Ebru Yaşar: Mütevazı yaşayan bir çiftiz

Güncelleme Tarihi:

Ebru Yaşar: Mütevazı yaşayan bir çiftiz
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 20, 2017 12:43

Müzik sektöründe 21 yılı dolduran Ebru Yaşar, 4 yıl aradan sonra “Haddinden Fazla” adlı yeni bir albüm hazırladı. Peki ünlü şarkıcı bu sürede neler yaptı? İşadamı Necat Gülseven’le evlendi, 3 ay önce ikiz çocuklarını kucağına aldı. Eşinin doğum hediyesi olarak aldığı 200 bin liralık yüzüğü ve iskelede kutladığı evlilik yıldönümüyle de çok konuşuldu. Yaşar’la kapılarını ilk kez açtığı evinde bir araya geldik, annelikten müziğe, evlilikten yüzüğüne hakkında merak edilen her şeyi konuştuk...

Haberin Devamı

◊ Kaç sene oldu müzik sektörüne gireli?
- Bu 21’inci senem. 1996 yılında, “Bu Sahilde” albümüyle başladım. Zaman nasıl geçti, hiç farkında değilim.

◊ Her şey değişiyor, yanağındaki gamze değişmiyor. Peki 20 yılda hayatında neler değişti? Nereden nereye geldin?
- Dediğin gibi her şey değişiyor. Aslında hayal edemeyeceğim bir yere geldim. “Bu Sahilde” ile camiaya girmeye çalışırken, işin hiç de dışarıdan göründüğü gibi olmadığını anladım. İşin içine girdikten ve bir yerlere geldikten sonra çıkamıyorsun. “Bu Sahilde” albümünün yapım aşaması çok sıkıntılıydı. Bir anlaşma imzalamıştım. Sözümü tutup albümü çıkarayım ve Adapazarı’na ailemin yanına döneyim derdindeydim...

◊ Adapazarı’nda mı yaşıyordu ailen? Kaç kardeşsiniz?
- Evet. Memur bir ailenin kızıyım. Babam emniyet müdürüydü, annem maliyede çalışıyordu.
Tayin nedeniyle sürekli yer değiştiriyorduk. Liseyi Bitlis’te okudum mesela. Ailemin tayini oraya çıkmıştı. İki kardeşiz. Bir abim var.

◊ Şarkıcı olmak aklına nereden düştü?
- Kendimi bildim bileli şarkı söylüyordum. Evde de bana devamlı şarkı söyletiyorlardı. Çocukken saç fırçasıyla şarkı söylemişliğim çoktur. Konservatuvara girme hayalim vardı. Bugün baktığımda şunu görüyorum; Allah, insanlara neyi hayal ederlerse ve neyin peşinden koşarlarsa onu yaşatıyor.

Haberin Devamı

◊ Peki ailenden tepki gördün mü?
- Babam bu konuda biraz daha tutucuydu. Ama öyle büyük fırsattı ki benim için, aldığım teklifi geri çeviremezdim. Onlara bu işe girerken söz verdim. “Kızım biz sana izin veriyoruz, hep yanında olacağız ama sen de yaşam tarzına çok dikkat edeceksin” dediler. Ben de elimden geldiği kadar dikkat etmeye çalıştım. Ama ünlü olduğunuz zaman elinizde olmadan gelişen şeyler olabiliyor. Onları ben de yaşadım. 19 yaşındaydım sektöre girdiğimde. Kameraların karşısında büyüdüm. Hatalar da yaptım. Hiçbir tecrübem yoktu çünkü...

Ebru Yaşar: Mütevazı yaşayan bir çiftiz



ALBÜMLERİM MİLYON SATTI AMA BEN PARA KAZANAMADIM

◊ Ne gibi hatalar yaptın?
- Hiç sahne tecrübem yokken sahnelere çıktım. Tecrübesizlikler yaşadım. Yanlış anlaşmalar yaptım.Mesela albümlerim milyon satarken ben hiçbir şey kazanamadım.

Haberin Devamı

◊ Şarkı konusunda hata yaptığını düşündüğün oluyor mu hiç?
- Şarkılardan yana hiçbir sıkıntım olmadı. Ama albüm satışlarının patlama yaptığı o dönemlerde albümden para kazanamadım. Sahneden kazandım. Tüm birikimimi de sahne çalışmalarıma borçluyum. O zamanlar plakçılar çok iyi paralar kazandı. Ama şimdi plakçılar da kazanamıyor.

◊ Telif gelirin iyi mi?
- Hayır. Sadece yorumcu hakkından kazanabiliyorsun. Ama cüzi miktarlar bunlar. Albüm çıktığı zaman biraz artıyor ama sonrasında azalarak gidiyor. Ben tutumlu bir insan olduğum için kendimi bu zamana kadar getirdim. Ailemin memur olmasının getirdiği bir durum sanıyorum bu. Hep yaşantımı garanti altına almak istedim.

◊ Pinti misin, tutumlu mu?
- Pintiliği hiç sevmem. Ben sadece tutumluyum. Evde hâlâ çalışanların arkasından yürür, ışıkları kapatırım. Muslukların gereksiz açık bırakılması, ekmek atılması israftır. Yemek yapılırken mesela, evde ne malzeme varsa o değerlendirilsin isterim. Bunlar benim ailemden de gördüğüm, olması gereken şeyler. Har vurup harman savuran insanları son derece görgüsüz buluyorum.

Haberin Devamı

ŞARKICILIK BORSA GiBi BiR iNiP BiR ÇIKIYORSUN

◊ Eğitimli bir şarkıcı olarak, modellikten şarkıcılığa geçmiş ya da hiç eğitim almadan şarkı söyleyen insanları nasıl değerlendiriyorsun?
- Ben her şeyin yetenekle başladığına inanıyorum. Herkes konservatuvara gidecek diye bir şey yok. Ama tabii ki gitse kendi için daha iyi olur. Sonuçta bir yeteneğin var ve onu geliştirmek için peşinden koşuyorsun. Ben eğitime çok inanan bir insanım. Sesimi geliştirmek, müziği ve notayı öğrenmek için İstanbul Teknik Üniversitesi Devlet Konservatuvarı’nda okudum. Ben genel olarak öğrenmeyi çok severim. Bu sadece müzikle alakalı değil. Sosyal ve kültürel açıdan da bir şey öğrenmeyi çok severim.

◊ Son yıllarda çok sayıda genç şarkıcı çıktı. Bugünü 90’lı yıllarla kıyasladığında, sence onlar daha mı şanslı?
- İyi olan her zaman kazanıyor. 90’ların müziği başkaydı, şimdiki müzik başka. Ama şimdi çıkanlar bunu bilerek çıkıyor. Biz de 90’larda dönemi bilerek çıktık. Bizim zamanımızda da zordu. Yüzlerce insan çıktı ama bugüne kadar gelebilen az kişi oldu. Bu 10 sene sonra da öyle olacak. Birçok insan elenecek. Her zamanın kendine göre zorlukları var. Önemli olan zorluklarla bir yere gelmek, orada kalmak ve devamını getirebilmek. Bizim işimiz dışarıdan çok kolay gözüküyor ama gelmesi ayrı dert, durması ayrı dert, yükselmeye devam etmesi ayrı bir dert. Borsa gibi bir inip bir çıkıyorsun.

◊ Borsada senin durumun ne?
- Benim de çıktığım ve indiğim dönemler oldu. Duraklama dönemim de oldu. Şu anda yükseliş dönemimde olduğumu düşünüyorum.

◊ Duraklama dönemini neden yaşadın?
- Araya hamileliğim girdi. Riskli bir hamilelik yaşadım, evden çıkmamam gerekiyordu. Albümüm bitmek üzereydi, bu nedenlerden dolayı araya 1 sene girdi. Ama 21 yıl boyunca her sene albüm yapmış biri değilim ben. Toplamda 7 albümüm, bir tane de single’ım var. Ben albüm konusunda takıntılıyım. Her zaman single’dan ziyade albüm yapmayı tercih ettim. Yeni çıkan arkadaşların zorluklarından biri bence bu. Tek şarkıyla çıkış yapıyorlar. Ama konsere çıktığında en az 1 saat sahnede kalmak zorundasın. Bir-iki kendi şarkını söylüyorsun, sonra dönüp başka şarkılar söylemek zorunda kalıyorsun.

Haberin Devamı

Ebru Yaşar: Mütevazı yaşayan bir çiftiz



ALBÜMÜME MİLYONLAR HARCADIM

◊ Sektördeki birçok kişiyle konuşuyorum, kimse albüm yapmayı düşünmüyor. Herkes single çıkarmak istiyor...
- Valla ben kıydım paraya ve albüm hazırladım. Gerçekten bizim işimizi yapmak artık bir lüks. Ben albüm sanatçısıyım. 3 sene bekleyeyim ama yine de albüm yapayım diyorum.

◊ Bundan sonra da albümlerle mi devam edeceksin?
- Bilmiyorum. Öyle bir tabum yok. Belki ileride bir-iki tane single yaparım. Sonra da albüm yaparım. Bu şekilde gider diye düşünüyorum. Albüm yapmak gerçekten çok zor. Tek şarkıya bile insanlar ciddi paralar harcıyor. Piyasada herkesin paraya ihtiyacı var. Ama egolar o kadar yüksek ki, fiyatlar almış başını gidiyor.

◊ “Albüm için paraya kıydım” dedin. Çok mu para harcadın?
- Evet. Bir aranjör 30 bin dolar, bir besteci 50 bin lira istiyor, bunun bir de klibini düşün. Kafadan en az 300 bin lira gitti.

◊ Bu rakamlar sadece tek şarkı için mi?
- Evet. Albümün genelini düşündüğünde milyonları buluyor. Ben birikimimi buna yatırıyorum. Parayı yemek çok kolay ama ben işimden kazandıklarımı yine işime yatırıyorum. Bu işi aşkla yapıyorum.

◊ Albümdeki en pahalı şarkı hangisi?
- İki tane Arap şarkısının müziğini aldım. Zaten zenginler ama yine de çok para aldılar benden. Çok pahalıya satıyorlar. Onlara düşkün olduğumuzun farkındalar. En çok parayı bu iki şarkıya verdim. İkisinin de sözlerini ben yazdım.

◊ İyi bir söz yazarı mısın?
- Birçok kişiden daha iyiyim. Bundan önceki albümümde en çok sevilen şarkım “Gözlerimde Gece Oldu”nun sözlerini ben yazmıştım. Bestesi Yunan bir şarkıcıya aitti. Benim de bestelerim var bu arada.

◊ Yeni allbümde kimlerle çalıştın?
- Çıkış şarkım “Nasıl Uyuyorsun” Gülden Mutlu’ya ait. Şarkıyı bana yolladığı an benim için yazdığını düşündüm. Aranjesini Ozan Doğulu yaptı. Gökhan Tepe’nin bir şarkısı var, onun aranjesini Taşkın Sabah yaptı. Arap şarkılarımın aranjelerini Febyo Taşel yaptı. Suat Aydoğan, Sezgin Gezgin ve Onur Murat’la da çalıştık. Zakkum’dan “Ben Ne Yangınlar Gördüm” şarkısını aldım. Onlar da yorumumu çok beğendi.

◊ Albüm birkaç gün önce çıktı. En çok hangi şarkılar beğenildi?
- Aslında birkaç şarkı öne çıktı bir anda. Samsun Demir de “Galiba birkaç şarkı birden hit olacak” dedi. “Haddinden Fazla”, “Nasıl Uyuyorsun”, “Ben Ne Yangınlar Gördüm” şu anda en çok sevilen şarkılar.

Haberin Devamı

POPÇULARDAN TEK FARKIM NAĞMELİ SÖYLEMEM

◊ Albümün ilk klibini çektin...
- Evet, ilk klibimi “Nasıl Uyuyorsun” şarkısına çektik. Yönetmenim Murad Küçük’tü. Yayınlanmaya başladı.

◊ Albümün adı neden “Haddinden Fazla”? Kendine kraliçe diyenler, prenses diyenler var...
- Bana da hadsiz desinler! (Gülüyor) Hem bir şarkımın adı hem de iddialı olması açısından bu ismi koydum.

◊ Kendini böyle konumlandırıyor musun; “haddinden fazla”?
- Ben çok mütevazı bir insanım. Albümün ismini koyarken de aklıma “Acaba yanlış anlaşılır mı” diye bir şey gelmedi. Ben haddimi bilirim. Bazı şeylerde de evet, haddinden fazla olabilirim.

◊ Demet Akalın, Hande Yener gibi senin döneminin şarkıcılarıyla kendini kariyer açısından nasıl kıyaslıyorsun?
- Onlarla tarzımız çok farklı. Hepsi benim arkadaşım ve hepsini çok seviyorum. Ben pop-fantezi söylüyorum. Daha nağmeli söylüyorum onlara göre. Gerçi artık tarzlar birbirine karıştı. Mesela yeni çıkan isimler var, onlar da nağmeli söylüyor ama yeni çıktıkları için hemen popçu deniyor. 90’lı yıllarda çıktığımda “fantezi” deniyordu. Şimdi “pop-fantezi” diyorum ben. Ben kendimi istediğim yerde görüyorum. Ama işimizin sonu yok. Hiçbir zaman “Ben oldum” diyemem. Böyle dersem işi bırakmam gerekir. Hâlâ yolun başındaymışım gibi, o heyecanla işimi yapıyorum. Albüm çıkalı 3 gün oldu ve çok heyecanlıyım. Eşim de bana çok destek oluyor. Beraber hazırlandık. Çıkarma ve promosyon aşamasında bana çok fikir verdi.

◊ Sahne çalışmalarına ne zaman başlayacaksın?
- Ramazandan sonra.

◊ Bir işadamıyla evlendin. Evlendikten sonra kaşen de arttı mı?
- Hiç böyle düşünmedim. Sanmıyorum. İş seçme lüksün olabilir sadece. Ben normal kaşemde devam ediyorum.

Ebru Yaşar: Mütevazı yaşayan bir çiftiz

İYİ Kİ BAŞKASIYLA EVLENMEMİŞİM

◊ Eşin Necat Gülseven’le nasıl tanıştınız?
- Arkadaş ortamında. Aslında o ortamda birbirimizden hiç elektrik almadık. Ne ben ona o gözle baktım ne de o bana. Birkaç ay sonra tekrar denk geldik. Bende çok efendi, iyi biri olduğu izlenimi bıraktı. Ben iyi ve efendi insanı çok severim. Sonra dikkatimi çekmeye başladı. Hatta o kadar uzun ve güzel kirpikleri var ki, “Ne güzel kirpikleri var” dedim içimden. Ama o, kaba tabirle “atlamadı”. Böyle olunca daha çok beğendim. Doğum günümde bana mesaj attı. Sonra birkaç kez dışarı çıktık ve ilişkimiz başladı. 6 ay flört ettik, sonra da evlendik.

◊ Peki, evlenme teklifi?
- Evlenme teklifi almadım. Aslında çok romantiktir ama bunu nasıl atladı bilmiyorum. Kalbimizde birbirimizi nikâhladık ve “Evlenelim” dedik. Ben ilişkimiz ortaya çıkmasın diye bir süre direndim. Bir gün alışveriş merkezinde gazetecileri gördüm, “Ayrı kapılardan çıkalım” dedim. O da buna sinirlendi. Sonra da evlilik süreci hızlandı.

◊ Ünlü bir kadınla evlenmek eminim zordur. Necat anlayışlı mı, yoksa kıskanç mı?
- Çok anlayışlıdır. Kıskansa da belli etmez. Dışarıdan bakıldığında eşini evden çıkarmayan bir adam tipi var. Ama tam tersidir. İyi ki onunla evlenmişim. Dünyaya 10 kere gelsem 10’unda da Necat’la evlenmek isterim. İyi ki yanılıp başkasıyla evlenmemişim. İçimden hep Necat’ı beklemişim.

◊ Eşinin sana yaptığı sürprizler, aldığı pahalı hediyeler çok konuşuluyor...
- Biz öyle Türkiye’nin en zengin ailesi filan değiliz. Bence zengin insan, verebilen insandır. Gönlü zengin olan insan zengindir. Ne zenginler var, elleri ceplerine gitmez. Yemez, içmez, hiçbir şey yapmaz. Ben tektaşımı kendim de alabilirdim. Ama kadının yanındaki adama almak yakışır diye düşünüyorum. Ben hep evleneceğim kişinin almasını istemiştim. Yüzüğün fiyatını bilmiyorum. Ama bunun dışındaki şeyler gerçekten abartılıyor. Kocam romantik biri. Ben de romantiğimdir. Ben de ona hediye alırım. Allah’tan erkeğe çok fazla alınacak hediye yok. (Gülüyor)

◊ Zamanında Ebru Gündeş de böyle çok haber oluyordu. Hatta “Reza bana yakında Mars’ı alacak” demişti. Rahatsız oluyor musunuz çıkan haberlerden?
- Ebru orada espri yapmıştı. Bir süre sonra yaptığın espri dönüp dolaşıyor ve başka bir şey gibi algılanıyor. Bizim için de dediler ki “20 milyona Bodrum’dan yazlık aldılar”. Ben tutumlu bir insanım. Hayatta Bodrum’dan bir yazlığa 20 milyon vermem ve verdirmem. Çok abartılıyor bazı şeyler. Çıkan haberlerden rahatsız olduğumuz oluyor tabii. Abartıldığı gibi bir yaşamımız yok. Biz mütevazı yaşayan bir çiftiz. Ama çiftlerin imkanları doğrultusunda birbirlerine hediyeler alması gayet normal. İmkanı varsa bana neden yüzük almasın? Ya da ben ona neden alışveriş yapmayayım? Bizim aramızda para mefhumu yok. Evin aidatlarını ben ödüyorum mesela. (Gülüyor)

KIZIMIN ADINI EBRUSU KOYMAK BENiM FiKRiMDi

◊ İkizler kaç aylık oldu?
- 3 aylık.

◊ Hem bebekler, hem yeni albüm. Hayatında çok fazla heyecan olsa gerek...
- Çok fena. Uykularım kaçıyor bazen. Ama ikisi de çok güzel heyecanlar. Albüm de benim bebeğim. Üç çocuğu aynı anda doğurdum gibi oldu.

◊ Kızına Ebrusu adını koymak kimin fikriydi? Megaloman zannetmez mi insanlar?
- Benim fikrimdi. Ama bunu uzun zamandır istiyordum. Oğlumuzun adını Necat koydu. Ben ona “İstersen Necat koy” dedim ama istemedi. Babasının adı Hasan’ı ve Poyraz’ı koydu.

◊ Annelik nasıl gidiyor? Yardımcıların var mı?
- Çocuklarım benim en büyük görevim. İlk 6 ay sadece anne sütü ile beslenmeyi çok destekliyorum. O yüzden dışarı çıktığımda 2 saat sonra eve gelip onları emzirip tekrar çıkıyorum. Gün içinde sürekli böyle bir tempom var. Yardımcılarımız da var, onlar da çok destek oluyor. Benim yetişemediğim durumlarda da Necat yetişiyor. Mesela gaz çıkarma işi ondan sorulur. Ben emzirip ona veriyorum, gazlarını çıkarıyor. Geceleri de bebekler uyandığında mutlaka kalkar.

BAZI ARKADAŞLARIMI HAYATIMDAN ÇIKARDIM

◊ İki çocuğunuz oldu. Tebrik ederim. “Acaba çocuk, kariyerimi etkiler mi” diye hiç korkmadın mı?
- Korkmadım. Zaten korksaydım her albümden sonra 4-5 sene ara vermezdim. Çünkü sesime güveniyorum. Çalışkan bir insanım. O yüzden öyle bir korkum olmadı. Eşim de çok destek oldu.

◊ Hamileliğin nasıl geçti bu arada?
- Çok zor bir hamilelik geçirdim. Dışarıdan hiçbir şey yemedim. Normalde hamilelikte iştah çok açık oluyor. Ama ben 5 ay boyunca sürekli kustum. Hamileliğimde sadece 9 kilo aldım. Doğumdan sonra da eski kiloma döndüm.

◊ Spor yaptın mı?
- Sezaryenden sonra spor yapamıyorsun. Ama bana göre en güzel spor emzirmek. Emzirerek zayıfladım. Şimdi yemeğe çıkacağımızda genellikle bir otelin restoranını tercih ediyoruz, rica edip odalardan birinde süt sağıp eve yolluyorum. Restoranların muhasebe odalarında bile süt sağdığımı bilirim.

◊ Albüm çalışmaları doğumdan hemen sonra mı başladı?
- Albüm zaten hazırdı, doğumdan hemen sonra çalışmalara devam ettim. Bazı şarkıları çıkardım. Bu süreçte hayatımda da ufak tefek değişiklikler yaptım. Bazı arkadaşlarımı şarkılar gibi eledim.

◊ Hangi arkadaşlarını eledin?
- Tanımazsın. Camiadan değiller. Hamilelik insana bambaşka bir boyut kazandırıyor. İnsan bazı şeyleri daha iyi görüyor. Mesela ben bir arkadaşımın evlenmesinden ya da çocuk sahibi olmasından mutluluk duyarım. Ama evlendiğimden dolayı bana bir tavır alınırsa bunu kıskançlık olarak yorumlarım. Bu yüzden bazı arkadaşlarımı hayatımdan çıkardım.

Ebru Yaşar: Mütevazı yaşayan bir çiftiz

ÇOCUKLARIMIN ŞARKICI OLMASINI İSTERİM

◊ Bu işin zorluklarını yaşamış biri olarak çocuklarının şarkıcı olmasını ister misin?
- İsterim. Ne kadar güzel bir duygu. İsterlerse onları bu konuda desteklerim. Her işin kendi zorlukları var. Bizim işimiz de çok zor ama aldığın haz yüksek. Yetenekleri varsa, şarkıcı olmalarını çok isterim. Necat’a da sordum bunu, “Çocuklar ne yapmak istiyorsa onu yapsınlar” dedi. Çok saygılı bir bakış açısı.

◊ Diyarbakır’da okul yaptırıyormuşsunuz...
- Evet. Bence en büyük hediye bu. Necat orada çok zor şartlarda okumuş. Kışın okula 2-3 km yürümek zorunda kalıyorlarmış. Böyle bir şeyi düşünmesi ve okula benim adımı vermek istemesi beni inanılmaz mutlu etti. Karı-koca elbirliğiyle o okulu yapacağız. İnşaat başlamak üzere. İnşallah kısa sürede bitirmek nasip olur.

◊ Diyarbakır’a gittin mi?
- Evlenmeden önce ailesiyle tanışmak için gitmiştim. İyi ki gitmişim. Çünkü o gün gördüğüm yerler şehir bombalandığında yok oldu. Bebeklerimizi alıp yine gideceğiz. Bismil’de bir evimiz var, orayı görmeyi çok istiyorum.

Ebru Yaşar: Mütevazı yaşayan bir çiftiz

SON 24 SAATTE YAŞANANLAR

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!