Güncelleme Tarihi:
◊ Çekerken ne kadar keyif aldığınızı gayet iyi anlıyorum şu an. Öyle güzel anlatıyordunuz ki ben kayıt cihazını açmadan önce...
- Murat Boz: Çok güzel bir süreç geçirdik gerçekten...
- İrem Sak: Zorla oynamadık yahu, çok sevdik. (Gülüyor)
- Murat Boz: Arkadaşlarımla bu filmde olduğum için kendimi mutlu hissettim ve gerçekten bütün süreç boyunca keyifliydik.
- Yasemin Allen: Bir de filmin tamamını ancak galada izleyebildik. Dublajda hep parça parça görmüştük.
◊ Reklam fotoğrafçılığı yapan Mehmet (Murat Boz), çok sevdiği ve hayatının aşkı diye nitelediği sevgilisi Selin’den (Yasemin Allen) ayrıldıktan sonra kalbini tekrar kazanabilmek için elinden ne geliyorsa yapıyor. Bu amacına ulaşabilmek için arkadaşı Defne’den (İrem Sak) de yardım istiyor. Peki, neler oluyor da işler bu noktaya geliyor?
- İrem Sak: Mehmet ve Selin’in ilişkileri mükemmel bir şekilde devam ederken bir anda Selin’in kariyerindeki yükselişle ilişkide bir düşüş başlıyor. Düştüğü yerden ben kaldırmaya çalışıyorum. “Selin’i sana kazandıracağım” diyoruz Mehmet’e ve o inançla çıkıyoruz yola.
◊ Bu uğurda epey aksiyon da yaşıyorsunuz gördüğüm kadarıyla... “Ocean’s Eleven” havası sezilen sahneleriniz var.
- Yasemin Allen: Evet, ciddi ciddi operasyona girişiyorlar.
YAPIMCIYA GİDİP 'BU SAHNEYİ ÇIKARIN' MI DİYELİM?
◊ Gelelim şu olay yaratan, sağlık personelinin tepkisini çeken hemşire sahnesine...
- Yasemin Allen: O bir rüya sahnesi... Mehmet bir baygınlık geçiriyor, biz onun rüyasını görüyoruz. Tabii ki hemşirelerin gerçekte o şekilde giyindiklerini düşünmüyoruz. Yine de hassasiyeti doğal karşılıyorum.
- Murat Boz: Bu sahneleri savunmak için söylemiyorum, yanlış anlaşılmasın ama Hollywood filmlerinde çok örneği var. Bir de bize bu tepkiler geliyor, “Sahne çıkarılsın” deniyor falan ama biz oyuncuların bir inisiyatifi yok ki bu konuda. Yapımcıya gidip “Bu sahneyi çıkarın” dersek, yapımcı “Oldu canım anladım, görüşürüz” der. Bunun bizimle alakası olmadığını anlaması lazım sağlık camiasının. Karar mercii yapımcımız. Gerekli açıklamayı da yaptılar zaten.
- İrem Sak: Hastane ve sağlık politikasına hemşirelerin karar vermemesi gibi bir şey bu... Son kararı yapımcı veriyor.
BİR KADINI GERİ KAZANMAK ÖYLE BASİT İŞ DEĞİL
◊ Ayrılan sevgililerin yanında bir de aşk dedektifimiz var.
- Murat Boz: Kendine hayrı yok ama.
- İrem Sak: Defne’nin çevirdiği oyunlar yüzünden adı aşk dedektifi. Çünkü ufak tefek değil bayağı büyük oyunlar çeviriyor. Bir kadını geri kazanmak, kadın dünyasını anlamak öyle basit iş değil. Çalışıyor, planlıyor.
◊ “Aksiyon romantik komedi” mi diyoruz filmin türüne?
- İrem Sak: Aksiyon gerçekten de fazla. Mehmet’in başından aşağı sular dökülüyor, binalar yıkılıyor. Tatlı, sevimli, sakin bir film değil yani.
YASEMİN’E YARDIM ETMEME GEREK KALMADI
◊ Daha önce de çeşitli programlarda şarkı söylediniz ama bu kez rol icabı şarkıcı olarak görüyoruz sizi. Murat Boz ile rolleri biraz değiştirmişsiniz gibi.
- Yasemin Allen: Annem de şarkıcı ve oyuncu, müzikle büyüdüm. Ama insanların önünde şarkı söyleme konusunda çok da antrenmanlı değildim. Sahne başka bir şey. Yine de içimden çıkarmam gereken bir sahne kimliği var ve bunu Selin’le yapmam çok iyi oldu.
Motive edici bir durumdu. Murat Çekem filmin bazı müziklerine imza attı.
Onunla birlikte filmden önce stüdyoya girdik. Çok keyifliydi.
Hemen her oyuncunun yapmak istediği şeylerden biridir bir müzisyeni oynayabilmek. Ben de oraya bir tik attım.
◊ Selin karakterini oturtma aşamasında, Murat Boz’dan yardım aldınız mı?
- Yasemin Allen: Fırsat olmadı.
- Murat Boz: Murat Çekem çok yetkin bir müzisyen olduğu için benim yardım etmeme de gerek kalmadı zaten... Yasemin’in de kulağı gayet iyi.
- Yasemin Allen: Her şey çok rahat oldu açıkçası.
EVET, SİNEMA ZEHRİ BENİM İÇİME DE GİRDİ
◊ “Hadi İnşallah” çekimleri öncesinde, oyunculuk konusunda çekimserdiniz... Ama şimdi görüyorum ki bu işi severek yapıyorsunuz. Ne kadar benimsediniz yeni mesleğinizi?
- Murat Boz: Hem benimsedim hem de çok sevdim. O zamanlar fazlasıyla gergindim. Oyunculuğu fiiliyata geçirme konusunda hâlâ gerginim gerçi...
- Yasemin Allen: Benim de annem müzisyen, ama müzik bilince müzisyen, film izleyince oyuncu olunmuyor. Bazı şeyleri bileceğini düşünüyorsun ama insanın senelerini alan bir sanat dalı. Yeni başladığında endişelendirebilir. Yavaş yavaş oluyor.
- Murat Boz: Oyunculuk dünyanın en zor mesleklerinden biri. Tamamen başka bir karakter canlandırıyorsun ve izleyiciyi o karaktere inandıracaksın. Sadece oynamak değil, işin içinde psikoloji de var. Hem doğal olmalı, hem psikolojisini tam anlamıyla verebilmeli. Bunlar çok zor şeyler. “Hamlet” oynamıyorum ama yine de zor. Romantik komedi deyip elinizin tersiyle itemezsiniz. Sinema çok zor bir sanat dalı. Ama o zehir içine girdi mi dersen, girdi.
- Yasemin Allen: Murat söyleyemez ama ben onunla oynarken kesinlikle zorlanmadım. Karaktere olan inancım da hiç kırılmadı. Karşımda her zaman Mehmet vardı.
- İrem Sak: “Oyuncuyum” diyen birçok oyuncudan daha disiplinli sette...
- Murat Boz: Estağfurullah. Anladım ki oyunculuk dediğiniz şey sadece sizi kapsayan bir şey değil. Ne kadar iyi oynarsanız oynayın, karşınızdaki oyuncudan karşılık alamıyorsanız duygu geçmiyor. Arkadaşlarım bu işin ehilleri olduğu için o konuda hiç zorlanmadım. Çok yardımcı oldular bana... Özellikle Yasemin ile bir kavga sahnemiz var, filmin en etkili sahnelerinden biri bence. Yasemin’den aldığım gerçek bir hayal kırıklığı enerjisiydi, çok güçlü bir sahne oldu.
- Yasemin Allen: İyi ekiple çalışmak her zaman en iyi sonuç. Yönetmeniniz ya da partneriniz size doğru karşılık vermiyorsa tek başınıza kalıyorsunuz. Performans beraber yapılınca keyifli oluyor. O açıdan çok şanslıydık.
AŞKA DAİR UMUDUNU ASLA KAYBETME
◊ Bu filme geleceklere nasıl bir mesaj vermek istersiniz?
- Murat Boz: Umudunu kaybetme. Aşka dair tabii... Umut her zaman var olmalı. Mehmet’te de en çok sevdiğim şey bu. Ana mesajımız her şeye rağmen hayat devam ediyor.
◊ Setten geriye size ne kaldı?
- Yasemin Allen: Kaç kez gülmekten ağladım, makyajımı sürekli düzeltmek zorunda kaldılar. Bol bol kahkaha kaldı.
NE OLDU SİZE, “ANNEMİN YARASI”NI ÇEKMİŞ GİBİSİNİZ!
◊ Röportajı “Üç Adam” çekimleri öncesinde yapıyoruz. Sohbet sürerken bulunduğumuz kulis odasına aniden Oğuzhan Koç, İbrahim Büyükak ve Eser Yenenler giriyor. İlk istekleri ise parantez içinde “kahkahalar” yazmam. Ve olaylar şöyle gelişiyor:
- Eser Yenenler: Bir uğrayıp bakalım dedik, nasılsınız, keyifli misiniz?
- Oğuzhan Koç: Ne oldu size ya, “Annemin Yarası”nı çekmişsiniz gibi (kahkahalar)...
- Yasemin Allen: “Neden film?” diye soruyordu Sinem de...
- Murat Boz: Hayır soru “Neden sinema?” idi.
- Ben: Oğuzhan öyle sorular sorar mıyım ben?
- Oğuzhan Koç: Hiçbir zaman.
- İbrahim Büyükak: Sormazsın.
- Eser Yenenler: Benimle hiç röportaj yapmadın ama sormaz gibi duruyorsun (gülüyor).
- Oğuzhan Koç: Röportaj vermeni gerektirecek bir iş yapmadığın için tabii!
- Odadakiler: Oooooooooo
- İbrahim Büyükak: Bu da girsin röportaja!
- Oğuzhan Koç: Herkes sinema, müzik, hatta ikisi birden, sen sadece talk show! Neyse biz programa başlayacağız. Gidiyoruz, sizi de bekliyoruz.
- İrem Sak: Birbirlerine girdiler ve gittiler (kahkahalar)...