'Erkek tamamen kendine adanmış kadını cazip bulmaz'

Güncelleme Tarihi:

Erkek tamamen kendine adanmış kadını cazip bulmaz
Oluşturulma Tarihi: Mart 24, 2017 15:37

Mehmet Coşkundeniz’in gerçek bir hikayeden yola çıkarak kaleme aldığı “Aşk Uykusu” kitabı sinemaya uyarlandı. İki kadın arasında kalan bir adamın hikayesini anlatan filmin başrol oyuncuları Gökçe Bahadır, Hande Subaşı ve Alican Yücesoy’la buluşup aşkı, evliliği ve ihaneti konuştuk.

Haberin Devamı

◊ Aşk doktoru olarak bildiğimiz Mehmet Coşkundeniz’in aynı adlı romanından ve gerçek bir hikayeden uyarlanmış “Aşk Uykusu” filmi... Hikayeyi biraz da sizden dinleyelim...
- Gökçe Bahadır: Bu film; bir kadının deli gibi aşık olduğu, tutkuyla bağlanıp evlendiği kocasıyla olan muhteşem hikayesinin bir ihanetle yavaş yavaş nasıl evrildiğini, neye dönüştüğünü gösteriyor.

◊ İhanete uğradığı halde mücadeleye devam eden kadınlar var mı?
- Gökçe Bahadır: Evet. Film bunun üstüne zaten: Sevdiğim adamı nasıl geri döndürürüm?

◊ Sen, filmde eşini geri döndürmeye çalışan kadınsın değil mi?
- Gökçe Bahadır: Evet.

◊ Alican, sen de o vazgeçilmez adamı oynuyorsun...
- Alican Yücesoy: Evet, ben onun geri döndürmeye çalıştığı adamım (gülüyor). Gayet zor bir konu. Bazen şöyle düşünüyorum; bu şüphe ve sonrasındaki davranışlarımız bizi birbirimizden uzaklaştırır mı yoksa aksine bizi birbirimize yaklaştırır mı? Bu soru işaretinin filmin içinde oluşmasından hoşnutum.

◊ Aldatan bir erkek diyebilir miyiz?
- Alican Yücesoy: Evet.

ALDATANLARIN  YARISI KADINMIŞ

◊ İçine girebildin mi bu rolün, sevdin mi, benimseyebildin mi o adamı?
- Alican Yücesoy: Tabii ki. Oyunculuğun bütün sihri burada. Oynadığımız kişiyi sevmekle daha doğrusu ona haklı sebepler bulmakla başlıyor her şey. Dolayısıyla oynadığım aldatan adama da binlerce haklı sebep bulabiliyorum.

◊ Biz kadınlar aldatan erkeklere haklı sebepler bulamıyoruz ama...
Hande Subaşı: Artık istatistiklere göre sadece erkekler aldatmıyor, aldatanların yarısı kadınmış.

◊ Hande, madem konuya girdin, sorayım o zaman. Sen aldatma aşamasında devreye giren kadınsın. Kötü kadın bir bakıma... Sen ne diyeceksin rolün hakkında?
- Hande Subaşı: Kötü değil. Doğru ya da yanlış kısmını sorgulamak derin bir konu. Seda’nın da kendince haklı yanları var.

◊ Ne mesela?
- Hande Subaşı: En başta aşık. Ortada mutsuz bir evlilik ve bir aşk var. Bunun artık çözüme kavuşması gerekiyor gözüyle bakıyor olaya. Yonca nasıl aşkı için evliliğini kurtarmaya çalışıyorsa, diğer tarafta da Seda benzer duygularda.
- Gökçe Bahadır: Evde mutlu olmadığını söyleyen bir adam var

Haberin Devamı

◊ Seda’nın karşısında. Tercih edilen kadın olmaktan da ne yazık ki haz duyuyor. Sonuçta bir adam geliyor ve diyor ki “Ben evde o kadınla mutlu değilim, ama seninle mutluyum”... Dolayısıyla bu kadın “Ben daha iyiyim” diye düşünüyor. 

Haberin Devamı

- Hande Subaşı: Erkekler her durumda sıyrılıyor bu mevzudan (gülüyor).
- Alican Yücesoy: Ben de şunu sorarım o zaman, hiçbir arkadaşının aldatıldığına şahit olup da bunu ona söyleyebildin mi?

◊ Ben söylerim valla...

- Alican Yücesoy: Ben emin değilim.
- Gökçe Bahadır: Ben de emin değilim.
- Hande Subaşı: Ben de... Kişiye duruma göre değişebilir.

Erkek tamamen kendine adanmış kadını cazip bulmaz



KIZLAR HEP KÖTÜ ÇOCUKLARI SEVER

◊ Bu filmin “sorusu” nedir peki?
- Gökçe Bahadır: Aşık olduğun kişiyle mi evleneceksin yoksa senin için doğru olan kişiyle mi evlenip hayatına devam edeceksin?
- Hande Subaşı: Aşık olduğun kişi bir de senin için doğru olansa ballı kaymak.
- Gökçe Bahadır: Ama neden hep doğru insanlara aşık olmuyoruz o zaman?

◊ İlk başta doğru oluyor sonra doğru olmadığını anlıyorsun herhalde...
- Gökçe Bahadır: Bir kısır döngü. Filmde de aslında iki kadının yanı sıra iki adamın hikayesi var. Bir adam var kocam olan... Bir de hep yanımda, beni hayatı boyunca sevecek doğru adam var ama görmek istemiyorum...

◊ Kadınlarda hep böyle bir durum vardır değil mi? Bir tarafta hep kaçan, diğer tarafta doğru olduğunu bildiğin ama bir türlü seni cezbetmeyen adam...
- Gökçe Bahadır: Biz hangisine gitmeliyiz?
- Alican Yücesoy: Kızlar kötü çocukları sever.

◊ Sen kötü çocuk musun Alican?
- Alican Yücesoy: Bilmiyorum. Eskiden öyleydim sanırım.
- Hande Subaşı: Bence zamanlamayla da alakalı. O zaman diliminde neye ihtiyacın olduğu ile ilgili...
- Alican Yücesoy: Bir dönem herkes kötü çocuk oluyor. Özellikle erkekler.

◊ Sen Gökçe olarak evliliğe bu kadar tutunan bir kadını nasıl değerlendiriyorsun?
- Gökçe Bahadır: Ben Yonca’yı ilk okuduğumda çok ilgimi çekti çünkü benden çok uzak bir dünyada yaşıyor. Ben de tam anlamıyla duygusunu verebilmek için onun haklı sebeplerine dayanmak zorundaydım. En haklı sebebi de bir adamı çok seviyor olmasıydı. O “aşk her şeyi affeder” gözüyle baktığı için ben de onun gözünden bakmaya çalışıyorum.

◊ Zorlandın mı?
- Gökçe Bahadır: Evet. “Aşk Uykusu” kitabında kızın günlüğüne yazdığı çok güçlü cümleler var. Mesela, adam onu terk ettiğinde nefes alamadığını, kalbinin acıdığını yazmış.

◊ Son derece tutkulu bir aşk... Ancak böylesini yaşayan anlar sanırım...
- Gökçe Bahadır: Akşamları eve gidince bu cümleleri okuyordum, kendi kendime tekrar ediyordum nasıl bir duygu olduğunu anlayabilmek adına. Bir adamın bir kadını ya da bir kadının bir adamı çok sevmesi kötü bir şey değil tabii ki. Hayatta sevmek, sevilmek kadar güzel bir duygu yok. Burada Yonca’nın yanlışı sanırım kendinden tamamen vazgeçip hayatını ona adamak.

◊ Sen yapar mısın bu kadar?
- Gökçe Bahadır: Yapmam.

◊ Erkek için ya da aşk için birçok şeyden vazgeçen kadın, erkeklerin gözünde zayıf mı duruyor sence?
- Gökçe Bahadır: Filmde tam böyle bir şey var aslında. Erkek ilk başta “İşi bırak, hayatını bana ada” diyor, ama kadın istediğinin bu olmadığını anlıyor. Hiçbir zaman adam tamamıyla ona adanmış bir kadını cazip bulmayacaktır.
- Alican Yücesoy: Çok doğru.

Haberin Devamı

“BEN HER ŞEYİ YAPARIM” DERSEN EVLİLİK YÜRÜMEZ

◊ Çocuk da yaparım kariyer de durumuna nasıl bakıyorsunuz?
- Hande Subaşı: Yanlış bir şey söylemek istemiyorum ama evlilik zor. Onu da yapayım, bunu da yapayımla maalesef evlilik yürümüyor.
- Gökçe Bahadır: Hepsinin aynı seviyede gitmesi mümkün değil. Özellikle kadın olarak yuva kurmak, çocuk sahibi olmak istiyorsun. Ama bunun yanı sıra çok başarılı ve tek başına yaşayan kadınlar var. Bu bir seçim. Sonuçta ben kadınların istediklerinde her şeyin altından kalkabileceklerine inanıyorum. Ama tabii tek başına değil. Erkeklerin de bu konuda özverili olması gerekiyor.
- Alican Yücesoy: Bir çocuğun sadece kadınının hayatını değiştirmesi gerektiği fikrinden bir erkek olarak çok rahatsızım. Yeni baba olan üç arkadaşım var. Onlarda görüp de mutlu olduğum bir şey var: Denge. Anne kadar baba, baba kadar anne. Yeni jenerasyon babalar insanı cesaretlendiriyor.

◊ Çocuk sahibi olma isteği var mı?
- Alican Yücesoy: Geliyor gidiyor arada. Fena olmaz diyorum zaman zaman.
- Gökçe Bahadır: Aynen.
- Hande Subaşı: Evet, aynen.

Haberin Devamı

İNSAN İKİ KİŞİYE AŞIK OLABİLİR

 ◊ Bir insan iki kişiye aşık olabilir mi?
- Alican Yücesoy: Olabilir, neden olmasın? Çeşit çeşit insan var kimin ne yapacağı belli olmaz.

◊ Sen olabilir misin?
- Gökçe Bahadır: Olamam. Aşk iki kişiliktir.
- Hande Subaşı: Bence de iki kişiye aynı anda aşık olamazsın. İki kişiden aynı anda hoşlanabilirsin ama o ikisi de aşk değil bence.

ÇOK KENDİMİZE DÖNDÜK FEDAKARLIK YAPMIYORUZ

◊ Arada planlı olarak uzaklaşmak mı gerekiyor yani?
- Gökçe Bahadır: Planlı olarak değil. Hayatı yaşamayı öyle öğrenmek lazım.
- Alican Yücesoy: Bu bence bir jenerasyon meselesi aynı zamanda. Ben bizden daha genç insanların bu şekilde ilişki kurmadığını görüyorum, mutlu oluyorum. Daha açık, daha ne istediğini bilir şekilde ilerliyorlar. “Ben buyum” diyorlar.
- Hande Subaşı: Önemsemek ve özveride bulunmak gerekiyor galiba ilişkide. Hepimiz çok kendimize döndük. Kolay kolay fedakarlık yapmıyoruz. Çok rahat olunca da ilişki olmuyor.
- Alican Yücesoy: Bence tam da bunu yapmamamız gerekiyor belki... Birazcık “ben” desek mevzu çözülecek.
- Gökçe Bahadır: Biz ortayı tutturamıyoruz arkadaşlar.. İkiniz de ayrı ayrı noktalarda haklısınız aslında. İkinizin demek istediğini de anlıyorum. Ortasını bulmak çok zor zaten.

BAKMADAN GEÇME!