Güncelleme Tarihi:
◊ Sizi en son birkaç hafta önce gösterime giren “Sürükleniş”te (Adrift) izledik. Şu sıralar üzerinde çalıştığınız başka projeler var mı?
- Evet, var. “Sürükleniş”ten önce çektiğim “The Nightingale” bu sene içinde gösterime girecek. Senaryo yazarımız ve yönetmenimiz Jennifer Kent. Oynadığım en farklı karakter de bu filmde. Jennifer benim bile farkında olmadığım bir tarafımı görmüş, şimdi seyirci de görecek. Başka bir projem de “The Corrupted”. O da önümüzdeki yıl gösterime girecek. Orada eski bir hükümlüyü oynuyorum. Bunların dışında üzerinde çalıştığım birkaç iş daha var.
◊ “Açlık Oyunları”ndan sonra sizi birçok farklı rolde izledik. Sürekli yükselen bir ivmeyle kariyerinize devam ediyorsunuz.
- Teşekkür ederim. Bilmiyorum, kendime başkasının gözüyle bakmam, dışarıdan gözlemlemem zor. Başarılı olduğum söyleniyor ama benim için beni seven bir karım ve iki güzel çocuğumun olması da başarı.
◊ Eşiniz Laura Haddock da ünlü bir oyuncu. Nasıl tanıştınız?
- Çok romantikti. Birbirimizi Skype’ta tanıdık. İlk buluşmamız da Los Angeles’ta oldu. “Pirates of the Caribbean”ı çekerken Laura’yı Los Angeles’a çağırdım. Onu havaalanından almaya gittiğimde çok gergindi, “Ya anlaşamazsak?” dedi. Ben de “Seni öpeceğim ve her şey çok güzel olacak” dedim. Filmin çekimleri 3 hafta boyunca geceleri yapıldı. Ben çalışırken o uyuyordu ama yine de Skype görüşmelerimizin ardından onu Los Angeles’a getirmek yaptığım en romantik şeydi. İkimiz de hâlâ bu cesaretimize inanamıyoruz. Şimdi iki çocuğumuz var.
◊ Skype’ta görüşmeye başlamadan önce nasıl tanıştınız?
- İlk karşılaşmamız, “My Week with Marilyn” filminin oyuncu seçmelerinde oldu. Benim seçmelere dördüncü çağrılışımdı. Laura’yı ilk defa seçmelerde gördüm. Benimle aynı sahnedeydi. Çıktım ve hemen ajansımı aradım, “Biraz önce evlenmek istediğim kızı gördüm” dedim. Menajerim “Seçmeler nasıl geçti?” diye sordu, haliyle nasıl geçtiğini merak ediyordu. Bense “Bırak seçmeleri, oradaki kız benim hayatımın aşkı! Âşık oldum ben” dedim. Menajerim inanamadı, “Hadi canım daha yeni tanıştın” dedi. Laura o güne kadar gördüğüm en güzel kadındı. Sonra ertesi gün tamamen tesadüfen sabah 05.30’ta Londra’da metroda karşılaştık. Ben metrodan inerken o biniyordu. Hiçbir şey konuşamadık. Sonra onu Facebook’ta arkadaş listeme ekledim, mesajlaştık. Ardından Skype’ta görüşmeye başladık. 3 ay o şekilde devam etti.
◊ Laura o sırada başka bir oyuncuyla beraber değil miydi?
- Evet, erkek arkadaşı vardı. Ben de başka bir kızla çıkıyordum. Laura’dan önce birçok kız arkadaşım oldu, hiçbir ilişkim yolunda gitmedi. Ama yaşadığım o ilişkiler bana şekil verdi ve Laura ile ilişkime farklı bir kafa yapısında başlamamı sağladı. Laura’nın ilişkisi de doğal bir şekilde sonlandı. Ayrıldıktan sonra da biz aşk yaşamaya başladık.
◊ Peki ya evlenme teklifi? O nasıl oldu?
- Tek söyleyebileceğim, fazla romantik bir teklif olduğu. Detayları bizde kalsın istiyorum. Teklif etme hikayemi atlayıp yüzüğe geçebilir miyiz?
◊ Tabii ki...
- Yüzük seçmeye annemle gittim. İlk gördüğüm yüzüğü çok beğendim ama aklımda kalmaması için bir sürü farklı yere baktık. Ne aradığımı da bilmiyordum açıkçası. Çünkü Laura bir sürü farklı şeyin karışımı bir kadın ve sürekli fikir değiştirir. İlk yüzükte onun gibi farklı birçok elementin karışımını gördüm ve en sonnuda dönüp o yüzüğü aldım. İçgüdülerimde haklıymışım, hâlâ severek takıyor.
◊ İki çocuğunuz var, ev ve iş arasında denge kurmakta zorlanıyor musunuz?
- Çocuklar beni mutlu ediyor. Futbolcu olmak isterken bile eğer profesyonel futbolcu olmazsam çocuklara koçluk yaparım diyordum. Oyunculukta da aynı, aktör olamasaydım çocuklara drama öğretmek isterdim. Dünyaya çocukların gözünden bakmak tarifsiz bir his. Ben gerçekçi bir adamım, nadiren hayal gücümün etkisinde kalırım ama çocuklar için gelecek çok büyük bir fantezi. Onlarla benim de hayal gücüm gelişmeye başladı. Evet, beni çok yoruyorlar ama yüzlerindeki gülümsemeyi görünce her şeyi unutuyorum.
ASLINDA FUTBOLCU OLMAK iSTiYORDUM
◊ Oyunculuğa dönelim. Bu mesleği yapmaya nasıl karar verdiniz?
- Aslında yapmak istediğim tek şey futbol oynamaktı. Aklımda sadece spor vardı. Ama futbol oynarken sakatlandım ve bir daha kendimi toparlayamadım. Futbolcu olmak için yeterince güçlü değildim artık. Ortalama bir futbolcunun kariyerinin 35 yaşına kadar sürdüğünü düşününce, daha uzun ömürlü bir kariyer istedim. O dönem şu ikilemi yaşadığımı hatırlıyorum; sanat mı yapmak istiyordum, drama mı? İkinci seçeneği tercih ettim, çünkü takım çalışmasını, dramada duyguları ifade etme şeklini ve disiplini seviyordum. Bulabildiğim her sinema kulübüne katıldım, dersler almaya başladım. Bir sürü yeni insanla tanıştım. Sinemadan önce küçük dünyası olan bir çocuktum, farklı kültürden insanlarla hiç tanışmamıştım, çünkü aşırı korumacı bir ailem vardı. Hiç büyük bir şehre gitmemiştim mesela. Sonra bu işte başarılı olmak için Londra’ya taşındım, gerisi geldi.
◊ Dünya Kupası’nı takip ediyor musunuz?
- Evet, tüm maçları kaçırmadan izliyorum.
◊ Var mı finale dair bir tahmininiz?
- İngiltere’nin kazanacağını düşünmek istiyorum. İngiltere olmazsa, şansıma çıkan takım kazansın istiyorum.
◊ Şansınıza çıkan takım derken?
- Arkadaşlarımla kura çektik. Tüm ülkelerin adını kağıda yazıp bir şapkanın içine koyduk, herkes bir kağıt seçti. Kendi ülkemiz dışında hepimiz o kağıtta yazan takımı destekliyoruz.
KRALiYET AiLESi ÜYELERi ALÇAK GÖNÜLLÜ VE DOĞAL
◊ ‘Royal Wedding’den sonra bir Meghan Markle-Prens Harry çılgınlığıdır gidiyor. Siz Harry ile tanışıyor musunuz?
- Cep numarası yok bende ama kraliçe dışında tüm kraliyet ailesi üyeleriyle tanıştım. Yardım davetlerinde ayaküstü sohbetlerimiz oldu. Fakat hiçbiriyle kişisel bir yakınlığım yok.
◊ Kraliyet ailesi hakkındaki ilk izleniminiz nasıldı?
- Dürüstçe söylüyorum; ne kadar alçakgönüllü ve doğallar dedim. Onların hayatı da celebrity hayat tarzına benziyor. Sürekli göz önünde ve basında yer aldıkları için herkes onları tanıdığını zannediyor. Omuzlarında ağır sorumluluk taşıyan insanlar...
SON 24 SAATTE YAŞANANLAR