Güncelleme Tarihi:
Ancak nedense zamanla bu diziler sanki aynı elden çıkmış hissi uyandırır oldu. Her dizi, bir diğerinin kopyası gibi, bildiğimiz hikayeler ve bildiğimiz sonlarla bizi ezberlediğimiz sonlara sürüklüyor sanki. Türk dizileri için "Hep aynı hikaye" diyenleri haklı çıkartacak bir liste hazırladık. İşte Türk dizilerinde kesinlikle karşımıza çıkan 15 senaryo unsuru!
1. Gayri meşru çocuk
Nereden çıktı, nasıl hayatımıza girdi şu gayri meşru çocuk konusu bilinmez ama artık her dizide bir tane karşımıza çıkıyor. Sırf gayri meşru çocukla da sınırlı değil bu durum. Babası belirsiz olan, annesi belirsiz olan, başka bir aile tarafından büyütülmüş olan... Gerçek babası aslında kayınçosu çıkana kadar ne ararsanız bulmak mümkün dizilerimizde. Bir dizi başladığı zaman, tüm karakterlere DNA testi yaptırıp işi başından çözmek gelmiyor mu içimizden?
2. Yasak ilişkiler
Dizilerimizde yıllardır alışkınız ikili ilişkilerin bize anlatılmasına. Ancak son yıllarda, ikili ilişkiler önce aşk üçgenlerine sonra da garip geometrik şekillere dönüşmeye başladı. Öyle ki artık isyan edesi geliyor insanın. Sanki ıssız bir adaya düşmüş dizi karakterleri, başka bir insan evladı yokmuş gibi sürekli birbirleriyle ilişki yaşama eğilimindeler. Öyle ki tur bindiren karakterler oluyor, "Üç hülle bir nikah" taktiğiyle saldırıyor karakterler önüne gelene. Herkes birbirinin amcasına, halasına, yeğenine, kuzenine, eski sevgilisine, karısına, kızına, kaynanasına, eltisine, dünürüne aşık olma eğiliminde. Kimin kime aşık olacağı o kadar belirsiz ki senaryo içerisinde, hepimiz elimizde bir avuç çekirdek "Bakalım bu hafta kim kime yürüyecek" diye bekler olduk.
3. Sezon finali kurşunu
Bir dizi finalinde silah sesleri yükselmezse olmazsa olmaz bir unsur haline geldi. Zaten kurşun sıkan olmazsa ölümcül bir hastalık peydah oluyor. İlla birisi sezon finalinde Azrail'le çiftetelli oynamak zorunda sanki. Bir sezon finalinde de şöyle huzurlu bir şekilde kapatamadık televizyonları gitti. Genelde sezon finallerinin sonunda izleyiciler olarak birbirimize bakıp "Hayda..." derdik bir zamanlar, artık "Ölmez ya ölürse dizi biter" kafasına alıştık hepimiz.
4. Hastanede geçen sezonlar
Bir de hastane ritüeli vardır ki, senaryo icabı hastaneye uğramamış bir dizimizi televizyonculuk tarihi yazmamıştır. Genelde de hastaneye gidiş sebepleri hep dandik olur. Evde perde asarken düşer karakter, apar topar hastaneye gidilir. Bir de devlet hastanesine gidilmez illa özel bir hastane olur. Karakterlerin hepsinin özel sağlık sigortası vardır sanki, bir ay özel hastanede yatarlar ellerini kollarını sallayarak taburcu olurlar. Hiç önlerine pavyon hesabı bir fatura gelmez etmez. Bir de bilinci yerinde olmayan hastanın başında zorlama bir ajitasyon konuşması yaptırılır ki, evlerden ırak olsun.
5. Holding sahibi aile
Hepimizin hayatında holding sahibi bir eşimiz, dostumuz, akrabamız varmış gibi dizilerde de eksik olmaz holding sahibi aileler. Zenginliğine akıl sır ermeyen, her istediğini her an yapabilecek ya da alabilecek karakterler dizileri işgal etmiş durumda. Karakterin yaptığı her şey için en geçerli sebeptir zengin olması. Ay sonunda hesabımıza yatan maaşı, bahşiş niyetine masada bırakan karakterleri izlemekten ne zevk alırız o da ayrı bir konudur aslında.
6. Karaçalı gibi araya girenler
Her dizide sevgili olan iki karakterin arasına bir erkek ya da bir kadın illa girer. Kesin olur bu durum. Öyle ki, bazen araya iki kişi birden girer. Bütün dizi Ebru Gündeş'in "Fırtınalar" klibi havasında geçer, kim kimi daha önce boynuzlayacak diye takip ederiz sezonlar boyunca. İşin ilginci hiç bir karakter de kendisine açık açık yazan üçüncü kişilere "Kusura bakma kardeş, benim bir ilişkim var bana ilişme." demez. Herkesin bir açık kapısı vardır. Aptala yatarlar karakterler saç baş yoldururlar insana.
7. Bir sebeple karakola düşmek
Her dizide bir sebeple bir karakter soluğu karakolda alır. Yapmadığı bir şeyle suçlanır, polis gözükmeyen dizi yapmak sanki yasaktır memlekette. Her dizide polisler bir şekilde olaylara dahil olurlar.
8. Ucu mafyaya dayanan kötü adamlar
Hepimizin hayatında kötü karakterler vardır, kabul. Ama dizilerimizdeki karakterler öyle böyle değil. İlla kötü karakterlerin en az birinin ucu mafyaya dayanır. İlla mücadele etmesi zor olur kötü karakterle. Kötüler de öyle bir kötü olurlar ki, yahu insanın hiç mi iyi bir yönü olmaz, bir artısı olmaz. Lanet, çirkef, pislik, işi gücü kötülük olan karakterler peydah olur hep. SGK'da kötü odam olarak kayıtlı olması muhtemel bu karakterler mi dizileri izlettiriyor, akıl sır ermiyor.
9. Fakirlerin zengin oluşu
Her dizide de, dizinin başında kendimizle özdeşleştirdiğimiz fakir karakterler kesin olur. Onların hayatı bize daha yakın gelir hep. Severiz onları ama onlar ne yapar? 1 sezon bilemedin 2 sezon sonra şirket sahibi zenginler olarak karşımıza çıkarlar. Biz niye olamıyoruz kardeşim? Sabahtan akşama kadar saçımızı süpürge ediyoruz ofislerde, yırtıyoruz kendimizi biz neden zengin olamıyoruz? Bir sezon önce fakirlikten ağzı kokan karakter, 15 bölümde turnayı gözünden nasıl vuruyor anlamak mümkün değil!
10. Fidye için adam kaçırma
Her dizide de birinin sevdiğini, çocuğunu illa fidye için kaçırır birileri. Sanki çok olağan bir durummuş gibi de yansıtılır bu durum. Çocuğu kaçırılmış aile iki dirhem bir çekirdek giyinir, karakola gider şikayetçi olur falan... Yahu bizim çocuğumuz kaçırılsa böğrümüzü yumruklarız, saçımızı başımızı yolarız, polise giderken aynaya bile bakmayız. Nasıl bir doğal karşılamaktır, nasıl bir soğukkanlılıktır dizi karakterlerindeki, insan gözlerine inanamıyor.
11. İletişimsizlik sebebi ayrılıklar
İkili ilişkilerde de illa bir iletişimsizlik yaşanır dizilerde. Erkek bir şey söyler, kadın yanlış anlar oradan ayrılık patlak verir. Kadını bir yerde görür adam, anlamadan dinlemeden basar tokadı durduk yere ilişki biter. Bu tip biten ilişkilerden sonra illa yeni ilişkileri de olur karakterlerin. Fakat dayanamazlar sezon sonunda yeniden kavuşurlar, olmadık sebepten araya başkalarını almış olurlar, mideleri nasıl kaldırır bilinmez.
12. Cinayet
Bir dizide eceliyle ölen insan sayısı o kadar azdır ki sanki ölümsüzdür herkes. Biri ölecekse illa cinayetle ölür dizilerde. Kimse kocayıp da, son nefesini yatakta vermez. Birilerinin katil olması o kadar olağan karşılanır ki, bir senaryo içerisinde aynı kişiyi bazen iki farklı katilin öldürmeye çalıştığı bile olur. Gerçek hayatta böyle mi peki? Allah göstermesin...
13. Erken olgunlaşmış çocuklar
Dizilerdeki çocuklar da bir gariptir. Hepsi büyümüş de küçülmüş gibidir maşallah! En fenası da lise dizileridir. Biz de liseye gitmemiş olsak inanacağız ama gittik biliyoruz neyin ne olduğunu. Bizim dizilerimizdeki liseliler öyle böyle değil. Arabaları var, evleri var, her şeyleri var. Koca koca insanlar olduk da şu dizilerdeki liselilerin yaşadığı hayatları yaşayamadık kardeşim... Çocuklar 3 yıllık lise hayatlarında koca ömürde yaşanması mümkün olmayan bütün olayları yaşayıp olgunlaşıyorlar sanki. Ne üniversite sınavı derdi var, ne ev ödevi var, ne sınav stresi var... İşleri güçleri ilişkiler, kavgalar, olaylar...
14. Dizi içi klip
Hayatlarımızda birileri fondan müzik verse olayları nasıl yaşardık acaba? Düşünsenize sevdiğiniz insana açılırken, alttan alttan Kıraç çalıyor... Kavgaya gidiyorsunuz fondan vermişler atarlı bir şarkıyı... Yok böyle bir dünya. Bir de bazı dizilerde resmen dizi içi klip çekilir. Bir şarkı eşliğinde kolaj görüntüler art arda patlatılır. Kaçımızın hayatında var böyle anlar, "Ben yaşadım" diyen yorum yazsın Allah aşkına.
15. Sebepsiz yalanlar
Her dizinin vazgeçilmez unsurlarından biri de sebepsiz yere söylenen yalanlardır. Karakterler yalan söylemek için kasarlar resmen kendilerini. Kadın karakter arkadaşlarıyla alışverişe çıkmıştır, sevgilisi arar sorar neredesin diye "Annemlerdeyim" der sebepsiz yere kadın, yalanı ortaya çıkar sonra uğraş dur. Erkek karakter birini seviyordur, sorar o kişi "Biri var mı hayatında?" diye, erkek karakter "Yok" diyemez işi zora sokar sebepsiz. Neden böyledir bilinmez, akıl sır ermez. Sanki her karakter ete kemiğe bürünmüş birer pinokyodur!
Bonus: Arif Erkin
Bir de her dizide karşımıza çıkan oyuncular vardır. Onlardan biri de Arif Erkin. 80'ine merdiven dayayan usta oyuncu, "Bizimkiler" dizisiyle başladığı dizi kariyerine günümüzde yeni dizilerle devam etmekte. Genelde "Dede" karakteri olarak karşımıza çıkan Erkin'i, bir dizide görmesek eksikliğini hisseder olduk. Her an bir karakterin dedesi olarak senaryoya dahil olması, olağan bir durum oldu izleyiciler için.