Güncelleme Tarihi:
Diziye gösterilen ilgiyi nasıl buluyorsunuz?
- Gayet güzel. “Hayat Yolunda”, gerek doktorların gerekse hastaların başına gelebilecek hayatın içinden olayları anlatıyor. İçinde entrika ve dramın yanı sıra komediyi de barındıran çok doğal bir iş. Üstelik çok şaşırtacak sürprizlerimiz de olacak. Mesela oynadığım
Melis karakteri genel cerrah asistanı ama ilerleyen bölümlerde pozisyonu biraz değişecek.
Bugüne kadar hep naif rollerle karşımıza çıkmıştınız, şimdi daha dişi ve iddialı bir roldesiniz...
- Evet bu sefer daha güçlü ve hırslı bir kadın rolündeyim. Daha önce de aşık kadınları canlandırmıştım ama bu seferki aşkı uğruna her şeyi yapabilecek, gözünü tamamen karartabilecek bir kadın. Bugüne kadar hep masum kadınları canlandırmıştım, bu seferse masumiyetin zerresi yok.
Rolünüze hazırlanma süreciniz nasıl geçti peki?
- Hikayeyi okuduğum andan itibaren tüm zamanımı Melis’i düşünerek geçirmeye başladım. Rolüme şunu izleyerek hazırlandım ya şu yöntemle hazırlandım gibi şeyler söylemeyeceğim. Tüm bunlardan ziyade Melis’i içime sindirmeye çalıştım. Melis’in yerinde olsam ne yapardım diye düşünüp empati kurmaya çalışıyorum. Bunun dışında Melis gibi olabilecek kadınları gözlemliyorum. Bir karakteri yaratırken en çok işime yarayan şeylerden biri de insanları gözlemlemektir. Bu süreçte kadınları bolca gözlemledim diyebilirim.
AŞKIM İÇİN HER ŞEYİ YAPARIM
Gözlemleriniz sırasında kadınlara dair fark ettiğiniz farklı noktalar oldu mu?
- Kadınlar aslında çok tehlikeli ve çok güçlü yaratıklar. Hatta erkeklerden 10 kat daha güçlüler; duygusal ve pratik zekaya sahipler. Erkeklerle mutlu olamamamızın tek nedeni onları çok detaylı düşünmemizden kaynaklanıyor... Düşündükçe biz karışıyoruz. Aslında erkekler çok düzler.
Kadın erkek ilişkisinde biz mi işleri zorlaştırıyoruz sizce?
- Erkeklerden çok fazla bir şey beklememek lazım bence. Sözüm meclisten dışarı; kendine çok güvenen ve kendisini çok geliştirmiş erkekler var ama genele baktığımızda erkekler çok düz mantıklar. Biz kadınların beklentisi çok yüksek olduğunda hayal kırklığına uğruyoruz. Beklentilerimizi biraz daha aşağıda tutmamız gerekiyor.
Melis için “aşkı uğruna her şeyi yapabilecek” bir kadın dediniz, peki siz öyle misiniz?
- Aşkım için her şeyi yaparım ama ben de her kadın gibi çok detaylı düşündüğümden kendime zarar veriyorum. Daha bir şey olmadan olasılıklar üzerine düşünmeye başlıyorum. Bu yüzden aşk beni çok yoruyor. Sonunda üzüleceğimi düşünüyorum, bu yüzden de aşktan kaçıyorum. Daha doğrusu korkuyorum diyebilirim.
EDİZ HUN’LA KARŞILAŞTIĞIMDA RÜYADAYMIŞ GİBİ HİSSETTİM
Diziye dönecek olursak Ediz Hun gibi bir ustayla çalışmak nasıl bir duygu?
- Onunla ilk karşılaştığımda kendimi rüyadaymış gibi hissettim. Çocukluğumdan beri Ediz Hun ve Filiz Akın hayranıyımdır. Çok şanslıyım ki bu dizide Ediz Hun ile ve Filiz Akın’ın oğlu İlker İnanoğlu ile birlikte oynuyorum. Ediz Bey’le aynı projede yer almak gerçekten inanılmaz bir his. Bir de hiç yaşlanmaz mı bir insan! Nasıl genç, nasıl dinamik, nasıl kibar bir beyefendi anlatamam. Kendimi çok şanslı hissediyorum.
Peki dizinin genç kadrosuyla kaynaşabildiniz mi?
- Elektriğimiz inanılmaz tuttu. Sanki yeni tanışmamışız da yıllardır birbirimizi tanıyormuşuz gibiyiz.
Saçlarınızın rengini bu rol için mi değiştirdiniz?
- Evet hem saçlarımın rengini değiştirdim hem de 6 kilo verdim. Bu saç role çok uygun oldu, yönetmenimiz ve yapımcımızla birlikte karar verdik.
EVLENDİĞİME PİŞMAN DEĞİLİM
Kısa bir süre önce de eşiniz Gürsel Şatır’dan boşandınız, sizi bu noktaya getiren ne oldu?
- Oğlak burcuyum, önümü göremediğimde her şeyi kestirip atarım. Çok zor bir mesleğim var, günde 16 saat çalışıyoruz, fiziken hem de ruhen tüm enerjimizi işimize veriyoruz. Bu yüzden özel hayatımızda dingin olmamız gerekiyor. Karşımızdaki insan bunu dengeleyemiyorsa mutsuzluk oluyor. Bazen kendinizi olduğunuz yere ait hissetmezsiniz. O zaman da uzatmanın anlamı yoktur. Kimileri “çocuk olunca düzelir” dese de bence çocuk evliliği kurtarmak için değil evliliği taçlandırmak için yapılmalı. Olmuyorsa iki tarafın da yıpranmasının anlamı yok.
Evlendiğinize pişman oldunuz mu?
- Hayır. Eminim ki bu süreçte bana pek çok şey öğretmiştir. Öldürmeyen acı güçlendirir derler ya, aynen öyle oldu. Artık ne istediğimi daha iyi biliyorum. Şu an odaklandığım tek şey işim.