Fatoş Dündar: 'Biz dünya müziği yapıyoruz'

Notte Orkestrası nasıl doğdu? Ekibin bir araya geliş sürecini anlatır mısınız?
- Uzun zamandır müzik camiasının içindeyim. Yıllarca solo performans yaptım. O zamanlar yolum Enbe Orkestrası ile kesişti. Birlikte özel programlarda çalıştık. Aynı zamanda o dönemde single çalışması yapmak için şarkı araştırırken, sevgili Deniz Erten ile tanıştım. Onun isteği üzerine Erdem Kınay’ın ilk proje albümünde “Aşk Kızı” adlı şarkıyı seslendirdim. O süreçte tekdüzelikten sıkılıp, şarkı söylemeyi bir süre bırakıp oyunculuk eğitimi aldım. Sonrasında bir iş teklifi alıp Amerika’ya gittim. Uzun bir süre New York’ta yaşadım. Orada işimle ilgili yenilikler yapmaya karar verdim ve Türkiye’ye döndüm. Birçok müzisyen arkadaşımla bir araya gelip projemi anlattım. Birlikte yol alabileceğimize inandığım çok iyi seslerle ve müzisyenlerle Notte Orkestrası’nı kurdum. Notte Orkestrası’nın isim babası sevgili Yekta Kopan’dır. Ona da tekrar tekrar teşekkür ederim.
Orkestra kaç kişiden oluşuyor?
- Çok kalabalık bir kadromuz var. Hepsi birbirinden yetenekli ve gerek Türkiye’de gerek yurtdışında iyi eğitim almış müzisyenler. Standart orkestramız 11 kişi fakat bildiğiniz gibi farklı davetlerde farklı kişi sayıları ile tüm talepleri karşılayabiliyoruz. Birçok türde müzik yapan gruplarımız var. Gerektiği zaman hepsi birlikte sahne alabiliyor ya da tek bir tarzda da müzik yapabiliyoruz. Solistlerimiz birçok dilde şarkılar seslendiriyor. Hepsi birbirinden yetenekli ve özel sesler. Müzisyenlerimiz de aynı şekilde birçok farklı tarzda performans sergileyebiliyor.

GENİŞ BİR REPERTUVARIMIZ VAR

Orkestra olarak birçok farklı tarzda müziğe repertuvarınızda yer veriyorsunuz. Ancak özellikle hitap ettiğiniz kesim nedir?
- Biz dünya müziği yaptığımız için herkese hitap ediyoruz. Aryalar, Fransızca, İngilizce, İspanyolca, Yunanca, Almanca şarkılar ve tabii ki Türkçe geniş bir repertuvarımız var. Örnek vermek gerekirse, Mr. Toyota’ya Türkiye ziyaretinde opera ve aryalardan oluşan muhteşem bir performans sergiledik. Kendisi bize dünya standartlarında bir performans yaptığımızı söyleyip teşekkür etti. Alman Konsolosluğu’nun özel bir gecesinde sahne aldık. Harika bir akşamdı. Erbil’de de çok önemli bir ailenin düğün organizasyonunda sahne aldık. Türkiye’nin en önemli firmalarının özel davetlerinde, birçok düğün ve açılış davetlerinde ve özel gecelerde de sahne alıyoruz.

HEDEFİMİZ ALBÜM YAPMAK DEĞİL

Özel davetler, düğünler, lansmanlar dışında sahne aldığımız bir yer var mı?
- O kadar yoğun programlarımız oluyor ki, vaktimizin çoğunu bu performanslar alıyor. Ama 2016 yazı için çok değişik ve sürpriz projeler üzerinde çalışıyoruz.
Ekip olarak albüm fikrine sıcak bakıyor musunuz?
- Bizim planladığımız şey tam olarak bir albüm yapmak değil. Çok daha yapılmamış ve ses getireceğine inandığımız yepyeni bir projemiz var. Umarım 2016’nın yaz aylarında bu projemiz hayata geçmiş olacak.
Kaç dilde şarkı seslendiriyorsunuz?
- Standart repertuvarımızda Fransızca Chansonlar, Napolitenler, aryalar, Arjantin tangoları, valsler, Latin, caz, Greek, olmazsa olmazımız Türk Sanat Müziği’nden seçkin örnekler, nostaljik şarkılar, Türkçe ve yabancı dillerde pop şarkılar yer alıyor. Bunların dışında sahne alacağımız organizasyona özel Japonca, Almanca, İspanyolca ve neredeyse tüm dünya dillerinde şarkılar seslendiriyoruz.
Orkestradaki herkesin müzik eğitimi var mı yoksa “müzik yetenek işi” düşüncesine de katılıyor musunuz?
- “İnsan yetenekleri kendiliğinden çıkan bitkilere benzer, okumakla budanmaları gerekir” der Francis Bacon. Orkestramızdaki herkes çok yetenekli ve herkes eğitimli. Ayrıca hepsinde hem müzik tutkusu hem de estetik zevk var. Bir de şunu söylemeliyim ki; beceri ve yetenek, eğitim ürünü değildir. Eğitim ancak var olan bir yeteneği perçinler.

MÜZİK HAYATIN RİTMİDİR

Genel olarak hangi müzik tarzını beğeniyorsunuz? Yolundan gittiğiniz efsane bir isim var mı mesela?
- Edindiğim felsefi formasyon gereği, ben seslerin temel taş olduğuna inanırım. Bu böyle olunca sesler yaradılışın da temel taşıdır. Bu temel taşlar varlığımızı oluştururken, ses avcısı olan müzisyenin teline, gönlüne dokunur. Nietzsche’nin “Müziğin Ruhundan Tragedyanın Doğuşu” adlı çalışmasında da belirttiği üzere, “Müzik, insan ruhunun acz içinde olmasından hareketli varlığımızın anlam lambasında parlayan sembolik ışıklardan biridir.” Müzik beğenisi kişinin zevkine bağlı olarak gelişir. Kişinin üslubu kendisi ile aynıdır. Hayattan beklentiniz ne ise sanattan beklentiniz de o olur. Sanat güzel bir hayat tasarımı ise müzik bunun rengi, aynı zamanda biçimidir. Çünkü ritim evrensel dildir ve kişinin niyetini belirler. Ben dünyayı güzelleştiren her niyeti kutsal bulurum. Müzik, hayat kadar hareketli ve değişken olmak zorundadır çünkü müzik hayatın ritmidir. Tabii ki ben de tüm dünyada yer alan değişik sahne şovlarını, müzik tarzlarını yakından takip ediyorum. Fırsat buldukça hem Türkiye’de hem de dünyanın birçok yerinde yapılan konserlere ve organizasyonlara katılıp, Notte Orkestrası’na neler katabileceğimi araştırıyorum.