Dilan Çiçek Deniz: Bizim sette herkes bal

◊ Farklı bir havanız var, hatta meleze benziyorsunuz.
- Aslında bunu pek çok kişiden duydum. Vücut yapımın Latin Amerikalılar, gözlerimin ise Orta Asyalılar’ı andırdığını söylüyorlar. Babam Sivaslı, annem Nevşehirli; ben de doğma büyüme Sivaslıyım. Annem de Kızılderili’ye benzer mesela.

◊ Peki Bodrum hayatı ve Bodrum’da oyunculuk nasıl gidiyor?
- Arkadaşlarımı çok özlüyorum, onun dışında güzel gidiyor. 18 yaşındayken Ege Üniversitesi’ni kazanınca bir sene İzmir’de okudum ama Çeşme’deydi kampüsüm. Benjamin Button gibiydim; hani gençsinizdir, kanınız kaynar, dışarı çıkmak istersiniz ama emekli hayatı yaşarsınız. Şimdi 22 yaşına girmek üzereyim ve yine sakin bir hayat yaşıyorum. Bir yandan karşılaştırmalı edebiyat okuyorum ve okul iş arasında gidip gelirken insan kendini yorabiliyormuş. Şimdi Bodrum’da olduğum için okulu dondurdum. Annem de yanıma geldi, Bodrum’da ev tuttuk. Sahil kenarında yürüyüşe gidiyorum. Kendime zaman ayırabileceğim bir hayatım oldu.

◊ Sette deneyimliler ile genç oyuncular bir arada. Bu durum size neler kazandırıyor?
- Setin ilk günü biraz tedirgin olmuştum çünkü Timuçin Esen, Murat Aygen, Şevval Sam gibi oyuncular vardı karşımda. Ama hepsi o kadar tatlı ki... Zaten gerçek hayatta da Şevval’le Murat’ı anne baba diye çağırıyorum. Timuçin Abi, her anlamda çok yardımcı oluyor. Hem oyunculuk açısından bana yol gösteriyor hem de arada “Dik dur” falan diyor. Egolar konuşmuyor bizim sette, herkes tam anlamıyla bal. Herhalde Bodrum’un havası da yarıyor. Sete giderken denizi görüyorsun, ağaçları görüyorsun. İstanbul’da sete giderken iki saat trafikte kalıyorsun. Mesela Bodrum’da set mandalina bahçesi içine kuruluyor, başka bir gün karavan deniz kıyısına geliyor, pencereden sahile bakıyorsun.

İLK İŞİMİN SETİNDE OMZUM ÇIKTI

◊ Oynadığınız Su karakteri konforlu bir hayattan tamamen konforsuz ve güvensiz bir hayata geçiyor. Bu durumdan nasıl etkileniyor?
- Su, idealleri olan bir kız ve küçüklüğünden beri sanat ortamında yetiştiği için o zenginliğe çok kapılmamış. Ailenin neşe kaynağı olarak herkesi yükseltmeye çalışıyor. Diğer yandan, gerçek hayata bir anda açılınca sudan çıkmış balık gibi oldu.

◊ Sporla aranızın iyi olduğunu biliyorum. Neler yapıyorsunuz?
- Ben biraz maymun iştahlıyım. Küçüklüğümden beri o kadar çok kursa gittim ki. Kısa bir süre bale, sonra basketbol, voleybol, karate ve son olarak iki sene tenis. Lisedeyken voleybol takımına girdim. 15 yaşındaydım. İlk çalışmalarda omzum çıktı. Bugüne kadar beş kere falan çıkmıştır. Hatta ilk işimin setinde de çıktı. O yüzden korkuyorum spor yapmaktan. CrossFit’i seviyorum ancak hafif egzersizlerini yapıyorum, hep omzumu güçlendirmeye yönelik egzersizlere ağırlık veriyorum.

NİŞASTA BENİ MAHVEDİYOR, O YÜZDEN PATATES  YİYEMİYORUM

◊ Sporcu bir erkek arkadaşının olması motivasyonunu artırıyor mu?
- İnanılmaz. Okan (Can Yantır) ve arkadaşlarının zaten Velotürk adında bir bisiklet grubu var. Çocuklara bisiklet yardımı yapıyorlar. Ben de yardımcı olmaya çalışıyorum. O sporcu olduğu için spor yapmaya beraber gidiyoruz, egzersiz anlamında ondan çok şey öğreniyorum.

◊ Beslenmenize dikkat ediyor musunuz?
- Çok çabuk kilo alıp veren bir yapım var. Üstelik kolay ödem topluyorum. Yaklaşık bir aydır pek bir şey yemiyorum, hem Altın Kelebek ödül töreni, hem dizi, hem de Formsante çekimi. Söylediğim gibi vücudum kolayca şişkinlik yaşayabiliyor, riske girmek istemedim. İki-üç yıldır hangi besine intoleransım var ya da yok, onu takip ediyorum. Mesela nişasta beni mahvediyor, bu yüzden patates yiyemiyorum. Baklagillerdeki rafinoz şekeri de beni mahvediyor. Sebze yiyorum ama haşlanmış sebze yemem gerekiyor. Salata yesem çiğ sebze beni kötü yapıyor. Haşlanmış sebzeler en çok yediklerim arasında. Fazla süt ve süt ürünleri de yemiyorum. Laktozsuz yoğurt, badem sütü gibi seçenekleri tercih ediyorum.

ŞİİR KİTABI ÇIKARIYORUM

◊ Dizi sonrası için planlarınız var mı peki?
- 15 yaşında bir şiir kitabı çıkardım. Şimdi yenisi için bir yayıneviyle toplantı yapacağım. Daha iyi şeyler üretmek istiyorum, Bodrum bana o ilhamı verdi. Oyunculuk anlamında da New York Film Akademisi’ne gitmeyi istiyorum. Hatta her şey ayarlandı, setimiz erken başladığı için gidemedim. Diziden hemen sonra yapacağım ilk şey bu olacak.