Zelal ÖZALP
Oluşturulma Tarihi: Eylül 08, 2016 15:33
“Elif” dizisindeki Tülay rolüyle tanıdığımız Derya Şen, şimdilerde beyazperdede boy gösteriyor. “Tutmayın Beni” filminde komik bir güvenlik görevlisini canlandıran Şen, komedi alanında kariyer yapmak istiyor.
◊ “Tutmayın Beni”, 2 Eylül’de vizyona girdi. Filmde canlandırdığınız karakteri anlatır mısınız bize ilk olarak?
- Baş karakterlerden biri olan Zeynep’i canlandırıyorum. AVM’de güvenlik görevlisi olarak çalışıyor. Ana karakter Fikret’in kankası. Saf, temiz, aynı zamanda dişi bir karakter. Bu role hazırlanırken yönetmen ve yapımcımız Semra Dündar, benden çok doğal bir oyunculuk performansı beklediğini söylemişti. Umarım çok keyifle canlandırdığım rolümün üstesinden hakkıyla gelebilmişimdir.
◊ Bu rolü kabul etmenizin nedeni neydi?
- Her şeyden önce yapımcılarımız Semra Dündar ve Kemal Öğün’e sinema filmlerindeki başarılarından dolayı çok güveniyorum. Benim için güven duygusu çok önemli. 5 yıldır Semra Hocam, hemen hemen tüm sinema filmlerinde bana uygun rolleri canlandırma şansı veriyor. Bu yüzden Kült Film ailesinin bir parçası olduğum için çok şanslıyım. Rolümü direkt yönetmenim verdi, “Derya, bu seferki rolün çok büyük, başrollerden birisin, çok çalışman gerek” dedi. Senaryoyu okur okumaz “Hocam çok çalışacağım, yüzünüzü kara çıkarmayacağım inşallah” dedim.
◊ Bu filmde izleyici kendisinden ne bulacak?
- Tüm karakterler o kadar yaşama ait, karikatürize olmadan komik ve doğallar ki, bu yönüyle 7’den 70’e herkesin kendinden bir şeyler bulacağı ve beğenecekleri inancındayım. Her tipten karakterler var.
◊ Siz çekimler sırasında en çok neye güldünüz?
- Ozan karakterinin asansörde Zeynep’i bayıltıp düşürdüğü sahneye çok güldüm.
EN GÜZELİ DE OYNARIM EN ÇİRKİNİ DE◊ Yıllardır sektördesiniz, ancak sizi tam anlamıyla tanımıyoruz. Bize biraz kendinizden bahseder misiniz? - Mersin-Tarsus doğumlu, Selanik göçmeni bir ailenin kızıyım. İlk dizi projem, “Düşman Kardeşler” dizisiydi. Orada Semahat karakterini canlandırmıştım. Ardından “Mihrap Yerinde” dizisinde Refika karakterine hayat verdim. Her iki rolüm de çok komik karakterlerdi. “Seksenler”, “Böyle Bitmesin”, “Yahşi Cazibe” gibi dizilerde konuk
oyuncu olarak rol aldım. Uluslararası anlamda “İstanpoli” kapsamında dünyaca ünlü yönetmen Claude Wampler’in “Performance Ender” adlı performansında sahne oyuncusu olarak manikdepresif Sofia karakterini canlandırdım. Ayrıca “Aşk Nerede?”, “Vay Başıma Gelenler” ve “Zaman Makinesi 1973” adlı sinema filmlerinde rol aldım. Geçtiğimiz yıl da vodvil tarzı “Kâbusumun Kâbusu” adlı tiyatro oyunuyla sahneye çıktım.
◊ Bu kadar çok işte yer almanıza rağmen, hak ettiğiniz popülariteye sahip olmadığınızı düşünüyor musunuz?- Popülarite, sadece işinizle gündeme geliyorsanız, zamanla oluşabilecek bir durum. Her şeyin bir zamanı ve yeri var. Benim için de o zamanın gelip çattığına inanıyorum.
◊ Genellikle komedi yönü ağır basan karakterler canlandırmışsınız... - Evet, oynadığım karakterlerin ortak özelliği her şeyden önce renkli kişilikler olmaları. Kariyerimde komedi dizileri ağırlıkta. Ama sadece komik rolleri değil, dünyanın en güzel, en iyi kadınını da oynayabilirim, en çirkin, en kötü kadınını da. Sınırsızım bu konuda.
◊ “Elif” dizisinde de başarılı bir performans sergiliyorsunuz. Dizi nasıl gidiyor?- Dizide canlandırdığım Tülay karakterinin özellikle Anadolu’da çok ciddi bir hayran kitlesi var. Tülay, geçmişte pavyonlarda çalışmış ama şu an yaşadığı aşkla aile yaşantısı, huzurunu yakalama özlemi içinde olan bir kadın. “Elif” dizisiyle Endonezya’da SCTV televizyon kanalı ödül töreninde “en iyi yabancı drama ödülü” aldık. Üçüncü sezon çekimlerine de son sürat başladık.
◊ Kariyerinize dair hayaliniz, hedefiniz ne?- Hayalim, komedi alanında kariyer planlamamı yapabilmek, performanslarımı sürekli geliştirmek ve komedi alanında uluslararası ödül alabilmek. Kısacası dişi Şener Şen olabilmek hedefim. Çok büyük bir Şener Şen hayranlığım var. Ustamızla aynı projede yer alabilmek de en büyük hayallerimden.
◊ Aslında sosyoloji okumuşsunuz, neden oyunculuğa yöneldiniz?- Oyunculuk yapabildiğimi, işsiz kaldığım bir dönemde, 2009 yılındaki krizde bir tesadüf sonucu keşfettim aslında. “Ben bu mesleğe aitmişim” dedim. Sosyolojiyi bitirdikten sonra da oyunculuk eğitimi aldım.
Kendimden hiç sıkılmıyorum
◊ Oyunculuk dışında neler yapıyorsunuz, nelerle ilgileniyorsunuz?
- Set dışında öncelikle istirahatime ve meditasyon yapmaya özen gösteriyorum. Biraz keyfime düşkünüm. Her ne kadar sevdiklerimle vakit geçirmeyi sevsem de evde tek başıma olmayı da çok seviyorum. Kendimden hiç sıkılmıyorum. Yemek yapmak ayrı bir hobi benim için. Sokağımdaki kedileri yaptığım yemeklerle besliyorum. Ayrıca İngilizce, Almanca ve İspanyolcamı güncel tutmak için yazılı ve sözlü uygulamalı çalışmalar yapıyorum. Arada bir cümbüş çalmak gibi bir hobim de var.
Aşkta cesurum bağlanırım
◊ Aşka inanır mısınız?
- Şıpsevdi aşka inanmam. Aşkı sevgiyle ve tutkuyla yaşamayı sevenlerdenim. Tutkuluyumdur ama zor âşık olurum. Oldum mu da kolay kolay kopamam. Hatta bağımlılık derecesinde bağlanırım. Aşkta da, yaşamımda olduğu gibi biraz korkusuz, deli ve cesurum sanırım.