Ecem Özkaya 'Hayat Şarkısı'nı anlattı

◊ Oyunculuğa nasıl başladınız, keşfedilme hikayeniz nedir?
- Küçükken aldığım drama dersleri, sonrasında lise döneminde dahil olduğum amatör tiyatrolar bana oyunculuk aşkını kazımıştı zaten. 2007 yılında bugünkü menajerim Zeynep Çelen’le tanıştıktan sonra da televizyon kariyerim gelişti... Sinema-televizyon ütopik bir şeydi dünyamda. Şükür, hikayemden çok memnunum.

◊ “Hayat Şarkısı”na dahil olma sürecinden söz eder misiniz?
- Böyle bir projenin varlığı daha yaz döneminde kulağıma çalınmıştı. Ama hiç üstüme alınmadım çünkü o zaman halihazırda devam eden bir projem vardı. Kasım ayının sonlarına doğru menajerim, Mahinur Ergun, Cem Karcı isimleri ve 4 bölüm senaryoyla çıkageldi. Soluksuz okudum, hemen ertesinde deneme çekimine girdim ve “Melek”imi aldım. İşte böyle dahil oldum dizi ekibine...

◊ Peki senaryoyu soluksuz okutan, size hemen “evet” dedirten neydi?
- Çok gerçek. Ve bu hikayede hiçbir şey sebepsiz değil.

◊ Dizi geçen hafta izleyiciyle buluştu ve çok beğenildi. Size gelen ilk tepkiler nasıl?
- Şükür... Çok güzel tepkiler aldık. Ama seyircimize karşı sorumluluğumuz daha yeni başlıyor.

MASUM DEĞİLİZ HİÇBİRİMİZ...

◊ Dizide canlandırdığınız Melek, adı gibi, melek gibi biri. Siz Melek’in yerinde olsaydınız, benzer olaylar karşısında tepkiniz ne olurdu?
- Masum değiliz... Hiçbirimiz... Ben Melek’i çok sevdim. Gerçekten de söylediğiniz gibi biri... Melek yani... Onu anlamaya çalışmak ilk etapta çok zorladı beni çünkü iç enerjimiz asla aynı değil. Ben çok daha dinamik bir enerjiye sahibim, o daha köklü, net ve Ecem’den daha olgun...

◊ Sette ortam nasıl? Diğer oyuncularla daha önce çalışma fırsatı bulmuş muydunuz? Enerjiniz tuttu mu?
- Aman nazarlardan uzak olsun, setimiz çok keyifli. Tahmin ediyorum ki benim gibi herkesin keyfi yerinde...

◊ Eğer rol almıyor olsaydınız, seyirci gözüyle “Hayat Şarkısı”nı neden izlerdiniz?
- Ben oyuncu olarak neden bu projede yer aldığımı bilirim. Bir projeyi karşıma aldığımda, günün sonunda ikna olmuşsam, içime sinmişse tamamdır. Ama sorunun yanıtı bende değil, takdir seyircide, bunu onlara sormak lazım

◊ Dizi dışında başka bir projeniz var mı veya olacak mı?
- 1 Nisan’da vizyona girecek olan, Orçun Benli’nin yönettiği “5 Dakkada Değişir Bütün İşler” filmimiz var. Ayrıca Şevket Çoruh’un önümüzdeki yıl perde açacak olan “Baba Sahne”sinin oyuncusu olarak seyirciyle buluşacağım.




BİZ VARLIK NOKTAMIZI AİLEMİZ  ÜZERİNE KURDUK

◊ Bir oyuncu olarak “asla oynamam” ya da “kesinlikle oynamalıyım, hayalim” dediğiniz bir rol var mı?
- Elimden geldiği, gücümün yettiği, ruhumun izin verdiği sürece her rolü oynamaya çalışırım.

◊ Genç yaşta anne olmuşsunuz. Bu nasıl bir duygu?
- Sonsuz... Kelimeler bu duyguyu anlatmaya yetmez... Allah dileyen herkese nasip etsin.

◊ Eşiniz Mustafa Üstündağ da oyuncu, ikiniz de göz önündesiniz. Bu hayatınızı çok etkiliyor mu?
- Hayır, hiç etkilemiyor. Varlık noktamızı ailemiz üzerine kurduk ve çok özgürüz.

◊ Anne oyuncu, baba oyuncu... Peki çocuğunuzun ileride bu mesleği seçmesini ister misiniz?
- Hangi meslekte sağlıklı, huzurlu ve mutlu olacaksa, onu seçsin istiyoruz. Hiç fark etmez...

MOTİVASYON NOKTANI MUTLULUK ÜZERİNE GETİRİP ÇİFT TIKLA

◊ Yoğun bir tempoda çalışıyorsunuz, aynı zamanda annesiniz... Biz sizi hep güler yüzlü ve çok pozitif görüyoruz. Bu yüksek enerjiyi nasıl koruyabiliyorsunuz?

- Motivasyon noktamı “mutluluk” üzerine getirip çift tıkladığımda tamam (gülüyor)... Şükür sağlığım yerinde, ailemin sağlığı yerinde, sevdiklerimleyim. Her zaman birbirimize destek oluyoruz. Daha ne olsun...