Didem Arslan Yılmaz 'Gece Görüşü' ile CNN Türk ekranlarında

* Gazeteciliğe ve televizyonculuğa başlamaya nasıl karar verdiniz?
- Evimize her gün en az 2 gazete girer, onlar köşe yazarlarına kadar ayrıntılarıyla okunurdu. Haber bültenleri dikkatle takip edilirdi. Siyaset hep ilgimi çekti. TRT spikerleri Nermin Tuğuşlu, Mehpare Çelik, Orhan Ertanhan ve Uğur Dündar benim bu mesleğe başlamamda çok etkili olmuştur. Onları dikkatle takip ederdim. Gönlümde 3 aslan yatıyordu: Hukuk, mütercim tercümanlık ve televizyon haberciliği. Üçüncüsünü gerçekleştirdim.

* Öğretim döneminizin ardından başlayan iş hayatınızı biraz anlatır mısınız?
- Aslında ben hem okudum, hem de çalıştım. Üniversiteye başladıktan 1 yıl sonra meslek hayatım başladı. Üniversite birinci sınıfta mesleğimle bağlantılı alanlarda çalışmaya başladım. Hem Eminönü Belediyesi Basın Yayın Müdürlüğü’nde çalışıyor hem de Kanal D’de staj yapıyordum. Üniversite bittikten sonra da haber yolculuğum profesyonel olarak Kanal D Haber Merkezi’nde başladı. Burada muhabir ve spiker olarak çalıştım. Şule Zeybek ve Serdar Cebe ile “Çalar Saat” adlı sabah haber kuşağını sunduk. Sonra yine Kanal D’de ana haber spikerliği yaptım. Show TV, Kanal 6, Star televizyonlarında da bir süre spikerlik ve muhabirlik yaptım. 2004 yılında CNN Türk televizyonundaydım. 4 yılın ardından da 9 yıl boyunca Habertürk televizyonunda gündüz kuşaklarında görev aldım. Bir yandan “Türkiye’nin Nabzı” adlı önemli röportajlara imza atan programın hem mutfağında çalıştım, hem de moderatörlüğünü yaptım.

* “Gece Görüşü” bu gece ilk yayınını yapacak. Programın içeriğini sizden dinleyelim...
- “Gece Görüşü”, CNN Türk’te gecenin son haber kuşağı olarak hafta içi her gün 23.30’da ekrana gelecek. Hem gün içinde yaşanan gelişmeleri ve gelecek günün gelişmelerini aktaracağımız bir program olacak, hem de siyasal ve sosyal gündemin önemli konuklarını ağırlayacağız.

İYİ BİR HABER PROGRAMI TARAFSIZ YAYIN YAPANDIR

* Bir haber programının olmazsa olmazı nedir?
- Tarafsız ve dengeli bir yayıncılık, iyi bir editoryal bakış açısı ve film titizliğinde montajlanmış haberler.

* Gündemin her an sıcak tutulduğu ülke olaylarına sizin bakış açınız nedir?
- Belki klasik bir söz olacak ama, çok hassas bir süreçten geçiyoruz. Güneydoğu’da terörle mücadele, dokunulmazlık tartışmaları, Avrupa Birliği’nden, Amerika’dan gelen açıklamalar, bir yandan da başkanlık tartışmaları... Umarım ülkemiz bu kutuplaşmalardan bir an önce kurtulacak ve biz artık hayata dair haberleri gündeme taşıyabileceğiz. Bir yakınımın abisi omuriliğinde hasar olduğu için yürüyemiyor. “Kök hücre haberlerini izlemek istiyorum haber bültenlerinde ama sizler hep siyasete boğulmuş habercilik yapıyorsunuz” diye yakınmıştı bana, daha bir-iki gün önce. Ama siyasi gündem o kadar yoğun ve sert ilerliyor ki, o habercilik öne çıkıyor.

* Başarılı bir anchorwoman olmanın sırrı ne?
- Çalışmak, çalışmak, çalışmak. Bir de ego olmaması lazım. Çünkü siz ekranda tek başına değilsiniz ki, arkanızda koca bir ekip, onlarca emek var. Başarılı bir anchorwoman da sadece haber sunmakla bu işin olmayacağının artık farkına varan kişidir diyelim.

* Gece yayınları ile gündüz kuşağı haberciliği arasındaki farklar neler?
- Haber kanalında gece ya da gündüz çok fark etmiyor benim için. Her saatin eşit olduğunu düşünüyorum. Çünkü çok hızlı bir haber trafiği var. Biz de o trafiği yönetmek ve tarafsız ve objektif bir halde izleyiciye aktarmakla görevliyiz.

* Peki ya zorluklardan bahseder misiniz biraz da?
- Gece çalışmanın zorluğu sadece saatleri. Çünkü sabah erkenden okula giden ve dönünce de beni evde bulamayan bir kızım var. Ama okullar tatil olunca da bu dezavantaj avantaja dönecek. Gün içinde bol bol onunla vakit geçirebileceğim. Özlüyorum onunla konuşmayı, kokusunu...

 

GÜNDEMİ YAKINDAN TAKİP EDİYORUM

* Canlı yayınlara nasıl hazırlanıyorsunuz?
- Gazeteleri, köşe yazarlarını dikkatle okuyup, gün içerisindeki gelişmeleri de yakından takip ettikten sonra, ekiple birlikte yayında hangi haberi öne çıkaracağımıza karar veriyoruz. Konuklara soruları hazırlayıp canlı yayına hazır bir halde programa çıkmaya çalışıyorum.

İŞİME TUTKUYLA BAĞLIYIM

* Sunuculuk anlamında gece gündeminde en hassas olduğunuz noktalar nelerdir?
- Ben işime tutkuyla bağlıyım. Yıllardır ülkemde yaşananları hep dikkatle takip ettim. Dolayısıyla birlikte çalışacağım ekibin de öyle olması, benim için çok önemliydi. CNN Türk’te olduğum için çok şanslıyım, çünkü aynı heyecan ve tutkuyla çalışan bir ekip görüyorum. Bu beni mutlu ediyor. Ekrandaki duruşuma da, yaptığım işe de olumlu yansıyacak.

 

SPİKERLİKTEN ÖNCE İŞİN MUTFAĞI ÖĞRENİLMELİ

* Son dönemde sunuculuk yapmak isteyen çok genç var. Siz onlara ne gibi tavsiyeler vermek istersiniz?
- Lütfen hemen ekrana çıkmak gibi hedefe kilitlenmesinler. İşin mutfağını öğrensinler. O zaman ekranda çok daha rahat ederler. Sordukları sorunun ne anlama geldiğini bilirler. O zaman da yayını konuklar değil, kendileri yönlendirirler.

* 2004 yılında da CNN Türk’teydiniz, bu kanala dair hayatınızda dönüm noktası sayabileceğiniz bir olay var mı?
- Haber kanalı tecrübem CNN Türk ile başladı. Yaptığım “Kaçak Ambulans“ haberiyle ilk ödülümü, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti başarı ödülümü CNN Türk’te çalışırken aldım. Bileğimin hakkıyla aldığım bir ödül olduğu için çok mutlu etmişti beni. Ses getiren haberlere imza atmıştım o dönem. Hayata dair haberlerdi.

* Yıllar sonra tekrar aynı kanalda mesleğinizi icra edecek olmak nasıl bir duygu?
- Özlemişim burada çalışan arkadaşlarımı. Haber merkezinden kurumsal iletişime, idari ve mali işlerinden insan kaynaklarına eski dostları burada görmek beni rahatlattı. 10 yıla yakın aranın ardından tekrar aynı ekranda mesleğimi yapacak olmak bende güven ve huzur duygusu yarattı.

* Haber yolculuğunuzda CNN Türk’le birlikte Sağlık Bakanlığı ve CNN Türk’ün birlikte organize ettiği “Hayata Bağış” kampanyası büyük farkındalık
yaratmıştı. Tekrar dahil olacağınız bu tarz bir sosyal sorumluluk projesi olacak mı?
- Tabii ki olabilir, ama bu kurumun da vereceği bir karar. Ben, toplumun yararına olan ve kurumun da onayladığı her projede seve seve görev alırım...