Güncelleme Tarihi:
◊ Diziye nasıl başladınız?
- Ben diziye “Poyraz Karayel”in müdürü olarak girdim. Daha önce Poyraz’ın başka bir amiri vardı, o ayrılınca beni uygun gördüler. İstanbul’da ikinci senem. Geçen sene “Serçe Sarayı” için gelmiştim ama reyting kurbanı oldu o dizi. Çok geçmeden bu iş gelince İstanbul’da kalmaya karar verdim.
◊ Canlandırdığınız karakterden biraz bahseder misiniz?
- Emniyet Müdürü Şevket Çetin’i canlandırıyorum, yani Poyraz’ın müdürünü. Geçenlerde Ankara’ya gittim, biri “Müdürüm Ankara’ya hoş geldiniz” dedi. Bu tür şeylere alışık olmadığım için şaşırdım. “Müdürüm” lakabı kaldı üzerimde ama rahatsız değilim.
◊ Canlandığınız karakterle ilgili hiç ön çalışma yaptınız mı?
- Oturmuş bir işe sonradan katılmak her zaman sıkıntıdır. Bu durum hem o ortama alışmak hem o rolü kavramak adına bir tedirginlik yarattı ama dizideki arkadaşlar sağ olsun bana çok yardımcı oldu. Rolü çıkarmakta da zorlanmadım, sonuçta ben Devlet Tiyatrosu oyuncusuyum.
◊ “Poyraz Karayel”in başarısını siz neye bağlıyorsunuz?
- Bunun tek sebebi bana göre çok iyi bir kadrosu ve senaryosu olması. Senaryo her bölüm final tadında... Bir de yönetmenimiz Çağrı Hanım (Vila Lostuvalı) inanılmaz titiz çalışıyor. Ayrıca çok güzel bir arkadaşlık ortamı var, bana kalırsa o samimiyet ekrana da yansıyor. Bütün bu faktörler bir araya gelince, dizinin başarısı da kaçınılmaz oluyor.
KOMİK DE OLABİLİRİM KÖTÜ DE BEN BİR KARAKTER OYUNCUSUYUM
◊ “Poyraz Karayel” projesinin sizin için bir dönüm noktası olabileceğini düşünüyor musunuz?
- Bana tabii ki önemli getirileri olacak bir proje. Bu dizide, bu ekibin içinde olmak bana çok büyük keyif veriyor. Birçok insanın olmak için can attığı bir projenin içindeyim. Kendimi şanslı görüyorum.
◊ Hayallerinizi süsleyen, “Keşke ben oynasam” dediğinizi bir rol var mı?
- Hiç o tür bir hayalim yok ama dizide, sinemada hep farklı roller üstlenmeyi seviyorum. Birinde kötü adamı oynadıysam, diğerinde iyi olmalıyım, ötekinde komik. Sonuçta ben bir karakter oyuncusuyum, bunun eğitimini aldım.
◊ Eğer oyuncu olmasaydınız hangi mesleğe yönelirdiniz?
- İnanın bu zamana kadar hiç düşünmedim. Yine sanatla ilgili bir iş yapardım kesin. Belki fotoğrafçı olurdum mesela, çünkü fotoğraf çekmeyi çok seviyorum.
TEK HAYALİM OSCAR KAZANMAK
◊ Her oyuncu her rolü oynayabilmeli mi sizce?
- Tabii ki oynayabilmeli... Rol sizi zorlamalı. Aldığı zor rolün altında kalkabilmek oyuncu için çok önemlidir.
◊ Oscar kazanan ne bir sinema filmimiz ne de oyuncumuz var. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?
- Bu işin promosyonunu çok iyi yapamadığımızdandır... Bir de dünya çapındaki bu tür büyük törenlerin kulisini pek iyi yapamıyoruz galiba. O kulislerdeki ilişkiler çok önemli. Kalite var, evet. Oyuncular çok iyi, yapım çok iyi ama başarı gelemiyor. Bunun sebebini oturup düşünmek lazım. Mesela “Eşkıya” Oscar alabilecek bir filmdi. Yine de umudu yitirmemek lazım. İnşallah Oscar’ı Türkiye’ye kazandıran ilk oyuncu ben olurum. Tek hayalim bu gerçekten.
GALATASARAYLIYIM AMA NE YAZIK Kİ BU SENE YERLERDEYİZ
◊ Evli misiniz?
- Evet evliyim, iki de çocuğum var. İkizler. En büyük keyfim ailemle vakit geçirmek, onlara zaman ayırmak.
◊ Hangi takımı tutuyorsunuz?
- Çok iyi bir Galatasaray taraftarıyım. Ama ne yazık ki bu sene yerlerdeyiz. Biz şampiyon olmazsak Beşiktaş olsun bari. Ümidimizi kestik bu sene şampiyonlukta.