Güncelleme Tarihi:
- Ömür Gedik: Bazen azıcık göründüğün rolle filme ya da diziye damga vurabilirsin. Rolün küçüğü büyüğü olmaz.
- Onur Baştürk: Haklı bir gerekçe ama o konuda yanıldı sanırım Defne. Çünkü o rol, önemli bir rol. Sahnesini izlemek için en fazla 15 dakika beklerdi. Keşke kabul etseymiş.
- Savaş Özbey: Sanırım bu çıkışıyla yerli dizilerin yersiz uzun olmasına dikkat çekmeye çalışmış Samyeli. Haksız olduğu nokta da şu:
İnsan diziyi sadece kendi bölümleri için seyretmez ki. Tek derdi buysa kurguculardan rica ederdi, kendi sahnelerini arka arkaya yapıştırıp verirlerdi ona. Böylece diğer sahne ve oyuncuları seyretmekle vakit kaybetmezdi. Bana göre, dizinin başarısının ardından bir küçük pişmanlık barındırıyor bu açıklama.
- Orkun Ün: İyi de senaryolar değişir, ilk üç bölümde kısa olan rol dördüncü bölümden sonra ana karakter oluverir birden. Bunu Defne Samyeli’ye bizim söylememiz gerekmiyor herhalde... Farkındaysanız çok sık gündeme gelmeye başladı bu konu. Belli ki kaçırdığı tren için çok pişman Defne. Reyting rekorları kıran bu diziyi neden geri çevirdim diye canı çok sıkkın...
Savaş Özbey - Onur Baştürk - Ömür Gedik - Orkun Ün
Doğum belgeseli gibi
Bergüzar Korel, kızı Leyla’nın doğum sürecine ilişkin siyah beyaz fotoğrafları Instagram’da yayınladı. Nasıl buldunuz o kareleri?
- Ömür Gedik: Her anne ve bebeği gibi şahane görünüyorlar. Bergüzar bu seçimiyle siyah beyaz anne bebek fotoğrafları akımı başlatabilir. Bu arada Bergüzar ve Halit’i tebrik ediyorum. Minik Leyla analı babalı büyüsün.
- Onur Baştürk: Doğum belgeseli gibiydi. Ben çok sevdim. Bergüzar Korel’in çektiği sancıları hissettim resmen. Halit Ergenç’in ona desteği de çok güzeldi. Doğum sürecini fotoğraflamak uzun süredir moda. Ama bu daha başka olmuş. Her anı fotoğraflamışlar. Kim bilir fotoğrafçı neler hissetti...
- Savaş Özbey: İlk gözüme çarpan, Halit Ergenç ile Bergüzar Korel’in bir çift olarak birbirlerine ne kadar bağlı oldukları. Karelerden birinde, Bergüzar metal bir bara tutunmuş. Sancısını bastırmak için ağzını koluna yapıştırmış. Hiçbir renge ihtiyacı olmayan, öyle net bir fotoğraf ki o an duyduğu acı size de geçiyor. Bence doğum sırasında dışarıda bekleyip eşinin yanında olmayan her erkeğin uzun uzun incelemesi gereken bir sahne.
- Orkun Ün: Zorlu bir doğum süreci geçirmiş Bergüzar Korel. Bunu da o fotoğrafların altına yazdıklarıyla anlattı. Bergüzar Korel ve Halit Ergenç çifti ‘aile gibi aile’. Allah mutluluklarını bozmasın. Onlarınki, örnek olsun günümüzdeki ilişki arsızlarına...
Kilolu göstermiş
6 yıl aradan sonra sahneye çıkan Sibel Can’ın Bottega Veneta elbisesi çok konuşuldu. Konsey bu kıyafeti nasıl buldu?
- Savaş Özbey: Kıyafete diyecek hiçbir şey yok. Son derece klas bir sahne kostümü. Tek sıkıntı, Sibel Can’ın şu andaki proporsiyonlarına uygun olmaması. Sanırım bu yüzden çok eleştirildi. Sibel Can 6 sene sonra ilk defa sahneye çıkarken ya bu giysinin gerektiği kiloya inmeliydi ki şahane olurdu ya da hatları biraz daha az gösteren başka bir tercihte bulunmalıydı.
- Orkun Ün: Sorun elbisede Savaş. Aynı elbiseyi Bella Hadid de giymiş, ona da olmamış! Bir elbise düşünün, kimseye yakışmasın... O yüzden hiç sıkmasın Sibel Hanım canını, onluk bir şey yok bu durumda. Sadece kafamın takıldığı bir nokta var, o da şu; acaba kim bu elbiseyi giymesi için Sibel Can’ı zorladı? O kişi el kaldırıp bir adım öne çıkarsa, bir şey konuşacağım onunla...
- Onur Baştürk: Yakışmamış tabii ki. Gayet net. Kilo tutucusu değilim. Sibel Can istediği kiloda olabilir. Hatta bu kilosuyla bence çok daha çekici. Ama bu elbise olmamış. Hem çok kapatmış kendini boğazına kadar hem de elbisenin yapısından/kesiminden dolayı daha da kilolu göstermiş kendini.
- Ömür Gedik: Sibel Can 6 yıldır sahne yapmıyor diyemeyiz, kendisini pandemiden hemen önce Kıbrıs’ta izledim çünkü. Bottega Veneta marka parlak kırmızı elbisesinin Cahide konseptine uygun olduğunu düşünüyorum. Payetli olduğu için biraz kilolu göstermiş ama bence yine de yakışmış.
Nefes alsın yeter!
Hande Doğandemir, “Aşkta kriteriniz var mı?” sorusuna, “Kriterim yok, yaşım 36 oldu” yanıtını verdi. Aşk kriterleri yaş ilerledikçe düşüyor mu sizce?
- Ömür Gedik: Yok yahu niye düşsün, bence tam tersi artıyor.
- Orkun Ün: Bu açıklama çok talihsiz olmuş. Bu açıklama can sıkıcı olmuş. Çünkü kriter dediğin zamanla oluşur. Gençlikte kriter aranmaz ki. Hangimiz gençlikte kriteri ön planda tuttuk Allah aşkına? Hande’ye önerim; hemen ‘kritersizlikten’ vazgeçmeli ve hayatına alacağı kişiye çok sağlam kriterler koymalı. Yoksa işi zor, yoksa cidden üzülür.
- Onur Baştürk: Anlamadım ben, tam tersi olması gerekmez mi? Yaş arttıkça kriter çoğalır. Çünkü deneyimlerinle beraber kriterlerin netleşir. Daha zorlaşır her şey. Hande Doğandemir’de tam tersi olmuş anlaşılan, ilginç.
- Savaş Özbey: Çok eğlenceli bir cevap. “Bu saatten sonra nefes alsın yeter” demek gibi bir şey. Ama sadece geç kalmışlık telaşı değil, aynı zamanda şöyle bir olgunluk da barındırıyor içinde: “Aşkın kriterle mriterle olmayacağını; kime, ne zaman âşık olacağımızın hiç belli olmayacağını anlayacak yaştayım artık...”
Konsey’in favori Kadir İnanır filmleri
Kadir İnanır’dan güzel haber geldi. Hayat arkadaşı Jülide Kural, yoğun bakımda tedavi gören usta oyuncunun normal odaya alındığını duyurdu. Konsey, bu güzel haber vesilesiyle en sevdiği Kadir İnanır filmlerini seçerek geçmişe bir selam çakıyor...
- Ömür Gedik: E tabii ki zirvede “Selvi Boylum Al Yazmalım” var. “Tatar Ramazan”ı ve “Yılanların Öcü”nü de unutmamak lazım. Ama en iyi Kadir İnanır filmi belki de onun iyileştikten sonra çekeceği film olacak. Keşke hemen iyileşse ve şahane bir rolle setlere dönse.
- Savaş Özbey: Herhalde çoğunluğun aklına ilk gelen filmi, “Selvi Boylum Al Yazmalım”. Zaten yoğun bakımdan çıkınca doktoruna da “Sevgi emektir sözünün doğruluğunu bir kere daha anladım” demiş. Demek ki kendisinin de aklına ilk bu film geliyor. Antalya’da “en iyi erkek oyuncu” ödülü aldığı “Yılanların Öcü” de var tabii. Ama bütün filmografisi içinde ben en çok “Komser Şekspir”i beğenirim. Bıçkın yakışıklıdan, fedakâr babaya geçtiği roldür o çünkü.
- Onur Baştürk: Ben “Selvi Boylum Al Yazmalım”cı değilim, “Dila Hanım”cıyım. O filmde şahanedir Kadir İnanır. Bir de çok öne çıkmayan “Köprü” ve “Tomruk” filmi vardır. O filmlerin hem konuları hem de oradaki oyunculuk dikkat çekicidir.
- Orkun Ün: Favorim 1974 yapımı “Yazık Oldu Yarınlara”. Bu filmi hem Kadir İnanır, hem İlhan İrem’in müthiş şarkısı hem de Bodrum nedeniyle çok sevmişimdir hep. İzleyenlere muhteşem bir eski Bodrum manzarası vaat ediyor “Yazık Oldu Yarınlara”. Acayip canım çekti. Pazar pazar ne iyi gider şimdi bu film...
Aslıhan ve Rachel’in çocukları aynı kreşe gidiyor
Burcu Esmersoy’un Instagram story’sinde “Okul kapılarında yüzünü astırdı diye konuşuyormuşsunuz, yapmayın böyle şeyler olur mu?” diye seslendiği kişilerin Aslıhan Doğan Turan ve Rachel Araz Kiresepi olduğu öne sürüldü. Konsey ne diyor bu işe?
- Ömür Gedik: Dedikodu yapanların kim olduğunu söylemeden açıklamasını yapmış Burcu. Ama belli ki her kim dedikodu yaptıysa sinir olmuş onlara. Mimiklerinden anladığım bu.
- Orkun Ün: Evet, Burcu ‘imalarla’ dolu bir açıklama yapmış. İsim vermiyor ama birilerine lafları gönderdiği kesin. “Ben sizler gibi yüzümü makyaja boğup story atmıyorum” diyor, “Yaptırdığım her işlemi gönül rahatlığıyla anlatıyorum siz anlatmıyorsunuz” diyor. Tüm bunları Aslıhan Doğan ve Rachel Araz’a mı söylüyor bilemiyorum tabii ama bu polemik büyüyebilir kokusu alıyorum.
- Savaş Özbey: “Okul kapısı” göndermesiyle Aslıhan Doğan Turan ile Rachel Araz’ın çocuklarının aynı kreşe gitmesini kastediyor. “Çocukları bırakıp alırken yaptığınız dedikodular kulağıma geldi” demek istiyor. Kadınların estetik üzerinden girdikleri bu polemikleri hiç anlamıyorum. Mesela ben “Güzel olmuş mu?” diye sonuca bakarım. Eğer yakışmışsa ne âlâ.
- Onur Baştürk: Gerçekten onları mı ima etti acaba? Bence “Okul kapıları” söylemi, “Siz ergensiniz” demek olmuş, yani bayağı ağır. Bence Burcu çok da takılmasın söylenenlere. Sonuçta yaptırdığı şeyleri zaten paylaşıyor, bu konuda şeffaf.
Bomba gibi bir tören geliyor
Pantene Altın Kelebek’e az zaman kaldı, ödüller 5 Aralık’ta sahiplerini bulacak. Sizce nasıl bir tören olacak?
- Onur Baştürk: Çekişmeli bir tören olacak. Kazananı kaybedeni çok merak edilecek. Şovlar çok konuşulacak.
- Savaş Özbey: Popüler kültürümüzün en renkli, en heyecanlı, en etkili organizasyonuna pandemi nedeniyle ara vermiş, ödülleri törensiz dağıtmıştık. Bu sene çifte coşku var. İnsanların ha bire davetiye sormasından da ne kadar özlendiği belli.
- Ömür Gedik: Orkun’un köşesinde törenle ilgili şahane ipuçları geldi bile. Ve heyecanı daha da artırdı. Bir Pantene Altın Kelebek klasiği olacak ama net bir şekilde şunu söyleyebilirim; yine bomba gibi bir tören olacak.
- Orkun Ün: Milyonlarca oy kullanıldı, jüri saatler süren bir toplantı yaptı ve ortaya çok hakkaniyetli sonuçlar çıktı. Tüm sonuçlar büyük bir törenle açıklanacak, çok fazla heyecan var bende Konsey.
Mesela Edis’in sahne şovunu merak ediyorum, Ece Mumay’ın sahneye dansçılarla çıkıp yapacağı koreografi için çok heyecanlanıyorum, Sakiler’in yeni cover şarkısını dinlemek için sabırsızlanıyorum. Ve daha sayamadığım birçok sürpriz var. Tam 1 hafta kaldı. Sayılı gün çabuk geçer, değil mi?
Kışkırtmak onun işi
Madonna, sosyal medyada paylaştığı fotoğraflarla olay yarattı. 63 yaşındaki şarkıcı, Instagram’ın kaldırdığı fotoğrafları yeniden paylaştı ve platforma ateş püskürdü. Ne diyorsunuz bu duruma?
- Onur Baştürk: Madonna bunu hep yapıyor! Kışkırtmak onun işi. O açıdan bu pozlar bana çok da “yeni” gelmedi. Yeni olan, Madonna’nın meme ucu azıcık görünüyor diye Instagram’ın paylaşımı kaldırması. Madonna’nın da meme ucuna emoji koyup yeniden paylaşım yapması ve Instagram’ın sansürüne karşılık olarak ağzına geleni söylemesi. Yeni ve acı olan buydu işte!
- Ömür Gedik: Severiz, çılgındır tamam da bu paylaşımlar hiç olmamış. Çekici değil, itici olmuş. “Yaşlanmadım ben” demek istiyor herhalde ama bu saçmalıklarla “Yaşlandım ve saçmalıyorum” diyor adeta.
- Savaş Özbey: Madonna’ya şaşıranlara da ben şaşırıyorum. 20 yaşında 25 dolar karşılığında Playboy’a çektirdiği pozlarından tutun, aforoz edilmesine kadar bütün kariyeri bu sansasyonlar üzerine kurulu. Şimdi 63 yaşına geldi diye etrafında kedileri, kucağında battaniyesiyle kanaviçe pozları beklemek safdillik olurdu. Bu kadın böyle gelmiş, böyle gidecek. Biz alıştık. Artık genç hayranları da kabul etse iyi olur.
- Orkun Ün: Seviyor bu işleri Madonna. Savaş doğru söylüyor, 20’sinde de böyleydi, 63’ünde de böyle. Emin olun 73’ünde de böyle olacak. Yani onun yaşıtı olan hayranları hiçbir zaman “Ah be Madonna da yaşlandı, nerede o eski Madonna” demeyecek. E bravo kadına, ne diyeyim...
Ajda’ya bu yakışırdı
Ajda Pekkan “Bi Tık” şarkısının klip çekimlerinde 2 saat çelik halatla havada asılı kaldı, yetmedi astronot oldu! Ajda’nin çılgın klip çekimini nasıl buldunuz?
- Onur Baştürk: Valla şahane buldum, Ajda’ya bu yakışırdı. O yapsa anlamlı olurdu böyle şeyler. Bir başkası astronot olsa güler geçerdim ama Ajda’ya cuk oturmuş. Klibi heyecanla bekliyorum.
- Ömür Gedik: Bekliyordum böyle bir şey. Sıradan bir klip gelemezdi. Ajda’nın sıradan neyini gördük ki bugüne kadar? Merak içinde bekliyorum klibi. Ve bir kez daha işine, kariyerine saygısı için tebrik ediyorum Süperstar’ı.
- Orkun Ün: Zaten son albümüyle ortalığı yıktı Ajda Pekkan. Büyük dağların büyük dumanı olur. O yüzden öyle bir şarkıya böyle bir klip gerekirdi. E öyle bir klip çekmenin de böyle saatlerce havada asılı kalması falan olur, çok normal. Nasıl bir iş olduğunu çok merak ediyorum.
- Savaş Özbey: Ajda bize de gençlik aşısı yapıyor; “Hadi oturma, kalk bir şeyler yap, yeni şeyler dene” diyor. Onu da, yönetmen Nihat Odabaşı’nı da tebrik etmek lazım. Hem bu cesaret ve emekleri hem de Türkiye’nin virtual teknikle çekilen ilk klibine imza attıkları için.