Güncelleme Tarihi:
Onur Baştürk: Bitmemiştir bence. Her ilişkide olduğu gibi geçici tatsızlıklar yaşıyorlardır. Belki bu seferki tatsızlık uzun sürdü, bilemem. Bir araya geleceklerini düşünüyorum.
Cengiz Semercioğlu: Cem Yılmaz’ı hiçbir ilişkisinde bu kadar ortada görmemiştik. Muhabirlere şarkılar söylüyor, sosyal medyada aşk fotoğrafları bile paylaşıyordu.
Defne’nin galaya gitmemesi bu ilişkinin bittiğini gösteriyor. Hatta 1 aya yakın zaman olmuş Defne, Cem’in evinden taşınalı.
Bu ilişkiyi bitiren tek şey, Defne’nin dominant yanı ve kıskançlığı olabilir. Cem ilişkide bu kadar presi kaldıramaz...
Ömür Gedik: Cem Yılmaz’ı biraz tanıyorsam, “Karakomik Filmler”in vizyona girdiği şu dönemde konuşmak istediği en son şey ilişkisidir. O nedenle bu konuda bir açıklama yapmaz.
Ayrıca Cem Yılmaz’la ilgili olarak bu hafta ben de sadece sinemamıza değer katan kaliteli ve kıymetli filmlerini konuşmayı tercih ederim.
Yabancı bir dizide oynaması yakındır
Can Yaman, Roma ve Cannes’dan sonra İspanya’da da büyük ilgi gördü. Katıldığı TV programının sunucuları, çığlıklar atarak karşıladı oyuncuyu. Can Yaman’ın Avrupa’daki popülaritesine artık kesin olarak inanıyor muyuz?
Ömür Gedik: Ben zaten geçen sefer de İtalya’da otelinin önünde gördüğü ilginin düzmece olamayacağını yazmıştım.
Diğer ülkelerdeki benzer durumlar da artık bu popülaritenin tartışılmasının yersiz olduğunu gösterdi sanırım.
Cengiz Semercioğlu: Amerika’dan yazan bir izleyicim bile anlattı bunu. Havalimanında çalıştığını, Türk olduğunu öğrenince orada bile Can Yaman’ı sorduklarını söyledi. Ama ocak ayında asker oluyor Can, saç sakal kazınınca karizması da gider mi bilmiyorum...
Onur Baştürk: İlk kez bir Türk oyuncu böyle şeyler yapıyor. Fırsatı değerlendiriyor ve yan gelip yatmıyor. Popülarite derecelendirmesi yapamam ama çalışkan ve stratejik ilerleyen bir star görüyorum ben. Bir yabancı film ya da dizide oynaması yakındır Can Yaman’ın.
Magazin basını bir kez daha haklı çıktı
Hazer Amani ilk kez Sıla’yla fotoğrafını sosyal medyada paylaştı, altına da “Sevdiğim, yoldaşım, oyun arkadaşım, canım benim” yazdı. Magazin basını bir kez daha haklı çıktı...
Onur Baştürk: Yan yana fotoğraf konunca mı resmiyet kazanıyor? Daha evvel resmiyet kazanmıştı zaten. Açıklama yapmıştı iki taraf da.
Ama evet magazin basını öngörülerinde haklı çıktı. Daha arabadaki ilk fotoğraflarından olay belliydi, ortaya çıkarılmıştı ilk kıvılcım.
Cengiz Semercioğlu: Neden bu kadar kaçtılar, neden bu kadar saklandılar, neden bu kadar yalana başvurdular, anlamak zor...
Sıla’nın arabanın içinde Hazer’in kucağında yatarken görüntülendiği geceden beri bu ilişkinin olduğunu söylüyor magazin basını.
Sonunda itiraf ettiler, bu fotoğrafla da resmiyet kazandı ilişki. Yazdığı satırlardan da anlaşılıyor ki, ‘aşçıyı’ bile şair yaptı Sıla...
Ömür Gedik: Ateş olmayan yerden duman çıkmaz diyen magazin basını bir kez daha haklı çıktı. Bu ilişkiye ne diyebiliriz ki, mutluluklar tabii.
Kim haklı?
Demet Akalın ve Berkay’ın eşi Özlem Ada Şahin, hediye Rolex yüzünden birbirine girdi. Demet Akalın, hediye ettiği Rolex’i satmak isteyen çifte küstü. Hediye satılır mı? Bu tartışmada sizce kim haklı?
Cengiz Semercioğlu: Hediye verilip parası alınmaz, ayıptır. Ha beğenmeyebilirsin, o zaman götürüp istersen üste para da verip başka bir ürünle değiştirirsin. Ama hediyeyi satıp parasını almaya çalışmak nedir? Berkay’ın Rolex parasına ihtiyacı mı var? Mahkemede aylık 200 bin lira geliri olduğunu açıklamıştı. Bu siteminde Demet haklı o yüzden.
Onur Baştürk: Bence de Demet Akalın haklı bozulmakta. Mesela hediye edilen şey elbise olsa gider değiştirirsin, yerine kendine yakışan başka bir şey alabilirsin, bu doğal. Ama pahalı bir saat bu. Berkay tarafının yaptığı pek olmamış gibi geldi bana.
Ömür Gedik: Hediyenin manevi değeri yüksekse saklanır tabii, satılmaz. Ama Rolex gibi maddi değeri yüksek olan bir hediye değiştirilebilir de, satılıp yerine başka bir şey de alınabilir. Bu yüzden arkadaşlık bozmaya değmez gibi geliyor bana.
Dürümü onlar yedi fırçayı basın!
Kerem Bürsin “soğanlı-sarımsaklı” açıklamasıyla “Yaşamayanlar”daki rol arkadaşı Nilperi Şahinkaya’yı kızdırdı mı? Nilperi de Kerem de basını kınadılar ama burada suçlu basın mı, yoksa Kerem mi?
Ömür Gedik: Bu soğan-sarımsak muhabbetinin izlediğim her öpüşme sahnesinde aklıma gelmesinden korkuyorum. Basını suçlamasının bir manası yok, keşke bu konuyu hiç konuşmasaydı Kerem.
Onur Baştürk: Ne kadar sıkıcılar. Niye kınamışlar ki? Yani tabii ki orada Kerem rol arkadaşına takılmış. Ama işte yazılı hale gelince takılma gibi durmuyor, bu kadar basit. Kınanacak bir şey yok gençler. Abartmayın...
Cengiz Semercioğlu: Dürümü onlar yedi, fırçayı basın! Bu meselede basının kınanacak nesi var, anlamış değilim. Kerem konuşmuş, medya da bunu alıp manşet yapmış. Sen malzemeyi verirsen, medya da bunu kullanır. Ama ikilinin iyi arkadaş oldukları, bunun “kanka muhabbetinden” kaynaklandığı belli.