Defne Samyeli ve Behzat Gerçeker, Cengiz Semercioğlu'nun sorularını yanıtladı

◊ Yeni bir single hazırlığı içindesiniz. Yolunuz nasıl kesişti?
- Behzat Gerçeker: Defne’yle müzik sektöründen ortak iki arkadaşımız vardı. Onlar Defne’nin müzikal anlamda bir şeyler yapmak istediğini söyledi. Ben Defne’nin şarkı söylediğini biliyordum ama son zamanlarda çok fazla gündemde olmadığı için neler yaptığını bilmiyordum. Sonra o iki arkadaşımız bizi buluşturdu. Neler yapabiliriz diye konuştuk. Çıplak sesini duymak için stüdyoma davet ettim.

◊ Beğendin mi sesini?
- Behzat Gerçeker: Stüdyoda piyano eşliğinde birçok şarkı söylettim. Çıplak sesini duyduktan sonra birlikte iyi işler yapabileceğimize karar verdim.

◊ Sesini beğenmesen söyler miydin?
- Behzat Gerçeker: Söylerdim. Çünkü ENBE Orkestrası’nın müzikal bir duruşu var. Her zaman iyi bir şey çıkarmak isterim. Hem kendi adıma hem de ENBE adına.

◊ Albüm mü, yoksa single mı yapacaksınız?
- Behzat Gerçeker: Önce single yapacağız. Sıfır bir şarkı olsun istedim. O yüzden şimdi şarkı araştırması yapıyorum. Defne’nin sesini iyi tanımam gerekiyordu. Çünkü şampiyonlar ligine gireceğiz. Ses aralığını ve müzikal kabiliyetini bilmiyordum ama tanıdıkça öğrendim. Şimdi sesine en uygun şarkıyı bulup müzikseverlerle buluşturacağız.

◊ Defne, yıllar önce bir albüm yapmıştın değil mi?
- Defne Samyeli: Evet. 1994 senesinde Melih Kibar’la bir albüm yapmıştık. 2015 yılında da bir single çıkardım. “Son Arzum”un cover’ını yaptım. Video klip de çektik.

◊ Müzik aşkın bitmiyor galiba...
- Defne Samyeli: Müzik benim ilk aşkım. İçimde hep var. Ama bunu hiçbir zaman kitlelerle paylaşmak zorunda hissetmedim. İlk albüm çıkardığım 90’larda pop müzik almış başını gidiyordu. Zannediyorum yanlış plak şirketi ve yanlış anlaşmalar nedeniyle o zaman istediğim gibi bir sonuç alamadım. Ondan sonra Onno Tunç’la bir albüm yapacaktık ama Onno’yu kaybettik. O benim için bir dönüm noktası oldu. Profesyonel anlamda bir şey yapmayayım dedim.

BROADWAY MÜZİKALLERİNİ EZBERE BİLİRİM

◊ Neler yaptın ara verdikten sonra?
- Defne Samyeli: Operanın değerli isimlerinden şan dersi aldım. Bir yandan da müzikal eğitimi aldım. Müzikal benim hobim.
Broadway’deki müzikallerin birçoğunu ezbere bilirim ve söylerim. Bunları sadece ruhumu beslemek için yaptım. Şimdi aşk olarak yüreğimde duruyor. Ben zaten sanatçı yaradılışlı biriyim. Elbette binlerce kişiye konser vermek hayalim ama o sadece şarkı söylemekle olmuyor. Doğru projede doğru insanlarla çalışmak gerekiyor. Ben kendimi tatmin etmek için arada single çalışmaları yaptım. Behzat ve Samsun Demir’le bu birlikteliği sağlamadan önce böyle profesyonel bir arenaya girmeyi hiç düşünmüyordum.

◊ Bundan sonra daha mı profesyonel bakacaksın müziğe?
- Defne Samyeli: Daha profesyonel bakacağım. Çünkü Behzat’ın iddiası beni etkiledi. “Şampiyonlar ligi” benzetmesi falan... Tam benim dilimde konuşuyor. Teknoloji çok gelişti, artık herkes stüdyoya girip şarkı söyleyebilir vaziyette. Ama benim için şarkı söylemek aşk gibi gerçekten. Transa giriyorum. Tek beklentim, duyması gerekenlere iletebileceğim güzel bir müzikle ortaya çıkabilmek. İddialı işler yapmak isteyen bir ekiple bir araya geldik. Bu yolda bunu denemek bile güzel bizim için.

◊ Ben seni tanıdığımda 20 yaşındaydın. O günden bugüne habercilikten köşe yazarlığına, müzikten oyunculuğa kadar her alanı denedin. Bu “her şeyi yapma arzusu” mu, yoksa ayran gönüllülük mü?
- Defne Samyeli: Ben görev kadınıyım. O işlerin hepsini bana hitap ettiği için yaptım. Profesyonel anlamda televizyona ilk adım attığımda 18 yaşındaydım. Boğaziçi Üniversitesi’nde öğrenciydim. Hayatımın işini bulduğumu düşündüm. Ben kamera önünde, sahne üzerinde olmak için doğmuşum. Çocukluğumdan beri gösteri yapıyorum aslında. 7 yaşından beri televizyondayım. Reklam filmi çekiyorum ve konuşmayı çok seviyorum. Onun için saydıklarının hepsi bana çok hitap eden işler oldu. Zannediyorum ki çok şanslıyım.

HABERE DÖNMEM İÇİMDEKİ AŞK BİTTİ

◊ Habere geçmen nasıl oldu?
- Defne Samyeli: Eğlence programı yapıyordum. Elimde kırbaç, üzerimde leopar etekle skeçler çekerken haber sunuculuğu teklifi geldi. Çok şaşırdım. Kanal yöneticilerine “Niye?” diye sordum, “Çok iyi canlı yayın yapıyorsun, haber sektörü genişliyor. Senin gibi isimlere ihtiyacımız var” dediler. Bende şöyle bir huy var; içimdeki ses bir şeyi yapmamı söylüyorsa çevreye aldırış etmem, yaparım. Ayran gönüllü ya da maymun iştahlı gibi yakıştırmalar yapılabiliyor ama ben her işimi iyi yaptım. Şov dünyasından habere geçmiş olmam çok zor bir operasyondu. Haber müdürlüğüne kadar yükseldim. Uluslararası ödüller aldığım bir yere geldim.

◊ Haberi bıraktığın için pişman mısın? İyi bir teklif gelse geri döner misin?
- Defne Samyeli: Hiç pişman değilim. Bir aşk bittiği zaman bitiyor. Geri dönmeyi hiç düşünmüyorum.

◊ Devam edebilirdin aslında. Çünkü habercilik her zaman kıymetli. Bir de sen ekranda ‘ağır abi’lerin olduğu dönemde çalıştın.
- Defne Samyeli: Ama artık o dönem yok. Şu anda haber merkezlerinde çalışan arkadaşlarımı tenzih ediyorum ama iklim değişti. İklim değişince rekabetin koşulları da değişti. Benim için tutkuyla yaptığım işlerde olmak önemli. Başka şeyler de yapabildiğim için hemen başka bir arenaya kaydım. Ben bu hayatta daha çok iş yapabilirim. Mesela 60’lı yaşlarımın sonrasında resim yapmak istiyorum.

◊ Sende bu azim olduktan sonra yaparsın.
- Defne Samyeli: Yaparım herhalde. Resim bursu kazanmıştım. Resim yapmışlığım da var. Hayatla oyun oynamayı seviyorum. Önemli olan tutku.

AMERiKAN TV KANALLARINDAN TEKLiF ALIYORUM

◊ Bir anda karar verip Los Angeles’a yerleştin. Hatta bununla kalmayıp orada oyunculuk eğitimi de almaya başladın...
- Defne Samyeli: Evet. Los Angeles’ta ajansım ve menajerim oldu bu süre zarfında. Çünkü bana Amerikan televizyon kanallarından teklifler geldi.

◊ Atıyorsun!
- Defne Samyeli: Vallahi atmıyorum. Hevesle ve isteyerek girdiğin zaman işin içine, başarılı olabiliyorsun. Bir de ben öğrenmekten, denemekten ve başarısızlıktan korkmuyorum. Bir sektörde bir işe emek verdiğin zaman, 1 noktasından 7 noktasına geliyorsun. Bir başka alanda kendini göstermeye çalışmak demek, 0’a geri dönmek demek. Ben bundan korkmuyorum. Biliyorum ki bir süre sonra orada da istediğim noktaya geleceğim. Yeter ki isteyeyim.

◊ Amerika’dan teklif alman nasıl oldu?
- Defne Samyeli: Tesadüfen oldu... Eric Morris’in stüdyosunda eğitim alıyorum. Bizzat onunla çalışıyorum. Günde 6, bazen de 12 saat sahne çalıştığımız zamanlar oluyordu. Televizyon çevrelerine girdiğim için cast direktörleriyle tanıştım. Türkiye’de neler yaptığımı anlattıktan sonra beni audition’lara (seçmeler) çağırmaya başladılar. Önce “Suits” dizisinin, sonra CBS’in “Zoo” dizisinin audition’ına çağırıldım. Menajerim “Homeland”i hedefliyor. Ama biliyorsun ki Amerika’da özellikle televizyonda çalışabilmen için kanuni olarak çalışma vizenin olması gerekiyor.

◊ Çalışma iznini nasıl alacaksın?
- Defne Samyeli: Başvuruda bulundum. Bir avukatla anlaştım. Şu anda onun çıkmasını bekliyorum. Geri gideceğim ama Türkiye’de de projelerim var. Bir ayağım orada bir ayağım Türkiye’de olacak. Pilot sezonunu kaçırdığım için oradaki ajansım biraz mutsuz.

“KEŞKE AJAN ROLÜ OYNASAM” DEDiM, NECATi ŞAŞMAZ ARADI

◊ 40’lı yaşlarında bir anda oyunculuğa başladın. Hem de sektörde bu kadar genç oyuncu varken. “Kurtlar Vadisi”ne girişin nasıl oldu?
- Defne Samyeli: Herhalde çekim yasası diye bir şey var ve kesinlikle işliyor. Tek yapman gereken, kulağını dışarıdaki seslere kapatmak. Gönlün ne istiyorsa onu yapacaksın. Birkaç yıl önce oyuncu olmak istediğime karar verdim. O sıralarda da ailece Jennifer Garner’ın “Alias” dizisini izliyorduk. “Keşke ben de böyle bir ajan rolü oynasam” demiştim. Bana oyunculuk teklifleri geliyordu. “Karagül” dizisinin audition’ınına gittiğimde, o karaktere seçildim. Bu duygu bana inanılmaz geldi. Sonra o iş olmadı ama ben oyunculuğu yapmak istediğime karar verdim. Gani Müjde’nin bir dizisinde oynadım. Ardından da eğitim almaya karar verdim. Los Angeles’tan 2015’te single çıkarmak için geldim. Single’ı çıkardım, her şeyi toparlayıp Los Angeles’a gidecekken Necati Şaşmaz aradı ve Ajan Zeynep karakterini teklif etti. Yıllar öncesinden tanıyorum Necati Şaşmaz’ı, hatta onun ilk röportajını ben yapmıştım. O zaman Show TV’deydim.

◊ Necati’nin aklına gelmiş olman da ilginçmiş...
- Defne Samyeli: Benden başkasını bu role düşünmediklerini söylediler. Vurdulu kırdılı bir rol olacağını, bir ajanı canlandıracağımı anlattılar. Nasıl sevindim anlatamam. Hatta sevinmeme onlar bile şaşırdı. O an Los Angeles’a gitmemeye karar verdim. Bu sene diziye ara verileceği belli olunca Los Angeles’a döndüm. Yoksa kalmaya devam edecektim.

◊ Şu anda Türkiye’den bir dizi teklifi alsan kabul eder misin?
- Defne Samyeli: Yeni sezon için teklif alıyorum. Ama düşüneceğim. “Kurtlar Vadisi” başlarsa orada devam etmek istiyorum.

◊ Bugüne kadar Türkiye’den hiçbir oyuncu, Sibel Kekilli’yi ayrı tutarak söylüyorum, Hollywood’da başarılı olamadı...
- Defne Samyeli: Daha önce CBS ve Fox’ta haberde de çalıştığım için söylüyorum; ben batı mantalitesine uygun bir çalışma arkadaşıyım. Galiba insanlar bunu görüyor. Genç oyuncular belki ilham alır diye söylüyorum. İngilizcem çok iyi. İngilizcenin iyi olması çok önemli.

SAMPiYONLAR LiGi’NDE SES GETiRMELiYiZ

◊ Behzat, nasıl bir “deli” ile karşı karşıya olduğunu biliyorsun değil mi? Defne’nin yapamadığı hiçbir şey yok!
- Defne Samyeli: Behzat, stüdyodaki ilk günümüzde bana önce Adele’in ve Sertab Erener’in şarkılarını söyletti. Sonra da sanat müziği ve bir türkü çaldı. Dedim ki; “Karşımda benim gibi biri var.” O yüzden elektriğimiz çok tuttu. İkimiz de Yengeç burcuyuz.
- Behzat Gerçeker: Başarılı olmak isteyen bir müzisyen ne arayabilir? Defne’de inanılmaz bir süreklilik var. Elinden gelen her şeyi yapıp, ders alıp en mükemmelini ortaya çıkarma gayreti içinde. Müzikte bir kere başarısız olmuş ama pes etmemiş. Yeni çıkan genç müzisyenlere de bunu söylüyorum. “Olmayabilir ama devam edin” diyorum. Defne’nin olayı da böyle.

◊ Mustafa Ceceli, Elvan Günaydın, Aslı Güngör gibi genç isimleri piyasaya kazandırdın. Ama hiç ünlü bir isimle böyle bir çalışman olmadı. Defne, ENBE için yeni bir yol mu? Başka ünlü isimlerle de çalışacak mısın?
- Behzat Gerçeker: Ne artıları var dersen; Defne’nin batıya dönük olduğunu söyleyebilirim. Duruş olarak. Daha çok o tarafa ait şarkılar söyleyebilir. Dansçılığı, konuşması, sahnedeki hareketleri, müzikal oyunculuğu yapabilmesi... Lisanı ve müthiş bir gözlemleme özelliği var. Bizim işimiz tamamen yüreği hissetmekle ilgili. Dolayısıyla Defne’yle güzel bir şey yapabilir, şampiyonlar liginde ses getirebilirsek bundan daha güzel bir şey olamaz. Samsun Demir’e söyledim. Uzun yıllardır DMC ile çalıştığımız için müzikal bilgime güveniyor. “Tamam” dedi ve çalışmaya başladık. Defne’ye müzikseverlere karşı sorumluluğun çok fazla olduğunu söyledim. Çok çalışmamız gerektiğini anlattım.

HIZLI BİR POP ŞARKISI HAZIRLIYORUZ

◊ Kafanızda nasıl bir şarkı var? Hareketli mi, duygusal mı?
- Defne Samyeli: Hızlı bir pop şarkısı olmasını istiyoruz. Eğer sahnede de bu işi yapacaksam insanların kulüplerde dinlerken eğlenebileceği bir şey olmalı diye düşündük. İçimde öyle biri var sanırım, dışarı çıkmak istiyor.
- Behzat Gerçeker: Modern sound’ları olan güzel bir dans şarkısı...

◊ Türkiye’de kimin şarkılarını örnek gösterebilirsiniz?
- Defne Samyeli: Şarkıcı olarak söyleyemem ama müzikal altyapı olarak Ozan Çolakoğlu, Ozan Doğulu’nun yaptığı müzikler gibi. Yurtdışında Timbaland, Justin Timberlake, Nelly Furtado gibi isimleri söyleyebilirim.

◊ Türkiye’deki şarkıcılardan niye isim vermiyorsun?
- Defne Samyeli: Ajda Pekkan ilk aklıma gelen isim. 3 yaşımdan beri Ajda Pekkan şarkıları söylüyorum. O benim için süperstar. Şimdi benim çocuklarım da onun hayranı.
- Behzat Gerçeker: Ajda Pekkan’ın şarkılarını söylemeyen var mı? Bugün nereye gitsek bütün sanatçılar onun parçalarını çalıp söylüyor. 5 yaşındaki bir çocuktan 70 yaşına
kadar herkes onun şarkılarına eşlik ediyor. Bu inanılmaz bir şey.

KIZLARIMLA AYNI SINIFTAYIZ

◊ Kızın Deren de oyunculuk eğitimi alıyor. Şu sıra bir yerlerde oynuyor mu?
- Defne Samyeli: Deren çok iddialı. Bir banka reklamında oynadı. Dizilere şimdiye kadar “evet” demedik, çünkü Los Angeles’ta eğitim alıyor.

◊ İki kızın da seninle Los Angeles’ta mı?
- Defne Samyeli: İkisi de yanımda. Onları da Eric Morris’e soktum. Derin 13 yaşında ama hocayı ikna etti ve sınıfa girdi. Deren 20 yaşında.

◊ Kızlarınla birlikte kariyerine devam etmen zor olmuyor mu?
- Defne Samyeli: Kolay olmuyor. Ben A tipi karakter özellikleri olan bir insanım. Devamlı çalışıyor olmam lazım. İki çocuğumu Amerika’da doğurmama rağmen biri iki haftalık, diğeri üç haftalıkken yayına çıktım. İkişer sene ikisi için de uykusuz kaldım.
Çocuklarıyla ilgilenmeyen bir anne olmadım hiçbir zaman. Çok genç anne oldum.
Şimdi iki kız arkadaşım var. Hepimiz oyunculuk eğitimi alıyoruz ve bu bize başka bir dil kazandırdı.

◊ Güzel bir kadın olmanın zorluklarını eminim yaşamışsındır. Deren’i nasıl yönlendiriyorsun?
- Defne Samyeli: İnsanlarla aralarındaki mesafeyi korumaları önemli. Bunu onlara anlatıyorum. Annem de ben çocuk doğuruncaya kadar her işime benimle geldi.

◊ Sen de öyle mi yapıyorsun?
- Defne Samyeli: Yapamıyorum. Çünkü aynı anda farklı ülkelerde olabiliyoruz. Ama sürekli takip ediyorum.
Başlarına gelebilecekler konusunda uzun uzun konuşuyoruz. Deren zaten çok tedbirli bir çocuk. Arada bana annelik yapıp “Dikkat et” dediği bile oluyor.

◊ Deren modellik yapıyor ve sosyal medyada cesur pozlar paylaşıyor. Kızıyor musun?

- Defne Samyeli: Dünya podyumlarına çıkacak nitelikte bir fiziği var. Fotoğraflarına kızmıyorum.
Çünkü kızacağım cesurlukta bir pozu yok. Mankenlik dünyası için bir şey değil o pozlar. Her işin bir gereği var. Ben çocuklarıma “Yapma, etme” demem.
Sadece yaptıklarının sonucunu göğüsleyecek duygusal kuvvetteler mi, değiller mi onu tartışırız.
Annem bana 18 yaşına kadar makyaj yaptırmadı. İşe başladım, iş arkadaşlarımla kahve içmeye yollamadı. Hâlâ bunun esprisini yaparız.
Annemin korumacılığının ve muhafazakârlığının acısını çektiğim için çocuklara bir şeyi yapmamalarını öneriyorsam bunun nedenlerini sonuna kadar tartışıyoruz. Neticede onların kararı oluyor.

◊ Peki erkek arkadaşlarına karışıyor musun?
- Defne Samyeli: Hiç karışmam. Sadece akıl veriyorum.Fikir alışverişinde bulunuyoruz. Erkek arkadaş dediğin şey de hayatta bir durak ve ondan da öğreneceğin çok şey oluyor.

◊ Babalarıyla araları nasıl?
- Defne Samyeli: Gayet iyi. Eren (Talu) kızlarına karşı çok sevecen ve sevgi dolu bir baba. Elinden geleni yapıyor. Sık sık görüşüyorlar.

TAKiPÇiLERiM iSTEDiĞi iÇiN KiTAP YAZIYORUM

◊ Defne, kitap yazıyormuşsun...
- Defne Samyeli: Evet. Gençlik, güzellik, zihin-beden bütünlüğü ve güzelliğin felsefesi üzerine yazıyorum. İçinde çizimler de olacak.

◊ Ne tür çizimler?
- Defne Samyeli: Yüz egzersizleri çizimleri. Eğer kızım Derin’i ikna edebilirsem o çizecek.
Dahi statüsünde bir ressam. Birkaç çizim yaptı bizim için.
Olur da bitirirse egzersizlerle ilgili bütün resimleri o çizecek.
15 yıldır benim çalıştığım ve de benim geliştirdiğim egzersizler var. Sosyal medyada insanlar sürekli yüzüm için ne yaptığımı soruyorlardı.
Takipçilerim yaptığım bütün bu egzersizleri yazmamı istedi.
Bu kadar çok ısrar gelince bir kitap yazayım, olacaksa bir faydam olsun dedim. Sonrasında Doğan Kitap’la görüştüm.
Onlar egzersiz dışında güzelliğin felsefesinin de kitapta yer alması için beni ikna ettiler.
Şimdi yazmaya devam ediyorum ve yaz öncesi çıkarmayı hedefliyoruz.

FERHAT’LA KÜSMEDiK

◊ Single ne zaman çıkacak? Sahne hazırlığınız var mı?
- Behzat Gerçeker: Single daha çıkmadan işin sahnesini hazırlıyoruz. Yaza kadar da şarkıyı hazır edeceğiz. Bu ara biliyorsun ENBE’nin bir albümü ve Ferhat Göçer’le bir single çalışmamız var. Bir de Ajda Pekkan’ın yeni albümü var. Repertuvarını bitirmek üzereyim. Kızıl Ordu için yaptığımız bir proje de var. Uçak kazasında kaybettiğimiz Kızıl Ordu üyeleri çok kıymetli müzisyenlerdi.

◊ Moskova’ya gittin mi?
- Behzat Gerçeker: Gideceğiz. Dışişleri Bakanımız Mevlüt Çavuşoğlu ile konuştum. O da projeyi destekliyor. Nisanda İstanbul’da iki konser olacak. Ardından Antalya’da konser vereceğiz. Daha sonra da Moskova’ya gideceğiz. İki ülkenin arası bu kadar sıcakken bunu yapmamız gerekiyor diye düşünüyorum.

◊ Ferhat’la barıştınız mı? 10 yıl önce ENBE’yi bırakıp gittikten sonra ona kırılmıştın diye hatırlıyorum...
- Behzat Gerçeker: Beni değil, DMC’yi bırakmıştı. Bizim iyi bir dostluğumuz var. Küs değiliz.

KİTABI BANA YAZMADI

◊ Emre Alkin, siz ayrıldıktan sonra “Seve Seve Aldattım” adında bir kitap çıkardı. Alındın mı?
- Defne Samyeli: Aslında onu daha önce yazmıştı. Biz ayrıldıktan aylar sonra çıkardı. Neden benim adımla gündeme geldiğini anlamadım. Kitaptaki hikayelerin hiçbiri bizimle ilgili değil. Bir PR olayı olmuş sanıyorum. Kasıtlı olduğunu düşünmek istemiyorum.

◊ Görüşüyor musunuz?
- Defne Samyeli: Hayır. Medeni bir şekilde ayrıldık ama ayrıldıktan sonra görüşmenin bir anlamı olduğunu düşünmüyorum.