Güncelleme Tarihi:
Melike
KARAKARTAL:
Çocukları olduğu için boşanma konusuna özenle yaklaşıyor gibi görünüyorlar. Böyle zor süreçlerde birbirlerini yıpratan, çocuklarının ruh sağlığını dikkate almayan çiftlere iyi örnek oluyorlar. Birbirinin en yakını olan iki insanın iki yabancıya dönüşmesi zor bir süreç ama uzun vadede çocukları da çevreleyen sevgi dolu bir dostluk, bir ortaklık ilişkisi kurarak, bundan sonra birbirlerine destek olarak sürdürebilirler hayatlarını. Bizim sularda pek görülmüyor malum ama neden olmasın?
Ömür GEDİK: Sessiz sedasız, birbirlerini suçlamadan, sırları ortaya dökmeden bitirdiler ilişkilerini. Çocukları çok şanslı. En şık boşanan çift ilan ediyorum kendilerini. Umarım nazarım değmez, tatsız açıklamalarla gündeme gelmezler.
Cengiz SEMERCİOĞLU: Uzun süredir boşanacakları, hatta boşandıkları söyleniyordu, 5 Haziran’da gerçek oldu. Gözden uzak olsun diye Marmara Ereğlisi’nde boşandılar. Hatta Tuba’nın işletmeci bir sevgilisi olduğundan bile söz ediliyor bir süredir... İkizlerine düşkün bir anne-baba olmaları bu boşanmanın en olumlu yanı... Kavga dövüş yapmadan anne-babalık görevlerini yerine getirmeleri en önemlisi.
Onur BAŞTÜRK: Örnek çift diye bir şey yoktur hayatta. Dışarıdan öyle gibi görünürler sadece. Pakete bakıp “örnek” damgası yapıştırır insanlar, o kadar. Çiftin boşanması da sürpriz değildi. Zaten her ikisinin de ayrı hayatları vardı son zamanlarda. Tuba Büyüküstün’ü görüyordum gece hayatında mesela. Hep arkadaşlarıyla takılıyordu. Hiç eşi yoktu yanında. Yani zaten kafada çoktan ayrılmışlar gibiydi.
Arda sporcu kariyeri yönetim ajansını kapatsın
Milli takım kadrosundan çıkarılan Arda Turan nasıl kurtulur? Konsey, Arda’ya imajını kurtarma önerileri sunuyor...
Cengiz SEMERCİOĞLU:
Arda Turan’ın yapması gereken ilk iş ne biliyor musunuz? Şubat ayında açtığı sporcu kariyer yönetim ajansı Possible’ı kapatmak... Kariyerinizi doğru yönetmek için gazeteci dövün, başınız sıkıştığında umreye gidin öğütleri mi verecek orada genç futbolculara... Arda bize her şeyin ‘possible’ olduğunu gösteriyor son dönemde...
Ömür GEDİK:
Arda büyürse kurtulur. Olgunlaşırsa. Öfkesini kontrol edebilmeyi öğrenirse. Umreye gitmesi bunlara yardım edecekse ne âlâ. Geldiğinde gazetecilik camiasından özür dileyecek hale gelir belki. Gazeteciye şiddete özendirmesi kabul edilir gibi değil çünkü.
Onur BAŞTÜRK:
Arda’nın kurtuluşu zor. Çünkü insanın kendini yeniden gerçekleştirmesi için önce düşünce yapısını baştan inşa etmesi gerekiyor. Arda’nın düşünce yapısı ise sürekli eski olaylara/insanlara takılan bir yapı. Bu hem onu hem de etrafındakileri yıpratıyor, farkında değil. Bunun farkına varmadığı sürece yokuş aşağı yuvarlanmaya hep mahkum.
Melike KARAKARTAL:
Arda Turan insanların sözlerini, düşüncelerini, davranışlarını ve onlara yönelik öfkesini hayatının merkezine oturtarak yaşıyor.
Öfke ve kinle beslenen bir kariyer büyümez, güzelleşmez. Öfke ve kinle beslenen bir insanın uzun vadede en büyük becerisi kendini baltalamak olur.
Bu kadar yetenekli bir futbolcunun biraz kendine dönmesini, başına gelenleri gözden geçirmesini, “Nasıl kendime yatırım yaparım” konusuna biraz kafa yormasını isterdim. İyi hissetmeden değişim olmuyor.
Başkaları için, başkalarının sözlerini akılda döndürerek, içinde biriktirerek, kendini “kurban” olarak konumlandırarak sadece daha öfke dolu bir insana dönüşür.
Biraz kendine dönse, egosunu törpülese, biraz anlasa olanları, biraz sakinleşse, imaj çalışması yapmasına dahi gerek kalmaz, kendi kendine güzelleşir hayat.
Rıdvan Dilmen olayı çarpıtmaya çalışıyor
Rıdvan Dilmen’in “Evet dediğimiz için Arda ve beni bitirdiler” cümlesini değerlendirelim. Arda, gazeteci dövdüğü ve Instagram’dan kadınlara gönderdiği mesajlar ortaya çıktığı için mi, başkanlık referandumunda evet dediği için mi bu kadar eleştirildi?
Cengiz SEMERCİOĞLU: İyi ki Murat Boz da, Eser Yenenler’in partisinde görüntülendiği için “Referandumda evet dediğim için beni bitirmeye çalışıyorlar” demedi... Anladığım kadarıyla bundan sonra böyle, kimin kuyruğu sıkışırsa referanduma sığınıp yukarılardan bir yerden yardım bekleyecek. Böyle saçmalık olur mu? Arda’nın da Rıdvan’ın da eleştirilmesinin siyaseten bir ayağı yok, olayı çarpıtmaya kalkmasınlar...
Ömür GEDİK: Rıdvan’ın çıkarımına kelalaka diyorum. Olayı saptırıyor. Sakın evet dedikleri için bu kadar rahat, umarsız davranıyor olmasınlar? Eleştirilmeleri tamamen yaptıklarından, söylediklerinden. Evetle, hayırla uzaktan yakından ilgisi yok.
Melike KARAKARTAL:
Her gün ekranlardan fikirlerini, düşüncelerini özgürce, açıkça, hiç kimse tarafından kesilmeden aktarma imkanı bulurken nasıl “bitmiş” olabilir Rıdvan Dilmen?
Arda ise kontrolsüz öfkesinin, düşünmeden hareket etmesinin, egosunun kurbanı oldu.
Tüm bu olumsuzluklar onun çok yetenekli bir futbolcu olduğu gerçeğini değiştirmiyor tabii, şu “adamlık” laflarından, ani/kızgınlıkla alınan kararlardan, söylenen her lafı dert haline getirmesinden bir kurtulsa...
Artık bu öfke patlamalarıyla değil, spordaki başarılarıyla konuşsak Arda’yı...
Onur BAŞTÜRK:
Rıdvan Dilmen’in bu gerekçeye sığınması çok manasız.
Çünkü en başta Arda Turan kendisi sorumlu olayların bu noktaya gelmesinde. “Evet” demesiyle ne alakası var? Ayrıca “evet” diyen birinin bitirildiğini de şu ana kadar görmedim, duymadım.
Yazın şarkısı Deniz
Seki’den olabilir
Deniz Seki’nin cezaevi sonrası yaşadıklarını ele alalım. Cezaevindeyken yazdığı, basın toplantısında söylediği şarkı için ne diyeceksiniz?
Ömür GEDİK: Deniz’in cezaevinden çıktıktan sonra basın toplantısında söylediği şarkıyı ben çok beğendim. Duygu yüklü bir şarkı. Yazın bol bol duyar ve söyleriz gibime geliyor. Beğenmediğim şey ise Deniz’in beyaz güvercin uçurma şovuydu. O güvercine ne oldu acaba? Hepsi geri gelmiyor biliyorsunuz. Umarım sağda solda, araba altında, kedi ağzında sonlanmamıştır hayatı.
Onur BAŞTÜRK: Samimi bir basın toplantısıydı bence. Deniz içinden geldiği gibi konuştu ve yeni şarkısını söyledi herkesin önünde. Şimdi önünde daha zorlu bir süreç var. Kaybettiği zamanı en iyi şekilde kapatmak için uğraşacak. Bunu da sahnesi ve şarkılarıyla yapacak.
Cengiz SEMERCİOĞLU: Çok özlemiş şarkı söylemeyi, basın toplantısında kısa bir bölüm falan değil şarkının tamamını söylemesinden belli. Herkes yaz şarkılarını Tarkan’dan, ondan bundan bekliyor ama Deniz Seki dış kulvardan gelip ipi göğüsleyebilir, benden söylemesi...
Melike KARAKARTAL: Seki’nin cezaevinden merasimle çıkışını kimileri çok abartılı buldu, kimileri ise normal. Cengiz pek çok kez yazdı geçen hafta, ben de popüler müziğin en önemli isimlerinden birinin yaşadıklarının, 3 yıllık hapis hayatı kadar çıkışının da her yönüyle büyük haber olduğunu düşünüyorum. Cezaevinden çıkar çıkmaz bu şarkıyı söylemeyi hayal ettiğini tahmin ediyorum Seki’nin, artık normal hayatına yavaş yavaş döneceğini düşünüyorum.
Konserlerinin iptal
olması sürpriz değil
Onur BAŞTÜRK: Olumsuz etkileyecek tabii. Muhafazakâr kesim böyle bir özel hayatı kabul etmez. Dolayısıyla belediye konserlerinin iptal olması sürpriz değil. Ama Ceceli kendini kurtarmak için din odaklı yeni bir çıkış yaparsa, belki.
Ömür GEDİK: Mustafa, kendilerine Cecelist diyen hayranlarının büyük bir kısmını hayal kırıklığına uğrattı. Bu tabii ki bilet sattığı konserleri etkileyecektir. Ama durumunu toparlaması biraz zaman, birkaç iyi şarkı ve bundan sonra izleyeceği stratejiye bakar.
Melike KARAKARTAL:
Mustafa Ceceli’nin son olaylarda bir imaj erozyonuna uğradığı doğru ama konser iptallerine kadar giden bir durum olur mu, çok emin değilim. Biraz zaman geçince imajı da, işleri de rayına girer, daha önce de pek çok örneğini gördük popüler müzik dünyasında.
Cengiz SEMERCİOĞLU:
Olumsuz etkileyeceği, hatta etkilemeye başladığı kesin.
Bazı belediyelerin konserlerini iptal ettiği haberleri geliyor. Ama bu geçici bir durumdur, yeni bir şarkıyla, zamanla bu işler unutulur.
Ceceli iyi şarkılar yaparak bu işin etkisinden zamanla kurtulur... Ancak hiçbir zaman eski inandırıcılığı kalmaz.
Üç çocuk muhabbeti
belediyenin PR çalışması
Yakında evlenecek olan Fahriye Evcen ve Burak Özçivit’in Beşiktaş Belediye Başkanı Murat Hazinedar’a verdiği “üç çocuk” sözüne ne diyorsunuz?
Melike KARAKARTAL:
Anlaşıldığı kadarıyla eğlenceli bir sohbet olmuş ama biraz klişe olmuş. Üç yerine sekiz çocuk deselerdi şimdi manşettelerdi! Şaka bir yana, şimdiden mutluluklar...
Onur BAŞTÜRK:
Ne mana dedim okuyunca/görünce bu haberi. Niye herkes birilerine üç çocuk sözü verip duruyor anlamıyorum. Belediye Başkanı böyle bir söz mü istemiş? Yoksa durup dururken Fahriye ve Burak “Üç çocuk yapacağız” mı deyivermiş? Otorite karşısında neden herkes olmadık şekillere bürünüyor, açılıp saçılıyor? Anlamıyorum cidden.
Cengiz SEMERCİOĞLU:
Böyle bir sözü vermiş değil Fahriye ve Burak. Daha sonra iki kere soruldu, ilk defa duyduklarını söylediler. Tamamen belediyenin halkla ilişkilerinin pr çalışması... Belediye eliyle magazin yapılmış anlayacağınız. Çiftin ağzından doğrudan çıkmayan bir sözü varmış gibi sunmuşlar haber daha cazip hale gelsin diye. Zaten her tarafta da bu yönüyle haber oldu konu.
Ömür GEDİK:
Zaten çok yadırgamıştım bu haberi. Bana hiç inandırıcı gelmemişti. Üç çocuk sözü verecek bir ikili gibi durmuyorlar. Tek çocukları da olur, üç de, beş de. Şimdiden bunun hesabını tutacak değiller.
Kapak daha renkli olabilirdi
Tarkan’ın yeni pop albümü 15 Haziran’da çıkacak. Mega starın sarı tişört, siyah ceket-pantolon giymiş, eli kalbinde kapak fotoğrafını nasıl buldunuz?
Cengiz SEMERCİOĞLU:
Albüm kapağında havalarda uçması, spor bir giyim tarzı seçmesi, 10 yazısında ve tişörtünde sıcak renkler kullanması eğlenceli bir albüm olduğunun altını çizmek için yapılmış.
Geçen hafta gördüm Tarkan’ı, zayıflamış ve iyi görünüyordu. Yaza ve Açıkhava konserlerine her haliyle hazır yani...
Melike KARAKARTAL:
Sade ve şık görünüyor Tarkan, bu sadelik bence güzel bir şey söylüyor. “Bırakalım da müzik ve sözler kendini anlatsın” diyor bence. Yine uzun yıllar konuşulacak dolu dolu ve nitelikli bir albümle karşımıza çıkacağını düşünüyorum.
Onur BAŞTÜRK:
Yaz için fazla kapalı buldum kıyafeti. Daha ferah, daha renkli bir kapak olabilirdi. Ama havada zıplamasını sevdim. En azından o hali enerjik. Dudağını büzüp seksi bakmaya çalışması ise eski Tarkan tavrı. O tavrına geri dönmüş.
Ömür GEDİK:
Cafcaflı, janjanlı, pullu, ışıltılı kıyafetlerden olmamasına bayıldım. Bana da yaz için biraz fazla kapalı geldi ama albümün içi belki daha renklidir, daha rahattır, bekleyip görmek lazım. Tarkan fit duruyor. Albüm de bu poz kadar enerjik, hareketli ve neşeliyse, tamamdır.