Oluşturulma Tarihi: Şubat 01, 2021 08:14
Baba tiyatrocu: Ferhan Şensoy. Anne tiyatrocu: Derya Baykal. Armut dibine düştü, o da oyuncu oldu. Fakat bu ailede kıtlığı çekilen tek şey meslek değil. İsim bulmakta da zorlanıyorlar. Ablasına babasının, kendisine annesinin ismini verildi. Yetmezmiş gibi şimdi yeni bir programa başladı, orada da annesinin senelerce sunduğu programlardaki gibi, ev içi pratik çözümlerin peşinde koşuyor. İkilemli soruların bu haftaki konuğu Derya Şensoy, durumu şöyle özetliyor: “Anası görünümlü, babası kılıklı bir kızım.”
◊ Aynı ailede iki Derya, iki de Ferhan var. Evde “Derya” dendiğinde ilk siz mi, anneniz mi “Efendim” diyor?
- Ya aslında biliyor musunuz bizde Deryalar ve Ferhanlar hiç karışmıyor. Konunun içeriğinden ve tonlamasından kim üstüne alınacağını biliyor. Sanırım dışarıdan göründüğü kadar karışık değil durum.
◊ Mutlu bir ailede abla olmak mı, kardeş olmak mı?
- Vallahi abla olmayı bilmiyorum. Onu Ferhan’a sormak lazım. Ama en küçük kardeş olmak mükemmel.
◊ Oyuncu bir anne-babanın kızı olarak... Sinema mı, tiyatro mu?
- Tiyatro. Ses Tiyatrosu’nda büyüdüm ben. Orası bizim evimiz, biz de bekçisiyiz.
◊ Takı takıntınız var. “Deryasal Takıntılar” diye koleksiyon çıkardınız... Kafaya mı takarsınız, kafayı mı takarsınız?- Kafayı takarım ben genelde. Sevdiğim bir şeye, bir yere, birine...
◊ Gain’de “Evde Yap” isimli bir programa başladınız. Annenizi de benzer ev ekonomisi çözümleriyle tanıyoruz. Sizce bu durumu hangi atasözü daha iyi tanımlıyor: “Anasına bak, kızını al” mı, “Ana gibi yar olmaz, Bağdat gibi diyar olmaz” mı?- Ana gibi yar olmaz, o ayrı. Ama ben “Anasına bak kızını al” lafının tam karşılığıyım. Hayatımda en çok şunu duymuşumdur, doğrudur da: “Sen ne kadar anası görünümlü, babası kılıklı bir kızsın!” (Gülüyor)
◊ Ailece ince espriye düşkünlüğünüz malum. Cem Yılmaz mı, Ata Demirer mi?- İkisinin de zekâsına hayranım. Ama benim ince espriye düşkünlüğümün sebebi hep babam.
KÖTÜ BİTSE DE HEP AŞK!◊ Hangisi daha kötü senaryo: Kimselere âşık olamamak mı, her aşkınızın kötü bitmesi mi?- Hiç âşık olamamak ne kötü... Kötü bitse de hep aşk!
◊ Yılın hangi dönemi daha romantik? İlkbahar-yaz mı, sonbahar-kış mı?- Kışa hep bayılmışımdır. Kar yağışını izlemek kadar büyüleyici çok az şey var bence.
◊ Hangisi iç gıcıklar? Göz kırpmak mı, göz kaçırmak mı?- Göz kaçırmak herhalde. Göz kırpmak hep komiğime gidiyor.
◊ Beyaz yalan ne zaman hoş görülür? Sevdiğiniz zaman mı, sevildiğiniz zaman mı?- Hayatta tahammül edemediğim tek şey yalan. Uzak olsun. Beyazı, siyahı, sevmesi, sevilmesi yok bende.
◊ Aşkın karşıtı: Nefret mi, kayıtsızlık mı?- Hmm... Nefret de aşk kadar güçlü bir duygu. Ama mesele artık âşık olmamaksa bunun karşılığı kayıtsızlıktır, nefret değil.
◊ Güzel bir hatıraya kim daha güzel eşlik eder: Sezen mi, Ajda mı?- Güzel de, kötü de... Sezen her hatırayla iyi gider.
◊ Tek başınıza ağlamak mı, birinin omzunda ağlamak mı?- Birinin omzunda... Hayatınızda omzunda ağlayabileceğiniz insanlar olması çok kıymetli.
HAYAT BİLGİSİ...
Geçmiş, geçmişte kaldı. Kova burcuyum ben, bilinmeyene gitmeliyim
◊ Bir şeyi gece planlamak mı, sabah planlamak mı?
- Ben her şeyi akşamdan planlayıp, sabaha hazır edenlerdenim.
◊ Hatır için çiğ tavuk... Yenir mi, yenmez mi?
- Yenmez. Ya da ben hiç ‘hatır için çiğ tavuk yenir mi’ diye düşüneceğim bir durumda kalmadım...
◊ Nâzım Hikmet mi, Orhan Veli mi?
- Orhan Veli: Bir yer var, biliyorum / Her şeyi söylemek mümkün / Epeyce yaklaşmışım / Duyuyorum / Anlatamıyorum.
◊ Cem Karaca mı, Barış Manço mu?- Ama hep zor soruyorsunuz siz de... (Gülüyor) Peki, Barış Manço.
◊ Zaman makinesi icat ettiniz, nereye giderdiniz: Geçmişe mi, geleceğe mi?- Geleceğe. Geçmiş, geçmişte kaldı.
Kova burcuyum ben, bilinmeyene gitmeliyim.
◊ İlkinde 85 bin, ikincisinde 400 bin takipçiniz var. Twitter mı, Instagram mı?- Instagram. Sevdiğim görsel içerikleri takip ediyorum. İçimi açıyor.
◊ Asla hatırlamadığınız biri size çok samimi davranıyor... Yekten hatırlamadığınızı mı söylersiniz, dolambaçlı sorularla kim olduğunu mu anlamaya çalışırsınız?- 5 sene önce çok panikler, hatta utanır sıkılırdım. Artık direkt söylüyorum “Ay kusura bakmayın, ben sizi hiç hatırlayamadım” diye.
◊ Mangal partisine gittiniz ama yemeği beğenmediniz. Tabakta bırakmak mı, çaktırmadan köpeğe vermek mi?- Tabakta bırakırım. Siz de öyle yapın. Köpeğe yedirirseniz, siz gidince mutlaka anlaşılır bu durum.
◊ Evinize yatılı misafir geldi, horlamasından uyunmuyor. Uyandırır mısınız, uykusuz mu kalırsınız?- Evimde kalacak kadar samimi olduğum birisidir bu. Uyandırırım. Ama ben sesten uyuyamayanlardan değilim. Her türlü seste, ışıkta, her şekilde uyurum.
◊ Uçakta/otobüste habire omzunuzda uyuyan bir adam/kadın var... İnce ince ittirir misiniz, hostese mi şikayet edersiniz?- İnce ince değil, bayağı bayağı ittiririm.
KÜÇÜK KEYİFLER...
Denizden babam çıksa yerim
◊ Biraz yoldan çıkmak istediniz... Mantı mı, iskender mi?
- Off! Mantı diyeceğim ama röportaj yayınlandığında acaba iskender mi deseydim diye düşünüyor olacağım hâlâ. (Gülüyor)
◊ Birinden vazgeçmek zorunda kalsaydınız... Kırmızı et mi, deniz mahsulleri mi?
- Kırmızı et gitsin. Denizden babam çıksa yerim.
◊ Deniz-kum-güneş mi, orman-ağaç-temiz hava mı?
- Yollarım maviye çıksın isterim. Deniz ve gökyüzünde huzur bulmuşumdur hep. Cevabım deniz-kum-güneş.
◊ Peki Bodrum mu, Çeşme mi?
- Ahh Bodrum tabii. Çocukluğum, evim, en güzel anılarım hep Bodrum’da.
◊ Hangi üçlü sizinki: Rakı-balık-Ayvalık mı, kebap-şalgam-Adana mı?
- Adana’ya ne zaman gitsem çok güzel ağırlandım. Misafirperverliklerine hayran oldum her seferinde. Ama benim için hep rakı-balık-Ayvalık.
◊ Sofrada hangisine tahammül daha zordur? Obura mı gevezeye mi?
- Sofrada güzel sohbet eden insanı da çok severim, güzel yemek yiyen insanı da. Ama ne bileyim... Gevezelik tahammülü daha zor bir şey bence.
◊ Evdeki halinizi hangi üçlü daha iyi tanımlar: Telefon-sosyal medya-YouTube mu, pijama-terlik-televizyon mu?
- Kendi üçlümü yaratsam olmaz mı? Telefon-sosyal medya-pijama...
HİÇ DÜŞÜNMEDEN HIZLI HIZLI...
◊ Tarih mi, coğrafya mı?
- Coğrafya.
◊ İstanbul’un... Anadolu Yakası mı, Avrupa Yakası mı?
- Avrupa.
◊ Tavla mı, satranç mı?
- Tavla.
◊ Tekne mi, karavan mı?
- Tekne.
◊ Gündoğumu mu, günbatımı mı?
- Günbatımı!