Güncelleme Tarihi:
“Star Işığı X Factor” ekibindesiniz. Ve bu sizin ilk jüri deneyiminiz...
- Bu format beni çok etkiledi, çok samimi geldi. O yüzden “evet” dedim. Yarışma boyunca neler göreceğiz inanın hiçbir fikrim yok. Program canlı yayınlanacağı için neler yaşanacağını hep birlikte göreceğiz.
“Genç Kızlar” takımına koçluk yapıyorsunuz. Onları özellikle mi seçiniz?
- Evet, onları çalıştırmayı özellikle istedim. Çünkü Ferah, Melis ve Mehtap’ın seslerini çok beğendim. Aslında yarışmacılar arasından birçok kişi gelip “Beni seç, beni seç” dedi ama (gülüyor)... Şaka bir yana bütün yarışmacılar çok kıymetli benim için, hepsi de bileklerinin gücüyle buraya gelmiş.
Yarışmacıların hayat hikayeleri etkiledi mi sizi?
- Evet, özellikle Ferah’ın babasıyla olan hikayesi beni inanılmaz etkiledi. Hatta “X Factor”ün ilk sezonunda benim yazdığım ve Ferhat Göçer’e verdiği “Kızım” şarkısında ağlamıştı, çok duygulanmıştım. Bunun yanı sıra Melis 19 yaşında kanseri yenmiş bir kız. Mehtap’ın ise Almanya’dan Türkiye’ye gelip sokaklarda müzik yaparak başı dik bir şekilde para kazanması gerçekten çok etkileyici. Aslına bakarsanız bu hikayeler beni onlara itti.
NİHAT ODABAŞI OLAYI ABARTMIŞ
Yarışmanın ödülü 2 milyon lira... Ama ya kazanamazlarsa...
- 2 milyon lira gerçekten çok büyük para ama bunu kazanamasalar bile üzülmelerini istemem çünkü yarışmadan sonra onlara hayatlarını kazanabilecekleri, umutsuzluğa düşmelerini engelleyecek albümler ve prodüksiyonlar yapacağım, her zaman arkalarındayım.
Aslında bu bir şov programı, böyle bir zorunluluğunuz da yok...
- Ama ben işe o şekilde yaklaşmıyorum, öyle bakınca sahtekarlıkmış gibi geliyor. Elimden gelen desteği vereceğim. Belki onları vokallerim olarak yanıma bile alabilirim.
Çalışmalar sırasında yarışmacılarınıza ne ölçüde karışıyorsunuz?
- Hocaların söylediği şeylerin yüzde 90’ına onay vermiyorum. “Hocalarınızı yüzde 10 dinleyin, beni yüzde 90, pişman olmayacaksınız” diyorum. Hocalar genelde bizi bir kalıba sokarlar, bense yarışmacıları kalıplarından çıkarıyorum. İçlerindeki özgürlüğü doyasıya yaşamalarını, kendilerini kasmamalarını istiyorum.
Aranızda nasıl bir bağ var peki?
- Yarışmacılarımla arkadaş olmak için onlarla WhatsApp’tan da yazışıyorum. Mesela az önce Melis, sahne kıyafetiyle bir fotoğrafını gönderdi. Kendisini o kıyafetin içinde rahatsız hissettiğini ve yardımcı olup olamayacağımı sordu. “Asla o kıyafet olmaz, merak etme hemen geliyorum” yazdım. Bu anlamda müdahalelerim oluyor tabii. Ama Nihat Odabaşı bu işi biraz abartmış, takımındakileri spora başlatmış (gülüyor).
Takımınıza güveniyor musunuz, birinci sizin takımınızdan çıkar mı?
- Çok güveniyorum, birincinin benden çıkmasını da çok isterim. Ama fazla iddialı konuşmak istemiyorum.
Ama Nihat Bey iddialı konuşuyor, “Birinci benden çıkacak” diyor!
- İstedikleri gibi konuşsunlar, ben duruşumla zaten iddialıyım. Bir de bunu lafa dökersem, sempatik durmaz. Şu an yandan yandan onları kesiyorum diyebilirim.
Yeni sezonda sunucusundan jüri üyesine kadar birçok yenilik yapılmasını neye bağlıyorsunuz?
- Geçtiğimiz sezon yayınlanan yarışmanın eleme bölümüydü. Dolayısıyla biz bir şeyi devam ettirmiyoruz aslında, sadece yarışmanın final bölümünü yapacağız. Bu değişimin her açıdan yararlı olduğunu düşünüyorum.
Geçtiğimiz sezon yarışmayı izlemiş miydiniz? İzlenimleriniz nelerdi?
- İzlemiştim. Bizden önceki jüri çok güzel seçimler yaptı. Biz de şimdi bu mirası canlı yayına taşıyacağız. Dünyada en çok tutan formatlardan biri bu... Yapımcı Simon Cowell, One Direction grubunu bu yarışmaya katılan kişilerden oluşturdu. Bu format gerçekten star çıkarıyor.
“GÜLDÜR GÜLDÜR”DE RESMEN SAÇMALADIM
“O Ses Türkiye” yarışmasında Murat Boz’u daha yakından tanıyıp aslında ne kadar esprili biri olduğunu gördük. Sizin de bilmediğimiz yönlerinizi keşfedecek miyiz, bizi şaşırtacak mısınız?
- Ben normal yaşamımda davrandığım gibi davranacağım. Zaten kurgusal bir şeyin içinde olamam! “Şimdi burada komiklik yapmam gerekiyor” moduna girip de zorla espri yapamam. Zaten samimiyet olmadığı zaman izleyici inanmaz. Bu arada Murat benim çok eski arkadaşım ve o yarışma gerçekten Murat’a çok yaradı. Lise zamanlarımızda da onunla çok eğlenir, birlikte komiklikler yapardık.
Aynı okuldan mıydınız?
- Yok değildik ama aynı müzik yarışmalarına katılıyorduk. Hatta birlikte bugünlerin hayallerini kuruyorduk.
Bu arada “Güldür Güldür”de ne kadar komik biri olduğunuzu görme fırsatı bulduk aslında...
- Sormayın ya! Resmen saçmaladım. Bunu da açıkça seyirciye dönüp söyledim. Televizyon işi çok hoşuma gitmeye başladı. Bu sihirli kutu bana da sihrinden bir şeyler veriyor artık.
EVLENMEK İÇİN ERKEN BELKİ 5 SENE SONRA
Biraz da Altın Kelebek’ten bahsedelim. Ödül törenine damga vurdunuz sayılır...
- Evet bu anlamda Jessica Alba’dan özür diliyorum, umarım ertesi gün “medya takip”e bakmamıştır (gülüyor). Ondan daha çok yazılıp çizilmişim. Buna ben bile şaşırdım.
“Güzel Kız” şarkısını okuduktan sonra sahneden inip sevgiliniz Ebru Şallı’yı alnından öptünüz. Sonrasında bunun tamamen bir kurgudan ibaret olduğunu iddia edenler çıktı.
- Benimle ilgili yorum yapmadan tek bir gününü geçirmeyen insanlar var. O insanlar benimle ilgili her konuda iddialılar zaten! Bu hareketim için bir kurgu deniyorsa, evet o an sahnedeyken kurguladım ve içimden geleni yaptım. Ebru’nun bundan haberi yoktu. Düşünsenize Ebru’nun haberi olsaydı, “Evet şu an bana doğru geliyor, birazdan ağlamam gerekiyor” tarzında davranması gerekirdi bu da saçma olurdu. Ve insanlar bunu yemezlerdi. Bu olay tamamen içimden geldiği gibi gelişti ve sokakta beni gören herkes bu davranışımın çok hoşlarına gittiğini söyledi. Yaptığım hareketten dolayı hiç pişman değilim.
O şarkıda “Evlen benimle” diyorsunuz. Bu teklife yanıt aldınız mı peki?
- Bu elbette Ebru’ya yazılmış bir şarkı, evlilik olayını aramızda da konuşuyoruz. Ama böyle bir teklifi emin olun o akşamki gibi 70 milyonun gözü önünde yapmam.
Ne zaman evlenme teklif etmeyi düşünüyorsunuz peki?
- Bunu bilemem, kader. Kariyerimle ilgili bazı hedeflerim var. Bu anlamda biraz rahatladığımda evlilik de olacak elbette ama daha 30 yaşıma yeni girdim. Belki 35 gibi olabilir. Yine de kesin bir şey söylemek istemiyorum.
Evliliğe nasıl bakıyorsunuz peki, sizi korkutuyor mu?
- Evlilik asla beni korkutan bir kurum değil, aksine çok kutsal... Ama hayatım boyunca mutlu olabilmek için doğru zamanlama yapmam gerekiyor.
SAKAL BIRAKMAYACAĞIMA DAİR ONA SÖZ VERDİM
Ebru Şallı ile yaşadığınızın aşkın diğer aşklarınızdan farklı olduğunu söyleyebilir misiniz?
- Elbette... Her şeyden emin olduğum, kendimi iyi hissettiğim bir aşk yaşıyorum. Birbirimizi büyütüyoruz. Gayet mutlu olduğumuz bir ilişkimiz var. Hayattaki diğer aşkım da müzik; orada da işler yolunda gittiği için çifte mutluluk yaşıyorum.
Ebru Hanım’a vermiş olduğunuz sözler var mı?
- Evet var. Asla sakal bırakmayacağıma dair söz verdim. Çünkü hiç sevmiyor.
Ebru Hanım’ın çocukları Beren ve Pars’la aranız nasıl, birlikte vakit geçiriyor musunuz?
- Geçiriyoruz, aramız çok iyi. Zaten Ebru’nun çocuklarıyla olan ilişkisini gördüğüm zaman, cenneti seyrediyormuş gibi hissediyorum. Ben de bu cennetten payımı alıyorum. Zamanı geldiğinde ben de her erkek gibi baba olmak istiyorum. Babamdan aldığım genetik mirası bırakabileceğim, müzisyen bir evladım olmasını çok isterim.