Güncelleme Tarihi:
İşte o açıklama:
Müvekkilimiz Filiz Taçbaş’ın İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 16.02.2017 tarihi itibarı ile gerek müvekkilimiz gerekse toplum nezdinde çok büyük bir üzüntüye sebebiyet vermiştir. Bu kapsamda yaşanan sürecin sizlerle paylaşılması zaruri hale gelmiştir:
1) Süreç, sanıklardan M. K.’nın müvekkilimiz Filiz Taçbaş’a yardım yapacağı şeklinde tanışmaları ile başlamıştır. Tanıştıktan sonra müvekkilimizin güvenini kazanan sanık M.K. daha sonra müvekkilimizden tehdit ve şantajlarla para istemeye başlamış, hatta farklı kişiler ve farklı telefonlardan da Filiz Taçbaş’ı arttırmıştır. Bu baskılara dayanamayıp bu tacizlerin bitmesi adına müvekkilimiz sanıkla görüşmeyi kabul etmiştir.
2) Sanık M.K. ile bu taciz ve baskıların bitmesi adına müvekkilimiz Filiz Taçbaş görüşmeye gitmiştir. Bu esnada sanık M.K. nın yanında müvekkilin daha önceden hiç tanımadığı ve o an ilk kez karşılaştığı sanık M. F. T. da bulunmaktadır. Müvekkilimize, sanıklar tarafından tehdit ve şantaj zoruyla senet imzalatılmıştır. Bu aşamada müvekkilimize “ Yaşadığın yeri biliyoruz, aynı semtte akrabalarımız bulunmakta, kızının sıhhatini düşünüyorsan bu kağıdı imzala.” Şeklinde tehditlerde bulunulmuştur. Bu tehditler sonucunda korkarak senetleri imzalayan müvekkilimizin o an düşünebildiği tek şey kendi yazı ve imzasını kullanmamak olmuştur.
3) Şahıslar tehdit ve şantajlarına devam ederek Filiz Taçbaş’ a imzalatmış oldukları senedi önce baskı yoluyla ödetmeye çalışmışlar, hatta bu süreçte hiç tanımadığı şahıslar tarafından da tehdit, taciz ve şantaja maruz bırakmak suretiyle devamlı kendisini rahatsız etmişlerdir. Bu tehditlerle ve tacizlerle senedi tahsil edemeyince Erzurum 1. İcra Müdürlüğü’nden 2013/1958 sayılı dosya ile takip başlatmışlardır. Müvekkilimiz, 4 Aralık 2013 tarihinde zorla alınan belgeye istinaden icra takibinin başlatılmış olduğunu öğrenmiştir.
4) Hakkında icra takibi başlatılan müvekkilimiz, bu üzücü olayı tarafımıza bildirmiştir. Bunun üzerine tarafımızca icra dosyasına, borca ve yetkiye ilişkin itirazlarda bulunulmuştur. Ardından Erzurum İcra Dairesinde yer alan icra takibi İstanbul İcra dairelerine gönderilmiştir. İstanbul 21. İcra Müdürlüğü’nün 2014/8067 esas sayılı dosyasında borca itirazlarımız neticesinde icra takibi durdurulmuştur.
5) Ayrıca yine tarafımızca 09.04.2014 tarihinde senetlerin zorla alındığına ilişkin sanıklar hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunulmuştur. 23.06.2015 tarihinde İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilmiştir. Akabinde savcılığın bu kararına itirazlarımız neticesinde kovuşturmaya yer olmadığı kararı 10. Sulh Ceza Hakimliği’nin 30.12.2015 tarihinde kaldırılarak kovuşturma aşamasına geçilebilmiştir. 22.06.2016 tarihinde iddianame düzenlenmiştir.
6) İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 11.07.2016 tarihli iddianame üzerinde yapmış olduğu inceleme neticesinde mağdurun bir senedi vermeye mecbur edilmesi suretiyle yağma suçundan iddianamenin kabulü ile kovuşturmaya başlanmasına dair karar verilmiştir.
7) Doya üzerinde yapılan yargılama sürecinde sanıkların çelişkili beyanları ayrıca olaya dair görgüsü ve bilgisi bulunmayan tanıkların mahkeme kararında etkili olması eksik inceleme neticesinde mevcut kararın verilmiş olduğunu gözler önüne sermektedir. Şöyle ki sanıklardan bir tanesi alacağın elden verilmiş olan nakit bir meblağa istinaden alınmış bir borç olduğunu ifade ederken yine aynı şahıs tarafından bu borcun işin görülmesi karşılığında borç olduğu ifade edilmektedir. Sanıklar arasındaki maddi ilişkinin çok girift ve sayın mahkemeyi yanıltacak şekilde ifade edilmiş olması ayrıca müvekkilimiz Filiz Taçbaş’ın kızının mahkeme salonunda korkarak ve duygusallaşarak ağlamış olması sayın mahkemenin müvekkilimizin kızının tanıklığına itibar etmemesi sonucunu ortaya çıkarmıştır. Malumunuz olduğu üzere 13-14 yaşındaki küçük bir çocuğun annesinin başına gelen ve mahkemeye intikal eden böyle durumlarda duygusal olarak davranması çok normaldir. Kaldı ki hiç mahkeme huzuruna çıkmayan birçok insan dahi ağır ceza salonları gibi heybetli mahkeme salonlarından etkilenmektedir.
8) Mahkeme tüm bu sanık çelişkilerini göz ardı etmekle ve eksik inceleme neticesinde bu gün vicdanları yaralayan bir karara imza atmak durumunda kalmıştır. Sanıkların beraatine karar verilmiş olması toplumun ve özellikle müvekkilimizin yargıya olan güvenini zedelemiştir. Bu durum öncelikle mağdur müvekkilimiz Filiz Taçbaş sonrasında yargı sürecini yakınen takip etmiş avukatı olarak şahsımı ve en nihayetinde kamunun vicdanını yaralamıştır. Hatta bu haksızlığa dayanamayan müvekkilimiz adliye koridorunda fenalaşmıştır. Bu güne kadar müvekkilimizin üstün gayret ve çabalarıyla medyadan uzak bir şekilde takip edilen bu süreç, bu üzücü olay nedeniyle istenmeyerek te olsa kamunun bilgisine sunulmuştur.
9) 16.02.2017 tarihinde İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nin ülkeyi yasa boğan bu kararını Yüksek Yargıya taşımış bulunmaktayız.16.02.2017
Kamuoyuna saygılarımızla duyurulur.
Filiz Taçbaş (d. 1964, İstanbul), Türk sinema ve dizi oyuncusu, eski millî tenisçi.
İlk kez 10 yaşındayken, Bilge Olgaç'la kamera karşısına geçti. Uzun bir süre ara verdikten sonra sinema ve dizi çalışmalarına devam etti. Geniş izleyici kitlelerince tanınması, 1992 yılında Mahallenin Muhtarları dizisiyle oldu. Taçbaş, sanat hayatının yanı sıra, profesyonel bir tenis oyuncusudur.
2007 yılında yüksek puan elde ederek, millî takım elemelerine girmiş, millî forma giymiş olup, aynı zamanda gazetelerde tenisle ilgili yazılar yazmaktadır.