Güncelleme Tarihi:
◊ “Balıklar Boğulmasın” projesine destek veren isimlerdensiniz. Öncelikle bu proje hakkında neler söylemek istersiniz?
- Türk Deniz Araştırmaları Vakfı (TÜDAV), 20. yılını Fairy’nin Türk denizlerinin korunmasına verdiği destek kapsamında “Balıklar Boğulmasın” projesiyle kutluyor. Çevreyle ilgili bir konuda insanları bilinçlendirmek açısından çok güzel, benim de keyifle çalıştığım bir proje. Ciddi anlamda farkındalık yaratacağını düşünüyorum.
◊ Proje kapsamında açılan serginin amacı ne? Ne gibi mesajları var?
- Fosfat, yosunları artırarak sudaki oksijen oranını azaltıyor. Bunun sonucu olarak denizaltı, balıkların nefes almakta zorlandığı bir ortam haline geliyor. Biz de TÜDAV ve Fairy işbirliğiyle gerçekleşen “Balıklar Boğulmasın” projesine destek veren isimlerle birlikte, deniz kirliliğine neden olan fosfata dikkat çekmek ve deniz suyundaki oksijenin tükenmemesi için farkındalık yaratmak amacıyla Tamer Yılmaz’ın objektifinin karşısına geçtik. “Balıklar Boğulmasın” sergisi için suyun altında nefes almadan kalmaya çalışarak balıklar için gerekli olan oksijenin azalmasına dikkat çektik, “Balıklar Boğulmasın” dedik.
◊ Proje için teklif geldiğinde ilk ne düşündünüz?
- Çevreyle ilgili pek çok iş yapılıyor. Toplum daha bilinçli. Fakat balıklar ve deniz konusundaki hassasiyet yeterli seviyede değil. Bir de çekimin su altında olması enteresan bir tecrübe. Dolayısıyla çok heyecanlandım, hiç düşünmeden “Yaparım” dedim. Bu arada hiç de kolay değildi su altında nefes tutup poz vermek, ona rağmen keyifle çalıştık.
◊ Ne kadar sürdü çekimler?
- Benim için 15-20 dakika sürdü. Daha kısa sürebilirdi ama balıkların halini anlatmak ve istediğimiz pozu yakalamak için çok uğraştık. Tamer abi bize suyun içine kurulan telsiz sistemiyle seslendi. “Ağzını aç, gözünü kapa, baloncuk çıkar” gibi komutlara uyarak poz verdik yani...
◊ Şu an beslediğiniz başka bir hayvan var mı?
- Yok ama bahçeli eve geçersek hayalimiz bir köpeğimizin olması. Yuva arayan bir köpeği sahiplenmek isteriz.
◊ Küresel ısınma ciddi bir tehdit artık... Peki balıklar nasıl kurtulur?
- Evet, iklimler değişmeye başladı. Bunlar doğanın bizlere verdiği sinyaller, öyle düşünüyorum. Ne yapabiliriz konusuna gelince... Mesela evde fosfatsız ürünler kullanılabilir. Kızartma yağları lavaboya dökülmeyebilir. Çöpler kağıt, plastik, cam diye ayrıştırılabilir. Biz geri dönüşüm için evimizde öyle yapıyoruz mesela... “Aman ben yapmasam o yapacak” diyerek olmuyor bu iş. Herkes kendi üstüne düşeni yapsa çok yol alırız. İnsanlar şu an diğer canlılara göre daha az etkileniyorlar belki ama bu bir zincir ve er ya da geç hepimiz etkileneceğiz. Bu proje, o anlamda çok doğru bir çağrı.
◊ Eşiniz Engin Hepileri projeye nasıl baktı?
- Çok hoşuna gitti çünkü Engin deniz adamıdır. Denizlere âşıktır. Deniz kirliliğinden çok şikayetçidir. Dediğim gibi ben hiç düşünmeden kabul ettim, Engin de destekledi.
◊ Proje dışında şu sıralar neler yapıyorsunuz?
- Yüksek lisans tezimi teslim edeceğim, onu tamamlamaya çalışıyorum. Tiyatro oyunum devam ediyor.
◊ Hangi oyun?
- “En Kısa Gecenin Rüyası”... Moda Sahnesi’ndeyiz. Ayrıca “Damat Takımı”nda rol almıştım biliyorsunuz. Yeni projeler de var ufukta. Yakında ekranlarda olacağım inşallah.
◊ Bir de eğitmenlik durumunuz var sizin...
- Mimar Sinan Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Bale Bölümü’nde eğitmenlik yapıyorum. Baleye yeni başlayan öğrencilerim var. Onlarla haftanın iki günü ders yapıyorum. Mezun olduğum bölümde eğitmen olarak kaldım, çok mutluyum.
BEN ENGİN’LE TAMAMLANDIM
◊ Evliliğiniz de mükemmel gidiyor. Maşallah diyelim...
- Evet, çok güzel gidiyor. Evliliği herkese şiddetle öneriyorum (kahkaha atıyor).
◊ Mutlu evliliğin bir formülü var mı?
- Formülü yok ama karşılıklı özveri, güven, fedakarlık ve arkadaş olarak hayatı paylaşmak çok önemli... Bir de elbette karşılıklı saygı durumu. Biz yakaladık o uyumu... Allah isteyen herkese böylesini nasip etsin.
◊ “Aşkımıza ve sana aşığım Engin Hepileri. Seninle tamamım...” Böyle bir doğum günü mesajınız var. Onsuz yarım mıydınız?
- Çocukluktan bugüne çok mutlu bir hayatım oldu benim. Ama Engin’den sonrası farklı. Tam olarak hissettiğim bu: Ben Engin’le tamamım. Allah onu başımdan eksik etmesin. İki gündür turnedeydi. Evde yok diye ne doğru düzgün uyku uyudum ne de hayat bana iyi geldi. Hayat fonksiyonlarımdan bir parça o. Engin demet hayat demek.
◊ Bu mutluluk bir bebekle ikiye katlanır mı acaba?
- Herkesin beklediği soru (gülüyor)... Çocukları seviyoruz. O kendi zamanını kendi belirleyecektir diye düşünüyoruz. Bizim düzenimiz, şartlarımız şükür hep ona hazır.
DENİZLER ELİMİZDEN GİDİYOR
Türk denizlerinin korunması için hep beraber çalışıyoruz. Maalesef denizlerimiz elimizin altından kayıyor. Bütün dünya denizleri ve okyanusları gibi bizim denizlerimiz de kirleniyor.
Doğa ve denizlerimizin temizliğine dikkat çekmek için yapılan her proje çok kıymetli ve özel.
TÜDAV ve Fairy işbirliği ile gerçekleşen “Balıklar Boğulmasın” projesi de deniz canlıların tıpkı insanlar gibi oksijene ihtiyaç duyduğuna dikkat çekiyor.
Projenin deniz temizliği konusunda büyük ses getireceğine inanıyorum. Denizlerin temiz tutulmasına dikkat etmeli ve genç nesilleri bu konuda bilinçlendirmeliyiz.