Güncelleme Tarihi:
Şimdi hayatlarında yeni bir macera daha var: İlker Ayrık, hem yönettiği hem de oyuncu olarak yer aldığı “Yapışık Kardeşler” adlı sinema filminin çekimlerine kısa bir süre önce başladı. Üstelik filmde, küçük bir rolde Fatmagül Fakı da yer alacak. Sürpriz ise devam filminde: Başrolde Fakı olacak. İkiliyle film setinde buluştuk, bakın neler konuştuk...
Türkiye’de insanları eğlendirmek ip üstünde yürümek gibi, çok zor bir iş gibi geliyor bana, öyle mi sizin için?
İlker Ayrık: “Çarkıfelek”in içeriğini gündemden bağımsızlaştırmak gerekiyor. Bant çekim olduğu için ve Türkiye’de de gündem çok sık periyotlarda yer değiştirdiği için, takip etmek zaten mümkün değil. Dolayısıyla genel geçer konular üzerinden sosyal ve gündelik hayata değinmekte fayda var. İp üstünde yürümek gibi olduğunu kabul ediyorum, çünkü hayat çok zor, Türkiye’nin gündemi sürekli değişiyor ve siz prime time’da bir eğlence programı yapıyorsunuz. Elimizden geldiğince kimseyi üzmemeye, kırmamaya çalışıyoruz. Bizim program içinde konuştuğumuz ya da şakasını yaptığımız konular, kimseyi incitmeyecek şeyler zaten. Genel olarak yüreğinizin sesini dinleyerek devam ederseniz, bir sıkıntı yaşamazsınız.
Kalbinden geldiği gibi yaşamak, dolayısıyla konuşmak, hata veya gaf yapmaya pek olanak tanımıyor, öyle mi?
İlker Ayrık: Tutarlılık çok önemli. Tutarlılığın iskeletine neyi yerleştireceksiniz? Yaptığınız her şey arşive giriyor. Bu arşiv çıkar ve derler ki, “Böyle böyleydin” veya “Böyle değildin”. Halbuki yüreğinizden geçeni yaptığınız işin omurgasına koyarsanız, zaten o tutarlılık kendini devam ettirir.
İkiniz daha önce tanışıyor muydunuz?
Fatmagül Fakı: Hayır. Bir gün çıkıp “Çarkıfelek”te harf açacağım da aklımın ucundan bile geçmezdi. Teklif geldiğinde biraz çekindim, kararsız kaldım açıkçası. Tabii o zaman programda İlker Bey’in de olacağı söylenmemişti bana. “İlker Ayrık da var” dediklerinde ise “Programda olmalıyım” dedim. Uyum yakaladığımızı düşünüyorum.
BOŞU BOŞUNA YORGAN VE KUMBARA VERMİYORUZ
Nasıl tepkiler alıyorsunuz?
İlker Ayrık: Ben şimdiye kadar olumsuz hiçbir şey duymadım. Dil sürçmelerini birer ikaz olarak kabul ediyoruz. Onun dışında programın yeni içeriği, formatı ve bizimle ilgili hiçbir olumsuz geri dönüş olmadı. Zaten izlenme oranları da aşağı yukarı bunu söylüyor.
Nedir formattaki temel değişiklikler?
İlker Ayrık: Kredi kartı borçlarının ödenmesi, yeni bir final etabı, büyük finale gelene kadar bütün yarışmacıların şansının devam ediyor olması gibi çok önemli değişiklikler var. Eğlence programından tatlı bir sosyal sorumluluk çıkarmaya çalışıyoruz. Finale kalamayanlara boşu boşuna kumbara ile yorgan vermiyoruz. Herkes ekonomi adına çok büyük sözler ediyor ama bu vatandaşa geçmiyor. Bana vatandaş olarak geçen şey şu; su sıkıntımız olabilir, tıraş olurken musluğu kapat. Enerjiyle ilgili bütün dünyanın problemi var, dolayısıyla kullanmıyorsan elektriği söndür. Bir şeyi satın alacaksan bir kez daha düşün, gerçekten ihtiyacın var mı, yok mu, keyiften mi alıyorsun, dikkat et. “Bizim zamanımızda” diyen büyüklere benzedik ama yapacak bir şey yok. Bir platform var ve bize bir ekran sunuluyor, tabii ki insanları eğlendirelim diye oradayız ama kendi bildiğimizi, söylemek istediklerimizi de ekliyoruz, bu da çok içimize siniyor. Bu, gece rahat uyumakla ilgili bir şey.
Tiyatro ile başlayıp show business’e dönüşen bir iş oldu sizin için bu. Tiyatro hep başka bir yerde duracak mı?
İlker Ayrık: Bu bir meyve sepeti. Televizyon başka bir meyve, sinema bambaşka bir meyve. Bu işler birbirine alternatif olmak zorunda değil. Mümkün mertebe, vakit bulduğumuz ölçüde, hepsi olacak.
Sosyal medyayı seyrek kullanışınız, kendinizi korumak için mi?
Fatmagül Fakı: Ben Twitter’da da, Instagram’da da canım ne isterse onu yapıyorum. Bazen kullanıyorum, bazen kullanmıyorum. İçimden geldiği gibi... Twitter’ı kendimi anlatmak istediğim, ifade etmek istediğim bir alan olarak da görmüyorum. İnsanlar, olaylar üzerinden farklı farklı yorumlar yapıyor. Mesela ramazandasın, bir masa fotoğrafı paylaşıyorsun, “Sen nasıl oruç tutmazsın”a dönüyor iş. Veya kötü niyetli insanlar, sahte hesaplar açıyorlar... Ben bunlarla yıprandığımı düşünüyorum.
Şöhretin getirisi bu; tanınan insanlara tanındıkça artan, yorucu tepkiler...
İlker Ayrık: Biz şöhret değiliz, biz tanıdık insanlarız. Şöhret ile tanıdık olmak arasında fark var. Şöhret, biraz ışıklı bir kelime. Biraz daha muhafaza edilmiş, birilerine ait bir kelime. Kavramsal olarak bir şaşaa... Bir hayat var, o hayatın dışında bir de şöhret hayatı var. Bizde ise bir tane hayat var, başka da bir şey yok. Sadece çok göründüğümüz için tanınıyoruz, mesele o.
HAYATA KARŞI ACELEM YOK
Size baktığım zaman, çok genç yaşta kendi ayakları üzerinde durma arzusunda olan bir genç kadın görüyorum. Doğru mu?
Fatmagül Fakı: Ben düşünerek adım atıyorum. Bu, en başta yetiştirilme tarzından kaynaklanıyor. Ben öyle gördüm, öyle yetiştim. Kendimi bildim bileli çalışıyorum. 2,5 sene uçuş görevlisi oldum, benim için apayrı bir dünyaydı. Onun sınavlarına girip kazanacağım diye neler yaptım, ne dualar ettim. Annem babam beni hayatta güçlü tutan insanlar, Allah yokluklarını göstermesin. Bana neyi nasıl aşıladılarsa, o çizgide devam ediyorum. Hiçbir zaman değişmedim, değişmeyi de düşünmüyorum. Emin adımlarla, yavaş yavaş ilerlemek istiyorum. Acelem yok hayata karşı, tadını çıkarıyorum.
İlerleyen yıllarda nasıl bir hayatın hayalini kuruyorsunuz?
Fatmagül Fakı: Üç sene önce sunuculuk yolunda ilerleyeyim ama önce bir dünyayı gezeyim, farklı kültürleri tanıyayım, yeni insanlar göreyim düşüncesi vardı aklımda. Şanslıydım, şimdi yaptıklarım çıktı karşıma... O yüzden gelecekten fazla bir beklentim yok, ben sadece yaptığım işlerde başarılı olmak istiyorum.