Güncelleme Tarihi:
◊ Hayatınızdaki 3 önemli dönüm noktası ile başlayalım mı...
- Sadece 3 tane mi? Doğmak, evlenmek ve çocuk sahibi olmak... Bunlar en iyi ve en büyük üç dönüm noktası. Gerçi cevabımı beğenmedin gibi bir halin var...
◊ Genel bir cevap oldu... Neden evlenmek önemli bir dönüm noktasıydı sizin için?
- Çünkü eşim benim ruh ikizim. Mükemmel uyum sağladığım bir insan. Böylesine büyük bir dünyada, milyarlarca insan içinde ‘işte o kişi’ dediğin birini bulmak oldukça zor. Evlilik, eş seni sen yapan, şekillendiren, kim olduğunu belirginleştiren şeyler.
◊ Sözleriniz çok ikna edici...
- İkna edici olduğumu söylerler.
◊ Terapist olmayı hiç düşündünüz mü?
- O konuda da yeteneğim olduğunu düşünüyorum. Tavsiyelerim iyidir.
ARKADAŞLARIMIN AKIL HOCASIYIM
◊ Arkadaşlarınız görüşlerinizi sorarlar mı?
- Arkadaş çevremde yol gösterici, akıl hocası kabul edilirim. Ve bu durumu oldukça onurlu bir görev gibi görürüm. Saygı duyarak yaparım.
◊ Şehir dışından ya da başka bir ülkeden işinizi bitirip eve döndünüz diyelim. Önceliğiniz eve gider gitmez bavulları boşaltıp yerleştirmek mi olur yoksa güzel bir aile yemeği yemek mi?
- Tek önceliğim çocuklarım ve eşimle çok büyük ve iç içe girdiğimiz bir kucaklaşma...
◊ Evde çocuklara karşı kim daha kuralcı? Diyelim ki çocuklarla ilgili konularda eşinizle görüş ayrılığı yaşadınız. Ne yaparsınız?
- Onların önünde her zaman aynı görüşteyiz. Tüm anne-babalar gibi biz de görüş ayrılığımızı onların önünde gösterip bizi köşeye sıkıştırmalarına izin vermiyoruz. Çünkü en ufak bir boşlukta “ben bu konuda annemi ya da babamı kandırabilirim” moduna giriyorlar. Onlara bu şansı vermiyoruz. Kim daha kuralcı kısmına gelirsem, sanırım dönüşümlü. Bazen ben bazen de Danny (Daniel Moder). Dengeyi iyi sağlıyoruz. Böylelikle çocuklar da hangi tarafı kolay ikna edebileceklerini kestiremiyorlar.
ÖRGÜ ÖRMEYE DEVAM EDİYORUM
◊ “Ben is Back” filminde uyuşturucu bağımlısı oğlu olan bir anneyi canlandırdınız. Etrafımdaki anne-babaların en büyük endişelerinden biri çocuklarının uyuşturucu kullanmaları. Siz de 3 çocuk annesi olarak böyle bir endişe yaşıyor musunuz?
- Böyle şeyleri hiç düşünmüyorum. Eğer anne olarak tüm korku ve kabuslarımı düşünerek yaşarsam tüm kapıları kilitleyip, çocuklarımın dışarı çıkmalarına izin vermemem gerekir. Konsantrasyonum pozitif ve optimistik şeylere yönelik.
◊ Aileniz için hâlâ örgü örmeye devam ediyor musunuz?
- Sadece ailem için değil arkadaşlarım için de örüyorum ama bugün örgü çantam yanımda değil.
◊ Aile demişken, filmde oğlunuzu korumak için eşinizden bazı şeyleri saklıyorsunuz. Gerçekte durum nasıl? Eşinizden sakladığınız sırlarınız var mı?
- Eşimden sakladığım tek bir şey bile yok. Ne zaman bir arkadaşım “Sana bir şey söyleyeceğim ama kimseye söyleme” derse cevabım “Tamam ama Danny’ye söyleyeceğim, ona göre” oluyor.
◊ “Ben is Back”e hazırlanırken bağımlılık hakkında neler öğrendiniz?
- Şoke edici ve acı verici gerçekler...
◊ Umut var mı peki?
- Umut olmak zorunda. Bağımlıların yaşadıklarını okudukça umut olmak zorunda diyorsun. Bu insanlar hikayelerini boşuna paylaşmıyorlar bence...
HATA YAPMAM, SENDELEMEM
◊ Filmden sonra bağımlılıkla ilgili daha çok bilgi sahibi olduğunuzu düşünüyor musunuz?
- Filme hazırlanırken çok şey öğreniyor insan. Kesinlikle eskiye göre çok daha fazla bilgi sahibiyim.
◊ Gençlik döneminizde etrafınızda uyuşturucu kullanan arkadaşlarınız var mıydı?
- Ben şanslı çocuklardandım. Çok küçük bir şehirde büyüdüm. Okullarımızda uyuşturucu sorunu yoktu. Etrafımda kullanan arkadaşlarım da yoktu. Varsa bile ben haberdar değildim. Şimdi okullarda ne kadar önlem alınsa da uyuşturucu kullanımı maalesef yaygın. Arkadaş baskısı da kullanmayan çocukların alışmasında etkili olan diğer bir sebep...
◊ Filmde birçok sorunla başa çıkan bir anneyi canlandırıyorsunuz. Bence gerçek hayatınızda da sorunlarla başa çıkabilecek bir yapınız var. Yanılıyor muyum?
- Çok yönlüyümdür. Birkaç farklı sorunla aynı anda ilgilenebilirim. Hata yapmam. Sendelemem... Şaka bir yana başka insanlarla iletişime başladığın anda her şeyle ya da herkesle başa çıkmayı da öğrenmeye başlıyorsun.
◊ Filme hazırlanmak, çekmek bir yana promosyon aşaması da başlı başına bir iş oldu artık. Siz ne düşünüyorsunuz bu konuda? Eskiye göre büyük farklar var mı?
- 30 yıldır bu işi yapıyorum. Aslına bakarsan süreç aynı. Önceden de şehirden şehre, ülkeden ülkeye gidip filmin tanıtımını yapıyorduk.
“Mystic Pizza”nın tanıtım dönemi aklıma geldi. Yanımda kardeşimle New York’tan başlayıp şehir şehir filmin tanıtımı için seyahat etmiştik. Şimdi daha organize, belki biraz daha yoğun ama süreç aynı ilerliyor.
Müthiş bir şov olmuş
◊ Geçen sene “Homecoming” ile televizyona dönüş yaptınız. Sinema yıldızları birer birer televizyon için iş yapmaya başladı. Sizin kararınızı en çok ne etkiledi?
- Ben televizyona iş yapmak için karar vermedim. Karar verdiğim iş televizyon için yapıldı. Şöyle ki uzun zaman önce bir podcast yolladılar.
Daha önce hiç haberdar olmadığım bir konu olan “homecoming” hakkındaydı. Sonrasında yapımcımız Sam Esmail aradı. Sam, “Mr. Robot” gibi televizyona iyi işler yapan bir yapımcı. Fikir alışverişi yaptık. Sam, yaratıcılık olarak kafa yapımın uyduğu ve konuşmaktan zevk aldığım biri oldu. Projenin nereye yapılacağı konuşmalarımızın bir parçası değildi. Hikayeyi sevdim. Sam’le çalışmak istedim o kadar. Sonunda proje televizyona yapıldı.
◊ Broadway’de “Pretty Woman”ın oyununu izleme şansınız oldu mu?
- İzledim. İzleyene kadar bana ne kadar gerçeküstü geleceğini tahmin etmemiştim. Harika iş çıkarmışlar. Müthiş bir şov olmuş. Çok da eğlenceli. Şovun sonunda gülmekten yanaklarım acıdı... “Pretty Woman”ın hikayesi çok özeldir. Filmi çekerken sahneleri doldurmak için birçok uydurma şey yaptık. Hep birlikte yeni şakalar, yeni cümleler deniyorduk.
Yönetmenimiz Garry Marshall’ı güldürmek için elimizden geleni yapıyorduk. Bir zamanlar sahneleri doldurmak için uydurduğumuz cümleleri Broadway sahnesinde duymak o günleri hatırlattı. Garry’yi özletti...
◊ Son olarak rol arkadaşınız Lucas Hedges’i sormak istiyorum. Başarılı genç bir oyuncu ve iyi işlere imza atıyor...
- Lucas hakkında ne desem az kalır. İnanılmaz yetenekli. Kendini işine adamış, özverili, yaptığı işe gönülden bağlı bir genç.
Sette onu yakından takip ettim.
Yıllardır bu sektörde olunca kişiyi anında analiz etme yeteneğine de sahip oluyorsun.
Lucas her konuda hayranlığımı kazanan bir çocuk oldu. Her şey bir tarafa inanılmaz derecede saygılı, tatlı, iyi niyetli ve kendine güvenen bir insan. Gerçekten beni etkileyen nadir gençlerden.