Güncelleme Tarihi:
Herhalde kimseler dünya çapında bir film yıldızı olmuş, Oscar ödüllü bir aktrisin 82. yaş gününü nezarethanede geçirmesini beklemez. Ama söz konusu olan Jane Fonda’ysa bu bile olasılık dahilinde bir şey haline gelebiliyor.
“82 yaşıma hapiste girdiğim için aslında memnunum. Böylece doğum günüm epey ses getirdi ve kutlandı. Hapiste olmasam kim benim 82. yaşımla ilgilenirdi ki?”
2019’da başından geçen bu tuhaf olayı böyle esprili bir şekilde anlatan efsane artık 85 yaşında. Lenfomaya yakalanıp ağır bir kemoterapi sürecinden çıktı. Bu yüzden de artık onunla özdeşleşen ve son yıllarda hep gözaltına alınmasına sebep olan eylemlere katılamıyor.
Ama ne yaşı, ne de kanser atlatması onu durdurabilmiş değil. “70’lerde, kariyerimin zirvesindeyken bile böyle olmamıştı” diyerek şaşkınlığını gizleyemiyor ama yıldız oyuncuyu bu sene 3 farklı filmde birden başrolde izleyeceğiz.
Ne azmini ne de yaşama olan bağlılığını kaybediyor Jane Fonda. Çılgın bilim kurgulardan, duygusal dramlara, komedi dizilerinden meşhur aerobik videolarına kadar akla hayale gelmeyen bir sürü şekilde karşımıza çıkmaya devam ettiği kariyeri, birçok meslektaşının çoktan emekli olduğu yaşlarda bir kez daha parıldıyor.
Ama bu herkesin gıpta ederek baktığı hayat her zaman böyle yaşanmamıştı elbette. Jane Fonda, katıldığı bir programda herkesten sakladığı sırrını anlatıverdi bir anda. “Ben 30 yaşımı görebileceğimi hiç sanmazdım” diyordu efsane yıldız. “30’uma gelemeden öleceğimi sandım.” diye devam etti. Ve o zamanlar ‘gizli’ bir hayat yaşadığını itiraf etti.
“Çok ama çok mutsuzdum. 30'u geçemeyeceğimi varsaydım… Dışarı çıkmadım. Pek flört etmedim çünkü mutsuzdum ve bu yeme bozukluğum vardı. Hem de aslında pek sevmediğim filmler çekiyordum.”
Kısaca Bulimia olarak bilinen Bulimia nervoza, hayati risklere yol açabilecek bir yeme bozukluğudur. Bulimia hastaları genellikle gizli bir şekilde, aşırı miktarlarda, kendilerini durduramadan yemek yiyebilirler. Bu yeme ataklarının ardından da alınan kalorilerden kurtulmak ve kilo alımını önlemek için farklı yöntemler kullanılabilir. Örneğin, aşırı beslendikten sonra düzenli olarak kusma yöntemini seçebilir veya laksatiflerden, kilo kaybı takviyelerinden, diüretiklerden, yani idrar açıcılardan veya lavmanlardan gereksiz yere faydalanıp, bunları kötüye kullanabilir. Bunların yanı sıra, ya da bunlardan bağımsız olarak oruç, sıkı diyet veya aşırı egzersiz gibi kilo alımını önleyeceği düşünülen alternatif yolların da kullanıldığı vakalar görülmüştür.
Bu sağlıksız alışkanlıkları ilk başta 'çok masum' görünse de Fonda, yeme bozukluğunun hızla hayatının her alanını 'ele geçirmeye' başladığını söylüyor. “Görünüşüme zarar vermişti. Hep yorgun görünüyordum. Üstelik bu derdi gizlice çektiğinizde gerçek bir ilişki yaşamanız imkânsız hale geliyor. Gününüz yiyecek almak ve sonra yemek etrafında organize oluyor. Sonra da bu yediklerinizden çeşitli yollarla kurtulmaya çalışmakla… Bu da kendi başınıza olmanızı ve kimsenin ne yaptığınızı bilmemesini gerektiriyor.”
O günlerde yapayalnız olduğunu anlatan Fonda “Aslında bir bağımlı gibiydim. İçime her yiyeceği sokmak sonra da hepsinden kurtulmak bağımlılığı” diyordu yaşadığı hastalığı tarif ederken. Yıldız oyuncu Hollywood’un en ünlü oyuncularından biri olan Henry Fonda’nın kızı olarak dünyaya gelmişti.
Kariyerinin başlarında babasının gölgesinden çıkabilmek için çok baskı altında kalmıştı. Üstelik gösteri dünyasının kendisi de oyunculardan, özellikle de genç kadın oyunculardan sürekli bir güzellik ve zayıflık beklentisi içine giriyor; çoğu oyuncunun hayatı kâbusa dönüyor, hatta bazılarının kariyeri daha başındayken bitiyordu.
“Korkmayı bırakmam gerekiyordu” dedi yıldız oyuncu. Ama hastalığının adını bile bilmiyordu aslında. Sadece kendi gibi insanların katıldığı destek gruplarını duymuştu. Kararını verdi; hem ilaçlarla hem de desteklerle hastalığını yendi. Zaten takip eden süreçte de piyasaya sürdüğü aerobik videolarıyla zirveye yükselecekti. O dönemde 40 yaşını aşmasına rağmen hem hâlâ gencecik görünüyordu hem de bir sağlıklı yaşam idolü haline gelmişti.
Hâlâ sporu hayatının en önemli parçalarından bir olarak gören aktris geçen yıl kansere yakalandı. Kimseler ona hastalığı ve ölümü yakıştıramazdı. O da zaten direnmeyi bırakmadı ve zorlu bir kemoterapi sürecinden sonra yeniden ayağa kalktı. Ve evet, gençken ölüp gideceğini sanan bu dev çınar bu yıl üç ayrı filmde birden oynayarak kendine yakışanı yapmaya; dimdik ayakta durmaya devam edecek…