Evet, tembellik yaptım

Güncelleme Tarihi:

Evet, tembellik yaptım
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 23, 2014 01:37

Coşkun Sabah 12 yıl aradan sonra ısrarlara dayanamayıp “Nihayet” adını verdiği albümünü piyasaya sürdü. Sanatçı, bu uzun aranın nedenini bir özeleştiri ile açıklıyor: “Albüm yapmayan sanatçıların ekstralarında azalma olur genellikle. Ancak bu sistem bana işlemedi. Albüm yapmamama rağmen neredeyse her hafta sonu sahneye çıktım, masalar dolup taştı. Bu da bende tembellik yarattı.”

Haberin Devamı

12 yıl aradan sonra yeni albümünüzle karşımızdasınız, bu yüzden mi albümünüzün adını “Nihayet” koydunuz?
- Evet 12 sene sonunda geldiği için albüme bu ismi verdik. Neredeyse 1998’den bu yana da beste yapmıyordum.
Yeni albüm için bunca yıl beklemenizin özel bir nedeni var mıydı?
- İş olsun diye albüm çıkarmak istemedim. Sanatçıların çoğu daha çok ekstra almak, sahnelerini diri tutmak için albüm yapar. Çünkü yeni şarkılar, sahne aldıkları mekanların dolmasını sağlar. Albüm yapmayan sanatçıların ise genellikle ekstralarında azalma olur. Ancak bu sistem bana işlemedi. Albüm yapmamama rağmen neredeyse her hafta sonu sahneye çıktım, masalar dolup taştı. Bu da bende tembellik yarattı. Nasıl olsa iş gidiyor dedim.
Bu bir özeleştiri galiba?
- Evet, özeleştiri. Bu açıdan kendimi yargılıyorum. İşler gidiyor, masalar doluyor diye üstüne düşmedim. Mesela çarşamba akşamları Maçka’da bir mekanda sahne alıyorum, hafta içi olmasına rağmen her hafta full çekiyor. Albüm olmadan böyle performans sergilemek de şaşırtıcı aslında.
Yeni şarkılar, yeni albüm olmadan hâlâ bu kadar ilgi görmenizi neye bağlıyorsunuz?
- Eski şarkılarımın çok kuvvetli olmasına... “Anılar”, “İşte Bu Bizim Hikayemiz”, “Aşığım Sana” gibi kuvvetli şarkıların modası hiç geçmedi, eskimediler. Zannediyorum ki bu şarkılar beni ayakta tuttu. Eğer ekstralarım ya da beni dinlemeye gelenlerin sayısı azalsaydı, o zaman kaygılanmaya başlayabilirdim.
Bugüne kadar öyle şarkılara imza attınız ki, hepsi birer klasik oldu. Onların başarısı sizde baskı yaratmadı mı?
- Yaratmaz olur mu! “Anılar”, “Baharı Bekleyen Kumrular Gibi” ve diğer şarkılarım bana çok büyük yükler getirdi. Yaptığım her şarkıyı onlarla kıyaslamaya çalıştılar. Bu da elbette bir baskı oluşturdu. Ancak bu sadece bende değil bütün bestecilerde olan bir durum. Selami Şahin’den de “Özledim”, Kayahan’dan “Asırlardır Yalnızım” tarzında şarkılar beklendi hep...
Peki rahatınız yerindeyken, ekstralar devam ederken ne oldu da yeni albüm yapmaya karar verdiniz?
- Kemikleşmiş bir hayran kitlem var. Onlara “fan” demek istemiyorum, onlar benim özel dinleyenlerim. Çünkü bu insanlar, işadamları ya da öğretim üyeleri, farklı bir kitle yani. Onlar, yeni albüm yapmıyorum diye beni çok yargıladılar. Onlara karşı çok mahcuptum. Bu yüzden albüm için kolları sıvadım.

Evet, tembellik yaptım

TARKAN’DAN DAHA ÇOK SEVİLİYORUM
Genç dinleyicilere ulaşmak için neler yapıyorsunuz?
- Aslına bakarsanız hiçbir şey yapmıyorum, onlar kendiliğinden beni buluyor. Çok araştırmacı bir gençliğimiz var. Mesela Kayseri gençliği beni çok seviyor. Onlara “Murat Boz mu, Tarkan mı, Coşkun Sabah mı?” diye sorsanız, eminim ki size “Coşkun Sabah” derler. Şarkılarımı öyle iyi biliyorlar ki, konser vermek için Kayseri’ye gittiğim zaman kıyıda köşede kalmış şarkılarımı bile söylememi istiyorlar.
Tarkan ve Murat Boz ile karşılaştırılmak size neler hissettiriyor?
- Bunu Kayseri için söylüyorum, çünkü Kayseri gençleri çok araştırmacı, atak ve zeki. Başka şehirlerde de genç hayranlarım var tabii ama tembel gençlik Coşkun Sabah’ı tanımaz.
Kızlarınızın biri 15 diğeri 5 yaşında, onlar da ilk defa babalarının yeni albümünü görüyorlar değil mi?
- Son albümümü çıkarttığımda büyük kızım 3 yaşındaydı. O günlerden pek bir şey hatırlamıyor. Şu an Bodrum’da tatil yapıyorlar, oradaki billboard’larda fotoğrafımı görünce sevinmişler, hemen beni aradılar, çok heyecanlılardı. Aslına bakarsanız bu billboard’lar falan tamamen gövde gösterisi. Onlara döktüğümüz para kadar albüm kazanır mı emin değilim açıkçası.

ORHAN GENCEBAY MEĞER NE KADAR HAKLIYMIŞ
Ramazan ayında albüm çıkarmak biraz riskli değil mi?
- Bunu bana çok söyleyen oldu. Zaten birçok sanatçı ramazan ayında albüm çıkarmaz. Üstelik tam yaz ortasındayız, yani televizyon sezonunun da durgun olduğu bir dönemdeyiz. Ancak bugüne kadar hep şuna inanmışımdır; eğer iş iyiyse, önünde hiçbir şey duramaz. Yaptığım işe güvendiğim için de albümü bu dönemde çıkarmakta hiçbir sakınca görmedim. Haklı olduğumu geçtiğimiz günlerde Antalya’da verdiğim konserde anladım. Albümün çıkışının ikinci gününde yeni albümümden bir şarkıyı 5 bin kişilik amfitiyatroda bütün izleyicilerle birlikte söyledim. Bu çok güzel bir duygu gerçekten.
12 yılda müzik piyasasında neler değişmiş sizce?
- Çok şey! Bugüne kadar dijital ortamdan yakınan çok fazla sanatçı dostum vardı ama işin içinde olmadığımdan onları pek anlamıyordum. Şimdi gayet iyi anlıyorum. Albüm çıktıktan iki gün sonra hiçbir bedel ödemeden birkaç farklı web sitesinden indirildiğini gördüm. Şimdi onlara dava açacağız. Orhan Gencebay, iki lafın birinde bunu söylerdi, meğer ne kadar haklıymış.
Bu albüm için ne kadar süre hazırlandınız peki?
- Albümde sekiz şarkı var. Bu sekiz şarkının beşini son altı ayda besteledim. Neredeyse her ay bir şarkı... Albümdeki bir diğer şarkı da 26 yıl önce bestesini yaptığım ama bugüne kadar hiç ortaya çıkarmadığım bir eser: “Beni Yalnız Seven Anlar”...
Neden 26 yıl beklediniz?
- Çok ticari bir şarkı değildi. Yıllar önce bir televizyon programında bu şarkıyı okumuştum. Beş sene önce bir konserde “özel sevenlerim” bu şarkıyı tekrar okumamı istediler, inanın şarkıyı hatırlamadım. “Benim böyle bir bestem yok” dedim. Ertesi gün televizyon programının kaydını gönderdiler. (Gülüyor) Unutmuşum meğer! Eğer bu şarkıyı bana hatırlatmasalardı, bu albüme koymak aklıma bile gelmezdi çünkü şarkıyı daha önce stüdyoda okumamıştım bile.
Albümde, bir Coşkun Sabah klasiği olan “Aşığım Sana”nın remix’i de bulunuyor.
- Evet, o şarkıyı biraz daha hızlı tempoyla sevenlerime sundum.
Sosyal medyada size “şarap gibi şarkıcı” diyorlar, siz ne düşünüyorsunuz?
- Teşekkür ederim, güzel bir şey tabii. Bana “Neden hiç yaşlanmıyorsun, bu işin sırrı ne?” diye soranlar da oluyor. Benden resmen reçete istiyorlar (gülüyor)...
Bir sırrınız var mı?
- Aslında bir sırrım yok. Düzenli uyku, özenli bir özel yaşam, sağlıklı beslenme... Hepsi bu! Bir de içki ve sigara kullanmıyorum. Bugüne kadar hiç kendimi kaybetmemişimdir.
Evet, tembellik yaptım


ŞARKIM TAMAMEN BİTENE KADAR KİMSEYE DİNLETMEM
İlk klibi “Sana Ben Kurban Olaydım”a çektiniz, ne zaman izleyeceğiz?
- Montajı tamamlanmak üzere, çok yakında izleriz. Klipte, Hollywood’un animasyon konusunda gözbebeği olan Şahin Derun’la çalıştım. Kendisini çok eskiden tanırım. Klibimde sürpriz animasyonlar yapacak. Ortaya nasıl bir şey çıkacağını hep beraber göreceğiz.
Bu şarkıyı kimin için bestelediniz?
- “Sana ben kurban olaydım” lafı annemin lafıdır. Öyle bir şarkı yapmak istedim ki hem anneye hem de sevgiliye söylenebilsin. Öyle de oldu. Bunun dışında en büyük ilham kaynağım halktır.
Başka ilham kaynağınız yok mu?
- Bazen sanal olarak kendimi aşıkların yerine koyup empati yaparım ya da kendimce bir senaryo kurup ne hissedeceğimi düşünürüm. O anki duygularımı kağıda dökerim.
Günde kaç saat çalışıyorsunuz?
- 19 yaşında ud virtüözü olana kadar günde dört, beş saat çalışıyordum. Gerekli hızı kazandıktan sonra çalışma saatlerimi düşürdüm.
Bestelerinizi ilk kime dinletirsiniz?
- Evlendikten sonra eşime dinletmeye başladım ama şarkı son haline gelene kadar kimseye dinletmem. Yani ham halini kimseye çalmam. Şarkı dört dörtlük hale gelene kadar beklerim. Olumsuz bir tepki alıp hevesimin kırılmasından çekinirim. Düşünsenize sıfır makyajlı bir kadınla full makyajlı bir kadın bir olur mu hiç!
Siz makyajlı kadın seviyorsunuz yani...
- Yok o anlamda söylemedim ama havaalanında ünlü bir kadın sanatçı gören vatandaş “Ayy şunu gördün mü makyajsız ne kadar çirkin” diyor, çok duyuyorum. Bu açıdan bakacak olursak bir şarkının yalın hali ile aranjesi tamamlandıktan sonraki hali arasında çok fark var.
Evet, tembellik yaptım

Haberin Devamı


KARDEŞİMLE ÇALIŞMAYI TERCİH ETMİYORUM
Albümünüzü hazırlarken kardeşiniz Taşkın Sabah’tan yardım aldınız mı?
- Bundan önceki iki albümde almıştım ama şu aralar Taşkın çok yoğun, başını kaşıyacak vakti yok. Yabancı biriyle çalışmak da daha iyi sanki.
Sizi böyle düşündüren ne?
- Taşkın’ın abisiyim. “O şarkı öyle olmasın, şöyle olsun” derim, beni kırmamak için dediğimi yapar ama belki onun yaptığı daha doğrudur. Ayrıca Taşkın, kardeşim olduğu için ona bağırıp çağıramam, bizim aramızda çok büyük bir saygı vardır. Çok samimi ve sıkı fıkı olduğumuzu söyleyemem, resmiyiz.
Başınız sıkıştığınızda birbirinizi aramaz mısınız?
- Ararız tabii ama sırlarımızı paylaşmayız mesela. Sonuç olarak ben bağırıp çağırabileceğim ya da gece yarısı stüdyoya götürebileceğim biriyle çalışmak isterim. Kardeşime bu şekilde hükmetmek istemem. Bana “hayır” demez zaten ama bu sefer istemeden de olsa ben onu üzmüş olurum.

Haberin Devamı

AVM AÇILDI GELİRİM AZALDI
Sanatçı kimliğinizin yanı sıra işadamı kimliğinizle de tanınıyorsunuz; sinema salonlarınız var...
- Evet 2004’ten beri Bayrampaşa’da bir sinema salonum var. 2010’a kadar çok güzel paralar kazandım ama daha sonra bölgede bir alışveriş merkezinin açılmasıyla işlerimiz yarı yarıya düştü. Büyük balık küçük balığı yedi.
Çocukluğunuzdan beri müzikle uğraşan biri olarak sizi bu işe yönlendiren neydi?
- Sanatçılar birikimlerini değerlendirmek için ya gayrımenkul alır ya da bir iş kurarlar. Girişimcilik ruhum beni bu alana yönlendirdi. Ama sinema da bir sanat dalı, o yüzden çok da farklı bir işe girdiğim söylenemez.

Evet, tembellik yaptım

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!