Nihat Doğan'a ayrılan sürenin sonuna gelindi

Onur Baştürk: Nihat Doğan tam bir demagoji ustası. Ama neyse ki artık hiçbir kesim onun söylediklerini “yemiyor”. Maskesi düştü. Ama o hâlâ sahneyi terk etmemek niyetinden. Ona ayrılan sürenin sonuna çoktan gelindi. Fazla bile sürmüştü zaten!

Cengiz Semercioğlu: Bu bir yüz kızartıcı suçtur. Hiçbir şey yapmasan bile çocukları evine alıp, 2 saat oturmak, sonra para teklif etmek affedilir bir şey değil. Beyaz TV de doğrusunu yapmıştır. Charlie Rose, NBC’den kovulurken soruşturma sonucunu mu bekliyor?

Nihat Doğan’a gelince bu yaptığı hata bir değil, iki değil...

Nihat Doğan kendi için, sakal gibiyim kestikçe daha gür çıkarım diyor ya.

O sakal bir daha çıkmaz artık.

Ömür Gedik: Bu olay yargıda olduğundan bir şey söylemek doğru değil. Üstelik söz konusu çocukların yaşları da küçük. Beyaz TV bu hassas konunun ekranlarıyla anılmaması için böyle bir karar almış olabilir.

Demet Akalın’ın evine hacizin geldiği günün ertesi Okan Kurt’u boşaması doğru bir hareket mi? Demet, zor gününde kocasının arkasında durmayan bir eş mi, yoksa kızına kol kanat geren bir anne mi?

Cengiz Semercioğlu: “Evine haciz geldi, kocasını boşadı” diyenler bu evliliğin özellikle son bir yıldır neler yaşadığını bilmeyenlerdir. Demet hep kocasının arkasında oldu, hep destekledi, kendisinden kaynaklanmayan ekonomik sıkıntılara hep göğüs gerdi. İyi de nereye kadar? Kızı Hira’nın odasındaki eşyaları alıp götürülene kadar...

Demet yuvasını kurtarmak için her şeyi yapan bir eş ve çocuğunu koruyan bir annedir.

Onur Baştürk: Haciz meselesi olayların finali oldu. Çünkü Okan Kurt’un işlerinin iyi gitmediği, borçları olduğu 1 yıldır bilinen bir şey.

Sonunda Demet dayanamadı ve olayı bitirdi. “Kocasının arkasında durmayan” lafı da bana çok klişe geliyor. Akalın bence kendisinin arkasında durdu ve doğru olanı yapıp “Eyvallah” dedi.

Ömür Gedik: Demet bence haciz gelmesinden çok olayların artık kızını da etkileyecek hale gelmesine bozuldu.

Aylar öncesinde konseyde tartışmıştık borç ve haciz olaylarını.

O dönemde dayandı Demet, boşanmayı gündeme getirmedi.

Ama bu son olay artık bardağı iyice taşırdı.

Böyle bir olayda aramayacaksan ne zaman arayacaksın

Demet Akalın sadece eşi Okan Kurt’u boşamadı, bazı arkadaşlarını da takipten çıkardı. Kendisini arayıp sormadıkları için. Ünlüler dünyasında gerçek dostluklar hiçbir zaman yok mu?

Ömür Gedik: Ünlü ya da ünsüz, her insan zor zamanlarında destek bekler ve hassas olur. Kendinizi Demet’in yerine koyun, başınıza bir şey geldiğinde dost bildikleriniz aramazsa siz de oturup o dostlukları bir gözden geçirmez misiniz?

Onur Baştürk: Yok galiba, bunu anlıyoruz. Ünlüler ilişkilerini hep karşılıklı bir samimiyetsizlik üzerinden inşa ediyor.

Sonuçta böyle bir olayda da arayıp sormuyorsan ne zaman arayacaksın ki?

Cengiz Semercioğlu: Popçuların dengeler üzerine kurulu kendilerine has dünyası var. Yok bana şöyle dedin, yok benim sevmediğinle görüştün diyenler, bundan dolayı küsenleri takipten çıkanlar... Demet de bunu yapanlardan ama son yaşadığı olayda arkadaşım dediği insanları yanında görmek istemesi çok normal. Olmayanlara küsmesi de...

Caner’in sorumluluğu daha da arttı

Caner Erkin bu hafta iki çocuğu nedeniyle gündeme geldi... Şükran Ovalı ile bebekleri dünyaya gelirken, Asena Atalay’la evliliğinden olan oğluna kayyum atanması kararlaştırıldı. Çocuklara sevgiyi eşler mi belirler?

Cengiz Semercioğlu: Ayrıldığım eşimden olan çocuğum, şimdi çok sevdiğim eşimden olan çocuğum falan gibi ayrımlar olamaz. Yetişkinler dünyasındaki kavgalar çocuğu ne ilgilendirir? Kızı Mihran’ı ilk gördüğünde Caner Erkin’in yüreği nasıl titriyorsa, oğlu Çınar’ı her gördüğünde de öyle olmalı. Asena ne yapmış olursa olsun... Şimdi Caner’in sorumluluğu daha da arttı, yeni doğan kızıyla 7 yaşındaki oğlu arasında ayrım gözetmemeli...

Onur Baştürk: Üzücü bir durum tabii. Eski eşlerin aralarında bir türlü anlaşamamaları çocukları zor duruma sokuyor. Umarım bir an önce akıllarına başlarına toplayıp bu saçma hale bir son verirler. 

Ömür Gedik: Farklı annelerden çocuk sahibi olan babaların çocuklarla ilişkisi, eşlerle olan ilişkilerden etkileniyor. Bu istenen ve tercih edilen bir şey olmasa da yadsınamaz bir gerçek. Çocuklar ise hiçbir suçları yokken, anne-baba arasındaki gerginliğin kurbanı oluyorlar. Caner’in farklı annelerden olan çocuklarının kaderi de böyle işte. Şimdi Caner’in yapması gereken Asena’dan olan çocuğuna çok daha fazla şefkat göstererek açığı kapatması.

Cemiyet desteği önemli

15 Eylül Dünya Çöp Toplama Günü’nde ünlülerin katkısını nasıl buldunuz? Böyle bir güne yeterli katkıyı sağladıklarını düşünüyor musunuz?

Onur Baştürk: Serenay Sarıkaya’nın çöp toplama-sına bayıldım mesela. Çok güzeldi. Diğer ünlüler de bolca katkı sağladı ama yine de olay genel bir harekete dönüşemedi maalesef. Çünkü itiraf edelim, halkımızın geneli dışarıdaki çöpten, yer atılan pet şişeden rahatsız değil. Herkes kendi evindeki temizlikle ilgili.

Cengiz Semercioğlu: Bu konuda ilk farkındalık yaratan isim cemiyet hayatından Şebnem-Celal Çapa çifti zaten. Uzun süredir bu konuyla ilgileniyorlar, çevrelerini bu konuya dahil ediyorlar. Ünlüler ise ortada yoktu ne yazık ki. Revna Demirören, Zeynep Üstünel gibi cemiyet hayatından öne çıkan isimler ve medya bu konuya daha çok destek verirken ünlüler sınıfta kaldı. Birkaçı hariç...

Ömür Gedik: Cemiyet ve iş dünyası çöp toplama gününe çok daha hassas ve katılımcıydı. Revna Demirören’den Şebnem Çapa’ya herkes daha temiz bir çevre için sokaklardaydı. Diğer yanda ise ünlülerden beklenen katılım olmadı. Onlardan daha kolektif bir çaba beklerdim doğrusu.

Bu ilişki dikiş tutmaz

Tuvana Türkay ve futbolcu Alper Potuk yeniden barıştı. Oysa Tuvana’nın nisan ayında Alper’i evinde bir erkek arkadaşı ve iki kadınla parti yaparken yakaladığı için terk ettiği iddia edilmişti. İhanet affedilir mi? Tuvana doğru mu yaptı?

Cengiz Semercioğlu: Dikiş tutmaz... Başından beri bu ilişkide sular durulmadı. Nisan ayında bu ihanet haberleri gündeme gelmişti. Üzerinden geçmiş koca bir yaz, 5-6 ay sonra yeniden bir aradalar. Tuvana yetenekli bir oyuncu, keşke daha çok işine yoğunlaşsa, bu haberlerle gündeme gelmek yerine işiyle konuşulsa.

Ömür Gedik: Bence ihanet affedilmez. Alper ihanet etmediğine ikna etmişse o başka tabii. Her ilişkinin kendi dinamiği diyelim. Ama bir kere aldatan genelde bir daha aldatır derler, dikkatli olmak lazım.

Onur Baştürk: Tuvana görmezden gelmeyi tercih etmiş. Yoksa affettiğini sanmam. Hiçbir kadın böyle bir olayı affetmez. Yazmıştır bir kenara. En ufak bir şey olduğunda tekrar o defteri açacak ve adamın karşısına çıkacaktır.

Merve’nin ahını aldı

Hande Erçel ve Murat Dalkılıç ikilisinin 9 ay süren birlikteliği sona erdi... Annesinin hastalığıyla ilgilenen Hande’nin Murat’tan yeterli manevi desteği görmediği, Murat’ın başka kadınlarla görüldüğü iddia ediliyor. Bu ilişkinin bitmesine şaşırdınız mı?

Cengiz Semercioğlu: Şaşırmadım çünkü bu ilişkinin ne enerjisi ne duygusu başından beri bana geçti. 9 ay önce haftalarca kameralardan kaçmaları da, ilişkilerini açıklama şekilleri de de bana hep suni geldi. Murat destek vermemiş, yok dışarıda başkalarıyla görüşüyormuş... Hande de, Murat da hayatta her şeye proje olarak bakıyor. Belki de tek ortak noktaları buydu. Proje 9 ay sürdü işte.

Ömür Gedik: Ben nedense şaşırmadım bu ilişkinin bitmesine. Çok uzun ömürlü görünmüyordu. Ayrılık nedeni konusunda farklı iddialar olsa da taraflar bir açıklama yapmadan gerçek nedeni de bilemeyiz. Bitiş nedeni ilgisizlik de olsa, aldatma da sonuç aynı yere varıyor, ilişki bitmiş ki bunlar yaşanmış.

Onur Baştürk: Valla ikili ilişkilerde işlerin nasıl yürüdüğünü ve aslında kimin kime darbe vurduğunu pek bilemeyiz. Ama bence Merve Boluğur’un ahını aldı Murat Dalkılıç sanki. Bu ilişkinin yürümemesi onunla alakalı olabilir!

Gördüğünüz gibi yalnızım

Hande Erçel’le ilişkisi bittiği haberleri çıkan Murat Dalkılıç, önceki akşam Ulus Sunset’ten çıkışı görüntülendi. Hande Erçel’le tartışarak ayrıldıkları söylenen Dalkılıç muhabirlerin “Hande hanımdan ayrıldığınız doğru mu” sorusuna, “Gördüğünüz gibi yalnızım” yanıtını verdi.

Dozunda müdahale gerektiğinde yapılmalı

2 ay önce Şahin Irmak’la evlenen Asena Tuğal, “Şahin kıyafetlerime karışmaz. İkimiz de birbirinin hayatına karışmayız, çünkü rencide edecek bir şey yapmıyoruz” dedi. İlişkide hangisi doğru; hiç karışmamak mı, dozunda müdahale mi?

Onur Baştürk: Karışmamak tabii. Dozunda müdahale de ne? Koskoca insanlar evlenince hayat tarzını değiştirmemeli. Daha önce nasıl yaşıyorsa, öyle yaşamaya devam etmeli. Öteki türlüsü çok sahte.

Cengiz Semercioğlu: Karşılıklı saygı ve güven en önemli şey elbette... Ama gece Asena başka bir mekanda, Şahin başka bir yerde eğleniyorsa, o ilişki bir yerde arızaya bağlar. Çiftler birbirlerinin giydiklerine de, yediklerine de, gezdiklerine de karışırlar ama bu da saygı çerçevesinde olur. Şahin, iyi bir Galatasaraylı... Mesela yarın Porto’ya ya da kasım ayında Moskova’ya deplasmana gidebilecek mi eşine söylemeden? Olmaz...

Ömür Gedik: “Rencide edecek bir şey yapmadığımız için birbirimize karışmıyoruz” demiş Asena. Bu anlaşılabilir bir durum. Ama rahatsız olsalar bal gibi de karışırlar bence. Rahatlık ve özgürlük de bir yere kadar. Dozunda müdahale gerektiğinde yapılmalı.

 

“Vay be” dedirtecek tasarımlar yoktu

İstanbul Fashion Week’i bu sene nasıl buldunuz? Kendimiz çalıp kendimiz mi oynuyoruz, yoksa moda haftası uluslararası bir noktaya gelmeye başladı mı?

Cengiz Semercioğlu: Bizde çok yetenekli tasarımcılar var ancak onların ve Fashion Week’in uluslararası arenada yer alması başka parametrelere bağlı. Yani Kenzo’nun Raşit Bağzıbağlı’nın defilesini izlemesi IFW’yi uluslararası yapmaz. Ancak diğer yandan Mercedes Benz Fashion Week’te 12 sezon olmuş, bu da çok önemli... Hatırlayın, 12 sezon önce biz moda haftası yapamıyoruz diye tartışıyorduk. Bundan 12 sezon sonra da eminim başka noktaya geleceğiz.

Ömür Gedik: Moda haftasında Bennu Gerede ve oğullarınınki gibi akılda kalıcı fotoğraflar vardı. Ama basın ve sosyal medya yansımaları söz konusu olduğunda birkaç defile dışında hafta çok da parlak geçmedi.

Onur Baştürk: Kendimiz çalıp kendimiz oynamıyoruz, o kadar da değil. Yabancı medya ve alım satımcılar gelip izliyorlar. Ama ne yazık ki tasarımcılarımızdan “Vay be!” dedirtecek bir koleksiyon çıkmıyor. Yine öyle oldu.

SON 24 SAATTE YAŞANANLAR