nasıl başladın?
- 16 yaşındayken annemle bir gün alışveriş merkezine gitmiştik. Boyum ve fiziğim dikkat çekiyordu. Dolaşırken biri yanımıza geldi ve modellikle ilgilenip ilgilenmediği sordu. Model olabileceğimi ve kendisinin yardım edebileceğini söyledi. Çok şaşırdım. O gün saçlarım o kadar dağınıktı ki, böyle bir teklifin gelebileceğine asla inanmazdım. Annem teklifi duyunca “Mutlaka denemelisin” dedi. Ben de deneyip görmek istedim. Bence model olmayı zaten sen seçmiyorsun. Modellik seni seçiyor. Çünkü bu herkesin yapabileceği bir iş değil. Böylece kendimi bu işin içinde buldum. Ama işimi çok seviyorum.

◊ Annen ve baban ne iş yapıyor?
- Babam avukat, annemin de kıyafet dükkanı var.

◊ Kardeşin var mı?
- Üç kardeşiz. Benden büyük bir kız kardeşim, bir de erkek kardeşim var. Erkek kardeşim öğretmen, kız kardeşim ise tasarımcı. Kalabalık bir aileyiz.

GÜZEL GÖRÜNMEK ZORUNDAYIM

◊ Çok gençsin, bir stilin var, New York’ta yaşıyorsun. Sosyal medyada takipçilerinin senin tarzından etkilenmesine ne diyorsun?
- Güzel bir şey. Her zaman modayı çok sevdim. Fotoğraf çekmeyi ve paylaşmayı da çok seviyorum. New York’ta dışarı çıktığımda insanlara güzel görünmek zorunda olduğumu düşünüyorum. İşim moda. Sürekli yeni tasarımcıları takip ediyorum. Neleri sevip neleri sevmediğimi bildiğim için aslında kıyafet seçimi konusu zorlanmıyorum. Erkek arkadaşım da bana yardımcı oluyor.

PODYUMDA DÜŞTÜĞÜMDE ÇOK UTANDIM

◊ Podyumda olmak mı yoksa poz vermek mi daha zor?
- Bence podyumda olmak daha zor. Nedeni ise topuklu ayakkabı. Fotoğraf çekiminde her zaman topuklu ayakkabı giymiyorsun. Ama podyumda hep giymek zorundasın. Bununla ilgili yapacak hiçbir şeyin yok. Böyle olunca da zaman zaman başına talihsiz olaylar gelebiliyor.

◊ Podyumda hiç düştüğün oldu mu?
- Defile sırasında hiç düşmedim ama prova esnasında düştüğüm oldu. Ayakkabımın topuğu kırıldı ve bir anda kendimi yerde buldum. O zaman 17 yaşındaydım ve etrafımdaki herkes ben düşünce kahkaha attı. Çok utanmıştım.

SIFIR BEDEN OLMAK SAĞLIKLI DEĞİL

◊ Sıfır bedenle ilgili ne düşünüyorsun?
- Aslında bunun çok sağlıklı olduğunu düşünmüyorum. Her zaman rahat hissetmen gerekiyor. Kendini rahat hissetmediğin bir kalıba girmek, bunun için çok fazla zorlanmak bana sağlıklı gelmiyor. Çünkü herkesin kendine uygun bir vücut tipi var. Bazılarına sıfır beden olmak gerçekten hiç yakışmıyor.

◊ Sen nasıl besleniyorsun?
- Her şeyi yiyorum! Yemek yemeye, özellikle de tatlı yemeye bayılıyorum. Benim zayıf olmam tamamen genetik. Annem de çok zayıftır. Annem şu anda 50 yaşında ve çok fit. Bu yüzden yemek yerken çok fazla düşünmem gerekmiyor. Ama tabii haftanın dört günü de spor yapıyorum.

◊ İstanbul’da neler yedin?
- Dün baharatlı bir tavuk yedim. Çok lezzetliydi. Kahvaltınız inanılmaz güzel. Hatta hayatımda gördüğüm en iyi kahvaltı. Çok geleneksel yemekler tatmadım. Bu yüzden bir kez daha İstanbul’a gelmek zorundayım.

◊ Türk dizilerini biliyor musun?
- Duydum ama izleme fırsatım olmadı. Sence izlemeli miyim?

◊ Kesinlikle izlemelisin.
- Hemen bir tanesini bulup izleyeceğim o halde...

KIVANÇ GERÇEKTENÇOK YAKIŞIKLI

◊ Kıvanç Tatlıtuğ’la birlikte bir reklam filmi çektiniz. Kıvanç’ı daha önceden duymuş muydun? Nasıl buldun?
- Mavi Jeans’i daha önceden duymuştum. Amerika’da da satılıyor. Ama Kıvanç’ı tanımıyordum. İlk kez tanıştık. Kıvanç gerçekten çok yakışıklı.

◊ Kıvanç’ın evli olduğunu söyleyeyim o zaman...
- Evet, biliyorum. Benim de erkek arkadaşım var.

◊ Sevgilin de model mi?
- Evet, o da model. Amerikalı. New York’ta yaşıyor.

◊ Reklam çekiminin kamera arkası nasıldı?
- Çok eğlenceliydi. Keyifli vakit geçirdim. Kıvanç’la çalışmak da kolaydı. Çok uyumluydu. Bana çok yardımcı oldu. Ayrıca çok da eğlenceli biri. Sette biraz Türkçe bile öğrendim.

◊ Neler öğrendin?
- Merhaba, tamam, bay bay. Siz de İngilizcede olduğu gibi vedalaşırken bay bay diyorsunuz, bana bu çok ilginç geldi. Bu arada Kıvanç’ın hayranları beni çok şaşırttı.

◊ Nasıl şaşırttılar?
- Mesaj bombardımanına tuttular beni. “Setten fotoğraf paylaşsana”, “Kıvanç ne yapıyor anlatsana” gibi isteklerde bulundular, sürekli ondan haberler duymak istediler. Kıvanç sayesinde sosyal medyada da takipçi sayım arttı.

 

RIO KARNAVALI SEKSiST DEĞİL

◊ Rio karnavalını seksist buluyor musun? Çok eleştiriliyor...
- Hayır. Ben Rio’yu izleyerek büyüdüm. Bu bizim kültürümüz. Kadınlar oraya gerçekten gitmek istedikleri için gidiyor. İnsanlar orada eğleniyor, keyifli vakit geçiriyor. Bence önemli olan bu. Rio dünyanın en güzel karnavalı.

KADIN CİNAYETLERİ KONUSUNDA DAHA ÇOK YASAYA İHTİYACIMIZ VAR

◊ Brezilya’da çok fazla kadın cinayeti işleniyor. Türkiye’de de böyle. Bu konuda ne düşünüyorsun?
- Korkunç bir şey. Neredeyse her gün bir cinayet işleniyor. Daha fazla yasaya ihtiyacımız var. Bu konudaki düşüncelerin bir an önce değişmesi gerekiyor.

◊ Kadınlar kendilerini nasıl korumalı?
- Aslında şu anda Brezilya’da bu konuda çok fazla seçenek yok. Silah satışının legal olması önemli bir sebep. Polise gitmekten başka bir çözüm yolu kalmıyor. Sokaklarda çok fazla erkek var. Kadınlar özellikle sokağa çıktıklarında gidecekleri yerlere çok dikkat etmeli. Güvensiz bölgelerden uzak durmalı. Uzun süredir New York’ta yaşadığım için aslında bu konuda bir şey söylemek benim için zor.

İSTANBUL’U DUYUNCA HEYECANLANDIM

◊ Bir Türk şirketinden reklam teklifi geldiğinde ne düşündün?
- Çok hoşuma gitti. Çekimi İstanbul’da yapmak istediklerini söylediklerinde çok heyecanlandım. Çünkü daha önce hiç İstanbul’a gelmemiştim. Londra’da ya da Paris’te çekeceğiz deseler hiç heyecanlanmazdım. Hemen Google’a girip araştırma yaptım. Hatta ilk Kıvanç’a baktım.

◊ Markanın bir koleksiyonunun adı da Cindy. Tesadüf mü oldu?
- Evet. Çok güzel bir tesadüf oldu. Çekimden bir süre önce Mavi’nin kalıpları ile ilgili şirket yöneticileriyle konuşuyorduk. Kot pantolon bulmakta zorlandığımı söyledim. Çünkü benim bedenim çok küçük. İstediğim gibi skinny pantolon bulmak kolay olmuyor. Onlar da bana Cindy koleksiyonlarını önerdiler. Gerçekten inanılmaz rahat ve fit bir koleksiyon. Çekimlerde giydiğim bütün pantolonları almak istedim. Ve sonunda aldım. (Gülüyor)

MODELLiĞiN EN ZOR YANI iNSANLARIN SENi TANIMADAN YARGILAMASI

◊ Kaç yaşındasın?
- 22.

◊ Çok gençsin. Geleceğinle ilgili plan yapıyor musun?
- Bu yaz New York’ta business okuluna gideceğim. Kız kardeşimin Avustralya’da bir tasarım markası var. Ona yoğunlaşmak istiyorum. Modelliğe devam ediyorum. Her işte yeni şeyler yaparak kendimi geliştirmek istiyorum. Bir de mutlaka üniversite eğitimimi tamamlamak istiyorum.

◊ Belki ileride Victoria’s Secret’in meleklerinden biri olursun...
- Aslında fena olmaz! (Gülüyor) Kim bilir belki seneye beni görürsün.

◊ Güzel olmanın en büyük zorlukları neler?
- Her şeyden önce insanların seni tanımadan yargılaması. İnsanlar modellere karşı önyargılı davranıyor. Bizim de diğer insanlar gibi olduğumuzu unutuyorlar.
.