Ebru Şallı'yı artık rahat bırakın

Güncelleme Tarihi:

Ebru Şallıyı artık rahat bırakın
Oluşturulma Tarihi: Ocak 30, 2022 09:42

Bir süre önce oğlu Pars’ın vefatıyla sarsılan Ebru Şallı, yayınladığı videoyla duygularını paylaştı: “Şöyle bir şey bekleniyor; Ebru Ponçiğini kaybetti, şimdi o da ölür. Hiç kimse benden ölmemi beklemesin. Yaşadığım acıyı kendim biliyorum. Bunun hesabını kimseye vermek zorunda değilim. Benim bir ailem ve bir oğlum daha var. Bunları düşünmüyorlar mı?” Şallı’ya yapılan bu zulüm daha ne kadar devam edecek?

Haberin Devamı

Onur Baştürk: Yani artık ne demeli bu vicdansız sosyal medya yorumcularına bilmiyorum. Mahallenin mutsuz teyzeleri gibi her şeye ve herkese laf yetiştirmenin ve kötülük saçmanın alemi yok.

Savaş Özbey: İnsanların içinde bu saldırganlık, ellerinde de bunu paylaşıp yayabilecekleri telefonlar olduğu sürece bitmeyecek maalesef. Bugün Ebru, yarın başkası. Daha eşi vurulur vurulmaz yapılan acımasız yorumlardan dolayı Ece Erken de Instagram’ını kapatmak zorunda kalmadı mı? Halbuki tanımaz etmez. Belki tanısa sevecek de. Ama olamayışlarının, eksikliklerinin, hayattan intikamını böyle alıyor işte.

Orkun Ün: Ebru Şallı’ya, Ece Erken’e... Hep kadınlara oluyor böyle saldırılar. Vicdan yok bazı insanlarda. Klavye arkasına gizlenip akıllarına geleni yazıyorlar. Akıl da yok işin kötüsü bunları yazanlarda. Mutlu oluyorlar başkalarına hakaret edince. Bunun çözümü var mı inanın bilmiyorum.

Haberin Devamı

Ömür Gedik: Kronik acısı olan bir insana bu kadar yüklenmekten gerçekten ne zevk alıyorlar? Kimin ne acı çektiğini, neler yaşadığını kim ne kadar bilebilir ve bunun üzerinden nasıl yorum yapabilir? Başkalarının acısına acı katmaya çalışmak zalimlikten başka bir şey değil. Ebru’yu artık bir rahat bıraksınlar.

Ebru Şallıyı artık rahat bırakın

Savaş Özbey - Onur Baştürk - Orkun Ün - Ömür Gedik

Dört Yapraklı Yonca’dan bir yaprak koptu

Bu haftaya Fatma Girik’in ölüm haberiyle kötü başladık. “Dört Yapraklı Yonca”nın bir yaprağı artık yok. Fatma Girik’in ardından neler söylemek istersiniz?

Savaş Özbey: Çevirdiği 200’e yakın film, onlarca ödül, Memduh Ün’le yaşadığı büyük aşk, çok sevdiği Bodrum’da geçirdiği yıllar, emekçi yanlısı mücadelesi, dostları, hayvanları, milyonlarca hayranı... Ne güzel bir Fatma Girik gelip geçti bu dünyadan. Keşke herkese nasip olsa.

Ömür Gedik: Dört Yapraklı Yonca’dan bir yaprak koptu, rüzgârında hatıralarımızı da alıp götürdü. Dobra, mert, aynı Şoför Nebahat karakteri gibi iyi kalpli ve büyük oyuncuydu Fatma Girik. Nurlar içinde uyusun.

Haberin Devamı

Ebru Şallıyı artık rahat bırakın

Onur Baştürk: Eskiden böyle durumlarda kanallarda kaybedilen kişinin filmleri gösterilirdi. Şimdi ise üç-beş lafla yapılan anma töreninden sonra bu kadar önemli sanatçıların kaybı iki günde unutuluyor. Ben Fatma Girik’in ölümü kadar en çok buna üzüldüm. Böyle olmamalıydı.

Orkun Ün: Ne mutlu bize ki böyle bir değerin filmleriyle yetiştik. Fatma Girik hem çok güzel bakan, hem tüm rollerin üstesinden hakkıyla gelen, hem de yüreğiyle insanlara dokunan bir sanatçıydı.

Bakarken üşüdüm

Kendall Jenner’ın kardaki bikinili pozundan sonra benzer bir paylaşım da Pelin Akil’den geldi. Mayosuyla kendini karlara bıraktı oyuncu. O paylaşımdan sonra bir de korona oldu! Karda soğuğa meydan okuyan çıplaklığa ne diyorsunuz? Hangisini daha tarz buldunuz?

Haberin Devamı

◊ Ömür Gedik: Valla ben paylaşımlara bakarken o kadar üşüdüm ki, tarzı falan değerlendiremedim. Bir tarz da yok zaten ortada galiba, çılgınlık var daha çok. Kendall Jenner, dondurucu soğuklarla mücadele etme yeteneğiyle tanınan ‘Buz Adam’ lakaplı ekstrem sporcu Wim Hof’a özenmiş. Pelin Akil kime özendi bilmiyorum artık ama o pozdan sonra korona pozitif çıkması hiç iyi olmamış. Bağışıklığını düşürüp, ciğerlerini üşütmemiştir umarım. Geçmiş olsun diyorum, bir daha olmasın.

Ebru Şallıyı artık rahat bırakın

◊ Onur Baştürk: Kendall’ınki daha güzeldi tabii. Pelin’inki çok kötüydü. Üstüne korona olmamıştır. Başka yerden kapmıştır. Soğuk bedene iyi gelir.

Haberin Devamı

◊ Savaş Özbey: Pelin Akil’in üstüne Saba Tümer de bornozuyla uzandı karların üzerine. E güzel işte, eskilerin deyimiyle “çeliklenmiş” oluyorlar diyeceğim ama sonra da hastalanıyorlar. Dua edelim challenge’a falan çeviremeden karlar eridi.

◊ Orkun Ün: Tarz konusunda Kendall’cıyım ben de. Zaten tarz denen şey tam olarak budur, sen bir hareket yaparsın, ardından tüm dünya seni taklit eder. Kendall bunu yapıyor. Ama Türkiye’de kar yağdığı dönemde Kendall’dan gelen bu görüntüler resmen kötü örnek oldu bizim ünlülere. Birçoğu karda bikiniyle poz verdi, bazıları karlara attı kendini. Yahu ben parmak ucuma soğuk değse tir tir titriyorum, bunlardaki cesarete bak!

Haberin Devamı

Kadın rolü mesajın ta kendisi

Ozan Güven, oyunculuğa tiyatroyla döndü. “Taxim” oyununda Şevket Çoruh’la başrolü paylaşacak olan Güven, kadın kılığında sahneye çıkacak. Oyuncunun bu dönüşünü nasıl buldunuz?

Orkun Ün: Biliyor musunuz, güzel soru. Hiç aklıma gelmemişti bu rolün bir gönderme olacağı. “Ben aslında kadın haklarına saygılıyım, kadınları başımın üzerinde tutarım, onlara asla el kaldırmam” mesajı. Olabilir. Mantıklı. Şevket Çoruh da, Ozan Güven de çok iyi oyuncular. Hep söylediğimi tekrar söylüyorum, orası adı üzerinde sahne.

Ebru Şallıyı artık rahat bırakın

Savaş Özbey: Ara verdikten sonra üçüncü, dördüncü işi olsaydı kimse böyle bir bağlantı kurmazdı. Ama dönüş projesinde kadın rolüne girmek gönderme falan değil, mesajın ta kendisi. Ha bu mesaj alınır mı, alınırsa doğru anlaşılır mı, orasını “Taxim”in 2 Şubat’taki prömiyerinden sonra göreceğiz.

Ömür Gedik: Ozan Güven bence yaşayacağını yaşadı, kendi iç muhasebesini yaptı, resmen ortadan kayboldu. Artık dönme zamanı gelmişti. Dönüşünün kadınlarla empati yapabildiği bir rolle olması güzel bir mesaj gibi duruyor. Ozan Güven çok iyi bir oyuncu, yeniden başlamasına sevindim.

Onur Baştürk: Kadın kılığında derken, bir kadın karakteri mi oynuyor yoksa travestiyi mi, ben onu anlamadım. Ama eğer bu karakter seçimi yaşanan olaylara bir gönderme için yapıldıysa gerçekten çok anlamsız! Umarım öyle değildir diyelim ve bu bahsi geçelim.

Sanat dünyasının estetik sorumlusu Seda Abla

Seda Sayan’ın Nurseli İdiz’in katıldığı programa bağlanıp ünlü oyuncuya “Seni izlerken gıdığını gördüm. Kendini bana emanet et. O gıdını hemen yaptırmam lazım. Sponsorun olacağım. Korkacak bir şey yok” demesine ne diyorsunuz? Seda Sayan ülkenin “estetikten sorumlu bakanı” olabilir mi? Nurseli İdiz bu teklife ne der sizce?

Onur Baştürk: Ya çok güldüm bu teklife. Seda Sayan tüm sanat dünyasının estetik operasyon sorumlusu olacak galiba. Gidişat onu gösteriyor. Ama ya Nurseli İdiz gıdısıyla mutluysa, o zaman ne olacak Seda Abla?

Savaş Özbey: “Sponsorun olacağım” derken, cebinden para vermeyecek. “Canlı yayınlayacağız, doktorun da reklamı olacak” demek o. Varsın olsun.

Sonuç güzel olduğu sürece estetik iyi bir şey. Nurseli İdiz’in ihtiyacı var mı derseniz, bence yok. Ama kadın gözü başka bir şey tabii. Seda Sayan lazım dediyse lazımdır. Çünkü Ajda Pekkan’dan sonra estetiği en iyi kullanan ikinci isim Türkiye’de.

Ebru Şallıyı artık rahat bırakın

Ömür Gedik: Seda Sayan estetiklerini taklit eden edene. Matruşka gibi bir sürü Seda Sayan dolanıyor ortalıkta. Kendisi konunun uzmanı ve bilir kişisi oldu diyebiliriz. Söz sahibi olabilir yani. Ayrıca yardımsever kişiliğiyle de tanınıyor. Sevdiği insanlara deneyimleyip mutlu olduğu şeyleri önermesi de bundan.

Nurseli İdiz’in yüzü bebek gibi, gıdısı gitse gerçekten de çok daha güzel olabilir. Bence Seda’nın önerisini kabul etsin.

Orkun Ün: E artık Seda Sayan uzman tabii bu konularda. İyi de bakıyor kendine. Baksanıza ne işlem yaptırsa gündem oluyor. Hatta “Fransız askısı Seda Sayan askısı olsun” diyenler var ortalıkta. Nurseli İdiz de bu teklife ‘hay hay’ deyip kendini Seda Sayan’a bıraksın bence. Zerre pişman olmaz.

Şöhretin zor yanı

Dört ünlü kadın... Ezgi Mola, Serenay Sarıkaya, Ayça Ayşin Turan ve Aleyna Tilki’nin başı takıntılı hayranlarıyla dertte. Kimi evini değiştirdi, kimi yargıya sığındı. Ne diyorsunuz bu işe?

Savaş Özbey: Ünlü olmanın zor yanlarından biri. Göz önünde olduğunuz için hiç münasebetiniz olmasa bile arızalı tipleri de paratoner gibi üstünüze çekiyorsunuz. Sadece Türkiye’de değil, her yerde aynı. Bu yüzden korumalarla gezmelerine, yanlarına kimseyi yaklaştırmamalarına çok da kızmamak lazım. Hele ki kadın sanatçıların.

Ömür Gedik: Bu iş evi değiştirmekle çözülmez. Yeni evi de bulurlar çünkü. Ve bitmezler. Takıntılı hayran meselesi çok fena. Evet, hayatı kısıtlayıcı belki ama korumalı, güvenlikli siteler tercih edilmeli. Ve mutlaka devlet bu tehditleri ciddiye alıp güvence sağlamalı.

Ebru Şallıyı artık rahat bırakın

Onur Baştürk: Hayranlık denen olgu da zamana uydu galiba. Her şeyde olduğu gibi hayranlar da aşırı uçlarda davranıyor. Bu ünlülerin başına gelen de bu. Şu da var: Hayranlar adım adım izliyorlar sosyal medyadan ünlüleri. Her şeyden haberleri oluyor. Bu da biraz riskli bir durum tabii.

Orkun Ün: Bence ünlü olmakla pek alakası yok bu işin. Herkesin hayatında takıntılı insanlar var. Tabii ünlü olunca ‘takıntılı hayran’ adını alıyor bu tipler.

Çok rahatsız edici bir durum. Böylelerine cevap vermesen alınıyorlar, cevap versen “âşık bana” diyorlar. Yani ne deseniz kendilerine olumlu bir taraf çıkarıp sizin üzerinizde hakları var falan sanıyorlar. Mesela Ayça Ayşin Turan’ın sapığı Cezayirli bir şarkıcıymış. İstanbul’a gelmiş, “Seni kaçıracağım” falan diye mesajlar atmış kıza. Çok endişe verici bir durum bu.

Site yönetimi suç işliyor 

Bugün Kelebek’te yayınlanan habere göre; Aynur Aydın’ın oturduğu siteye dışarıdan atanan bir yönetici, sokak hayvanlarının beslenmesine karşı çıkıyor. “Bahçede kedilere, köpeklere mama veremezsiniz” diyor. Hatta daire sakinlerine “Hayvanları beslemek yasaktır” diye yazılı uyarı gönderiyor. Böyle bir hakkı var mı yöneticinin? 

Ömür Gedik: Biz HAÇİKO derneği olarak konuyu takip ediyoruz. Hatta 11 Kasım 2021’de site yönetimine bir ihtarname de gönderdik. Yönetim kurulu üyemiz Av. Serdar Uluç’tan aldığım net bilgiyi paylaşıyorum; “Sokak kedilerini uzaklaştırmaya yönelik eylem, 5199 sayılı kanun kapsamında yasaklıdır. Aykırı davranılması halinde 9.7.2021 tarihinde yapılan değişiklik sonrası 6 aydan 3 yıla kadar hapis cezası öngörülmüştür.” Kısacası site yönetimi bile isteye suç işliyor.

Ebru Şallıyı artık rahat bırakın

Orkun Ün: Ben Aynur Aydın’la da konuştum. Bir süredir bu ‘yönetici’ tacizinden dert yanıyordu. Şaka gibi. Adam kendine dert edinmiş bu durumu. Ağzı dili olmayan, ufacık kedi ve köpeklerle uğraşıyor, Aynur’u tehdit ediyor. N’apmaya çalışıyor, anlamak mümkün değil. Ömür’ün cevabı çok iyi oldu, hukuki olarak ne yapılması gerektiğini anlattı. Eminim Aynur şu an derin bir ‘oh’ çekiyor, yönetici beyefendi ise ‘yandık’ diyordur.

Savaş Özbey: Böyle bir kanun, kural olabilir mi? Kim karışır kimin neyi besleyeceğine, hangi hayvana yem vereceğine? Eğer komşuların bir rahatsızlığı varsa ki bazen olabiliyor, bu da karşılıklı konuşarak halledilir. Kendinden kanun uydurarak değil.

Onur Baştürk: Yöneticinin böyle bir yasak koyma hakkı tabii ki yok. Ama sitenin içi barınağa döndüyse o da çok uç bir durum tabii. Bizdeki zihniyet hep “Yasak kardeşim” ruh halinde olduğu için bu olay da anlamsız yere büyümüş.

Suni bir gündem mi? 

Hande Erçel ve Kerem Bürsin ayrıldı. İddiaya göre sebep; daha önce Erçel’e gelen proje tekliflerini kıskandığı için olay çıkardığı söylenen Demet Özdemir. Kerem Bürsin’in oynayacağı dizinin başrolüne Özdemir’in talip olduğu, bu rolü reddeden Hande Erçel’in ise Bürsin’e tepki gösterdiği hatta onu eve almadığı yazıldı. Yorumlarınızı alalım. 

Onur Baştürk: Bana burada suni bir gündem yaratılmaya çalışılıyor gibi geliyor. “Hande ve Demet gerilimi” gündemi. Hande ve Kerem’in ayrılığının da, rol aldıkları dizinin bitmesinden sonraki aylara denk gelmesi manidar. Ne denilebilir ki, dizi ünlüleri çok belli kümelerde yaşıyor ve o kümeler içinde sevgili bulup sonra birbirleriyle didişiyorlar.

Ebru Şallıyı artık rahat bırakın

Ömür Gedik: “Dizi aşkları işte” diyerek sevgiyi indirgemek istemiyorum ama sanırım finalde olay buna geliyor. Olmasını dilemem, dedikodudur umarım. Çünkü Hande ile Kerem ikilisini seviyordum. Bu ikilinin üzerine Demet ve Kerem aşkı olmaz.

Savaş Özbey: Hande Erçel’in işkillenmesinden daha doğal bir şey yok, çünkü Kerem Bürsin’le kendi ilişkisi de yine bir dizi vasıtasıyla başlamıştı. Hatta söz konusu Kerem olunca diziye bile gerek yok. Serenay Sarıkaya ile aşkı, beraber rol aldıkları bir reklamla başlamıştı. İnsan kıssadan hisse biçer tabii kendine.

Orkun Ün: Şaka sandık da değilmiş, ayrılmış Hande ve Kerem. ‘HanKer’ diyorlardı fanları onlara kısaca. En çok da onlar üzülmüştür bu duruma. “İlişkiyi Demet Özdemir bozdu”, “Hande, Demet’i kıskandı” gibi söylentilere ben inanmıyorum. Olur mu öyle şey? Sadece bizim mutlu gördüğümüz çift kapalı kapılar ardında mutlu değilmiş. “Ayrılık da sevdaya dahildir” arkadaşlar, unutmayın.

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!