Güncelleme Tarihi:
Onur Baştürk: Neden darp edip ormana bıraksınlar yahu? Birileri fazla yabancı polisiye izliyor galiba. İki tarafın da söylediklerine baktım. Evet, bir olay yaşanmış ama tam ne olduğu belli değil. İki taraf da olayı bir yönüyle abartıyor bence.
Cengiz Semercioğlu: Herkesin evine kapandığı bir dönemde evdeki yardımcının haftalık izin kullanıp dışarı çıkması doğru değil. Ya çıkacak bir daha eve dönmeyecek ya da hiç çıkmayacak, izin haklarını biriktirecek. Bu anlamda Seren haklı. Ama ortada bir darp, ormana bırakma, “Breaking Bad” tarzı kriminal olaylar varsa kabul edilir bir durum değil tabii. Seren’in yardımcılarıyla hep bir sıkıntısı vardır ama, bunu da bildiğimden söylüyorum.
Ömür Gedik: Konu karşılıklı olarak yargıya intikal ettiği için burada son sözü kanunlar söyleyecek. Zorunlu olmadıkça dışarı çıkmamamızın, evde kalmamızın söylendiği karantina günlerinde Seren’in yardımcısını izne göndermek istememesi gayet normal. Ama benim görüşüm Seren’in bir kadını dövüp, ormana bırakacak birisi olmadığı yönünde. Kadın ve hayvan haklarını bu kadar savunan birinin böyle bir şey yapmış olmasına ihtimal vermiyorum.
DALGA GEÇMEK HOŞ OLMADI
Cüneyt Özdemir, YouTube kanalında Şeyma Subaşı’yla röportaj yapıp ardından onu ti’ye alınca olay çıktı. Önce Özdemir’in Subaşı’yla röportaj yapması eleştirildi. Sonra sürekli laf çakması konuşuldu. Bu bol atışmalı polemik hakkında ne diyorsunuz?
Ömür Gedik: Cüneyt Özdemir bir gazeteci, Şeyma Subaşı da takipçisi çok olan popüler bir figür. Yani Cüneyt’in Şeyma ile röportaj yapması kadar normal bir şey yok. Şeyma’ya da yüklenilmesi saçma. İzledim, gayet iyi niyetle cevap vermiş Cüneyt’in sorularına. Ufak atışmaları da beklenen bir şeydi bence. O kadar sataşma ve polemik olmalıydı zaten. Bakın çok izlendi ve konuşuldu işte. İstenen oldu yani.
Onur Baştürk: Röportaj sırasında soru sorarken “Böyle de olur mu?” der, istersen ti’ye alabilirsin, karşındaki de yanıtını verir sonuçta. Ama röportaj bittikten sonra dalga geçmek pek hoş olmamış. Sonuçta Şeyma da kendi yaşam tarzından yola çıkarak yanıtlar vermiş. Bunun üzerinden iştahla atışmayı sürdürmek, hayli çocuksu durdu.
Cengiz Semercioğlu: Hem Şeyma’nın sosyal medya reytinginden yararlan hem de dalga geç... Medyada çok eski bir Kızılderili numarasıdır bu. Şeyma zaten bu hayatı yaşayan, öyle bir dünyanın insanı. Eleştiriyorsan röportaj yapmazsın, ilgilenmezsin olur biter. Mikrofon uzatıyorsan da ne diyeceğini üç aşağı beş yukarı tahmin edersin. Bunun ötesini zorlamanın bir anlamı yok. Şeyma hayatı bu kadar kasmadığı için mutlu zaten.
Serdar, Demet’e mi gönderme yaptı?
Serdar Ortaç’ın “Şimdi daha çok ayakkabın olsa, daha çok çantan, paran... Nerede giyeceksin? Artık sen de herkes gibisin” paylaşımıyla Demet Akalın’a gönderme yaptığı öne sürüldü. Akalın sert yanıt verdi. Hangisi haklı?
Onur Baştürk: Demet Akalın haklı. Serdar Ortaç manasız duygu sömürüsü yapmış. Sanki kendisinin evi, arabası, kıyafeti yokmuş, zamanında çok satın almamış gibi. Tamam, tüm bu maddi değerler korona günlerinde anlamsız kaldı ama bunu hepimiz biliyoruz zaten. Bu üçüncü sınıf söylemlere gerek yok.
Cengiz Semercioğlu: İnsanlığın daha az tüketeceği, paylaşmayı öğreneceği, diğer canlılara saygılı yaşamayı öğreneceği bir dönemin başlangıcı bu. Virüsle, felaketlerle, göçlerle, açlıkla er ya da geç öğreneceğiz bunları. Her şeyin para ve maddiyat olmadığını görecek insanlık. Serdar Ortaç’ın da demeye çalıştığı bu.
Ömür Gedik: Bence Serdar o cümleyi Demet Akalın için yazmadı. Bu aralar herkes böyle cümleler paylaşıyor zaten. Zenginliği, malı, mülkü, parayı sorguluyorlar. Büyük küçük herkes geçmişteki önem sıralarını sorguluyor bu aralar. Demet Akalın üstüne alınıp cevap vermese olurmuş yani.
Magazin sosyal medyaya kaydı
Ünlüler evlerine kapandı, mikrofon uzatılacak kimse kalmadı. Magazincilik ne durumda, nereye gidiyor? “Karantina günlerinde magazin”i masaya yatıralım.
Cengiz Semercioğlu: Hayatın hangi alanında çarklar sağlıklı bir şekilde dönüyor ki magazinde dönsün... Ünlülerin olmadığı yerde magazin haberi de olmaz. Şimdi hepsi eve kapandığı için magazin sosyal medyada üzerinden dönüyor sadece.
Onur Baştürk: Asıl magazin şimdi Houseparty uygulamasında dönüyor. Ünlülerin bir kısmı orada sosyalleşiyor. Ama Houseparty odalarına girip sosyalleşmek için de ortak tanıdıklarınız filan olması gerekiyor. Yani epey uzun mesai!
Kadın da erkek de bu dönemde kendini bırakmamalı
Haluk Levent hijyen için sakallarını kesti. Ronaldo saçlarını kız arkadaşına kestirdi. Bu kez soru Cengiz Semercioğlu ve Onur Baştürk’e gelsin: Siz bir değişiklik yapacak mısınız saç ve bıyıkta?
Onur Baştürk: Bir arkadaşım saçını sıfıra vurdu. Çok da yakışmış. Bir an ben de düşünmedim değil. Ama sonra kıyamadım saçlarıma. Bıyığımla da vedalaşamam, seviyorum çünkü.
Cengiz Semercioğlu: TV programı varken haftada iki-üç kez tıraş oluyordum. Uzun aradan sonra ilk kez 10 gündür tıraş olmadım. Aynaya bir baktım; kendimden korktum! Hemen sakalı kestim. İnsanın kendini bırakmaması gerekiyor evde. Kadınlar için de, erkekler için de geçerli. Bir salmaya başladığın zaman kısa sürede Robinson Crusoe’a dönüyorsun.
Güzellik merkezlerinin kapısında kuyruk olacak
İrem Sak’tan estetik itirafı geldi. Oyuncu, yüzüne yaptığı dolguların karantina döneminde eridiğini söyledi. Karantinanın güzellik takıntılı ünlülerdeki etkilerini masaya yatıralım. Bu işin içinden nasıl çıkacaklar?
Onur Baştürk: Erimek mi? Nasıl erir yahu? Eriyorsa korona sonrası estetikçisini dava etsin bence. Doğrusu şu an en son kafaya takılacak şeyler bunlar. Aşırı manasız...
HAYAT NE ZAMAN NORMALE DÖNECEK?
Pek çok platformda “Korona ne zaman biter” tartışmaları yapılıyor. Sizce bu olağanüstü günler ne zaman sona erecek? Tahminleri alalım...
Cengiz Semercioğlu: Ben bu saatten sonra normal bir ilkbahar geçirebileceğimize inanmıyorum. Dünyada 1-2 ayda normale dönen ülke yok. Bizim de haziran ortasına kadar normalleşmemiz zor gibi. Tek ümidim güzel bir yaz...
Ömür Gedik: Ben haziran başı gibi yavaş yavaş hareketlenme olsa da hayatımızın yaz, hatta gelecek yıl boyunca da eskisi gibi olmayacağını düşünüyorum.
Onur Baştürk: Bu tartışmaların yapılmasının bir nedeni de “umut”. Hep böyle evde yaşamak zorunda kalmayacağız, bir gün bitecek umudu. Bunun için de belli tarihler vermek insanın umudunu artırıyor, doğru doğru. Benim tahminim haziran ortası gibi. Havalar tam ısınınca yani. Ama bu bir öngörü tabii. Umarım daha erken biter ve yanılırım.